Ticimax E-ticaret Sistemleri Kurucusu Cenk Çiğdemli, uzun süredir e-ticaret şirketlerine çözümler geliştiriyor. Son hedefi, çevrimiçi alışverişte depo yönetimi hatalarından kaynaklanan yanlış ürün gönderimi ve iade problemlerini tarihe gömmek…
Ticimax’in ‘akıllı depo ve operasyon yönetimi uygulaması’ çevrimiçi alışverişin her adımını takip edilebilir hale getirirken dijital kodlama sistemiyle depolardaki ürünleri tüketicinin internet siparişiyle eşleştirmesi, depodan yanlış ürün gönderilmesini imkansızlaştırıyor. Çiğdemli, “Bu uygulama sayesinde sadece teslim aşaması değil, iadelerde de her adım kayıt altına alınıyor. Bu da operasyon maliyetlerini düşürüyor” diyor.
Depodan herhangi bir siparişin normalde 15-20 dakikada çıkmasına karşın bu yazılım ile sürenin üç dakikaya indiğini söyleyen Çiğdemli, “Uygulama sayesinde depo görevlisi bir raftan ürünü sipariş kodu ile eşleştirerek alıyor, eşleşmeyen siparişler ortak havuzda görülebiliyor. Tüm aşamalar siparişi veren müşteriye de bildiriliyor” diyor. Müşterilerin çağrı merkezi ile yaptığı tüm görüşmeleri yazılım üzerinden robot ile yapabildikleri ve siparişe ait tüm detayları öğrenebildikleri modül ile de personel hatalarının sıfıra indirilmesi hedefleniyor.
Bu arada Cisco, niyeti algılayabilen, siber güvenlik tehditlerini en aza indirgeyen ve zamanla öğrenerek yeni fırsatları açığa çıkaran yeni sezgisel ağını Game of Thrones’un Tyron Lannister karakteri olarak tanıdığımız Peter Dinklage’in tanıtım yüzü olduğu bir kampanya ile Türkiye’de tanıttı. Cisco’nun kurumsal ağ teknolojileri alanında en önemli atılımlardan biri olan niyet algılama odaklı (intent based) ağ çözümleri, eylemleri kestirebilen, güvenlik tehditlerini yoldayken durduran, sürekli evrilmeye ve öğrenmeye devam eden sezgisel bir sistem yaratma vizyonunu gerçekleştirmesi anlamına geliyor. Bu sayede şirketler yeni fırsatlar yakalarken; artan bağlantılar ve dağıtık teknoloji çağında, daha önce çözümsüz olan zorlukları çözebilecekler.
Cisco Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Sinan Yetişgen, 2020 yılı itibari ile şirketlerin yüzde 75’inin dijital dönüşümünü tamamlamış ya da hazırlıklarını yapıyor olacağını ifade ederek, “ağ”ın dijital dönüşümün en önemli bileşenlerinden biri olduğunu belirtiyor.
Ağın doğru mimari ile buluştuğunda verinin en etkin şekilde kullanılabileceğine dikkat çeken Yetişgen, “Böylece yazılımın kendi deneyimlerinden öğrenerek bilgiyi analiz etmesini ve daha hızlı karar alınmasını sağlayabiliriz. Sezgileri ile öğrenebilen ağ alt yapısının en önemli avantajlarından birisi de güvenlikte olacak. Dijitalleşen nesnelerin interneti dünyasında herhangi bir tesiste yüzbinlerce sensörü primitif segmentasyon yöntemleri ile korumamız, en baştan başarısızlığa uğramamız demek. Deneyimlerinden öğrenebilen bir yazılım ile tehditleri daha oluşmadan öngörmek ve engellemek mümkün olacak” diyor.
İşletmelerin bugün ağ yönetiminde tercih ettiği geleneksel BT süreçleri artık sürdürülebilir değil. Cisco’nun sürekli olarak öğrenerek, adapte olarak, otomasyon ve koruma sağlayarak ağ operasyonlarını optimize etmeye ve günümüzün giderek güçlenen tehdit ortamında savunma sağlamaya dayanan sezgisel sistem yaklaşımı, tehditler tarafındaki dijital dönüşüme yanıt verecek çözümlerden biri olabilir.