Piyasalarda son haftalarda yüksek enflasyonun kalıcı olup olmadığı tartışılırken, analistler bu gidişatın para piyasalarında ciddi sonuçlara yol açabileceği uyarısında bulunuyorlar.
ABD’de 10 yıllık tahvil faizinin geçen hafta yüzde 1,56 gibi yüksek bir orana çıkması, tüketici fiyatlarının hem ABD’de hem de euro bölgesinde uçuşa geçtiğinin kanıtı olarak görülüyor.
Her ne kadar merkez bankaları yetkilileri yüksek enflasyonun geçici olduğunu düşünseler de, yüksek enerji fiyatları ve global tedarik sorunları endişe yaratmaya devam ediyor.
Capital Economics’ten kıdemli piyasalar ekonomisti Jonas Goltermann’a göre, gelişmiş ekonomilerde yüksek enflasyon döviz kurlarında ciddi bir volatiliteye yol açabilir ve bunun sonucunda, çok yüksek enflasyonu deneyimleyen ülkelerin para birimlerinde de büyük değer kayıpları meydana gelebilir.
Coğrafyalar arasında büyük farklılıkların görüldüğü ve yüksek enflasyonla özdeşleşen 1970’li ve 80’li yılların tersine pek çok gelişmiş ülkede son 20 küsur yıldır düşük ve istikrarlı bir enflasyon görülüyor.
Goltermann bu süreçte yüksek enflasyonlu ülkelerde nominal döviz kurlarının zayıfladığını ancak merkez bankalarının sıkı para politikasına geçmesiyle, döviz kurlarında da önemli artışlar gözlendiğini belirtiyor.
“Enflasyon sanılandan daha büyük bir sorun”
Öte yandan, enflasyon konusunda karamsar olan sadece Capital Economics değil. Wharton’dan finans profesörü Jeremy Siegel da daha önce yaptığı açıklamada, enflasyonun “FED’in zannettiğinden daha büyü bir sorun” olacağını söylemişti.
Goltermann’a göre, gelişmiş ekonomilerde ABD, İngiltere, Kanada ve Avustralya’nın kalıcı enflasyon yaşama riski aynı ligdeki diğer ülkelere kıyasla çok daha yüksek.
Gelişmekte olan ekonomilerde ise Brezilya, Kolombiya, Güney Afrika, Endonezya ve Filipinler yüksek enflasyon ve devalüasyon riskiyle karşı karşıya; bu ülkelerin yıllardır çift haneli enflasyona maruz kalan Türkiye ve Arjantin gibi ülkelerin kervanına katılmaları bekleniyor. (Kaynak: cnbc.com)