Büyük resesyonun hemen ardından milenyum kuşağındakiler kendilerine sunulan hakların ciddi şekilde kırpıldığına tanık oldular. Son beş yılda genel olarak saatlik ücrette önemli bir düşüş gözlendi ancak hiçbir yaş grubunda düşüş milenyum kuşağındaki kadar sert olmadı; üstelik bu kuşak ABD tarihinin en iyi eğitimli kuşağı olarak görülüyorken… Peki bu eğitim nasıldı? Genelgeçer kalıplara karşı çıktığı için put kırıcı olarak tanımlanan risk sermayedarı Peter Thiel’a göre eğitim konusu fazla abartılıyor. Kendisi de zaten okulu bırakıp, şirket kurmaları için gençlere para veriyor. Öğrenci kredi yükünün on yıl önceki bir mezununkine göre yüzde 56 oranında arttığı göz önüne alındığında, bu çağrı son derece cazip gelebilir.
Ancak mevcut tablo üniversite -ve hatta lisansüstü- eğitiminin genç çalışanların ekonomik darboğazdan kurtulmaları için en iyi yöntem olduğunu ortaya koyuyor. Pew Araştırma Merkezi’nden Richard Fry, “Genç yetişkinlere sunulan fırsatlar çok fazla kırpıldı” diyor. Üniversite mezunu milenyum kuşağının ortalama yıllık kazancı 45 bin 500 dolar ve bu da üniversite mezunu daha önceki kuşakların aynı yaşlarda eve götürdükleri paradan az biraz daha yüksek. Ancak üniversite mezunu olmayan milenyum kuşağının kazancı anne babalarının ve hatta büyük ebeveynlerinkine kıyasla düşüş kaydetti. Şimdi artık üniversite diplomasıyla lise diploması arasındaki ortalama yıllık gelir farkı 20 bin dolar civarında; üstelik aradaki fark, üniversite mezunları terfi aldıkça ve yüksek okul diplomasına sahip olmayanlar da otomasyon ve outsourcing’in gittikçe azalttığı bir iş havuzunda yer kapabilmek için çırpındıkça, büyüyor. Georgetown Üniversitesi Eğitim ve İstihdam Merkezi Direktörü Anthony Carnevale, yüksek öğretim diplomasına sahip olmayanlarla ilgili olarak, “Adeta bir kısır döngüde dolanıp duruyorlar” diyor. Yalnızca lise diplomasına sahip olan milenyum gençlerinin hemen hemen dörtte biri yoksulluk içinde yaşıyor.