Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişle beraber kurulan ofislerin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hangi alanlara yoğunlaşacağının işaretini verdiğini söyledi.
Ofislerin kamuda çok alışık olunmayan özerk bir yapısı olduğunu belirten Aşan, “Bunun tek sebebi de bürokrasinin içinde kalınmasın, hızlı kararlar alınabilsin diye. Cumhurbaşkanımız tarafından Finans Ofisi’ne verilmiş bazı görevler var. Türkiye’de temel hedef finans kesiminde derinliğin sağlanabilmesi. Bunda da en kritik alan bankacılık sektörü. Bankacılık sektörünün ağırlığının azaltılması. Bunu söyleyince yanlış anlaşılıyor. Bankacılık sektörünü küçültmek gibi bir niyetimiz yok. Sektörü büyütelim, bankacılık dışı sektörü daha çok büyütelim. Böylece oran olarak gelişmiş ülkelere yakın bir yere doğru gidebilelim. Bizde bankacılığın payı yaklaşık yüzde 90, bankacılık dışı sektörün payı yüzde 10 civarındadır. ABD’yi ekstrem bir durum olduğu için dışarıda bırakırsak, Avrupa’da oran yarı yarıyadır.” ifadelerini kullandı.
Aşan, Finans Ofisi’nin finansal sektörün derinleştirilmesi konusunu daha hızlandırmayı, alternatif finansal alanların oluşturulmasını ve geliştirilmesini hedeflediğine dikkati çekti.
İstanbul Finans Merkezi’nin hayata geçirilmesi (İFM) ile bankacılık ve finans sektörüyle ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a belli periyotlarla raporlama yapmanın Ofisin diğer görevleri arasında olduğunu dile getiren Aşan, İFM projesiyle ilgili son duruma ilişkin şunları kaydetti:
“İstanbul Finans Merkezi aslında Cumhurbaşkanımızın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı görevi sırasındaki bir rüyasıdır diyebiliriz. Bir şehir bu kadar büyüyünce hizmet sektörü kaçınılmaz olarak öne çıkıyor. Hizmet sektörünün en önemli ayağı da finans sektörü. Dünyada finans merkezi olmayı hak eden birkaç şehir varsa bir tanesi İstanbul’dur. İFM, 2009 yılında ete kemiğe bürünen bir proje haline geldi. 2012-2013 yılında inşaatlar başlıyor. Cumhurbaşkanımız defalarca bunun bir gayrimenkul projesi olmadığını vurguluyor. Geçmişten bu yana İFM Projesi’nde bir aksaklık olmuş, inşaatlar çok hızlı ilerleyememiş, hedeflenen tarihin gerisindeyiz. Bu görevi o nedenle Finans Ofisi’ne verdi. Temel amaç, bürokratik tarafta bu projeye engel oluşturabilecek unsurlar varsa onları halletmek. Bu projeye hız vermeyi amaçlıyoruz.
İnşaat tarafı ilerleyecek, orada bir takım sorunlar olmuş elbette ama 1-2 ay içerisinde çok hızlı bir şekilde orası başlayacak. Burada asıl mesele İstanbul’un finans merkezi olması. İstanbul’u global bir finans merkezi haline getirmek için çalışmalarımız sürüyor. Göreve gelir gelmez ilk girişimimizi İFM’yi dünyaya anlatmakla başladık. İFM’nin nasıl bir finans merkezi olacağını dünyaya anlatmak için, bu işte uzman dünyada finans merkezleri sıralamasını yapan bir firmayı Londra’da ziyaret ettik. Onlarla ön anlaşma yaptık. Firma, bize rapor hazırlayacak ve dış algıyı yönetme konusunda danışmanlık verecek.”
“İFM’yi bankacılık dışı finansal sektörle doldurmamız lazım”
Göksel Aşan, sermaye piyasalarının derinleşmesiyle İstanbul’un finans merkezi olmaya yakınlaşacağını ifade etti.
Aslında bütün meselenin bu olduğunu söyleyen Aşan, finans sektörünü büyütmenin yurt içi tasarruflara pek mümkün olmayacağını, dolayısıyla dış tasarrufların Türkiye’ye çekilmesi gerektiğini dile getirdi.
Aşan, haritada Türkiye’nin etrafında 1.500-2.000 kilometre çapında bir daire çizildiğinde içeride bir tane finans merkezi (Dubai) kaldığını belirtti.
İstanbul’un finans merkezi için önemli bir aday olduğunu ve bunun çok hızlı bir şekilde yapabileceklerini kaydeden Aşan, “İstanbul’u finansal hub haline getirmek istiyoruz. Bunun için yasal mevzuatı, altyapı çalışmaları var. Bir taraftan bunlar ilgili bakanlık tarafından yürütülüyor. Sadece Türkiye’deki finans piyasasıyla global finans merkezi olmaz. Londra, sadece İngilizlerin tasarrufları ile finans merkezi olmuş değil, bütün dünyanın tasarruflarını toplayabiliyor.” değerlendirmelerini yaptı.
Prof. Dr. Göksel Aşan, İstanbul Finans Merkezi’ni (İFM) 2022’nin başlarında açmayı hedeflediklerini aktararak, “Taşınmalar ne kadar sürer onu bilmiyorum ama kurumlara ‘gelin yerleşin’ diyebilecek durumda olacağız. Tabii bu ciddi bir hız gerektiriyor.” dedi.
İFM bünyesinde hangi kurumların yer alacağı hakkında da bilgi veren Aşan, şöyle devam etti:
“Halkbank, Ziraat Bankası ve VakıfBank gibi kamu bankaları oradalar. Sermaye Piyasası Kurumu (SPK) ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) orada, sigortacılık büyük bir olasılıkla yanına eklenecek. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) da tamamı mı gelir yoksa operasyon birimleri mi gelir belli değil ama TCMB’nin de orada bir binası olacak. Tahkim gibi birtakım hukuksal yapıları da oraya taşıyacağız. Benim kanaatim şöyle, bu kadar bankanın yeteceğini düşünüyorum. İş Bankası’nın da orada binası var zaten. Hani hep diyoruz, ‘Bankacılık sektörünün payını biraz azaltıp, diğer sektörlerin payını genişletmek lazım’ diye. Bunun bir örneği İFM olmalı. Bu kadar banka buraya yeter. Bizim orayı bankacılık dışı finansal sektörle doldurmamız lazım. Altyapıyı da ona göre oluşturuyoruz zaten. Mümkün olduğunca yabancı yatırımları, firmaları ve finansal kuruluşları buraya çekmemiz lazım.”
“İFM’de yer almak için Orta Doğu’dan ciddi ilgi var”
Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan, İFM’ye geçiş kapsamında birtakım teşvik mekanizmasının da uygulanacağından bahsederek, uygun bir teşvik yöntemi seçileceğini, ancak tamamen Anglosakson hukukunun yerleştirilmesi gibi bir durumun olmayacağını vurguladı.
İFM’de yer almak için Orta Doğu’dan ciddi bir ilgi olduğunu belirterek Aşan, “Orta Doğu’daki ilgi biraz ileri düzeyde, finans merkezini yapmak bile istiyorlar. Bunu yapmayacağız, işimizi bitirip onları orada misafir edeceğiz. Londra’dan Citi UK, ki onlar çeşitli özerk belediye yapısı gibi yapıdır. Onlar çok ilgileniyor. Onlar gelip ortaklık yapma peşindeler. Ortaklı olursa oradakilerden bir kısmı buraya gelebilir. Ama benim niyetim buraya yabancı banka getirmek değil, öyle bir planım yok. Burayı biraz 10-15 yıl sonrasının finans merkezi gibi tasarlamak lazım. Şunu kabul etmek lazım ilk treni kaçırdık, onun peşinden gidebiliriz, treni arkadan yakalayabiliriz ama bizim bundan sonraki trenin nereye gideceğini anlayıp onu yapmamız lazım. Biraz onun çabasındayız.” ifadelerini kullandı.
İstanbul Finans Merkezi’nin ikinci ayağını fintech’lerin oluşturacağına işaret eden Aşan, şöyle konuştu:
“İFM’nin çok büyük bir kısmını fintech’ler ile doldurmak istiyoruz. İnşallah çok büyük bir finans teknoparkı kuracağız, içini mümkün olduğunca startup’lar ile dolduracağız.”