Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, son Bakanlar Kurulu toplantısında, teşvik kararnamesini imzaladıklarını belirterek, “Yüksek teknolojili ürünler artık Türkiye’nin neresinde üretilirse üretilsin, 5. bölge teşviki alacak. Hele ki Organize Sanayi Bölgesinde (OSB) üretiliyorsa, 6. bölge teşviki alacak, yani en yüksek teşviki alacak” dedi.
Yerli üretime verilen desteklere ilişkin açıklamalarda bulunan Işık, 2008 krizinin, üretimin gücünü herkesin tekrar keşfetmesini sağladığını söyledi.
Türkiye’de yerli, yenilikçi ve yeşil üretimi önceliklendirdiklerini anlatan Işık, yerli üretim kapasitesi geliştirilemezse, dünya ile rekabet edilemeyeceğini ifade etti.
Işık, artık sürümden kazanma döneminin sonuna gelindiğini vurgulayarak, “Burada mutlaka bir paradigma değişikliği gerekiyor ve Türkiye’nin paradigma değişikliğinin ne olacağı çok açık. Artık uluslararası arenada katma değeri daha yüksek, rekabet gücü daha fazla olan ürünlere odaklanmak durumundayız” diye konuştu.
Son Bakanlar Kurulu toplantısında, teşvik kararnamesinin imzalandığını anlatan Işık, yüksek teknolojili ürünlere, Türkiye’nin her yerinde 5. bölge teşviki getirileceğini bildirdi. Bakan Işık, “Yüksek teknolojili ürünler artık Türkiye’nin neresinde üretilirse üretilsin, 5. bölge teşviki alacak. Hele ki OSB’de üretiliyorsa, 6. bölge teşviki alacak, yani en yüksek teşviki alacak. Bu, yüksek teknolojiyle ilgili bana göre, Türkiye’nin önümüzdeki süreçteki en önemli kararıdır. Yakında Resmi Gazete’de yayımlanacak ve yürürlüğe girecek” dedi.
Orta-yüksek teknolojiyle ilgili de bir çalışma yürütüldüğünü belirten Işık, bu çalışmanın ardından orta-yüksek teknolojili ürünlere ilişkin de teşvik paketini ortaya koyacaklarını bildirdi. Bakan Fikri Işık, yerli ürüne daha bir çok alanda, farklı şekillerde destek verdiklerini kaydetti.
1,5 milyar lira destek
Bakanlığın yerli üreticilere verdikleri desteklere de değinen Işık, geçen yıl KOSGEB aracılığıyla 34 bin KOBİ’ye 345 milyon lira destek sağladıklarını söyledi. Bunun yanında rehberlik, danışmanlık ve fuar desteği gibi bir çok destek mekanizmalarının olduğunu belirten Işık, “Bakanlık, TÜBİTAK ve KOSGEB olarak 2014 yılında yaklaşık 1,5 milyar lira destek verdik. Bu yıl da bütçemiz yine 1,5 milyar lira civarında. Arzum şu; bu bütçe keşke yetmese ve Maliye Bakanlığından ek bütçe istesek” ifadelerini kullandı.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, bütçe dengeleri konusunda çok hassas olduğunu ancak Ar-Ge ve inovasyon noktasında, kendilerine hiçbir zaman “hayır” demediğini dile getirdi. Destek mekanizmalarının sayısını artırdıklarını anlatan Işık, yatırımcılara çağrıda bulunarak, “Yani Türkiye’de hiç kimse, ‘Ben ürün geliştirdim ama devlet benim elimden tutmadı’ diyemez. Bunu diyorsa, mutlaka bu mekanizmaları bilmiyordur veya projesi yetersizdir” şeklinde konuştu.
“Rakamlar çok güzel, çok çarpıcı”
Bakanlığa geldikten sonra, verilen desteklerin etkilerinin ölçülmesi için bürokratlarına talimat verdiğini ve bunun sonucunda Etki Değerlendirme Daire Başkanlığının kurulduğunu anlatan Işık, söz konusu daire başkanlığının ilk tespitlerini yaptığını ifade etti.
İlk kez bu kadar kapsamlı bir çalışma yapıldığına işaret eden Işık, şöyle konuştu: “Şimdi artık firma bazına ineceğiz. Verdiğimiz her bir kuruşluk desteğin firmaya, sektöre ve ülkeye nasıl bir katkı sağladığını ölçeceğiz. İlk gelen veriler çok olumlu. Mesela Sanayi Tezleri Programı (SAN-TEZ), Teknogirişim Sermayesi Desteği Programı, Ar-Ge merkezleri ve teknoloji geliştirme bölgelerinin etki analizini yaptık. Rakamlar çok güzel, çok çarpıcı. Demek ki bu yolda ilerlemeliyiz. İnanıyorum ki bundan sonra tüm kamu, verdiği desteklerin etki analizini yapmak için bizden destek isteyecek.”
Teknolojik Ürün Yatırım Destek Programı
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Teknolojik Ürün Yatırım Destek Programına toplam başvuru sayısının 182 olduğunu, bunlardan 32’sinin değerlendirildiğini ve 21’inin desteklenmeye uygun bulunduğunu bildirdi. Işık, bu projelerde toplam yatırım tutarının 43 milyon 418 bin lira, Bakanlığın desteğinin ise 15 milyon 665 bin lira olduğunu söyledi.
Işık, Bakanlıkta düzenlediği basın toplantısıyla, Teknolojik Ürün Yatırım Destek Programının ilk sonuçlarını açıkladı.
Yerli üretime çok önem verdiklerini belirten Işık, bunun için iki önemli çalışma başlattıklarını ve bunlara yönelik mevzuat düzenlemelerinin yürürlüğe girdiğini anımsattı.
Bunlardan ilkinin Sanayi İşbirliği Programı, ikincisinin ise orta yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerde kamu alımlarında yerli üretici lehine yüzde 15 fiyat avantajının zorunlu hale getirilmesi olduğunu anlatan Işık, bu iki düzenlemenin, kamu alımlarıyla yerli ürün alımına katkı sağlayacağını ifade etti.
Geçen yıl başlattıkları Teknolojik Ürün Yatırım Destek Programı ile de öncelikli teknoloji alanlarındaki Ar-Ge ve yenilik faaliyetleri sonucu ortaya çıkan teknolojik ürünlerin ticarileşmesi için işletmelere yapacakları yatırımlarda destek olmayı amaçladıklarını aktaran Işık, şunları kaydetti: “Ülkemizde gerek kamu, gerek üniversiteler gerekse de özel sektör eliyle yenilikçi fikirlerin desteklenmesine yönelik ciddi miktarda fon ayrılıyor ve Ar-Ge çalışmaları destekleniyor ancak proje sonucunda ortaya çıkan teknolojik ürünlerin ticarileşmesi, ekonomik ve sosyal faydaya dönüşmesi konusunda arzu ettiğimiz noktada olmadığımız da açık. Ar-Ge ve yenilik projeleri çıktıları ticarileşmediği zaman, bu çıktılar rafa kaldırılıyor ve güncelliklerini yitiriyor. Bu da Ar-Ge ve yenilik konusunda yapılan kamu harcamalarının verimliliğini, etkinliğini ve geri dönüşünü olumsuz etkiliyor. Bu nedenle, Ar-Ge ve yenilik projesi çıktılarının ticarileşmesi ve yatırımı konusunu çok önemsiyoruz.”
“3 yıl içerisinde toplam 34 TTO’ya destek verdik”
Üniversitelerde üretilen bilginin ticarileşmesi, üniversite ve özel sektör arasında işbirliği oluşturulması amaçlarına yönelik faaliyet gösteren Teknoloji Transfer Ofislerinin (TTO) desteklenmesi amacıyla, TÜBİTAK tarafından TTO’ları destekleme programını yürüttüklerine işaret eden Işık, 2012 yılında başlatılan bu programla 3 yıl içerisinde toplam 34 TTO’ya destek verdiklerini açıkladı.
Fikri Işık, Ayrıca Girişimcilik Aşamalı Destek Programı ile fikirden işletmeye, işletmeden pazara kadar bütün yatırım aşamalarını destekleyerek yenilikçi, teknoloji düzeyi yüksek ürün geliştirebilen başlangıç firmalarının oluşturulmasını amaçladıklarını belirterek, “Uyguladığımız bu program ile artık ülkemizdeki yenilikçi girişimcilerimizin, ‘Ben bir proje geliştirdim ancak destek bulamıyorum’ gibi bir mazerete sığınmalarını istemiyoruz. Özellikle bu programımız, bu mazereti ortadan kaldırmaya yönelik çok güçlü bir program” diye konuştu.
Patent, faydalı model veya endüstriyel tasarım korumasına konu teknolojileri lisanslamak, satın almak veya satmak isteyen tarafları buluşturacak Teknoloji Transfer Platformu adı altında bir web sitesi oluşturduklarını anlatan Işık, önümüzdeki günlerde bu platformun tanıtım toplantısını gerçekleştireceklerini bildirdi.
Girişimci Bilgi Sisteminden elde ettikleri bazı sonuçlara da değinen Işık, 2006 yılından 2013’e gelindiğinde, teknoloji düzeyine göre girişim sayılarındaki artış incelediğinde, en fazla artış oranının yüzde 52,4 ile yüksek teknolojili sektörlerde olduğunu bildirdi.
Benzer şekilde, 2012’dan 2013’e gelindiğinde de girişim sayısındaki en yüksek artış oranının yüzde 24,7 ile yüksek teknoloji grubunda olduğunu aktaran Işık, “Buna karşın, işletmelerimizin üretim değeri hakkında önemli bir gösterge olan net satış değerlerine baktığımızda, yüksek teknolojili sektörlerde arzu ettiğimiz artış oranını göremiyoruz. Bu veriler bize, yüksek teknoloji alanında çok sayıda girişimcimizin faaliyete başladığını ancak bu faaliyetlerini henüz üretime ve değere dönüştüremediklerini gösteriyor” dedi.
“21 proje desteklenmeye uygun bulundu”
Bugün açıkladıkları Teknolojik Ürün Yatırım Destek Programının, Ar-Ge ve yenilik projesi çıktılarının ticarileşmesi konusunda en önemli adım olduğunu vurgulayan Işık, şöyle devam etti: “Teknolojik Ürün Yatırım Destek Programı kapsamında, küçük ve orta büyüklükteki işletmelere 50 milyon liraya kadar olan yatırımlarında, toplamda 10 milyon liraya kadar geri ödemesiz destek sağlıyoruz. Böylece yenilikçi fikirlerin teknolojik ürünlere dönüşmesi sürecinin her aşaması destek kapsamına alınıyor. Programa ait ilk başvurular, 17 Temmuz 2014’de başlamış ve 13 Ekim 2014 itibariyle sona ermiştir. Programa toplam başvuru sayısı 182 oldu, bunlardan 32’si değerlendirildi ve 21’i desteklenmeye uygun bulundu. Bu projelerden 8’i yeni yatırım, 13’ü ise ürün çeşitlendirmedir. Yine bu projelerin 10’u yüksek teknoloji, 11’i ise orta-yüksek teknoloji alanındadır. Destek verilecek işletmelerden 14’ü küçük, 4’ü orta ve 3’ü ise büyük işletme. Bu projelerde toplam yatırım tutarı 43 milyon 418 bin lira, Bakanlığımızın desteği ise 15 milyon 665 bin liradır. İstanbul’dan Elazığ’a, Konya’dan Çankırı’ya kadar yurdun dört bir yanından proje başvurusu geldi. Projeler makine, kimya, elektronik ve otomotiv sektörlerinde yoğunlaşmış durumda. Başvuruda bulunan diğer projelerin değerlendirme sürecinin ise halen devam ettiğini özellikle belirtmek istiyorum. Teknolojik Ürün Yatırım Destek Programına ait yeni başvuruların alımına da 2 Şubat 2015’te başladık ve 3 Mart 2015’e kadar devam edeceğiz.”
“Hocalardan rica ediyoruz, biraz esnek olun”
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Işık, programa başvuru sayısının yüksek ancak desteklenen proje sayısının düşük olmasının nedeninin sorulması üzerine, değerlendirme sürecinin devam ettiğini, bunun henüz başlangıç olduğunu ifade etti.
Genel çerçeveye bakılacak olursa da proje yapma konusunda maalesef arzu edilen noktada olunmadığını, üniversitelerde bile proje yapma konusunda ciddi sıkıntıların olduğunu dile getiren Işık, şöyle konuştu:
“Bazen başvuruların reddedilmesine bu neden oluyor. İkincisi, proje kalitesi açısından problemlerimiz var. Bazen de maalesef panele giren hocalarımızın bu konudaki katı tutumları var. Burada özellikle hocalarımıza da bir çağrı yapmak istiyorum. Bir anda bir ekosistemin mükemmel hale gelmesi mümkün değil. Belli aşamalarda belli toleransları göstermek durumundayız ama bu toleranslar, ‘benim eşim, dostum, tanıdığım’ diye değil, ‘bu projenin bazı ufak, tefek eksikleri var ama desteklenirse daha iyi noktalara gelir’ kanaati hocalarımızda oluştuğunda, bakın finansmanı sağlayan biziz. Hocalardan rica ediyoruz, ‘buralarda biraz esnek olun, çok katı davranmayın, çünkü ekosistemimiz bizim arzu ettiğimiz noktada değil’ diyoruz.”
“Maalesef bu tip hocalara teşekkür edeceğiz”
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, projelerin desteklenmesi noktasında kendilerinin hiçbir şekilde inisiyatiflerinin olmadığına dikkati çekerek, projelere destek verilip verilmeyeceğini tamamen alanında uzman bilim insanlarının yaptığı değerlendirmelerin belirlediğini söyledi. Hocaların, “sıfırcı hoca” olmasını istemediklerini dile getiren Işık, konuşmasını şöyle tamamladı: “Elbette her gelen projeye 100 verirsek o da anlam ifade etmez ama hocalarımızdan biraz daha toleranslı olmasını bekliyoruz. Bu konuda bazı düzenlemeleri idari olarak hayata geçirdik. Mesela San-Tez Programında 5 panelist hocadan 3’ü 70 ve üzerinde not verirse, diğer iki hocanın verdiği not ne olursa olsun, biz bu projeyi destekleme kararı alıyoruz veya şunu da yapacağız artık, her projeye sıfır veren, çok düşük not veren hocalara, ‘Çok teşekkür ederiz. Bizim ekosistemimiz sizin notunuzu kaldıramıyor. Sizi Amerika’ya veya ekosistemi çok güçlü yerlere panelist olarak gönderelim’ diyeceğiz ve maalesef bu tip hocalara teşekkür edeceğiz.”
Işık, konuşmaların ardından Teknolojik Ürün Yatırım Destek Programı kapsamında destek almaya hak kazananlara belgelerini verdi.