Rusya ve Ukrayna arasındaki jeopolitik kriz enerji tedariğini uzun süre etkileyerek, Avrupa ekonomisini potansiyel bir resesyon tehdidiyle karşı karşıya bırakabilir. ABD bono piyasasından resesyon sinyalleri gelse de, ABD ekonomisi için kısa vadede bir riskten söz edilemez.
AB Rus gazına olan bağımlılığını yıl sonundan önce üçte iki oranında azaltma niyetini açıkladı. Avrupa’yı da 2030 yılından önce Rus fosil yakıtlarından tamamen bağımsız kılma projesi gündemde. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin geçen hafta yaptığı açıklamada, “dostane olmayan” ülkelerle doğalgaz anlaşmalarının ruble cinsinden olması talimatını vermişti.
Bu meydan okuma da AB’nin gelecek kıştan ve hatta yaz tatilinden önce tedarikli olması gerektiği anlamına geliyor. Aksi takdirde enerjiye olan talebin artması fiyatları daha da yukarıya çekecek.
AB-ABD anlaşması tedarik sorununu çözemez
ABD ve AB, Avrupa’nın Rus doğalgazına bağımlığını azaltmak amacıyla geçen hafta sıvılaştırılmış doğalgaz anlaşmasını duyurdular. Buna göre, AB 2022 yılı sonuna kadar en az 15 milyar metreküp ilave sıvılaştırılmış doğalgaz alacak. Ancak bu miktar Rus gazı ithalatını telafi edemez.
Uluslararası Enerji Ajansı’nın rakamlarına göre, AB geçen yıl Rusya’dan 155 milyar metreküp doğalgaz ithal etti; bu da sıvılaştırılmış doğalgaz ithalatının yaklaşık yüzde 45’i ve toplam gaz tüketiminin de yüzde 40’ı.
Kısacası ABD’den ilave doğalgaz tedariği Avrupa’nın enerji sorununu pek çözemez. Hanelerin enerji faturalarının zamlanması da hane halkı harcamalarını sınırlarken, tüketici güven endeksini de Mayıs 2020’den beri en düşük düzeye geriletti.
Doğalgaz tedariğindeki yetersizlik nedeniyle enerji fiyatları mart ayında önemli ölçüde arttı. Mart ayında euro bölgesinde fabrikalardaki faaliyetler yavaşladığından imalat PMI’si Ocak 2021’den beri 1,2 puan azalarak 57 puanla en düşük seviyeye geriledi. Enerji arzında hemen bir düzelme beklenmediğinden, sıvılaştırılmış doğalgaz fiyatlarındaki düzenli artışın enflasyonu körükleyip, büyümeyi yavaşlatması söz konusu.