Veri ve iş kaybına tahammülü olmayan şirketlerin imdadına teknoloji yetişiyor. En değerli varlıkları olan veri ve bilgilerine her an erişmek ve kesintisiz çalışabilmek için şirketler iş sürekliliği çözümlerine yatırım yapmak durumunda. İş sürekliliğinin, uluslararası kabul görmüş yönetim sistemi standartlarına göre uygulanması son derece önemli. İş sürekliliğine yatırım yapan şirketler verimli ve kârlı olabiliyor.
İş sürekliliği herhangi bir deprem, sel, yıldırım düşmesi, sunucu çökmesi, kritik personelin işten ayrılması, ekonomik kriz vb. durumda şirketlerin mevcut iş ve faaliyetlerini herhangi bir kayba uğramadan sürdürebilmelerini sağlıyor.
İş sürekliliği işler yolunda giderken, genelde organizasyonların üzerinde çok fazla durmadıkları bir konudur. Ancak geriye dönülüp bakıldığında, bir değer elde etmek adına verilen emeklerin, uğraşların, çabaların, önceden öngöremediğimiz nedenlerden dolayı çoğu zaman bir çırpıda son bulduğu, geriye keşkelerin sıkça söylendiği anları bize yaşattığı görülüyor.
Beklenmedik bir durum ve felaketle karşılaşan şirketler ciddi mali kayıplar yanında itibar, müşteri pazar kaybı yaşayabiliyorlar. O nedenle beklenmeyen bir duruma karşı hazırlıklı olmak ve organize şekilde bir plan, program dahilinde şirketin bütününe yayılmış bir kültürle hareket etmek, şirketlerin varlıklarını devam ettirmeleri için olmazsa olmaz noktada.
İŞ SÜREKLİLİĞİ BİR ŞİRKET KÜLTÜRÜDÜR
İş sürekliliği baştan sona şirketin varlığını ve geleceğini teminat altına alma ve koruma kültürüdür. Bu noktadan hareketle şirketin tüm değerlerinin sürekliliğini, kesintisizliğini ve erişilebilirliğini ifade eder. Her şirketin iş sürekliliği önceliklerini belirleyerek buna göre plan, proje, metot ve strateji geliştirmesi gerekir. İş sürekliliğini dar bir tanımla ele alan, örneğin sadece verilerin güvenli bir bilişim altyapısıyla korunması ve güncellenmesini anlayan bir yönetim anlayışı büyük resmi gözden kaçırıyor demektir.
İş sürekliliği bir ürün, teknoloji veya servis olmaktan öte gerek teknoloji gerek insan gücü gerek entelektüel miras gerekse de mali kaynakları da bütünleşik olarak ifade ediyor. Aynı zamanda bir kez yapılan ve bittikten sonra ele alınmayan değil tersine sürekli güncellenen, yenilenen ve denenen bir metodoloji. İş sürekliliği metodolojisinin uygulama ve yönetim sorumluluğu öncelikli üst yönetim ve sonrasında tüm çalışanları kapsıyor.
İş sürekliliğinin yönetimine ait yapı, süreçler, metotlar, şirketin çapı, yapısı ve sorumluluklarının yapısına göre değişebiliyor.
İŞ SÜREKLİLİĞİ ADIMLARI
1. Planın kapsamını belirleyin.
2. Anahtar iş alanlarını belirleyin.
3. Kritik fonksiyonları belirleyin.
4. Farklı iş alanı ve fonksiyonları arasındaki bağımlılıkları belirleyin.
5. Her bir kritik fonksiyon için kabul edilebilir çalışmazlık süresini belirleyin.
6. Operasyonları idare etmek için bir plan oluşturun
Veriye erişilebilirlik iş sürekliliğini zorunlu kılıyor
Veeam Software Ülke Müdürü Ozan İnan ile iş sürekliliği yaklaşımını, dijital iş dünyasının iş sürekliliğine neden ve hangi boyutta yatırım yapması gerektiğini konuştuk.
İş sürekliliği şirketler için neden önemli? Neden yatırım yapılmalı?
Amrop Global’in Avrupa ve Amerika’da 11 ülkede yaptığı araştırmaya göre teknoloji şirketlerinin yönetim kurulu üyelerinin yüzde 36’sı dijital yetkinliğe sahip. Finlandiya bu anlamda en yüksek orana sahipken en düşük oran Fransa’ya ait. Teknoloji alanında faaliyet göstermeyen yönetim kurulu üyelerinin yüzde 5’i dijital yetkinliğe sahip. Bu alanda en yüksek oran yüzde 8 ile İspanya’ya, en düşük oran ise yüzde 2 ile Danimarka’ya ait.
Dijitalleşmenin hayati önem taşıdığı sektörlerde yönetim kurullarının yetkinliklerinin dağılımı ise; perakende yüzde 5, finansal hizmetler yüzde 4, sağlık hizmetlerinde ise yüzde 7 oranında. Bu araştırma ortaya koyuyor ki; yönetim kurullarında dijital temsiliyet henüz başlangıç aşamasında. Ancak önümüzdeki üç yıl içerisinde önemli bir artış bekleniyor.
Teknoloji hızlı gelişiyor. Siz “A” teknolojisine yatırım yapıyorsunuz. Sonra “B” teknolojisi çıkıyor. Bir anda çok hızlı bir verimlilik sağlıyor, iş kolaylığı sağlıyor. Ama siz bütçenizi kullanmış oluyorsunuz ve bu değişime ayak uyduramıyorsunuz. Bu duruma düşmemek için şirketler iki tarz yatırımı benimsiyor.
1) Kendi için kritik olan uygulama ve yatırımları kendi bünyesinde yapmak istiyor.
2) Hayati önemi olmayan uygulamaları da bulut (cloud) ve bunların servis sağlayıcıları üzerinden sağlamak istiyor. Bunların getirdiği avantaj ise hizmeti sunan şirketler, son teknolojiye yatırım yaptıkları için sizin satın alma yapmadan kısa ya da uzun dönemlik kiralama yaparak bu yapıdan faydalanmanızı sağlıyor. Dolayısıyla, şirketinize yüklü bir maliyet getirmemiş oluyorsunuz.
Şirketlerin buluta taşınma ihtiyacına çözüm olabilmek adına birçok servis sağlayıcı şirket Türkiye’de hizmet veriyor. Servis sağlayıcı şirketler kendini hızlı geliştiriyor fakat teknolojiyi kendi ihtiyacı için kullanan şirketler ne yazık ki teknolojinin bu dönüşümünü servis sağlayıcılar kadar hızlı yakalayamıyor. Aradaki kopukluğu giderebilmek için ise ciddi bir köprü gerekiyor. Bu köprüyü de biz iş sürekliliği diye adlandırıyoruz.
Veeam Erişilebilirlik Raporu 2016; kıdemli BT karar vericilerinin yüzde 84’ünün erişilebilirlik farkı yüzünden problem yaşadıklarını ortaya koydu. İşletmeler bu yüzden ciro ve üretkenlikte 16 milyon dolara varan zararlarla karşı karşıya kalıyorlar. Bunun dışında müşteri güveni ve marka bütünlüğü de sırasıyla yüzde 68 ve yüzde 62 oranında zarar görüyor. Şirketlerden gelen bu talebe, uygulama ve verilerine ulaşabilmelerini sağladığımız, bu vesile ile verimliliği artırıp kesintiyi azalttığımız, “Always On Enterprise” sloganıyla yola çıktığımız ürün grubunu sunuyoruz. Veeam olarak herhangi bir kurumsal şirkete tamamlayıcı iş ortağı görevi üstleniyoruz. Kısacası tüm bu anlattıklarımdan yola çıkarak önümüzdeki yıllarda veriye erişilebilirliğin bilinen teknoloji altyapılarının ayrılmaz bir parçacı olacağını söyleyebiliriz.
İş sürekliliği yönetim sistemi standartları neleri kapsıyor?
Küreselleşme ile birlikte internetin yükselişi, bulut hizmetlerinin benimsenmesi, sanallaştırma ve artan mobilite kesintisiz çalışmanın gerekliliğini ortaya koyuyor. Mobil işgücü ve müşteri beklentileri, ürünlere ve hizmetlere erişimin tüm dünyada standart haline geldiği bir dünya yaratmış durumda. Veeam olarak günümüz şirketlerinin stratejilerini, Always-On Enterprise olarak tanımladığımız e-postalar, sunucular, sosyal ağlar ve işlem portalları gibi kritik uygulamalara herhangi bir yerden ve zamanda 7/24 erişilebilir olması yönünde şekillendirmelerini sağlıyoruz. Modern veri saklama ve yönetme alanındaki stratejilerin bu ihtiyaçları karşılayacak nitelikte şekillendirilmesi gerekiyor.
İşleri aksatan herhangi bir teknolojide olduğu gibi, her zaman erişilebilen bir işi desteklemek de BT’ye çeşitli zorluklar çıkartıyor. Aynı zamanda bilişim teknolojileri, şirketin giderlerini çok fazla artırmadan işleyişin devamını sağlamak durumunda. Kurumların operasyonlarını sorunsuz bir şekilde devam ettirmeleri ve her zaman ulaşılabilecek şekilde doğru BT cihazlarıyla desteklemeleri artık bir seçenek değil, pazarda bir adım önde olmak için bir zorunluluk.
İş sürekliliğinde dış kaynak kullanımının rolü ve yararları nedir?
İşletmeler büyüdükçe teknoloji yöneticilerinin (CIO) sadece arka plandaki operasyonları desteklemelerinden çok işleri geliştirmeye yardım edecek BT stratejilerini hayata geçirmeleri de bekleniyor. Kurumlar modern ve aniden ortaya çıkan taleplerle uyumlu olan teknolojilere ve modern veri merkezine hızlı ve sorunsuz erişebilmeyi sağlayan altyapılara sahip olmak istiyor. Yalnız bu altyapıların oluşturulması ve sürdürülebilir olması ise insan kaynakları, iş yükleri ve mali açıdan ciddi yatırımlar gerektiriyor. Örneğin yedekleme depolamasının yönetilmesi işletmeler için çok büyük ve pahalı bir çaba ortaya çıkarıyor. Katlanarak artan veri miktarı eski çözümlerin bu süreci etkili ve maliyet tasarruflu bir şekilde yönetmesini engelliyor. Örneğin bu noktada yeni ürünümüz Veeam Availability Suite v9’un Sınırsız Dağıtıklaştırılmış Yedekleme Havuzu (Unlimited Scale-out Backup Repository) özelliği sayesinde bu sorunu adresleyerek yedekleme depolama donanımı harcamasını azaltıyor; radikal bir şekilde yedekleme depolamasıyla birlikte işletmedeki yedekleme iş yönetimini kolaylaştırıyor ve yedekleme performansını iki katına çıkarabiliyoruz. Bu ve benzer durumlarda modern veri merkezi ve veri koruma konularında dışarıdan hizmet almak, hem maliyet hem de sağlanan teknolojik üstünlük bakımından da oldukça tasarruflu. Diğer yandan iş yüklerinin dağıtılmasını sağlayarak önemli ölçüde yararlı oluyor.
İş sürekliliği hizmeti nasıl alınır? Hangi noktalara dikkat etmek ve talep etmek gerekir?
İş sürekliliği hizmeti alacağınız şirketin seçiminde dikkat edilmesi gereken en önemli unsur, şirketin güvenilir olması. Çünkü siz bu şirkete, bir sorun çıktığında bile kesintisiz çalışmak ve iş sürekliliği sağlamaları için verilerinizi sunuyorsunuz. Burada söylemek istediğim bilgi güvenliği değil. Son kullanıcı hizmet sağlayıcı ile paylaşmadan önce tüm veriyi şifreleyebilir ama şunlara dikkat etmenizi istiyorum: Hizmet sağlayıcının tüm taleplerinizi yerine getirmesini, testleri yapmasını ve düzenli olarak sizinle SLA raporlarını paylaşmasını garantilemeniz gerekiyor. Sorun yaşamanız veya anlaşmayı sonlandırmanız durumuna karşı da mutlaka yedek bir plan bulundurmanızı öneriyoruz. Sonuçta veriye dünyanın neresinden ve hangi cihazla olursa olsun 7/24 erişmek artık kritik önem taşıyor. Bir sorun çıktığında kendi verinize, anlaşma yaptığınız sirketin size söz verdiği süre içerisinde ulaşmanız şart.