HSBC Türkiye, şirketlerin düşük karbon ekonomisine geçiş sürecinde gerekli olan yatırımları için farklı borçlanma araçlarıyla sürdürülebilirlik temalı finansman sağlıyor. Banka, bu sayede düşük karbon ekonomisine geçişi hızlandırmayı ve iletmelerin sürdürülebilirlik faaliyetlerini artırmalarına destek oluyor. HSBC Türkiye Genel Müdürü Selim Kervancı, “TÜRKİYE’NİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK BAĞLANTILI İŞLEM VE ÜRÜNLERİ ÇOK ÖNEMLİ YATIRIM VE BÜYÜME FIRSATLARI TAŞIYOR” diyor. – ERSAN TAYLAN
HSBCTÜRKIYEGENELMÜDÜRÜSELIMKERVANCI,
“Sürdürülebilirlik, finansmanı ve bu kapsamda Net Sıfır Karbon Hedefi ve İklim Krizi ile mücadele grubumuzun ve bankamızın dört ana stratejisinden biri. Grubumuzun ve bizim İklim Stratejimizin de üç temeli bulunuyor” diyor. Bunlar sıfır karbon hedefi, 2030’a kadar kredi portföyünün karbon emisyonlarında azalma ve 2050’ye kadar tüm müşteri tabanında sıfır karbon emisyon hedefine ulaşmak şeklinde sıralanıyor. Banka müşterilerinin bu dönüşümü sağlayabilmesi için grup olarak 750 milyar dolar ile 1 trilyon dolar arasında finansman sağlamayı planlıyor.
Net Zero olarak tanımlanan 0 karbon hedefi, HSBC grubu olarak kendi faaliyetlerinde ve tedarik zincirinde karbon emisyonunu 0’a indirecek proje ve inisiyatifleri içeriyor. Grup olarak sürdürülebilirlik ve iklim değişikliğe ile mücadele kapsamında kısa ve orta vadeye yönelik güçlü taahhütler oluşturduklarını vurgulayan Kervancı, “Kendimizi bu taahhütlerle bağladık, altına imza attık ve bunları da paydaşlarımızla paylaştık. Bu iddialı hedeflerimizden grubumuzu ve bankamızı ilgilendiren ilki şu: 2030 yılına kadar sıfır karbon emisyonlu bir organizasyon olacağız. Tabii ki bu hedefleri yakalamak kolay değil. Her şeyden önce bir kültür ve zihniyet değişimini gerektiriyor. Grup içinde farklı projelerin hayata geçirilmesini gerektiriyor. Bu sebeple işe kendi mutfağımızdan başladık. Sürdürülebilirlik konusunda hangi noktada bulunduğumuzu ve hangi hedeflere ulaşmak istediğimizi belirledik. Bu kapsamda ölçülebilir ve objektif kriterler/metrikler belirledik. Bu hedef ve sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığı grup ve tedarik zincirimizde daha da yaygınlaştırmak için iç paydaşlarımızla farklı eğitim programlarını ve projeleri hayata geçirdik, geçirmeye de devam ediyoruz” diyor.
GERÇEKLEŞEN PROJELER
HSBC çalışanlarının ESG/İklim Krizi ve sürdürülebilirlik konusundaki farkındalıklarını ve bilgilerini daha da zenginleştirmek için farklı banka içi programları hayata geçirdi. Örneğin son iki yılda şehirde ekolojik uygulamalar, sürdürülebilir tarım ve beslenme, iklim krizi, dünya su günü, sıfır atık gibi geniş bir konu yelpazesinde çalışanlarına 22 seminer düzenlendi. Kervancı, “Hedeflerimize doğru bankamızın Net sıfır dönüşümünü hızlandırmak için son 10 yılda enerji, kağıt, su ve atık tasarrufu sağlayan somut projeleri de hayata geçirdik. Kendimize belirlediğimiz hedefleri de başarılı şekilde yakaladık ve banka içi sürdürülebilirlik projelerinde yüksek bir performans gösterdik” diyor. HSBC Türkiye, son 10 yılda hayata geçirdiği farklı projelerle kağıt tüketiminde yaklaşık yüzde 95, suda yüzde 88, enerjide yüzde 77 ve atık tüketiminde yüzde 80 civarlarında iyileşme/azalma sağladı. Banka, faaliyetlerinde kullandığı elektriği yüzde 100 yenilenebilir kaynaklardan sağlamak için enerji sektöründe faaliyet gösteren bir firmayla görüşmelerini sürdürüyor.
SUNULAN DESTEKLER
Banka iklim stratejisinin ikinci bacağı olan Net Sıfır hedefi kapsamında, müşterilerinin düşük karbon ekonomisine geçişte onlara destek sağlıyor. Bu kapsamda da iddialı hedeflerinin olduğunu vurgulayan Kervancı, “İlkini tamamlayan diğer 2 hedefimiz şu şekilde: 2030’a kadar Petrol ve Doğalgaz sektörüyle Enerji ve Dağıtım Hizmetleri sektöründe finansman sağladığımız bilanço kredi portföyümüzün karbon emisyonlarında önemli azalma hedeflerimiz bulunuyor. 2050 yılına kadar da tüm müşteri tabanımızda sıfır karbon emisyon hedefine ulaşmayı ve müşterilerimizin bu dönüşümü sağlayabilmesi için Grup olarak 750 milyar dolar ile 1 trilyon dolar arasında finansman sağlamayı planlıyoruz” diyor.
HSBC, müşterilerinin düşük karbon ekonomisine geçişini desteklemek için ESG/ yeşil/sürdürülebilirlik temalı bankacılık ürün ve hizmetleriyle finansal çözümler sunuyor. Şirketlere bu geçiş sürecinde tecrübe ve uz- manlığı ile hem rehberlik hem de finansman desteği sağlıyor. Kervancı, “Bir banka olarak bizimle temas eden herkesi sürdürülebilir bir hayata hazırlamak üzere neler yapabiliriz diye de düşünüyoruz. Müşterilerimizi de sürdürülebilir bir hayata hazırlamak için, finansal çözümlerimizi yeşil ve sürdürülebilirlik temalı bankacılık ürün ve hizmetleriyle çeşitlendirdik”
diyor. Yeşil Araç Kredisi, Yeşil Konut Kredisi ve HSBC Portföy Çevresel Sürdürülebilirlik Hisse Senedi Fonu bu yaklaşımının örneklerinden. Bu noktada dijitalleşmeye dikkat çeken Kervancı, “Daha da fazla bankacılık ürün ve hizmetini dijitale taşıyarak hem bankamızda hem de müşteriler tarafında karbon ayak izinin azaltılmasına katkı sağlıyoruz” diyor.
İKLİM STRATEJİSİ
Bankanın iklim stratejimizin üçüncü bacağı ise İklim Krizi’yle Mücadelede Yeni teknolojilere ve Geleceğin Becerilerine Yatırım olarak belirlenmiş. Kervancı, “Hem ülkemizde hem de globalde iklim krizine inovatif çözümler sunan start-up ve projeleri destekliyoruz. Düşük karbon ekonomisine geçişi hızlandıracak olan anahtar teknoloji, doğa ve altyapı alanındaki yeni nesil girişimler. Örneğin grubumuz HSBC Pollination Climate Asset Management’ı kurdu. Grubumuzun portföy yönetim şirketi müşteri- lerimizin sürdürülebilir balıkçılık ve ormancılık gibi doğayı korumaya ve iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik faaliyetler gösteren şirketle- re yatırım yapma fırsatı sağlıyor. Diğer yandan, World Resources Institute (WRI) and WWF iş- birliğiyle beş yıllık bir Philanthropic Partnership oluşturduk. Grup olarak oluşuma 100 milyon dolarlık kaynak sağladık. Bunun yanında, global çözüm ortağı ağımız ve uzmanlığımızla da iklim değişikliğine çözüm üreten girişimleri, doğa tabanlı çözümleri ve Asya’daki enerji sektörünün sürdürülebilir enerji üretimine geçişini destekliyoruz. Asya’yı neden önemsiyoruz? Asya bölgesi dünya enerji talebinin nerdeyse yarısını oluşturuyor. Bangladeş, Çin, Hindistan, Endonezya, Vietnam gibi ülkelerdeki sağlık, tekstil ve giyim gibi anahtar sektörlerin enerji talebinin yenilenebilir kaynaklardan sağlanması ve enerji verimliliğini yaygınlaştırılmasına yönelik projeleri destekliyoruz. Bu bölgelerde sürdürülebilir enerjinin yaygınlaştırılması global iklim krizinin çözümünde kilit rol oynuyor” diyor.
GİRİŞİMCİLERE 100 MİLYON DOLAR
Kervancı, “Halihazırda HSBC Tech Debt Fund’u kuruyoruz. Fon, kar- bon emisyonlarını azaltmaya ve sürdürülebilir iş modellerini güçlendirmeye yönelik faaliyet gösteren girişimcilere/start-up’lara 100 milyon dolar yatırım sağlamayı hedefliyor. İklim Krizi ülkemiz için de çok önemli bir fırsat penceresi barındırıyor. Önümüzdeki 30 yılda karbon emisyonlarının yüzde 30’unun Gelişmekte olan Ülkelerden gelmesi bekleniyor. İklim değişikliği sorununu kalıcı olarak çözme yönünde Gelişmekte olan Ülkelerdeki dekarbonizasyon süreci bu yüzden kritik öneme sahip. Türkiye de MENAT bölgesinde kilit bir jeostratejik konumda bulunuyor. Türkiye’nin düşük karbon ekonomisine dönüşümü gerçekleştirmesi, bu sürece inovatif teknolojilerle destek sağlaması ülkemizin bölgesi için bir rol model olmasını sağlayacak. Burada ülkemiz için çok önemli fırsatlar bulunuyor. 2030’a kadar düşük karbon ekonomisine geçiş için gerekli teknolojilere sahibiz. Ancak, 2030 ve 2050 arası dekarbonizasyon hedefini yakalamak için yeni, inovatif teknolojilere ihtiyacımız var. Bunların yarısı ise henüz mevcut değil. İşte iklim kriziyle mücadeleyi lehimize çevirmek için eğitime, hayal gücüne, inovasyona, girişimciliğe ve gençliğe ihtiyacımız var” diyor.
Dünya’da da trend bu yönde. 2015’ten bu yana, dünyada iklim teknolojileri alanında uzmanlaşan 47 Unicorn yaklaşık toplam 50 milyar dolar yatırım aldı. Bu şirketlerin değeri yaklaşık 130 milyar dolar olarak belirlendi. HSBC Türkiye’de geleceğin Unicorn’larının önünü açacak ve yeni teknolojileri/çözümleri kazandıracak projelere odaklanıyor. Kervancı, “Bu perspektifle genç yetenekleri topluma ve insanlığa faydalı konularda eğitmek, yetkinliklerini artırmak, onlara
sorumluluk vermek ve öğrendiklerini projeye dönüştürme fırsatı sağlamayı çok önemsiyoruz. Bu sebeple, yeteneklerin önünü açacak eğitim programlarının oluşturulması ve yaygınlaştırılması için farklı STK’larla işbirliği yapıyoruz” diyor. Banka, 2020’den bu yana WWF Türkiye ve Hackquarters işbirliğiyle Sürdürülebilir Büyüme Programı’nı yürütüyor. Program mezunu start up’lar yurtdışına ilk ihracatlarını gerçekleştirdi. Bir start up yatırımcılardan 1,4 milyon dolar diğeri ise 4 milyon dolar yatırım aldı.
Kervancı, “HSBC olarak tedarikçilerimizden müşterilerimize, tüm paydaşlarımıza finans- man ve rehberlik desteği sağlayarak dünyanın düşük karbon ekonomisine dönüşümünün merkezinde yer almaya devam edeceğiz. Finansman gücümüz, sürdürülebilirlik alanındaki uzmanlığımız ve farklı coğrafyalardaki bağlantılarımızla 0 karbon hedefine giden süreci hızlandıracak inovatif teknoloji, doğa tabanlı çözümler ve altyapı yatırımlarının önünü açmayı sürdüreceğiz” diyor.
YENİ BİR ALAN
Sürdürülebilirlik finansmanı ve işlemleri ülkemiz için görece yeni bir alan olduğunu vurgulayan Kervancı, “Birçok şirket için henüz deneyimlenmemiş bu alanda normal finansman işlemlerine kıyasla çok farklı süreçler, oyuncular/hizmet sağlayıcılar ve bileşenler olduğunu görüyoruz. HSBC olarak söz konusu paydaş grupları ile yıllara dayanan köklü ilişkilerimiz bulunuyor. Sürdürülebilir finansman özellikle ESG konusuna odaklanan, bütünsel bir rapor- lama, yönetişim, yatırımcı ilişkileri ve kamuyu aydınlatma/paydaş iletişimi stratejisi gerektiriyor. Artan şeffaflaşma ve bilgi paylaşımına da olumlu katkı sağlıyor. Başta da değindiğim gibi sürdürülebilir finansman ülkemizdeki şirketler için henüz tam test edilmemiş ve komplike bir alan. Bu noktada HSBC olarak bizim uzmanlığımız devreye giriyor. HSBC; Avrupa, Asya, Kuzey & Latin Amerika, Orta Doğu & Kuzey Avrupa’yı da içine alan geniş bir coğrafyada, 62 ülkede bankacılık ve finansal işlemler hizmeti sağlayan bir marka. Farklı mevzuatlara ve dinamiklere sahip ülkelerde, sürdürülebilirlik işlemleri de dahil birçok farklı işlemi başarıyla hayata geçirdik. Global bağlantılarımız, yaygın ulusla- rarası yatırımcılarla olan güçlü ilişkilerimiz ve uzmanlığımızla Türkiye’de de müşterilerimizin sürdürülebilir finansman işlemlerinde tercih ettiği bankayız. Bankacılık sektörüne ve müşterilerimize sürdürülebilirlik alanında know-how’ımızla rehberlik etmeyi sürdürüyoruz” diyor.