Ipsos tarafından gerçekleştirilen Ipsos Global Advisor Araştırması Türkiye dahil 28 ülkede, Türkiye Barometresi Araştırması da Türkiye özelinde Kadın – Erkek Eşitliği konusunda hem küresel hem de ulusal kamuoyunun neler düşündüğüne ışık tuttu.
Ipsos Türkiye Barometresi Araştırmasına göre Türkiye’de toplumun %75’i Kadın ve erkeklerin hayatın her alanında eşit olması gerektiğine inanıyor.
Ipsos Global Advisor araştırmasına göre küresel ortalama olarak her 10 bireyden sadece 1’i kadın olmanın daha avantajlı olduğunu düşünüyor. Araştırmaya Türkiye’den katılan bireylerin %57’si toplumda erkek olmanın daha avantajlı olduğuna inanıyor, %27’si ise bir fark olmadığını düşünüyor.
Küresel kamuoyunun hemen hemen yarısı evde çocuk bakımı konusunda kadın ve erkeklerin eşit haklara sahip olması konusunda yeterli aksiyonun alınmadığını düşünüyor.
Ayrımcılığın biteceği konusunda iyimseriz.
Ipsos Global Advisor Araştırmasına Türkiye’den katılan bireyler ülkede kadın-erkek eşitliğini sağlamak için yapılması gerekenler konusunda özellikle kadına yönelik şiddeti önleyecek yasalar ve eğitim konusuna vurgu yaptığı görülüyor.
Ipsos Sosyal Araştırmalar Birim Lideri ve İcra Kurulu Üyesi Özlem Bora şu değerlendirmelerde bulundu:
“Cinsiyet ayrımcılığı ve eşitsizlik global sorunlar içerisinde ilk sırada yer alan; toplumdan topluma geçerek günümüze farklılık gösteren boyutlarda taşınmıştır. Ipsos olarak toplum, pazarlar ve insanlarla ilgili tam bir anlayış sunma misyonumuz çerçevesinde kadın-erkek eşitliği konusunda da gerek küresel gerekse Türkiye özelinde araştırmalar gerçekleştirmekteyiz. Türkiye dahil 28 ülkede gerçekleştirdiğimiz Ipsos Global Advisor Araştırması kapsamında kadın-erkek eşitliği konusunda küresel tutumlara ve Türkiye Barometresi Araştırmamızla da bu konu Türkiye’nin ne düşündüğüne ışık tutan araştırmalarımızdan bir özet 8 Mart Dünya Kadınlar Günü sebebiyle kamuoyuyla paylaşmak istedik.
Cinsiyet eşitsizliğine karşı küresel tutumlara bilimsel veriler ışığında bakıldığında; uluslararası düzenlenen güncel politikaların bu konuda çözümüne yönelik yeterli bir kanal açamadığı görülmektedir. Bugün dünyadaki insanların yarısı; toplumda erkek olmanın daha avantajlı bir durum olduğuna inanıyor.
Tüm dünyada; anne olarak kadın, iş hayatında çalışan kadın, aile içinde kadın, toplum içinde kadının karşılaştığı ortak sorunlardan en önemlisi, çocuklara ve eve bakmak konusunda eşit haklara sahip olmak… Bu konuda yapılanların yeterli olup olmadığı sorulduğunda; her ne kadar global ölçekte devlet politikaları arasında en çok konuşulan konulardan biri olsa da yeterli görülmüyor. Her yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde; dünyanın farklı sayısız noktasında küresel ortak bir anlatımla gündeme getirilen sorunların başında; kadına şiddet, cinayetler, adalet konusunda yetersizlikler geliyor. Araştırmalara verilen yanıtlara bakıldığında; bu konularda düzenlenen hükümet politikalarının beklentileri karşılamadığı görülüyor.
Araştırma verilerimiz kadın-erkek eşitliği konusunda her ne kadar olumsuz bir tablo çizse de Türkiye dahil küresel kamuoyu bu konuda umutsuz değil. Dünyadaki insanların yarısı eğitimde kadınlara yönelik ayrımcılığın yirmi yıl içinde sona ereceğine inanıyor.
Ayrıca Türkiye Barometresi Araştırmamıza göre Türkiye’de toplumun dörtte üçü “kadın ve erkeklerin hayatın her alanında eşit olması gerektiğine inanıyor.
Bütün bu nedenlerden dolayı kadının güçlendirilmesi ve konumunun geliştirilmesi, toplumsal cinsiyet eşitliği bakış açısının politika, strateji ve uygulamalara yansıtılması büyük önem taşımaktadır.”