Koç Holding’in Bizden Haberler Dergisi Ekim sayısında yer alan röportajda, yaygın bayi ağının topluluğun en önemli rekabet gücünü oluşturduğunu belirten Mustafa V. Koç, “gelecek stratejilerimizi bayilerimizden aldığımız güç ve onların ilham veren görüşleriyle şekillendiriyoruz” diyor.
Bugün Türkiye’de 19 milyon ailenin tümünde en az bir Koç Topluluğu ürünü bulunuyor. Bu başarıda büyük payı bulunan bayi teşkilatı, Topluluğun hedeflerinin belirlenmesinde de önemli rol oynuyor.
Koç Topluluğu’nun Kurucusu Merhum Vehbi Koç, bayilerle süreklilik arz eden açık ilişkiler kurmayı kalıcı başarının bir parçası olarak kabul ederek, 1951 yılında şirketler bazında bayi toplantıları düzenlemeye başladı.
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç ise Vehbi Bey’in yerleştirdiği bu kültür ve anlayışı hem bayi toplantıları hem de Anadolu Buluşmaları ile bugün de sürdürüyor. Türkiye’nin dört bir tarafına yayılan bayi teşkilatı Koç Topluluğu içindeki önemini korurken, Mustafa V. Koç bu önemi şu sözlerle açıklıyor: “Bayilerimizi Topluluğumuzun temel taşlarından biri olarak nitelendiriyor ve büyük bir aile olduğumuza yürekten inanıyorum.”
Bayi yapılanmasının Koç Holding ve Koç Topluluğu içindeki yeri nedir? Bölgelerinde saygın iş adamları ve kanaat önderleri olan bayiler, Topluluğun gelecek stratejilerinde nasıl bir yer tutuyor?
Her gün tüketiciler ile birebir temas halinde olan bayi teşkilatı, halkımız nezdinde bizim en önemli temsilcilerimizdir. Yaygın bayi ağı, Topluluğumuzun en önemli rekabet gücünü oluşturuyor. Bugün tüketici nezdindeki gözümüz ve kulağımız haline gelen bayi teşkilatımız sayesinde Türk halkının taleplerini hatta beklentilerini anlama konusunda çok önemli aşamalar kaydettik, onlar sayesinde toplumun nabzını tutma fırsatını yakalayabiliyoruz. Geleceğe dönük stratejilerimizi bayilerimizden aldığımız güç ve onların ilham veren görüşleriyle şekillendiriyoruz. Bu nedenle bayilerimizi Topluluğumuzun temel taşlarından biri olarak nitelendiriyor ve büyük bir aile olduğumuza yürekten inanıyorum. Biz şirketlerimize yatırım yaparken, bayilerimiz de bizimle birlikte yatırım yapıyor ve bu sayede hep birlikte büyüyoruz.
Koç Topluluğu şirketleri bayileri nasıl seçiliyor? Bayi seçiminde belirlenmiş kriterlerden söz edilebilir mi?
Bugün Türkiye’de 19 milyon ailenin tümünde en az bir ürünümüzün bulunmasını, markalarımızın pazardaki üstün konumlarını hep bayilerimiz kanalı ile sağladık. Bu büyük başarı elbette ki tesadüfi değil. Bayi teşkilatının oluşturulmasında öncelik verdiğimiz değerlerin başında iş ahlakı geliyor. Topluluğumuzu temsil edecek bayilerimizin iş yapış biçimlerinin Koç Topluluğu ile uyumlu olması, bunun da ötesinde iş ahlakını özümsemiş olması kaçınılmaz bir zorunluluk. Bunun yanı sıra büyümeye, yatırım yapmaya açık ve hevesli olmalarını önemsiyoruz.
Türkiye’nin en büyük satış ve servis teşkilatının oluşturulmasında ve bu yapının uzun yıllar başarıyla sürdürülebilmesinde insan ilişkilerinin önemi çok büyük. Bu zor ulaşılır başarının sırrının bayilerimizle kurduğumuz yakın ilişki ve işbirliği kültüründe yattığına inanıyorum. Bayi teşkilatı ile sağlıklı, süreklilik arz eden ve gelişime açık ilişkiler kurma ve geliştirme, Koç Topluluğu’nun geleneğidir. Geçmişten aldığı güç ile yüzünü geleceğe, daha ileriye ve gelişime dönmüş bir topluluk olarak amacımız, bayilerle daima bu verimli diyalog ve sıcak ilişkiyi sürdürmektir.
Koç Topluluğu şirketlerinin bayileri ile uzun soluklu ve nesilden nesile devam eden iş birliklerinin söz konusu olduğunu görüyoruz. Bunun sırrının ne olduğunu düşünüyorsunuz? Sizce bayiler ve Topluluk şirketleri arasında nasıl bir uyum var?
Vehbi Koç, bayilerimizi her zaman Koç Ailesi’nin birer ferdi olarak görürdü. Onlarla yakın ilişkisini ömrü boyunca sürdürdü. Gezilerinde, bayileri işyerlerinde ziyaret etmeyi ve onların görüşlerini almayı, düşüncelerine kulak vermeyi işinin bir parçası olarak gördü. Yıllarca süren bu ilişkiler kalıcı dostluklara dönüştü. Üçüncü kuşak olarak biz de bu kültür ve anlayışla büyüdük. Bu geleneği, gerek şirketlerin bayi toplantıları gerekse Anadolu Buluşmaları ile bugüne kadar sürdürdük. Bu toplantılar sayesinde bayilerimize tek tek ulaşma fırsatına ve Koç Topluluğu olarak stratejilerimizi belirlerken onların değerli görüşlerine başvurma imkânına sahip olduk. Karşılıklı güven ve saygı temelinde kurduğumuz ilişkilerimizde bayilerimizin verdiği geri dönüşlere her zaman özen gösterdik ve onlarla iletişimi her zaman sıcak tutmaya gayret ettik. Aramızdaki bu sıcak iletişim sayesinde bugüne kadar onlarla birlikte büyüdük ve bundan sonra da onlarla büyümeye devam edeceğiz.
Etkin bayi teşkilatı sayesinde oluşturulan tüketiciye yakınlık, Koç Topluluğu için rekabetin en etkili araçlarından biri. Siz iş süreçlerinizde müşteri memnuniyetini bu anlamda nerede konumlandırıyorsunuz?
Tüm dünyada; marka, ürün ve hizmet ile müşterinin ilişkisi değişiyor. Müşteri beklentileri her geçen gün daha yükseliyor. Türk tüketicisi de artık satıcıdan alıcıya giden tek yönlü bir ilişki istemiyor. Tüketiciyi daha aktif ve duygusal hale getiren bu ilişkiyi kaliteli ve verimli kılmak bizim temel görevimiz haline geldi. Bunun bir parçası olarak, grup şirketlerimizin mal ve hizmetleri arasında da sinerji, yani bir güç birliği yaratmaya önem vermeliyiz. Bu sinerji, markalarımızı güçlendirmede önemli bir katkı sağlayacaktır.
Bayi teşkilatımız, modern tesisleri ve hizmet kalitesi ile markalarımızın imajını ve müşteri memnuniyetimizi daha ileri seviyelere taşımamızda çok önemli bir rol oynuyorlar. Müşteri beklentilerini karşılamanın her geçen gün daha da zorlaştığı günümüzde; bayilerimiz bizi tüm Türkiye’de yenilikçi, yaratıcı, kaliteli, güler yüzlü ve çözüm üreten bir anlayışla temsil ediyor. Bu denli güçlü ve başarılı bir bayi ağına sahip olduğumuzdan dolayı oldukça şanslı olduğumuzu düşünüyorum.
Tüm başarılarımızın arkasında bu büyük ailenin yarattığı birlik, güç ve motivasyon vardır.
Her dönem bayilerle iletişime bu denli önem veren Topluluk çatısı altında, sizin bayilere tavsiyeleriniz neler olur?
Öncelikle her zaman değişimi takip etmek, her zaman planlı ve programlı olarak hareket etmek, bir de her zaman rakipleri yakından izlemek gerekiyor. İş yaşamında başarılı olmak için bunlar asgari olarak yerine getirilmesi gerekenler. Tesis ve hizmetlerde dünya standartlarını yakalamak, kaynakları ve sermayeyi akıllıca kullanmak ve kurumsal bir yapıya kavuşmak… Bu üçünü de kurumlarımızı, şirketlerimizi bir adım ileri taşımak için yapılması gerekenler olarak sıralayabiliriz.
Ancak kalıcı başarının yolu geleceğe yatırımdan geçiyor. İnsan kaynağına önem vermek, ikinci ve üçüncü nesilleri iyi yetiştirmek sadece şirketlerimizin değil, ülkemizin gelişmesi için de muhakkak yerine getirmemiz gereken yatırımlar. En kıymetli sermayemiz çalışanlarımızdır, bunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız. Onlara yapacağımız yatırım hiçbir zaman boşa çıkmayacaktır.