Dijital dönüşümün en önemli bileşeninin yazılım olduğunun altı çizilen Executive Exchange etkinliğinde, bu dönüşümün özünde “uygulamalar”ın yer aldığı; bu uygulamaların mobil bulut dünyasında, web ölçeğinde ve hızında dağıtılması, yönetilmesi ve güvenceye alınması gerektiği vurgulandı.
VMware Türkiye Ülke Müdürü Murat Mediçeler etkinliğin açılış konuşmasında şu konulara değindi: “Dünya ciddi bir dijital dönüşümden geçiyor. Dönüşümün itici gücü de mobil, bulut bilişim; buna şimdilerde IoT, M2M de eklendi. Dijitalleşme müşteri ve kurum ilişkilerini dönüştürüyor. VMware olarak biz de IaaS, sanallaştırma, bulut ve güvenlik teknolojilerimizle dijital dünyada varız. Dijital dünya yeni bir liderlik formatını da beraberinde getiriyor, şirketlerde dijital liderler oluşuyor. Niçin dijital liderlere ihtiyaç var? Dijital dönüşümle birlikte kurumlar, bu dönüşüme ayak uydurmasını sağlayacak ve bu uyum sürecini yönetecek liderlere ihtiyaç duymaya başladılar. Değişim ve dönüşümün baş döndürücü bir hızla sürdüğü bu çağda kurumları rekabetçi kılacak yaklaşımları geliştirmek de ‘dijital becerilere’ sahip dijital liderlere düşüyor.
Dijital dönüşümü benimseyen her sektörden şirket çalışanı dijital odaklı beceri setlerini geliştirmeye çalışırken, çalıştıkları kurumda yerleşmiş geleneksel kalıpları yıkan ve dijital tabanlı yenilikçi iş ve fikir modelleri geliştiren insanlara dönüşüyorlar. VMware olarak yaptığımız Dijital Beceriler: CIO Bakış Açısı başlıklı araştırmanın sonuçlarına göre şirketlerde çalışanların neredeyse üçte ikisi kendilerine kalan zamanlarda bu becerileri öğrenme niyetindeler. Çalışanların yüzde 34’ü BT’den sorumlu yöneticilerin kurumdaki dijital inovasyonu sürükleyen insanlar olmaları gerektiğine inanıyor. Dolayısıyla özellikle CIO’ların üstlenmesi gereken bir rol olan dijital liderliğin, gerek bireysel olarak gerekse kurum nezdinde dijital becerileri ve dijital çağın gerekliliklerini yerine getirecek düşünce tarzını teşvik etme anlayışına bağlı olduğunu söyleyebiliriz. Biz de dijital liderlerin işlerini kolaylaştıracak yazılım tanımlı bir teknoloji dünüşümünü öngörüyoruz.”
ÜLKER, İNOVASYON TEMELLİ DİJİTAL DÖNÜŞÜME İNANIYOR
Etkinlikte kullanıcı deneyimi olarak Ülker’in CIO’su Murat Özkan şunları söylüyor: “Günümüzde müşteriler şirketlerden hız, katma değer, esneklik bekliyor. Bu da ancak inovasyonla olabiliyor. Bu gerçeklerden yola çıkarak biz de şirketimizde BT dönüşümüne başladık. Önce kendimize kritik iş ortakları belirledik. Müşterilerimize nasıl daha iyi bir deneyim yaşatabiliriz? sorusundan hareketle kendimizi inovasyona ve iş geliştirmeye adadık. Bu nedenle altyapımızı da gözden geçirdik ve yüzde 55 oranında sanallaştırdık. Bu da bize esneklik, raporlamada kolaylık ve verimli kullanım sağlıyor. Eskiden sistem karmaşıklığı, donanıma bağımlılık oluşuyordu. 500’den fazla sanal sunucu sistemimiz var. VMware ile bu yıl başladığımız kritik işbirliği sonucunda VMware ortamımızı ve VMware kullanım alanımızı yaygınlaştırmak amacıyla operasyon ve otomasyon yazılımları ile işe başladık. İlk olarak mevcut platformda olan servislerimizin yönetim ve oluşturma süreçlerinin analiz edilerek yeni servis oluşturulması ve günlük operasyonların self servis portaller üzerine taşınması işlemini başlattık. Bu uygulama ile otomatik servislerin tanımlanması ve devreye alınması, sistemlerin tümünden toplanan logların korelasyonuyla hızlı ve etkili hata bulma ve ayıklama -güvenlik dahil-, sanal sistemlerin kullanım ve ücretlendirme verilerini toplamak mümkün oluyor.
Altyapı ekibimizin hizmet verdiği birimleri servis sunucuları yönetebilecek, aynı zamanda yeni servisleri oluşturma süreçlerini dinamik şekilde azaltma durumuna geçtik. Wcloud ile esneklik, uçtan uca süreçlerin yönetimi ve gerekli olduğunda teknoloji ekibinin hiçbir şekilde devreye girmeden yazılım ekibinin kendi isteklerine göre otomatikman veri merkezinde ihtiyaçlarını yerine getirmesi mümkün hale geliyor. Böylece daha hızlı ve verimli süreçler, son kullanıcının isteklerine daha hızlı yanıt verme, esneklik, süreçlerde talep/onay mekanizmalarının otomatik hale getirilmesi, üretim altyapısının hazır hale getirilmesi, mevcut sistemlerimizin hyper cloud’a genişletme imkanının hızlandırılması uygulama ve altyapı dağıtım otomasyonunun sağlanması, basitleştirilmiş veri merkezi operasyonlarının sağlanması söz konusu olacak. Ayrıca tek bir altyapı üzerinden uygulama sanallaştırma altyapımız, yönetilebilir ve kullanılabilir olacak!”
DİJİTAL DÖNÜŞÜMÜ HIZLANDIRMAK
Toplantının diğer konuşmacısı IDC Türkiye Araştırma Müdürü Aslı Koçkal da, “IDC olarak bilişim pazarı dünyada nereden nereye geldi diye bakarken, zenginlik ve teknoloji tarafında coğrafik olarak bir değişim ve dönüşüm olduğunu görüyoruz. Fortune 500’e giren ülke sayısı 1980’de 23 iken 2010’da bu sayı 85’e yükseldi. 2025’te 229 olacak. Aslında küresel ekonomi yön değiştirdikçe teknoloji de yön değiştiriyor. Örneğin küresel şirketlerin diğer ülkelerdeki çalışan sayısı, merkezlerindeki çalışan sayısından daha fazla. Bu noktada organizasyonların dönüşümü ve dijital dönüşüm nasıl olacak? Dijital dönüşüm BT dönüşümü ile başlıyor. 2007’den bu yana sözünü ettiğimiz, üçüncü Platform Teknolojileri dediğimiz bulut, büyük veri, mobil, sosyal iş yeni pazar geçeğine dönüştü. Bu teknolojiler, dijital dönüşümü zorunlu ve mümkün hale getiriyor. IDC olarak geçtiğimiz yıl altı ana teknoloji pazarına odaklanacağımızı duyurduk. Bunlar yeni nesil güvenlik, kognitif bilişsel bilişim, 3D baskı teknolojileri, robot teknolojiler, artırılmış gerçeklik, IoT. Hepsine baktığımızda bunlar dijital inovasyonu hızlandıran teknolojiler ve neredeyse hepsi üçüncü Platform Teknolojileri üzerinde inşa ediliyor.
Altyapı dönüşümünün dijital dönüşümü desteklemesi gerekiyor çünkü ölçeklenebilirlik ve kıvraklık dijtal dönüşümün olmazsa olmazları. Türkiye’de dijital dönüşüm evresinde şirketlerimizin henüz birinci ve ikinci aşamada olduğunu söyleyeyebiliriz. Mimari dönüşüm tarafında da yatırımlar yapılmaya başlandı. CIO’lar güvenlik entegrasyonu tarafıyla ilgili zorluklarla karşılaşıyor. Eski geleneksel BT sistemi ile yeni nesil sistemleri uyumlu hale getirmeye çalışmak, işte bu noktada entegrasyon zorlukları yaşanabiliyor. Dijital dönüşümün üçüncü ve dördüncü aşamasında ise inovasyon yetkinliği ve geliştirici topluluklarıyla birlikte çalışma geliyor. Bir şirketin tek başına inovasyon yapması kolay değil. Bir geliştirici topluluğunun olması kritik. Ancak şirketlerin bu aşamaya gelmesi için çok yolu var. Dijital dönüşümde başarı için liderlik, siloları yıkmak yani departmanlararası kültürünü kaldırıp bütünsel yaklaşıma geçmek, şirket kültürüne yeni yetenekleri kazandırmak, yönetim ve yönetişim ilkelerini benimsemek gerekiyor” şeklinde konuştu.