Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na getirilerek hakkındaki tutuklama kararı mahkemece yüzüne okunan Deniz Seki, Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna götürüldü.
“Uyuşturucu ticareti yapmak” suçundan aldığı 6 yıl 3 ay hapis cezası Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nca onanmasının ardından Esenyurt’ta yakalanan şarkıcı Deniz Seki, sabah saatlerinde Bakırköy Dr. Sadi Konuk Devlet Hastanesi’nde sağlık kontrolünden geçirildi.
Kontrollerinin ardından İstanbul Adalet Sarayı’na getirilen Seki, kısa bir süre polis noktasında bekletildi.
Daha sonra Nöbetçi İnfaz Cumhuriyet Savcısı İbrahim Babur tarafından hakkındaki tutuklama kararı yüzüne okunan Seki, adliye içerisinde yakınlarıyla vedalaştı ve Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna götürüldü.
Deniz Seki ve adliye çıkışında bekleyen hayranları adliye çıkışında ağladı.
Adliye çıkışında Deniz Seki konuşmazken kardeşi Serkan Seki ise herkes öğrenene kadar mücadeleyi sürdüreceklerini ifade ederek, ”Çok yanlış biliniyor. Biz ne yaptığımızı ne yapmadığımızı çok iyi biliyoruz. Bu davanın gerçekten faili olması gerekenler geçmişteki tecrübelerimden de dayanarak şahane ifadelerle terayağından kıl çeker gibi kendilerini akladılar. Yavaş yavaş değil, hızlı hızlı hepsini deşifre etmek gerekiyor. Üzerime ne düşüyorsa yapacağım. İnanılmaz bir adaletsizlik var ama adalete her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gibi inanıyoruz. Mutlaka düzelecektir. Yalnız ne yaptığımızı ne yapmadığımızı biliyoruz, bir günde düzelecektir bunlar” dedi.
Seki’nin avukatı Naim Karakaya da Deniz Seki’nin bugüne kadar beklemesinin iki gerekçesi olduğunu dile getirerek, ”Birincisi kendisinin suçsuz olduğunu düşündüğü için ve bunun bir gün bir yargı kararıyla test edileceğini inandığı için ortaya çıkmasını beklemiştir. İkinci gerekçesi ciddi anlamda sağlık riski vardır. Kanser riski vardır ve hayati risk oluşturmaktadır. Buna ilişkin raporlarımızı savcılığa sunduk. Ancak Adli Tıp Kurumu bu konuda olumsuz bir yanıt verdi. Bu hastalık ilerlemiştir. Bu süreçte kendisi daha iyi koşullarda bu sağlık engelini aşmak istemiş. Bir anlamda ameliyat olmak istemiştir. Ama bu konudaki başvurumuz ret olduğu için ve yakalamalı konumu gereğiyle sağlanamamıştır” diye konuştu.
Avukat Karakaya, Anayasa Mahkemesine 18 Nisan’da başvurduklarını ve haziran ayında da detaylı dilekçelerini verdiklerini belirterek, şunları söyledi:
”Bu dilekçemizde şu gerekçelere dayandık. Bu yargılamalar önce özel görevli mahkemeler, daha sonra TMK 10 adıyla anılan mahkemeler üzerinde yapılmıştır. Bu yargılama bu şekilde yapılmıştır. Deniz hanımın bu davadaki hiçbir savunma delili toplanmadan hüküm kurulmuştur. Yine bu mahkemeler adil yargılama yapmadıkları gerekçesiyle kanunla kaldırılmıştır. Ancak bu mahkemelerin yaptığı yargılamalar sonucu mağdur olan insanlar ve Yargıtay aşamasındaki dosyalara devam edilmiştir. Yine bildiğimiz üzere bu konuda İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi bu mahkemelerin yürüttüğü yargılamalara devam olunmasıyla ilgili normu Anayasa Mahkemesine taşınmıştır. Bu Deniz Hanım hakkında da sonuçlanabilecek bir normdur. Bu anlamda müvekkilimizin suçsuzluğuna inanıyoruz ve bu suçsuzluğun bir an önce infaz tamamlanmadan bir an önce bir yargı kararıyla ortaya çıkmasını bekliyoruz.”
Gazetecilerin cezaevine kadar takip ettiği Deniz Seki’nin, Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna girerken de gözyaşı döktüğü görüldü.
7 ay cezaevinde kalmıştı
Kaldırılan özel yetkili İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi, 22 Mayıs 2012’de Deniz Seki’yi ”uyuşturucu ticareti yapmak” suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırmıştı.
Yargıtay 10. Ceza Dairesi, Seki’nin suçunun, “uyuşturucu ticareti yapmak” değil, “uyuşturucu ticaretine yardım etme” fiilini oluşturduğuna hükmederek, yerel mahkemenin kararını bozmuştu.
Dairenin oy çokluğuyla aldığı karara, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz etmiş ve dosyanın gittiği Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 27 Mart 2014’te başsavcılığın itirazını kabul ederek, yerel mahkemenin kararını onamıştı.
Davanın soruşturma aşamasında 24 Şubat 2009’da tutuklanan ve 7 ay Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda kalan Deniz Seki, 2 Ekim 2009’da yapılan ilk duruşmada tahliye edilmişti.