Da Dvid Zaslav yeni birleşen Warner Bros. Discovery’nin dümenine geçtiği geçen yıldan bu yana, hakkında sürekli olumsuz haberlere tanık oldu. Diploma töreninde konuşurken yuhalandı, şişkin maaşı için eleştirildi ve yaptığı işten kopuk gözüken kararları nedeniyle alay konusu oldu. Hollywood’da aktörlerin ve yazarların grevleri sırasında, Hollywood’un bu yaratıcı sınıfına tipik bir iş dünyası yöneticisi yaklaşımıyla kayıtsız kaldı. Ancak bütün bir yıl süren halkla ilişkiler krizinde en çarpıcı olanı, haziran ayında patlak veren kavgaydı.
Bu patırtı da, Warner Bros. Discovery’nin, Turner Classic Movies’in bütün yönetici ekibinin kablolu kanalı bıraktığını bildirdiğinde koptu. Bu haber ani ve büyük bir yaygarayla karşılandı. (Pazarlama danışmanı Terry Press New York Times’a verdiği demeçte, “100 milyon dolarlık kötü bir haber” dedi.”) Sektörün ağır topları bu duruma büyük bir tepki gösterirken, Steven Spielberg, Paul Thomas Anderson ve Martin Scorsese gibi direktörler Zaslav’a kanalı kurtarma çağrısında bulundular. TCM küçük ama Hollywood’da sevilen bir kurumdur. Film meraklıları Rüzgar Gibi Geçti klasiklerinin yanı sıra 1960’lara damgasını vuran kült film Cinayeti Gördüm’ü (Blow Up) bu mecrada izleyebiliyorlar ayrıca donanımlı ve sevilen konuklardan filmlerin tarihsel arka planını da öğrenebiliyorlar. Bu platform, WBD’nin toplam işletme masraflarının cüzi bir miktarıyla, işlerine tutkuyla bağlı personelin mütevazı bir kar da yaratarak ayakta tuttuğu bir mecra. Ancak tabii ki en önemlisi, kültürel farklılığı ve sembolik değeri. Aktör ve yönetmen Ryan Reynolds’un bir tweet’te dediği gibi, “Film tarihinin saygın bir köşesi ve bütün bir sanat biçiminin yaşayan, nefes alan kitaplığı. Lütfen ekibi dağıtmayın.”
İlk baştaki kesintilerden bir hafta sonra, WBD çark edip, uzun zamandır görevde olan TCM yöneticisini, Spielberg, Anderson ve Scorsese’den içeriği düzenleme sözü alarak geri getirdi. Böylece, tartışmalar kesildi ancak kanala verilen zarar geçmedi. Tüm bu olan bitenlerin Zaslav’la ilgili yarattığı kalıcı izlenim basitti: Doğruya doğru, bu adam filmleri kesinlikle umursamıyor.
Öte yandan, Zaslav her ne kadar Hollywood çevrelerinde pek sempatiyle karşılanmadıysa da, WBD’nin hissedarlarını memnun edecek doğru adımları atıyor. WBD, Warner Media ve Discovery’nin geçen yılki birleşmesinin ardından ortaya çıkan devasa borç yükünü düzenli olarak ödeyip azaltırken, can yakıcı maliyet tasarrufu yöntemlerinin de işe yaradığı belli oluyor. Ardından belli başlı film stüdyolarının yöneticileri, senaristler ve yazarlarla grevleri sona erdirecek anlaşmaya vardılar; böylece Zaslav da, WBD’de yeni bir dönemi başlatacak fırsatı yakalamış oldu. Şimdi artık, bu işe uygun olup olmadığına bakmak gerekiyor.
Bu haber için görüşme talebimizi kabul etmeyen Zaslav, Hollywood’da yeni olmasına rağmen kutuplaştırıcı bir kişilik olduğunu ortaya koydu. 63 yaşındaki yönetici, Paramount stüdyolarının eski patronu Robert Evans’ın Beverly Hills’teki malikanesini 16 milyon dolara satın almak, Warner Bros’taki ofisinde Jack Warner’ın masasına oturmak suretiyle bir sinema patronu olma yoluna hızlı ve kararlı bir giriş yaptı. Hollywood’daki yazarlar grev gözcülüğü yaparken, Zaslav iki dirhem bir çekirdek krem rengi takım elbisesini giyinip, New York’ta medyada nüfuz sahibi olmak isteyenlerin kapısını çaldığı Graydon Carter’ı da koluna takarak, Warner Bros’un yüzüncü yıl kutlamaları için Cannes’da şampanyaların su gibi aktığı şaşaalı bir parti düzenledi. Zaslav geçen yılki birleşmeden önce, daha çok devasa maaşıyla bilinen bir yönetici olarak radara alınmıştı. Brooklyn’de doğan ve Rockland County banliyösünde büyüyen David Zaslaw üniversitede eşi Pam’le tanıştı ve çiftin halen üç yetişkin çocuğu var.
Zaslav kendi anlattığına göre, Cornell Üniversitesi’ndeyken derslere ilgisizdi; akademik dünyadan çok tenise meraklıydı. Yıllar sonra bir söyleşisinde, “Çok fazla ders var, eğlence ise yetersiz” diyecekti. Cornell’den SUNY Binghamton’a transfer olan daha sonra Boston Üniversite’sinde hukuk okuyan Zaslav 1985 yılında, New York’taki LeBoeuf, Lamb, Leiby&MacRae hukuk firmasında çalışmaya başladı. Daha sonra, yeteneklerinin iş dünyasına daha uygun olduğunu düşünerek NBCUniversal’e geçti ve burada, CNBC
ve MSNBC’nin kurulmasına yardım etti, iş anlaşmalarını kotarmasındaki yeteneğiyle ün saldı.
Ancak statü takıntılı eğlence ve medya dünyasında, çoğu insan Zaslav’ı kifayetsiz muktedir
olarak gördüğünden burun kıvırdı. Nitekim CNN’dekilerden biri ondan söz ederken, “Evindeki havuzun yanında poz verip, Hollywood patronu ününü gözler önüne sermeyi seviyor” diyerek Zaslav’ı “şov insanı” olarak tanımlıyor.
Zaslav’ı şık bir Art Deco havuzun yanı başında gösteren bu fotoğraf, kendisini “Hollywood’un yeni kralı” olarak tanımlayan 2021 yılına ait Variety dergisindendi. (Havuz, Elizabeth Taylor’ın Beverly Hills Oteli’ndeki favori bungalovuna ait.) Ancak ister beğenin ister beğenmeyin, Zaslav bugün bir Hollywood devi. WBD’nin başkanı ve CEO’su olarak, Warner Bros. Motion Picture Group, Warner Bros. Pictures Animation ve Warner Bros. Television Group’un yanı sıra ABD’de CNN, HBO, Discovery, HGTV, Food Network, OWN, ID, Eurosport vb. pek çok tanınmış haber ve eğlence kanalını yönetiyor. Her akşam, her üç kablolu yayın izleyicisinden biri Zaslav’ın yönetimindeki bir kanalı izliyor.
Bununla birlikte, şu bir gerçek ki, Zaslav’ın devraldığı Hollywood artık, bir zamanlar Warner kardeşlerin
(Jack ve Sam Warner) kuruluşuna yardım ettiği, insanlara parlak düşler sunan bir fabrika değil. Bu şirketlerden büyük bir bölümünün yıllarca geçindiği sağmal inek kablolu TV son demlerinde. Streaming bütün eğlence aparatını altüst etti ve şimdi de kendi içinde patlamasına tanık oluyor. Yapay zekanın yükselişi sektörün geleceğinde belirsizlik yaratırken, grevler de işlerin aylarca durmasına neden oldu. Artık kimse pek sinemaya gitmek istemiyor.
Zaslav, streaming modelinde rüzgarların tam da yön değiştirdiği bir dönemde Warner Bros.’un başına geçti.
Her ne pahasına olursa olsun, Netflix’le yarışmak için abone eklemek Wall Street açısından o kadar da önemli değil; şimdi artık önemli olan, karlılık. WBD, Paramount, Disney gibi en büyük eğlence kuruluşlarında karlar son on yıldır serbest düşüşte.
Zaslav, geçen aralık ayı başlarında üçüncü çeyrek bilançosuyla ilgili yatırımcılarla yaptığı toplantıda, “Dönemden kaynaklı bir bozulma sürecinden geçiyoruz” diyordu. Gerçek olan şu ki, tüm eğlence ve medya kuruluşları, Disney CEO’su Bob Iger’ın ifadesiyle bu “büyük endişe çağı”nda kendi konumlarını belirleme mücadelesi veriyor.
Stüdyolar birleşir, streaming nasıl bir yol izleyeceğini kestirmeye çalışırken, tüm bu mecra aynı zamanda Apple ve Amazon gibi nakdi bol teknoloji devleriyle de rekabet ediyor. (WBD’nin piyasa değeri 26 milyar dolar; Apple’ın 3 trilyon dolarlık, Amazon’un ise 1,5 trilyon dolarlık değerleriyle karşılaştırıldığında son derece cüzi bir miktar.) WBD bir yandan tüm bu üst üste gelen krizlerle uğraşırken bir yandan da, birleşmeden kaynaklanan 55 milyar dolarlık borcu ödüyor. Buna, 2018 yılında Time Warner’ın AT&T tarafından satın alınmasından beri süregelen bir etki diyebiliriz (İş dünyası tarihinde en kötü birleşme olarak adlandırılan, berbat bir anlaşma).
Televizyon kanallarında radikal bir temizlik yapıp, kendi ilkeleri doğrultusunda yeniden düzenlemesiyle bilinen Zaslav’ın, WBD’deki işinde niçin maliyet tasarrufu yapan ve iş kültürünü değiştiren birisi olarak görüldüğünü anlamak kolay. Discovery Inc.’in CEO’su olarak 15 yıllık görevi süresince, Zaslav pahalı olmayan talk show, reality show gibi televizyon programlarının sayısını artırdı; bunlar arasında son derece popüler olan Dr.Pimple Popper ve Naked and Afraid gibi yapımlar vardı. Zaslav’ın Discovery’de ortaya konulmasını sağladığı içerikler parlak değildi ancak para bastı ve şirketin gelirini büyüttü; Zaslav şirketin başına geçtiğinde 1 milyar dolardan az olan gelir 2021 yılında 12 milyar doların üzerine çıktı.
Zaslav ayrıca AT&T’nin Warner Media’dan ayrılma anlaşmasının tamamlanmasından önce, WBD’de benzer bir tasarruf politikası uygulayacağının işaretini vermişti. Zaslav Şubat 2022’de yatırımcılarla toplantısında, “Dikkatli ve karlı olmaya çalışıyoruz” demişti. “Amacımız harcama savaşını kazanmak değil belli başlı streaming hizmetleriyle rekabet etmek.” Anlaşmanın kapanmasından hemen sonra, Zaslav bu vaatlerini yerine getirmek için hemen harekete geçti ve neredeyse tamamlanmış Batgirl filmi dahil birçok projeyi iptal etti; böylece önemli vergi indirimlerinden yararlandı. Aynı zamanda, CNN’in 300 milyon dolarlık streaming hizmeti CNN+’ı da, kuruluşundan birkaç hafta sonra aniden kapattı. Westworld gibi HBO’daki beğenilen şovları sonlandırdı ayrıca şirkette geniş çaplı işten çıkarmalar yaptı.
Streaming aplikasyonu HBO Max’ı da yalnızca Max’a dönüştürme sürecini yöneterek, premium kanalın Discovery’nin zengin bir portföy oluşturan TV realite şovlarını da içeren daha geniş bir yapıda yer almasını sağladı. Bu süreçte, Amerikan eğlence dünyasının en saygın markalarından birini de gözden çıkarmış oldu. Eski bir kablolu yayın yöneticisi Fortune’a yaptığı açıklamada, “Resmen kapı dışarı ettiler… Kabul edilmesi çok zor bir durum. Anlamsız yeni logo ise Coca-Cola’nın adını ‘kahverengi şekerli içecek’ olarak değiştirmeye benziyor” diyor. Öte yandan, mali disiplin uygulamaya konulurken, Zaslav bonkörce ödüllendiriliyordu. 2021 yılında, kamuoyunda çok fazla tartışılan ücreti, birleşme anlaşmasından gelen 247 milyon dolar gibi dudak uçuklatan bir rakamdı. Buna gelecekteki hisseleri satın alması için çok yıllı opsiyonlar dahil. Fortune, 2022 yılındaki Fortune 500’de En Çok Kazanan CEO’lar sıralamasında David Zaslav’ı ikinci sıraya yerleştirmişti. Discovery günlerinden beri de, ücreti şişmeye devam ediyor. 2009 yılından beri her yıl en az sekiz basamaklı rakamlar kazandı.
Zaslav işindeki ilk günlerinden beri WBD’nin pek çok sorununa şahin girişim sermayedarı mantığıyla yaklaş Wall Street açısından bakıldığında da, bu stratejisinin işlevsel olduğu söylenebilir: Şirket, birleşmeden
beri borcunun 12 milyar dolarını ödedi. İkinci ve üçüncü mali çeyreklerdeki rakamlar göz kamaştırıcı olmasa da, analistler harcamaların azalmasını memnuniyetle karşıladılar. WBD’nin ikinci mali çeyrek bilançosuyla ilgili yatırımcılara yaptığı çağrının ardından Wells Fargo analisti Steven Cahall yazdığı notta, şirketin stratejisini onaylayarak, “Maliyet kontrolleri ve nakit yaratma WBD yönetiminin güçlü yönleri” dedi.
NBCUniversal’in eski yönetim kurulu başkanı ve CEO’su Bob Wright Zaslav için, “Çok iyi bir iş adamı” diyor. Wright, David Zaslav’a medyadaki ilk işini 1989 yılında verdi; o dönemde, ağ General Electric’in efsanevi kar odaklı CEO’su Jack Welch’e aitti. Welch’in tedrisatından geçen Zaslav da hâlâ iş dünyasına aynı mantıkla yola devam ediyor.
Zaslav 2022 yılındaki bir podcast’te Welch için “analitik bir düşünce yapısına sahip olduğunu, maliyete odaklandığını hatta gelirden çok maliyete önem verdiğini” anlatmıştı.
On yedi yıl Zaslav’la çalışan ve her zaman fikrini almaya devam eden Wright Zaslav’ı kararlı ve yapılması gereken neyse, hatta bu bir işi değiştirmek anlamına geliyorsa bile, geri adım atmayan birisi olarak tanımlıyor. Wright, “Elinin değdiği her şey altın olmadı ama her zaman en iyisini yapmaya çalışır. Ona yönelik eleştiriler de, şimdiye kadar başardıklarının yanında anlamsız kalır” diyor.
WBD’de ABD’deki network’lerin yönetim kurulu başkanı Kathleen Finch, Zaslav’ın maliyet tasarrufu önlemlerinin işe yaradığını söylüyor. “Çok acı verici bir süreçti; bazı iyi arkadaşlara veda etmek zorunda kaldık” diyerek devam ediyor. (WBD, birleşmeden beri kaç çalışanın işten çıkarıldığını açıklamadı ancak bu rakam binlerle ifade ediliyor.) “Günün sonunda, gerçekten güçlü ve odaklanmış bir şirkete dönüştük. David bizi bu noktaya taşıdı.”
Diğer stüdyolar ve stream platformları da bu taktiklerden bazılarını benimsedi: Disney ve Hulu, şovların yeniden yayınlanması halinde tekrar ödeme yapmamak için bu yapımları streaming kataloglarından çıkardı. Bazı streaming yayıncılar işten çıkarmalar da yaptı. Bob Iger kısa süre önce yaptığı açıklamada, Disney’in yakında lineer TV (izleyicilerin takvimdeki TV programını orijinal kanalında yayınlandığı zaman izlediği klasik sistem) varlıklarından bazılarını satabileceğini söyledi. Netflix ise içerik bütçesinde tavan seviyeye ulaştığını bildirdi.
CNN+ ortadan kaldırılıp, HBO aplikasyonu olarak yeniden adlandırıldığında, bazı analistlere göre bu doğru bir adımdı. HBO prestijli ancak sınırlı sayıda bir izleyici kitlesine sahip. WBD markalarını toparlamaya ve olabildiğince çok izleyici ve ücretli abone edinmeye çalışıyor. Bundan dolayı, tek kalan CNN+ hiçbir zaman iyi bir fikir değildi.
WBD’nin CFO’su ve Zaslav’ın maliyet kesintisindeki ortağı Gunnar Wiedenfels, Zaslav’ın “Statükoya meydan okumaktan çekinmediğini” söylüyor. “Olaylara rasyonel bir şekilde bakmaktan ve yolunda gitmediğini düşündüğü şeyleri düzeltmekten korkmaz.”
Ancak HOLLYWOOD’DA bu kararlar kuşkuyla ve büyük bir tepkiyle karşılandı. Kablolu yayının eski yöneticisi, Zaslav’ın yaratıcılığa dayanan, yetenek ve zevki baz alan sektörü anlamadığını söylüyor. “Yalnızca maliyet kesintisine dayanan, girişim sermayesi ve Wall Street mantığı kaliteli eğlenceyle başat gitmez.”
Nihayetinde, içerik üreten bir şirketin başarısı, o içeriğin niteliğine bağlıdır. Neyse ki, şirketleri Köstebek (The Departed) ve Singing in the Rain gibi Oscar kazanmış klasiklerden Harry Potter ve bu yılki Barbie gibi gişe rekortmenlerine kadar çok geniş bir kitaplığa sahip olduğu için Zaslav’ın şanslı olduğunu söylemek gerekir.
Zaslav eğer kontrol ettiği markaların gücünü ve sahip olduğu film kitaplığını gerektiği
gibi yöneterek, şirketin finans durumunu ve dolayısıyla hisse değerini yukarı çekebilirse, atmış olduğu yanlış adımlar unutulabilir. Moody’s Investors Service’in kıdemli başkan yardımcısı Neil Begley, WBD’nin hala bir bütün olarak Apple ve Amazon gibi bir teknoloji şirketinin ilgisini çekebileceğini, bu teknoloji devlerinin WBD’yi rahatlıkla satın alarak borçlarını kapatabileceğini belirtiyor.
Warner Bros’un cazip varlıklardan oluştuğunu aynı şekilde Discovery’nin de özellikle reklam verenlerin
ilgisini çekebileceğini belirten Begley, WBD’yi satın almanın teknoloji şirketlerine daha fazla cihaz satmalarına yardımcı olabileceğini söylüyor. “Bu iki iş alanını birleştirdiğinizi düşünün, müthiş bir formül ortaya çıkar.”
Ancak Zaslav’ın herhangi bir zafer ilan edebilmesi için hâlâ tırmanması gereken dik bir yokuş var: WBD’nin hissesi birleşmeden beri yüzde 50 üzeri değer kaybetti.
Begley, ”WBD son derece güçlü bir birim ama eğer iyi yönetilmezse, daha başlangıçta başarısız olabilir” diyor. “Öyküleri güçlendirmeleri, ölçekli bir streaming platformu kurmaları gerekiyor ki,
bu da yıllarca sürer. Bu, kesintisiz devam eden bir mücadele. Belli bir ölçeğe ulaşmaya çalışırken aynı zamanda insanlara kar da sunarak onları memnun etmelisiniz.”
Chapman Üniversitesi Dodge Film ve Medya Sanatları Koleji Dekanı Stephen Galloway, Zaslav’ın attığı adımların işe yaraması ve Wall Street’in de bunu onaylaması halinde, yaratıcı ekibin de kararlarına tepki vermekten vazgeçeceğini söylüyor. Galloway, “Para, kötü duyguları bastırır” diyerek şöyle devam ediyor: “Bir ya da iki hit yapım eğlence dünyasında her şeyi sil baştan edebilir.”
Ancak Zaslav acaba bu hit yapımların neler olabileceğini kestirebilecek sezgiye ya da yeteneğe sahip mi? Şirketinde çalışan yaratıcı yeteneklerin değerini anlayabiliyor mu?
Geçen yaz stüdyosunda grev gözcülüğü yapan yazarlar ve aktörlere göre, bu sorunun cevabı ‘hayır’. Bu kesime göre, Zaslav Hollywood’un yaratıcı kesimiyle nasıl çalışılması gerektiğini öğrenmeyi umursamayan birisi. Yeteneğe bu kayıtsız yaklaşımı, HBO’da perde arkasında da, bariz bir şekilde görülüyordu. Nitekim, WBD birleşmesinden aylar sonra HBO Max’ta yöneticiler dahil 70 çalışan işten çıkarıldı. Kablolu yayının eski yöneticisi, “Başarılı bir şirketi satın aldığınızda, yalnızca ürünlerini değil aynı zamanda yetenekli insanlarını, şirketin zirvelere tırmanmasını sağlayan yöneticilerini de alırsınız” diyor. “Ancak (Zaslav) bunu kesinlikle anlamıyor ya da takdir etmiyor.”
Bob Wright ise bu tanımlamaya pek katılmayarak, Zaslav’ın WBD yetenek havuzunda “yaratıcılığa hayran olduğunu” söylüyor. “Şahsen yaratıcı olmanız gerekmiyor, önemli olan yaratıcılığı tanıyabilecek kapasiteye sahip olmanız. Zaslav’ın yaratıcılığı tamamen iş odaklı. Ancak bu da yaratıcılıktır.”
Zaslav daha sonra, film yapanlarla ilgili konuşurken daha uzlaşmacı bir ton benimsedi. Grevdeki yazarlar ve oyuncuların yüksek ücret ve yapay zekaya karşı önlem dahil, taleplerinin neredeyse hepsinin karşılandığı görüşmelerin ardından New York Times’a verdiği demeçte, “Hemen hemen her konuda haklılar. Fazla ödersek ne olur ki? Hiçbir zaman üstün bir yeteneğe ya da değere fazla para verdiğim için pişmanlık duymadım.”
Zaslav kısa süre önce, büyük yeteneklerin neler yapabileceğine ilk elden tanık oldu. Warner Bros. Barbie filmiyle büyük bir zafer kazandı. Dünyada toplam gişe hasılatı hemen hemen 1,5 milyar dolar olurken, stüdyonun da tüm zamanların en karlı filmi unvanını elde etti. Film hazırlıkları her ne kadar Zaslav’dan önce başlamış olsa da, başarının bir kısmı, onun döneminde uygulamaya konan WBD’nin yaratıcı ve geniş çaplı pazarlama kampanyasına atfedilebilir.
Begley, Zaslav’ın Barbie’den ders alacağını umuyor: Bu işte hiçbir şeyi riske atmazsanız, hiçbir şey alamazsınız. Begley, “Parayı kısarsanız, iyi bir içerik üretilmesini riske atmış olursunuz. Üretim payplaynınız ne kadar büyükse, hit yapımlar yaratma olasılığınız da o kadar büyüktür” diyor.
Begley, buradan alınacak başka dersler de olduğunu söylüyor. Film Amerika’nın en ikonik oyuncaklarından birine dayanırken, başarısı aynı zamanda yeteneğin kilit rol oynadığını da ortaya koyuyor: Yazarların ve aktörlerin yerini yapay zekanın alacağı yönündeki tartışmaların ortasında, Warner Bros’un hit yapımının başarısı, insan olmanın anlamıyla ilgili yüzlerce yaratıcı ismin ortaya koyduğu, ilginç ve fantastik bir meditasyonda yatıyor. Begley, “İyi anlatılmış güzel bir hikaye, her şeyden önce yapabildikleri en iyi ve en önemli şey” diyor.
Zaslav da en azından kamuoyu önünde, bu konuda hemfikir gözüküyor. Kendisi doğuştan iyi bir hikaye anlatıcısı olmasa da, WBD’nin yaratıcı ekibinin birkaç başarılı işe daha imza atması, onun geçmişteki günahlarını affettirebilir.