Türkiye kripto para kullanımında dünyada dördüncü, Avrupa’da ise birinci sıraya yükseldi. Ancak, 16 Nisan 2021’de yürürlüğe giren yönetmelik ardından Ocak 2022’de gündeme gelen kripto para yasası taslağı daha sonra gündemden düştü. Düzenleyici bir yasa çıkarılmasının 2023’ten sonraya kalacağı yönünde bir genel izlenim var.
Kripto dünyasında hukuksal anlamda belirsizliklerin zorlayıcı olduğu ve hukuki gelişmelerin sektörün gelişmesinde büyük rol oynayacağı konusunda tüm uzmanlar hemfikirler. Peki, ülkemizde durum nasıl? Dijital varlıkların ülkemizdeki durumunu, bu alanda gerçekleştirilen çalışmaları ve 2022 yılında pazarda beklenen olası gelişmeleri Finansal İnovasyon ve Teknoloji Derneği (FINTR) Yönetim Kurulu Başkanı Demet Zübeyiroğlu ile dijital varlıkların dünyada ve Türkiye’deki durumunu konuştuk. İşte ayrıntılar…
Ülkemizdeki yasal düzenlemeler ve sektörün beklentileri hakkında bir değerlendirme yapar mısınız?
Türkiye’de “Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik” 16 Nisan 2021 tarihinde yürürlüğe girdi. Yönetmelikte “dağıtık defter teknolojisi veya benzer bir teknoloji kullanılarak sanal olarak oluşturulup dijital ağlar üzerinden dağıtımı yapılan gayri maddi varlıklar” kripto varlık olarak değerlendirildi, ancak itibari para, kaydi para, elektronik para, ödeme aracı, menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası araçları bu tanımın dışında tutuldu. Yayınlandığı dönemde yönetmelik, sektörde yeni adımların atılmaya başlandığı ve TCMB’nin bu alandaki tanımları genişleteceğine işaret ettiği yönünde yorumlanmıştı. Ocak 2022’de basına yansıyan hükumetin kripto para yasası taslağı ise sektördeki oyuncular tarafından oldukça olumsuz karşılandı. Bu olumsuz görüşlerin ardından yasa tasarısı gündemden düştü ve düzenleyici bir yasa çıkarılmasının 2023’teki genel seçimden sonraya kalacağı yönünde bir genel izlenim oluştu. Ancak son dönemde Rusya-Ukrayna savaşı ile dünyadaki ticaret dinamiklerini değiştirecek olayların artışı, ilgili yasanın önümüzdeki aylarda meclise gelmesine neden olacak gibi görünmekte.
Türkiye’de kripto paraya artan ilgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de kripto paralar ve blockchain teknolojisine olan ilgi ise giderek artıyor. Ülkemiz kripto para kullanımında dünyada dördüncü, Avrupa’da ise birinci sırada. FINTR olarak bu yıl kurulan startup’ları incelediğimizde ikinci sırada blockchain ve kripto startup’larının olduğunu görüyoruz. 2021 yılında kurumsal oyuncuların Bitcoin yatırımları ve şirketlerin kripto para sektörüne yönelik plan ve projeleri öne çıktı. Bu durum, düzenleyici kurumları harekete geçmeye itti. Söz konusu regülasyon çalışmaları yatırımcıların güvenini arttırırken blockchain teknolojisini temeline alan DeFi, NFT, GameFi gibi yeni gelişmeler de büyük etki yarattı.
Pazarın sağlıklı bir şekilde gelişmesine katkı sağlayacak beklentiler hakkında neler söylemek istersiniz?
Türkiye’de kripto sektörünün sağlıklı gelişimi ve büyümesi için önerilerimizi üyelerimizden aldığımız görüşler ile birlikte şu şekilde değerlendiriyoruz. Hem şirketlerin hem de kullanıcıların haklarını korumak amacıyla pazar oyuncularının görüşleri alınarak düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Lisanslamanın başlaması ve lisanslanan kripto borsalarına bağımsız denetim zorunluluğu getirilmesi önem taşıyor. MASAK mevzuatı doğrultusunda güçlü Kimlik Tanıma (KYC) denetimi oluşturulması zorunluluğu getirilmesi diğer önemli konu başlıklarından birini oluşturuyor. Kripto alım satım aracılığı yapan firmalarda belli bir sermaye yeterliliğinin aranması kritik seviyede önemli bir konu. Tüm bunların yanı sıra BT altyapı standartlarının çerçevesinin çizilmesi elbette başka bir önemli konu.
Dünyadaki genel eğilimi nasıl görüyorsunuz?
Kripto alanındaki yenilikleri en hızlı kucaklayan oyuncuların bu yarıştan galip çıkacağını görüyoruz. Merkez bankalarının ilerici ve kapsayıcı yaklaşımları da, kripto Finansal İnovasyon ve Teknoloji Derneği (FINTR) Yönetim Kurulu Başkanı Demet Zübeyiroğlu paraların küresel ekonomide oynayacağı rolü belirleyen şekilde konumlanmalarına yardımcı olacak.
Pandemi dönemi sektörü nasıl etkiledi?
Kripto para sektörü özellikle pandeminin başından bu yana dünya gündeminden düşmüyor. 2008 yılında ilk modern kripto para birimi olarak kabul edilen Bitcoin ile hayatımıza giren kripto paralar, merkeziyetsiz, kullanıcıların anonim olduğu, kayıtları bir blok zinciri üzerinde tutan ve sınırlı arzı birleştiren yapılardır. Salgın süresince karantina önlemlerinin küresel ekonomiye etkisi oldukça sarsıcı oldu. İstikrarsızlığın gitgide arttığı bu ortamda kullanıcıların çoğu 2020 yılında kripto borsalarına yöneldi ve kripto para birimlerinin kümülatif piyasa değeri yaklaşık yüzde 300 arttı.
Şirketlerin kripto yatırımlarına ilgisi artıyor mu?
Bu süreçte kurumsal şirketlerin de kripto yatırımlarına başladığını gördük. Her geçen gün daha çok kurumsal yatırımcının kripto yatırımlarını değerlendirmesi, bireysel yatırımcıların da kripto paraları daha geçerli ve güvenli finansal araçlar olarak kabul etmesini sağladı. Bununla birlikte kripto varlık ekosistemindeki oyuncular da çoğalmayı sürdürdü. 2021 itibarıyla halka açık işlem gören kripto para sayısı 4000’i aştı. En büyük 20 kripto para biriminin toplam pazarın yaklaşık yüzde 90’ını oluşturduğu tahmin ediliyor.
Devletler farklı önlemler alırken kripto paranın hukuki yönü ve regülasyona dahil olma durumu nasıl bir noktada?
Kullanıcılar için pek çok avantaj sağlayan kripto paraların anonimliği, devletler tarafından bazı regülasyonların getirilmesini zorunlu kıldı. İlk yıllarında ‘gerçek değer’ olarak görülmediği için özellikle hükümetler tarafından geçersiz ilan edilen kripto varlıklar, son 10 yılda muazzam bir hızla büyüyerek küresel finans sektörünü etkisi altına aldı. Senelerce merkeziyetsiz kripto para fikrine uzak duran hükümetler, günümüzde değişen paradigmaya yanıt olarak kendi kripto para birimlerini deniyor ve prototiplerini oluşturuyor. Bazı ülkeler ise henüz inceleme komitesi kurarak araştırma aşamasında.