Global ekonomideki kasırgaları öngörmesiyle tanınan ve bu yüzden de “Dr.Kıyamet” lakabı verilen, ABD’li ünlü ekonomist Nouriel Roubini, eğer tarih bir göstergeyse, resesyon ve “sert bir iniş”in mutlaka gerçekleşeceğini belirtti.
2008 yılında konut piyasasında yaşanan çöküşü ve onu izleyen mali kriz dahil tüm ekonomik buhranları doğru tahmin etmesiyle tanınan Roubini, Fortune’a verdiği özel söyleşide, ABD’de ekim ayında yüzde 8,2’ye kadar tırmanan yıllık enflasyonun ancak derin bir resesyon ve işsizlikte büyük çaplı bir artışla dizginlenebileceğini kaydetti.
Roubini açıklamalarına şöyle devam etti: “ABD’de son 60 yılda, enflasyonun yüzde 5 üzeri ve işsizliğin de yüzde 5 altı olduğu, FED’in de faiz artırmaya başladığı ve buna rağmen sert bir iniş yaşanmadığı hiçbir dönem olmamıştır.”
Ekonomideki inişin yüksek işsizlikten çok daha kötü sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulunan Roubini, “Tarihe dönüp baktığımızda, sert bir inişten kaçınmak hemen hemen ‘mission impossible’ (imkansız bir görev) diyebiliriz” sözleriyle devam etti.
Roubini, ABD’nin artan ulusal borçları, tedarik zincirindeki sorunlar ve global enerji krizi gibi olumsuz faktörlerin bir araya gelmesinin, geçmişte yaşanan iki kötü ekonomik gerilemenin bileşimine yol açabileceğine dikkat çekti.
“Bir anlamda, belki de 1970’lerin ve global mali kriz sonrası dönemin en kötü günlerine tanık olacağız” dedi.
Roubini, yaklaşan resesyonun, 1973 ve 1979 yıllarındaki petrol krizinin yol açtığı şoklarla benzerlikler taşıdığını söyledi. O yıllarda petrol arzındaki şoklar dünya piyasalarında petrol fiyatlarının aşırı yükselmesine neden olmuştu.
Ancak 1970’lerle bugünler arasındaki en önemli fark, Roubini’ye göre ABD ulusal borcunun devasa miktarlara ulaşmış olması.
1970’lerde ülkenin yüksek borç seviyesine sahip olmadığını, dolayısıyla yaygın bir borç krizi yaşanmadığını ifade eden Nouriel Roubini, 2008’deki mali krizin ardından ise bankalar, mortgage ve konuttaki balonun patladığını kaydetti.
Roubini sözlerini şöyle tamamladı: “Şu an yaşadığımız negatif (petrol) arzı şoku 70’lerdekinden daha kötü. Öte yandan, borç oranları da tavan olduğundan en kötü mali krizle karşı karşıyayız. Bundan dolayı da, yalnızca enflasyona ya da yalnızca resesyona değil, Büyük Stagflasyonist Borç Krizi’ne tanık olacağız.”