Sanırım daha önce de pek çok kez itiraf etmişimdir; öyle bir dönemden geçiyoruz ki yıl başında bir tahmin yapmak ve yıl sonunda tutturmak gerçekten de çok zor. Ancak yine de genel bir resim çizerek 2015’te neler olabileceğini ve ana stratejinin nasıl kurulması gerektiğini paylaşmaya çalışacağım.
Cari verilerle şu tespiti yapmamız yanlış olmaz diye düşünüyorum: Dünya ekonomisi, “ABD ve diğerleri” şeklinde ayrıştırabileceğimiz bir döneme girdi ve bu durum yılın en azından ilk yarısında devam edecek. ABD’de ekonomik büyüme yüzde 2,5 civarında dengelenirken euro bölgesi ve Japonya resesyon veya çok yavaş bir büyüme temposunda, Çin ise yavaşlamayı sürdürüyor.
ABD Merkez Bankası (FED) bilanço büyümesini sona erdirerek faiz artışını tartışırken Avrupa Merkez Bankası (ECB) bilançosunu büyütmeyi, Japonya Merkez Bankası (BOJ) daha da büyütmeyi, (Çin Merkez Bankası) PBOC ise faiz indirimlerini düşünüyor veya hayata geçiriyor. Bu gerçeğin kısa vadede değişmeyeceğini varsayarsak ABD dolarının 2015 genelinde değer kazanmaya devam edeceğini söyleyebiliriz.
ECB’nin parasal genişleme operasyonu 1 trilyon euro olarak artık fiyatlandı. Büyük bir etki için daha büyük bir miktar gerektiğini düşünüyorum. Ancak her durumda getiri makasının dolar lehine hareket etmesi euro’nun yıl içinde 1,2140’ta bulunan uzun vadeli trendini kırarak daha düşük seviyelere doğru geri çekilmesine neden olacaktır. ECB’nin bu operasyonunun başarılı olup olamayacağını ise açıklamadan sonra paylaşacağım. Elbette geride bıraktığımız dört yıllık dönemde varlık alımları ve yükselen hisse piyasaları yatırımcıların kafasında özdeşleştirildi. Ancak unutmayalım gerçek bir hisse rallisi değer kaybeden kura değil, kâr eden şirketlere dayanır.
ECB’nin varlık alımına geçmesi Avrupa hisselerini bir süre için destekleyecektir. Özellikle İspanya gibi işleri sıkı tutan ülkeler, Almanya gibi lider piyasalar veya siyasi risk nedeniyle sert satış yiyen Yunan hisseleri öne çıkabilir. Bu gerçeğe rağmen yıllık bazda düşündüğümüzde S&P’nin daha iyi bir performans göstereceğini düşünüyorum.
Tekrar altını çizmek gerek, CAPE (Shiller fiyat kazanç oranı) 27,6 ile tarihinin en yüksek seviyelerinde dolaşıyor. Yani bu seviyeden uzun vadeli alım yapan bir yatırımcı beş yıl sonra büyük bir ihtimalle zarar etmiş olacak. Ancak maalesef merkez bankalarının stratejileri bir yandan, global gelişmeler diğer bir yandan sermayenin ABD’ye doğru akmasına ve daha yoğun spekülasyona neden olacak. Bu nedenle ABD endekslerinde önemli bir rallinin önümüzde olduğunu düşünüyorum.
ABD’de reel faizlerin yükselmeye başladığı bir dönemde altın fiyatlarının baskı altında kalması doğal. Bu nedenle 2015’te de kuvvetlenen dolara paralel, zayıflamaya devam eden bir altın görmeyi bekliyorum. Ancak bu zayıflama ons bazında fiyatları bin dolar seviyesine götürürse çok önemli bir alım fırsatı karşımıza çıkmış olacak. Yani 2015 altına geri döneceğimiz yıl.
ABD 10 yıllıkları için bir yorumda bulunmak ise zor; bir yandan global tedirginlikler kaynaklı alımları diğer yandan FED’in yaratacağı korku var. Nette getirilerin 2015’te yukarı gitmesini bekliyorum.
2015’in sadece yatırımlar açısından değil hayatın geneli açısından da Fortune okuyucuları için güzel bir yıl olmasını dilerim. Ancak 2007’de başlayan krizin sona ermediğini, ABD’de yaklaşık yedi yıldır süren toparlanmanın artık sona yaklaştığını ve 2015’in finansal anlamda evimize çeki düzen vermek için son fırsat olabileceğini de unutmamamız gerekiyor.
2015 yılına girerken… Kristal küre zamanı
By Fortune Türkiye