ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ve Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Turan ile şirketin 40 yıllık serüvenini, yalıtım sektörünün gelişimini ve küresel pazarlardaki hedeflerini konuştuk. Türkiye’de bir sektör yaratmanın zorluklarından, enerji tasarrufu için atılması gereken adımlara kadar birçok önemli başlığı ele aldık. – Zeynep Aktaş
Sıfırdan Zirveye Bir Yolculuk
Bazı sektörler kendiliğinden doğar, bazıları ise büyük bir çabayla inşa edilir. Türkiye’de yalıtım sektörü, ikinci kategoriye giriyor. 40 yıl önce Türkiye’de yalıtım diye bir sektör yoktu. Hatta bu alanda çalışanlar, tam olarak ne iş yaptıklarını bile tarif etmekte zorlanıyordu. Bugün ise yalıtım, enerji verimliliğinin ve sürdürülebilirliğin olmazsa olmazlarından biri haline geldi.
ODE Yalıtım, bu yolculuğun başından beri sektörün öncülerinden biri oldu. Sıfırdan bir iş kurmak, bir sektör inşa etmek ve küresel pazarda yer edinmek hiç kolay olmadı. Ancak bugün ODE Yalıtım, 80’den fazla ülkeye ihracat yapan, Türkiye yalıtım sektörünün %16’sını yönlendiren bir güç haline geldi.
Bu başarı hikayesinin detaylarını ve geleceğe yönelik planlarını öğrenmek için ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ve Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Turan ile bir araya geldik. Geçmişi, bugünü ve geleceği konuştuk.
İlk Yıllarda Yalıtım Diye Bir Sektör Dahi Yoktu
Orhan Bey, 40 yıl önce bu işe başladığınızda nasıl bir ortam vardı?
Orhan Turan: Bugün yalıtım sektörünü konuşuyoruz ama 40 yıl önce böyle bir sektör yoktu. Annem ve babam bana hep “ne iş yapıyorsun?” diye sorarlardı. “İnşaat işiyle uğraşıyorum” derdim. Çünkü yalıtım diye bir kavram kimsenin aklında yoktu. Sektörün olmadığı bir yerde iş yapmak zordu. Biz bir şeyler anlatmaya çalışıyorduk ama piyasada karşılığı yoktu. O yüzden sadece bir iş kurmadık, bir sektör de inşa ettik.
Bu süreçte en büyük zorluk neydi?
Bir şeyin adını koyamazsanız, onunla ilgili farkındalık da yaratamazsınız. İşte bu yüzden bir araya gelip yalıtım sektörü için bir dernek kurmaya karar verdik. Bu kolay olmadı.
“Önce biz bu işi tarif edelim, sektörü örgütleyelim” dedik. Çünkü bilinçsizce yapılan her işin maliyeti ileride daha büyük olur. Bugün enerji verimliliği konuşuluyor ama o dönemde yalıtım malzemeleri hakkında konuşmak bile zordu. Ama bugün geldiğimiz noktada, yalıtım yalnızca bir sektör değil, ülkenin enerji geleceği açısından bir zorunluluk oldu.
İlk Ofisimiz 20 Metrekareydi
İlk adımları nasıl attınız?
Orhan Turan: İlk olarak 1984’te Laleli’de bir handa 20 metrekarelik bir ofis tutuk. Üç ortağımız vardı ve kim erken gelirse masaya oturma hakkı onundu. Bir yıl sonra şirketimizi kurduk. İlk işimiz, SGK’nın Kadıköy’deki kalorifer tesisatının yalıtımıydı. Zarar ettik. Ama yılmadık, devam ettik. Sonra Beşiktaş’ta bir dükkân açtık ve 1986’da malzeme satışına başladık. Ancak koşullar çok zordu. Ortaklar zamanla farklı işlere yöneldi, ben ise ODE’yi tek başıma sürdürdüm.
Nasıl ilerlediniz?
1990’ların başında yalıtım malzemesi ithal etmeye başladık. Türkiye’de alışveriş merkezleri ve tatil köyleri yükseliyordu, bu da ısıtma ve soğutma sistemlerine olan talebi artırıyordu. 1990’dan itibaren ithalat yaparak ciddi bir sermaye birikimi sağladık.
Sanırım bunu fırsata dönüştürmeyi bilmişsiniz?
Evet, bu bizim için yeterli değildi. “Bu işi artık Türkiye’de üretmeliyiz.” dedik ve 1996’da 2 milyon dolara ilk üretim tesisimizi kurduk. O gün bugündür üretim bizim işimizin kalbinde yer alıyor.
Üretim süreciniz nasıl ilerledi?
2000 yılına kadar ticaret ağırlıklı çalışıyorduk. O yıl ciromuzun %15’i üretimden geliyordu. Şimdi %98’i üretime dayalı.
Bu arada diğer ortaklık süreci devam etti mi?
İtalyanlarla distribütörlük anlaşması yapmıştık. Yılda 200 konteyner ithalat yapıyorduk. Daha sonra İtalyanları Türkiye’de yatırım yapmaya ikna ettik. Ardından 2010-2016 arasında süreçleri tamamen devraldık.
Altı Tesiste 4 Binden Fazla Ürün Üretiliyor
Bugünkü tabloya baktığınızda, ODE Yalıtım nerede duruyor?
Orhan Turan: Bugün Eskişehir ve Çorlu’da 6 üretim tesisimiz var. Ürün portföyümüz 4 binden fazla çeşide ulaştı. Ama işimiz sadece yalıtım üretmek değil. Biz enerji verimliliğine, bina güvenliğine ve sürdürülebilir yaşam alanlarına katkı sağlıyoruz.
Göründüğü kadarıyla yalıtım, enerji verimliliğinde önemli bir noktada duruyor
Kesinlikle, Türkiye’de binaların %80’inde ya hiç yalıtım yok ya da yetersiz. Bu durum sadece bireysel bir konfor meselesi değil, aynı zamanda ülkenin enerji tasarrufu açısından büyük bir kayıp.
Biraz daha açar mısınız?
Bakın, Türkiye’nin 2023’te enerji ithalatı 70 milyar dolar, 2022’de ise 97 milyar dolar. Son 21 yılda 950 milyar dolar enerji ithalatına harcama yapmışız. Eğer doğru yalıtım, otomasyon ve enerji verimli cihazlar birlikte uygulanırsa %90’a kadar enerji tasarrufu sağlanabilir.
Çok ciddi bir orandan bahsediyorsunuz
Aynen öyle, yukarıda saydığım üç koşulun bir araya gelmesi halinde 100 liralık bir enerji harcaması pekala 10 liraya kadar düşebilir.
80 Ülkeye İhracat Yapıyoruz
Yalıtım sektörünün ihracat gücü nedir?
Orhan Turan: 2023’te yalıtım malzemeleri ihracatı 250 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti.
Peki bu ihracatta ODE’nin payı ne düzeyde?
Bugün 6 kıtada, 80’den fazla ülkeye ihracat yapıyoruz. Türkiye’de üretilen yalıtım malzemelerinin %16’sını biz ihraç ediyoruz.
İhracat tutarı sanki az gibi duruyor. Daha da büyüme şansı var mı?
Yalıtım malzemesinde ihracat kolay değil. Bazı ürünlerin taşınması sıkıntılı, çok fazla nakliye maliyeti var. Dahası bazı ürünleri 300 kilometreden daha uzağa göndermek maliyet açısından mantıklı olmuyor.
Bunun için bir projeniz olsa gerek?
Zor da olsa bir şekilde sevkiyat yapıyoruz. Ama aslında yalıtım malzemesinin genelde üretildiği yerde tüketilmesi gerekiyor.
Bundan kast ettiğiniz yurt dışında tesis kurmak mı?
Evet, Doğu Avrupa en çok ihracat yaptığımız pazar. Bu nedenle üretim için Bulgaristan, Romanya ve Polonya gibi ülkelerde satın alma alternatiflerini değerlendiriyoruz.
Yurt dışına yönelik başka çalışmalarınız da var mı?
İngiltere’de lokal bir yönetim ekibi kurduk ve burada büyük bir büyüme yakaladık. Şimdi aynı modeli Doğu Avrupa’ya yaymayı hedefliyoruz.
Bu durumda ileriye dönük bir programınız olmalı?
Orhan Turan: Önümüzdeki 5 yıl içinde 110 milyon dolarlık yatırım planlıyoruz.
Tamamını fabrika satın alımlarında mı kullanacaksınız?
Hayır, yatırımlarımız farklı projelere yönelik olacak. Başta kapasite artışı olmak üzere dijital dönüşüm, Ar-Ge ve yeni projeler gibi farklı alanlara yönelik yatırımlarınız olacak. Bu yıl için 15 milyon dolarlık yatırım yapmayı planlıyoruz.
Peki Türkiye’de yeni üretim tesisi planı var mı?
Şu an için yeni bir fabrika yatırımından çok mevcut tesislerin kapasitelerini artırmaya odaklanıyoruz.
Bizde Aile, Şirket İçin Çalışıyor; Şirket, Aile İçin Değil
ODE bir aile şirketi ama aynı zamanda profesyonel bir yönetim anlayışı var. Bu süreci nasıl yönetiyorsunuz?
Orhan Turan: Felsefemiz çok net. Bizde aile, şirket için çalışıyor; şirket, aile için çalışmıyor. Şu an ODE’de 500’den fazla çalışanımız var ve tüm yönetim süreçleri profesyonel ekipler tarafından yürütülüyor.
Eskişehir’deki Tesis Referans Noktası Oldu
Orhan Bey, sizden gerek sektör gerekse ODE Yalıtım’ın dünden bugüne gelişimi ile ilgili çok kıymetli bilgiler edindim. Biraz da şirketin üretim gücü ve teknolojik dönüşüm süreciyle ilgili bilgi almak istiyorum. Bu alanda sorumluluk bildiğim kadarıyla ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Turan Bey’de. Ozan Bey, teknik yalıtımda çok iddialı olduğunuzu görüyorum. Bu alandaki konumunuzu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ozan Turan: Teknik yalıtım alanında gerçekten çok güçlü bir noktadayız. 2022 yılı sonunda Eskişehir’de devreye aldığımız elastomerik kauçuk köpüğü üretim tesisi, Çin ve Almanya arasındaki coğrafyada teknik yalıtımda en büyük üretici olmamızı sağladı.
Eskişehir’deki tesisiniz galiba diğerlerinden ayıran bir yanı var?
Bu tesis, sadece kapasitesiyle değil, teknolojik altyapısı ve sürdürülebilir üretim süreçleriyle de sektörde referans noktası oldu. Ürünlerimiz şehir hastanelerinden havalimanlarına, büyük kampüslerden alışveriş merkezlerine kadar pek çok önemli yapıda tercih ediliyor.
Kapasitemizi Yüzde 20 Artırdık
Teknik yalıtımda da hayli iddialısınız bu durumda?
Ozan Turan: Evet, 2024’te kauçuk köpüğü ürün grubundaki kapasite kullanım oranımızı bir önceki yıla göre yaklaşık %20 artırdık. Bu artış, hem yurt içi hem de ihracat pazarlarında güçlü bir konum elde etmemizi sağladı. Özellikle Avrupa ve Orta Doğu’daki talep artışı, üretim kapasitemizi en üst seviyeye çıkarmamızı gerektiriyor.
Yapay Zeka ile Verimliliğimizi Artıracağız
Üretim süreçlerinde teknolojiyi nasıl kullanıyorsunuz?
Ozan Turan: Endüstri 4.0 kapsamında akıllı üretim teknolojilerini tesislerimize entegre ettik ve üretim süreçlerimizi dijitalleştirdik. Bu sayede hem maliyetleri düşürüyor hem de üretim verimliliğimizi artırıyoruz.
Gelecekte de dijital dönüşüm süreci devam edecek mi?
Önümüzdeki dönemde yapay zekayı iş süreçlerimize daha etkin bir şekilde entegre etmeyi hedefliyoruz. Mevcut otomasyon sistemlerimizi ve akıllı izleme teknolojilerini genişleterek, üretim süreçlerini daha verimli hale getirmeyi amaçlıyoruz. Çünkü artık üretimde hız kadar kalite ve sürdürülebilirlik de belirleyici faktör haline geldi.
Bu dönüşümden müşterinin kazancı ne olacak?
Üretimde sıfır hata ve maksimum kaliteyi hedefleyen bir sistem kuruyoruz. Yapay zeka destekli süreçlerle hata oranlarını minimuma indirip, daha sürdürülebilir bir üretim modeli yaratacağız. Bu da müşterilerimize daha güvenilir, daha verimli ve daha uzun ömürlü ürünler sunmamızı sağlayacak.
Bu Bir Yolculuk
Ozan Bey son olarak ne söylersiniz?
Tüm azmimizle çalışıyoruz. Teknolojiye ve sürdürülebilirliğe yaptığımız yatırımlarla sektörümüzde fark yaratmaya devam edeceğiz.
Orhan Bey sizin son sözünüz ne olur?
Biz, 40 yıl önce bir yolculuğa başladık. Bu sadece bir şirketin büyüme hikayesi değil. Aynı zamanda bir sektörün doğuşu, Türkiye’nin enerji tasarrufu mücadelesi ve sürdürülebilir bir gelecek için verilen bir çaba. Sadece işimizi büyütmüyoruz, bir dönüşüm sağlıyoruz. Devam eden bir yolculuktayız.