Şah Fırat operasyonu
Şah Fırat operasyonunu yerel kaynaklar yazıyordu, bir kaç gün önceden… Bir hükümet düşünün ki, türbe ile ilgili operasyon yapıyor, ama neden yaptığını doğru bilgi vermeyerek kamuoyunu aydınlatmıyor. Hükümetin bunu açıklaması gerekir. Hükümet sakni büyük bir zafer kazanmış gibi bunu lanse etmesi doğru olmamıştır. Hükümetin zafer kazanmış edasıyla beyanat vermesi yanlıştır. Hükümet hatalı politikalardan operasyonu yaptığını samimiyetle anlatmalıdır.
PYD’nin onayı olmadan bu operasyonun gerçekleşmeyeceğini herkes biliyor. Orada PYD, Türkiye açısından tehdit değil. Ama buna rağmen PYD terör örgütüdür derseniz dış politikanızda bir yanlışlık var demektir.
Yeniden rehine krizi çıkmasın diye belki de IŞİD’in izniyle operasyon yapıldı. Türbenin yeni yeri PYD’nin kontrolünde ve tehdit altında değil.
IŞİD vatan toprağının tamamına tehdit, o futbol sahası büyüklüğü toprağın çok ötesinde. Hükümet Musul benzeri bir durum istemedi.
Aslında kimsenin de umurunda değil Süleyman Şah Türbesi, hepsi bundan ne kadar oy çıkartırım derdinde.
Şah Fırat operasyonunda PYD’nin desteği için alınsaydı bu kimseyi küçültmezdi. PYD’nin terör örgütü diye telafuz edilmesi rahatsız edici gerçek de değil.
Necdet Özel ve Bahçeli polemiği
Genelkurmay Başkanı’nın bir siyasi parti liderine yanıt vermesi doğru değil. Cumhurbaşkanı, “Benim Genelkurmay Başkanım” diyor, oradan aldığı özgüven patlamasından olabilir. Devlet memurunun böylesi yanıtı doğru değil. Doğruları halkla paylaşırsanız halk buna tepki göstermez ama bu hükümet uzun süredir yalanlarla ilerliyor.
Çözüm süreci
Çözüm sürecinde kapalı kapılar ardında gizli iş yapıyor izlenemini vermemek lazım. Sürecin şeffaflaşması lazım.
Diyalog aşamasından müzakare aşamasına geçilecekti. Taraflar birbirlerine projeler sunup, ortak bir mutabakat çıkaracaklardı. Bu kamuoyula paylaşılacaktı. Bu konuda anlaşılmıştı. Maalesef bu konuda İmralı’da ciddi bir mesafe alınamadı. Gelinen aşama kamuoyuyla paylaşılacaktı, hükümet de buna razı olmuştu.
“Taslak metni hükümet değiştirmek istedi”
Bir taslak metin üzerinde anlaşılmıştı. ama hükümet bu metni değiştirmek istedi ve bu metni açıklayalım dedi.
Hükümet, Öcalan PKK’ya silah bırakma çağrısında bulunuyor diyecekti. Biz de bunun doğru olmadığını açıkladık.
Hükümet ve HDP temel 10 maddeyi müzakere etmek üzere anlaştık diyeceğiz. Hükümet mensupları, hala daha bu temel 10 maddeden söz etmiyor. Hükümet, Öcalan silah bırakma çağrısı yapsın diyor başka da bir şey demiyor.
İşte taslak metnindeki 10 madde
Demirtaş, çözüm süreciyle ortaya konulan taslak metinle ilgili 10 maddeyi şöyle açıkladı:
- Demokratik siyasetinin içeriği tartışılmalı.
- Demokratik çözümün ulusal ve yerel boyutlarını tartışmalıyız.
- Özgür vatandaşlığın yasal ve demokratik güvenceleri.
- Demokratik siyasetin devlet ve toplumla ilişkisi ve bunun kurumsallaşmasına ilişkin başlıklar.
- Çözüm sürecinin sosyo ekonomik boyutları.
- Çözüm sürecinin yol açacağı yeni güvenlik yapısı.
- Kadın, kültür ve ekolojik sorunların yasal güvenceleri neler olabilir?
- Kimlik tanımı, kavramına ilişkin eşit mekanizmaların geliştirilmesi.
- Demokratik cumhuriyet, ortak vatan, milletin demokratik ölçülerle tanımlanması.
- Bütün bu demokratik hamleleri içselleştirmeye yarayan yeni anayasa.
Silah bırakma çağrısı
Öcalan, temel ilkeleri müzakere edelim, silah bırakma çağrısı yapacağım diyor. PKK da silah bırakmam diyor, bırakacağım diyor; ama sürecin başındaki müzakereyi hatırlatıyor. Hükümet, şu aşamada, deniliyor ki, “Öcalan silah bırakma çağrısı yaptı, HDP açıklamıyor.” Böyle bir şey olabilir mi? Hükümetin HDP’yi suçlayan dili terk etmesi lazım. Bizler görevimizi yapıyoruz.
Süreçte çok dürüst davranıyoruz. Tarafları manipüle etmiyoruz, herkesin içi rahat olsun. Biz barışı hasretle, özlemle istiyoruz.
Müzakereye dahil olacak vicdanlı gazeteciler, akademisyenler olabilir.