Yapay zeka hayatımızda bir dönüm noktası olsa da, çevre açısından ciddi handikapları olan teknolojik bir yenilik.
Uluslararası Enerji Ajansı’na göre, global veri merkezlerinin enerji tüketimi 2026 yılında iki katı üzerine çıkarak, “büyük ülkelerin tüketimini bile aşabilir”. Analistler, iklim modellemesinden sağlığa kadar dünyadaki pek çok önemli sorunu çözmek için yapay zeka kullanırken aynı zamanda ironik bir biçimde farklı bir çevre krizine yol açtığımıza da dikkat çekiyorlar.
Yeni bulgulara göre, GPT-4 dil modelini kullanan OpenAI’nin ChatGPT’si 100 kelimelik bir e-mail yazmak için 519 mililitre ya da bir şişe sudan biraz fazlasını tüketiyor.
Bir yıl boyunca haftada bir e-mail yazıldığında, ChatGPT 27 litre su tüketebiliyor. Buna göre, ABD’de 10 ikamet alanından birinde -16 milyon kişi-ChatGPT’ye haftada bir e-mail yazması söylense, 435 milyon litre üzeri su tüketilmiş olacak.
Microsoft’un geçen yılki sürdürülebilirlik raporunda, 2021 ila 2022 arasında şirketin global su tüketiminin yüzde 34 arttığı belirtildi. Aynı dönemde Google’ın su kullanımı ise yüzde 20 arttı. Bu artışın nedeni, yapay zeka kullanımı. Microsoft’un veri merkezi GPT-3’ü eğitirken, 700 bin litre su kullandı.
Devasa su tüketiminin nedeninin açıklaması şu şekilde: Kullanıcının ChatGPT’ye girdiği her talep hemen bir koda dönüştürülüyor ve bu kod “cevapta kullanılacak en iyi kelimeleri belirlemek için binlerce hesaplama yapan bir sunucudan akıyor.” Tüm bu hesaplamalar, tüm dünyada devasa veri merkezlerinde yer alan reel, fiziki sunuculardan geçiyor. Bir cevap yazıldığında da sunucular tıpkı laptop gibi ısınıyor.
İşte bu noktada su devreye giriyor: Bu son derece önemli sunucuların aşırı ısınmasını ve bozulmasını önlemek için veri merkezleri genellikle “soğutma kuleleri” tarafından soğutuluyor; bu soğutma kulelerinin kendileri de bu işlem için suya ihtiyaç duyuyor. Her bir kule, bulunduğu yerin iklimine bağlı olarak, farklı oranlarda su ve elektrik kullanabiliyor.
Öte yandan, analistler yapay zeka ve makine öğrenimi gibi ileri teknolojilerin fosil yakıt tüketimini de yüzde 15 oranında artırabilme potansiyeline sahip olduğuna dikkat çekiyorlar. Bu da, petrol tüketimini artırarak dünyada yenilenebilir enerjiye geçişi geciktirebilir. Örneğin, Microsoft ila ExxonMobil arasındaki herhangi bir anlaşma, Microsoft’un 2020 yılındaki yıllık karbon azaltma taahhüdünü yüzde 600 oranında aşabilir. (Kaynak: Fortune.com)