İzmir’in kurtuluşunun 100’üncü yılında düzenlenen Tarkan’ın sahne aldığı konser gibi çok sayıda ses getiren etkinliğin prodüksiyonunun arkasındaki isim olan, son olarak İstanbul Festivali’nin etkileyici sahnesine imza atan Koala Productions Kurucusu İbrahim Kandemir, dünya starlarının sahne tasarımlarında da yer almayı hedefliyor. – LEVENT DAŞKIRAN
21 Temmuz – 6 Ağustos 2023 tarihleri arasında İstanbul’daki Yenikapı etkinlik alanı, 17 gün boyunca süren kesintisiz bir organizasyona ev sahipliği yaptı. Müzik, sanat, e-spor, gastronomi ve eğlenceyi farklı zevklere ve yaş gruplarına hitap eden bir çerçevede sunmayı hedefleyen İstanbul Festivali, en kapsayıcı festival mottosuyla 7’den 70’e her kesimi ve her beklentiyi kucaklayacak şekilde, etkileşimi yüksek bir şölen havasında geçti.
Etkinliğin en ilgi çekici kısmını ana sahnesi oluşturuyordu. 50 metre genişliğindeki, 42 metre uzunluğundaki sahne, 600 metrekarelik dev LED ekranı ve şovlara eşlik edecek şekilde programlanabilen 500 parçalık ışık düzeneğiyle, onlarca dönümlük arazinin baş köşesinde göz alıcı bir şekilde parlıyordu.
Bu etkileyici sahnenin arkasındaki isim olan Koala Productions’ın Kurucusu İbrahim Kandemir, bu yılki sahneyi de festivalin ana fikrine uygun olacak şekilde kucaklayıcı bir anlayışla tasarlandıklarını söylüyor. Kenarlarda yumuşak kıvrımlar yapacak şekilde yerleştirilen ve 12 adet 4K görüntü işleme cihazı tarafından koordine edilen 2 bin 684 adet LED panel, 12.800 x 2816’a karşılık gelen devasa çözünürlükte kurgulanmış görsel şovları sahneye yansıtma işini üstleniyordu. Neredeyse 200 hanenin ihtiyacını karşılamaya yetecek kadar enerjiyi üreten beş bağımsız jeneratörle desteklenen bu sahne, 20’si kemik yapıda olmak üzere 120 kişilik bir kadro tarafından yönetilmiş.
Savaş Uçakları İçin Geliştirilen Teknolojiyi Sahneye Taşıdı
Sahneyi ilginç kılan detaylar sadece ekranıyla da sınırlı değildi. Koala Productions’ın yeni yatırımı olan, sahnede aynı anda 16 kişiyi takip ederek sahne için tasarlanmış özel efektleri konuma göre harekete geçirebilen tracking sensor sistemi ve sanatçıları anlık olarak takip edebilen ışıklar da sahnenin bir parçası olarak tasarlanmıştı.
Kandemir, yapay zekaya dayalı bir sistem üzerinden destek alan bu teknolojinin savaş uçaklarındaki pilot kaskına bağlı hedefleme sistemlerini temel aldığını söylüyor. Teknolojinin pratikte sahne şovunun sınıf atlamasına yardımcı olan son derece ilginç uygulamaları mevcut.
Peki böylesine özel tasarlanmış bir yapıyı her gün değişen sanatçılara uygun şekilde yeniden programlamak zor olmuyor mu? Kandemir, birlikte sahneyi gezerken tüm sahne altyapısının dünya standartlarındaki yönetim ve prodüksiyon uygulamalarını destekleyecek şekilde tasarlandığını anlattı. “Böylesine zengin olanaklara sahip devasa bir sahne sadece sanatçılara ve izleyicilere daha keyifli ve etkileşimli bir alan sunmakla kalmıyor” dedi Kandemir. “Işığından prodüksiyonuna, bu işin arka planında emek verenler için burası bir er meydanı. Tüm ekipler böyle bir sahnenin hakkını en iyi veren olabilmek için birbiriyle yarışıyor.”
17 günde kurulan sahne öylesine büyük ve detaylı ki, kaldırılması bile 6 gün sürecek.
Sahneyi gezerken yavaştan birikmeye başlayan kalabalığa bakıyorum. Uzaktan izlemesi bile böylesine keyifliyken, bir anlığına sahnede durup alanı dolduran on binlerce kişiye duygularını aktarabilmenin ne kadar büyük bir tatmin hissi yaratabileceğini düşünüyorum.
Kandemir’e soruyorum, bugün burada gördüklerimizin ve konuştuklarımızın ardından en çok hatırlanan şeyin ne olmasını isterdiniz?
“Eskiden yurtdışındaki sanatçılar Türkiye’ye gelirken tırlar dolusu malzemeyi beraberlerinde getirirdi” diyor Kandemir. “Bugün biz bu çaptaki malzemeyi yurtdışına götürebilecek durumdayız. Yakında dünya starları için sahne tasarlayacağım ve haberlerde yer alacağım.”
O gün geldiğinde yine ilk haberi yapmak için el sıkışıyoruz.