Wall Street ABD ila Çin arasındaki ticaret savaşının karşılıklı vergi artışlarıyla kızışmasını izlerken, aynı zamanda bir başka acı gerçeğin daha farkına varıyor: Çin ticaret görüşmelerinin kesilmesinden mutlu.
Çin ilk başta bu konuda bazı tavizler vermeyi kabul etti ancak daha sonra bunun devam etmeyeceği mesajını karşı tarafa net bir şekilde iletti.
Societe Generale’de ABD baş ekonomisti Stephen Gallagher, “bir hafta öncesine kadar ABD ila Çin arasında birkaç hafta içinde bir anlaşmaya varılacağı öngörülüyordu. Ancak ABD tarafı Çin’i tavizler konusunda sözünü tutmamakla eleştirdiği için görüşmeler tıkandı” diyor.
Pekin doğru mu yanlış mı hesapladı bilinmez ama Çinli yetkililer her yıl ABD’ye sattıkları yaklaşık 400 milyar dolar değerindeki mala getirilen engellemeleri absorbe edebileceklerini kaydediyorlar.
ABD Dış İlişkiler Konseyi’nde uluslararası ekonomi uzmanı Brad Setser “Çin esnek kredi politikası ve esnek mali politika arasında, ihracattan uzak yeni bir dengeleme kurmayı başardı” diyor.
Dünya Bankası tahminlerine göre, Çin’de tüketim geçen yıl ekonomik büyümeye yüzde 4,6 oranında katkıda bulundu. Bu oran 2013 yılında yüzde 3,6’ydı.
Setser, Trump’ın bu konudaki mücadelesini tırmandırması halinde Çin’in daha fazla yatırım ve krediyle durumu telafi edebileceği görüşünde.
G-Plus Economics’ten baş ekonomist Lena Komileva da, Çin’in yıl başından beri teşvik önlemlerini agresif bir biçimde artırdığını, bunun da riskleri absorbe etme konusunda olgun bir politika izleyeceğinin işareti olduğunu kaydediyor.
Ancak tabii ki tüm bunlar Çin’in topyekun bir ticaret savaşından hiç yara almadan çıkacağı anlamına gelmiyor. Nitekim analistler ticaret savaşının Çin’in GSYİH’sinde yüzde 1,2’ye varan bir kesinti meydana getirebileceği görüşündeler. (marketwatch.com/çev: Anahid Hazaryan)