Destek Patent özellikle sınai haklar konusunda faaliyetleriyle ön plana çıkarak global bir markaya dönüşüyor. Türkiye, İsviçre, Kazakistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve İngiltere’de ofisleriyle 195 ülkede faaliyet gösteriyor. – Ersan Taylan
Destek CEO’su Faruk Yamankaradeniz, “Dijitalleşme yatırımlarımız sayesinde, yapay zekâ başta olmak üzere yenilikçi teknolojileri süreçlerimize entegre ederek dijital dönüşüm sürecimizi daha güçlü bir zemine oturttuk” diyor.
DESTEK Patent, 1983’ten bu yana sınai haklar alanında vekillik ve danışmanlık hizmetlerini sunuyor. Türkiye, İsviçre, Kazakistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve İngiltere’de ofisleri var. Şirket, 195 ülkede portföyündeki firmaları temsil ediyor. Sunduğu hizmetlerin temelinde sınai haklar alanlarında vekillik ve danışmanlık bulunuyor. Tescil, koruma işlemlerinin yanında; araştırma, takip, yorumlama, analiz, karşılaştırma, değerleme, sistem kurma ve geliştirme, eğitim gibi birçok konuda hizmet veriyor. Destek Patent, “Fikrine Sahip Çık” sosyal sorumluluk projesi kapsamında lise, üniversite öğrencilerine, KOBİ ve girişimcilere eğitimler verirken, bugüne kadar ulusal ve uluslararası alanda 260 binden fazla markaya, 48 bine yakın patent/faydalı modele ve 330 bine yakın tasarıma danışmanlık ve vekillik yaptı. Şirketin gündemindeki yenilikçi projeleri Destek CEO’su Faruk Yamankaradeniz ile konuştuk…
2024 yılı sizin için nasıl geçti? 2025 yılı öngörülerinizden ve hedeflerinizden bahseder misiniz?
Bu yıl, sınai mülkiyet hakları alanında ülkemizin gelişimine katkıda bulunmak ve sektörde pozitif ayrışmak adına yoğun bir çaba gösterdik. Dijitalleşme yatırımlarımız sayesinde, yapay zekâ başta olmak üzere yenilikçi teknolojileri süreçlerimize entegre ederek dijital dönüşüm sürecimizi daha güçlü bir zemine oturttuk. Ülke genelinde sınai mülkiyet haklarına dair bilinci artırmak için yürüttüğümüz çalışmalar meyvelerini veriyor; artık ticari aktörler marka, patent, tasarım gibi tescil işlemlerinin önemini daha iyi kavrıyor ve bu farkındalık sektörde önemli bir ilerlemeyi mümkün kılıyor. Yine de daha fazla Ar-Ge yatırımı, üniversite-sanayi iş birlikleri ve kamu desteklerinin de katkısıyla kat edilecek yolumuz olduğuna inanıyoruz. Bu bilinci, özellikle genç yaşlarda oluşturmaya olan inancımızla 2019’da başlattığımız “Fikrine Sahip Çık” projemizle genç buluşçular ve girişimcileri sınai haklar bilincini artırmak, Türkiye’nin fikri sermayesine katkıda bulunmak amacıyla sınai haklar alanında farkındalık eğitimleri vererek desteklemeye devam ediyoruz. Ortaokul ve lise çağındaki öğrencilerden KOBİ’lere ve teknoloji transfer ofislerine kadar geniş bir kitleye ulaşan bu projeyle, bugüne kadar 14 ilde 14.000 kişiye eriştik; gelecek yıllarda da hedefimizi daha da genişleterek toplamda 100 bin kişiye ulaşmak istiyoruz. Ayrıca, yalnızca ülke içinde değil, sınai mülkiyet haklarının korunması bilincini küresel ölçekte yaygınlaştırma hedefimizle yurt dışındaki operasyonlarımızda da büyümemizi sürdürüyoruz. Tüm bu adımlarla hem ülke ekonomimize katkı sağlıyor hem de sınai mülkiyet haklarının korunması alanında farkındalığı artırmaya yönelik misyonumuzu pekiştiriyoruz. 40 yılı aşkın süredir sektörde öncü olarak edindiğimiz bilgi birikimle, ülkemizin sürdürülebilir bir inovasyon iklimine sahip olması için çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz. Destek Patent olarak, 4O yılı aşkın süredir edindiğimiz bilgi birikimimiz ve deneyimlerimizle sektörde katma değer yaratan işlere odaklanarak süreçlerimizi daha verimli yönetebiliyoruz. 2025 yılı itibarıyla, metal yakalı çalışan sayımızı artırmayı ve hibrit danışanlarımızla birlikte bir sınai haklar departmanı kurmayı hedefliyoruz. Dijital dönüşümdeki liderliğimizi bir adım daha ileri taşımak amacıyla, sınai haklar alanında geliştirdiğimiz DestekGPT üzerinde çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu özel yapay zekâ destekli çözüm, dünya genelindeki sınai mülkiyet başvuruları, itirazlar ve tescil süreçleriyle ilgili kullanıcıların sorularını yanıtlarken aynı zamanda hibe ve teşvikler ile hukuki sorulara yönelik cevaplarını iletiyor. DestekGPT’yi 2025 yılında daha da geliştirerek yapay zeka destekli bir danışman haline getirmeyi hedefliyoruz. Böylece ihtiyaç duyulan bilgilere anında erişim sağlanırken, zaman tasarrufu yaratarak bilgi ve deneyimimize kesintisiz ulaşılmasını sağlıyor. Aslında sektördeki dijitalleşme sürecine yeni bir bakış açısı getirerek sektörümüze ivme kazandırmayı planlıyoruz şeklinde özetleyebilirim.
Patent hizmetlerinde belirli bir sektöre veya alana odaklanmış bir uzmanlık alanınız bulunuyor mu? Hangi alanlarda daha fazla deneyime sahipsiniz?
Destek Patent olarak, sınai mülkiyet haklarına konu olan tüm alanlarda derinlemesine bir uzmanlık sunuyoruz. Marka, patent, faydalı model, tasarım, coğrafi işaret, bitki çeşitleri gibi farklı mülkiyet haklarının yanı sıra, her sektörden firmamıza özgün ihtiyaçlara yönelik kapsamlı hizmetler sağlıyoruz. Belirli bir sektöre odaklanmak yerine, sınai haklar alanındaki tüm süreçlerde, her türlü sektörden kurum ve bireye yönelik deneyimimizle çözüm sunmaya odaklanıyoruz. Özellikle patent alanında, vekillerimiz ile patent başvurularının yanı sıra çalışan buluşlarına ilişkin eğitimler ve danışmanlıklar, bir buluşun patentlenebilirlik koşullarını sağlaması için yapılan geliştirmeler ve danışmanlıklarla bu alanda lider konumdayız. Ayrıca, inovasyon ve patent ile kazanan projeler üreten başarılı bir Ar-Ge yapılanması için standartların oluşturulduğu, yol haritasının belirlendiği ve kontrolün sağlandığı bir patent işletim sistemi geliştirerek, ihtisas alanlarımızı sürekli olarak ilerletiyoruz. Bunların yanı sıra, patentlerin ticarileşmesi konusunda da derin bir uzmanlığımız bulunuyor. Patent değerleme süreçlerinden, ticari potansiyel analizi yaparak, bu patentlerin en verimli şekilde kullanılmasını sağlıyoruz. Bu sayede, yenilikçi buluşlar ve patentler, yalnızca sınai mülkiyet olarak kalmayıp, ekonomik değere dönüşerek ticari başarıya ulaşmaktadır.
Son yıllarda marka, patent, tasarım alanlarında gözlemlenen önemli trendler nelerdir?
Son yılların en önemli trendi birçok alanda olduğu gibi dijitalleşme ve teknoloji diyebiliriz. Hem mevcuttaki kurumsal yapıların hem de piyasaya yeni dahil olan girişimlerin bu doğrultuda ciddi çalışmaları olduğunu gözlemliyoruz. Bununla beraber yine kullanıcı odaklılık ve sürdürülebilirlik de öne çıkan başlıklar arasında yer alıyor. Özetle gündelik yaşantımız içerisinde daha fazla yere ve öneme sahip olmaya başlayan trendlerin hızlı bir şekilde marka ve patent başvurularına da yansıdığını söyleyebiliriz.
Türkiye’de patentin önemi ve fikri mülkiyet hakları konusunda toplumsal bilincin yeterince yüksek olduğunu düşünüyor musunuz? Bu alandaki farkındalık nasıl artırılabilir?
Türkiye’de patente ve marka tesciline verilen önem önceki dönemlere göre artış gösterse de ne yazık ki hâlâ istenilen seviyede değil. Bu farkındalığı artırmak adına biz de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Destek Patent olarak 2019 yılında başlattığımız “Fikrine Sahip Çık” kurumsal sosyal sorumluluk projesini, Türkiye’nin fikri sermayesini artırmak ve sınai mülkiyet hakları alanında bilinçli bir nesil yetiştirmek amacıyla hayata geçirdik. Bu projeyle, gençleri buluş yapmaya teşvik etmeyi, girişimci ve KOBİ’lere yönelik eğitimler vermeyi ve fikri haklar konusunda toplumsal bilinci artırmayı hedefledik. Projenin ana hedef kitlesi ise lise ve üniversite öğrencileri oldu. Lise öğrencileri, yeni buluşlar yapabilecekleri ve gelecekte marka oluşturabilecekleri eğitimlerden geçerken, üniversite öğrencileri entelektüel varlıkların yönetimi ve ticari hayata aktarılması konusunda farkındalık kazandı. “Fikrine Sahip Çık” projesi, bugüne kadar 14 ilde 14 binden fazla kişiye ulaştı ve özellikle gençlerin sınai haklar konusunda bilinçlenmelerine büyük katkı sağladı. Proje kapsamında çeşitli liseler, üniversitelerin girişimcilik kulüpleri, sivil toplum kuruluşları ve organize sanayi bölgeleriyle iş birliği yaparak geniş çaplı eğitimler düzenledik. Projemizin bir diğer ayağı olan girişimci ve KOBİ’lere de çeşitli eğitimler verdik. Projemiz, 13. Kurumsal Sosyal Sorumluluk Zirvesi’nde Gümüş Başarı Ödülü kazanarak, sürdürülebilir kalkınma hedefleri çerçevesinde de önemli bir yer edindi. Yeni dönemde, uluslararası sınai haklar kapsamında bu projeyi sınır ötesine taşıyarak yurt dışındaki liseler ve üniversiteler ile genişletmeyi ve daha fazla gence ulaşmayı hedefliyoruz.
Türkiye’de her yıl yapılan patent ve marka başvuruları arasında hangi alanda daha fazla başvuru yapılmaktadır? Bu başvuruların sektörel dağılımı nasıl?
Türkiye’de her yıl yapılan başvurular arasında marka başvuruları, patent başvurularına kıyasla daha fazla olmaktadır. Bu fark, marka ve patent başvurularının farklı gereklilikler ve süreçler kaynaklanır. Marka tescili, genellikle bir işletmenin ürün veya hizmetinin adını, logosunu veya ticari işaretini korumayı amaçlar. Süreç daha hızlı ve maliyet açısından daha düşüktür, bu da markaların geniş bir kitle tarafından başvurulmasını sağlar. Patent başvuruları ise daha karmaşık bir süreç gerektirir, çünkü bir buluşun patentlenebilmesi için belirli inovasyon koşullarını sağlaması gerekir. Bu nedenle patent başvuruları genellikle daha sınırlı ve özgün buluşlara dayanır, dolayısıyla sayıları daha azdır. Sonuç olarak, marka başvuruları daha yaygınken, patent başvuruları genellikle belirli sektörlerde ve yenilikçi alanlarda yoğunlaşır.
Son yıllarda yapay zekâ teknolojilerine yapılan yatırımların hızla arttığı görülüyor. Destek Patent olarak yapay zekâ alanında hangi yatırımları gerçekleştirdiniz ve bu yatırımların şirketinizin hizmetlerine nasıl bir katkı sağladığını düşünüyorsunuz?
Sürdürülebilirliğin temel unsurlarından biri de dijital dönüşümdür. Portföyünü yönetmekte olduğumuz firmaların memnuniyetinin sürdürülebilirliğini sağlamanın temel anahtarı olarak dijital dönüşümü her fırsatta aktarıyor ve uyguluyoruz. Genellikle dijital dönüşüm projesi şirketler için bir IT projesi olarak değerlendirilse de, aslında bu süreç bir İnsan Kaynakları (İK) projesidir. Çünkü öncelikle zihinlerin değişimi gerekmektedir. Sistemler bir şekilde değişir ve teknik altyapı sağlanabilir; ancak sürdürülebilirliği sağlamak için dijital dönüşüm ile birlikte zihinsel değişim de zorunludur. Bu dönüşümü başarıyla gerçekleştiren şirketler piyasada güçlenirken, gerçekleştiremeyenler küçülme eğilimindedir. Biz de bu dönüşüme ayak uydurarak güvenli ve etkili yapay zeka çözümleri geliştirme yolunda kararlılıkla ilerlemekteyiz. Bu yatırımlar, en başında portföyünü yönettiğimiz firmalar için kritik bir rol oynamaktadır. Şirket içerisinde ise ekibimizin bir parçası olarak addettiğimiz metal yakalı çalışanlarımız sayesinde, Destek Patent çalışanları daha katma değerli hizmetleri sunmayı sürdürüyor. Bu sayede en doğru ve güvenilir hizmetleri en hızlı şekilde sunmaya odaklanabiliyoruz. Yürüttüğümüz operasyon tamamen emsalsiz ve kişiye/kuruma ve ürüne özel süreçler gerektiren bir operasyon. Süreç analizlerinde gördük ki, uzun yıllardır çalışan ve çok fazla teknik bilgiye sahip birçok arkadaşımız, robotların yapabileceği birçok işlemi manuel olarak yapıyor. Bu doğrultuda yaptığımız çalışmalar ile ilk metal yakalı çalışanımız olan “Süreyya”yı kadromuza aldık. Normal bir günde ortalama 7-8 saat zaman olan birçok standart süreci metal yakalı çalışanlarımız ile çok daha kısa sürede yapar duruma geldik. İş birimlerinde çalışan arkadaşlarımız robotların yeteneklerini bu sayede tecrübe ederken, biz de sahip olduğumuz profesyonel iş gücünü hizmet kalitemizi en üst noktaya taşıması fırsatını bulduk.