100 metre açıkta aranıyor
Mersin Deniz Ticaret Odası’nın ana sponsorluğunu ve Türk Hava Yolları’nın ulaşım sponsorluğunu yaptığı Sualtı Arkeoloji Enstitüsü’nün tarafından hazırlanan proje kapsamında kazı ve kurtarma çalışmaları, sahilden 100 metre açıkta ve 20 ila 40 metre derinlik arasında yürütüldüğü belirtildi. Çalışmalar sırasında 20 metre derinliğindeki bir mağarada Ertuğrul’un kasasına ait altın, gümüş ve bronz paralar bulundu. Daha önceden de Osmanlı altın paralarının bulunduğu belirtildi.
Kasaya ait olduğu sanılan kilit parçaları ile bulunan paralar belgelenip korumaya alındı. Ayrıca firkateyne ve denizcilere ait 264 kalıntının daha gün yüzüne çıkartıldığı belirtildi. Ertuğrul Araştırma Merkezi’nde konservasyon ve restorasyon çalışmalarının sürdüğü, yeni eserlerin önceki eserlerle birlikte Kushimoto’daki Türk Müzesi’nde sergileneceği kaydedildi.
Şu ana kadar 7 bin 550 eser kurtarıldı
Kazı başkanı Turanlı, “Çalışmalar Ertuğrul kalıntılarının nispeten daha iyi korunmuş olduğu ’mağara’ olarak adlandırılan büyük bir kayanın altında sualtı çökmesiyle oluşan bölgede yoğunlaşıyor. 2008-2010 tarihleri arasında da araştırmacıların çalıştığı mağarada bulunan eserler, yörede devamlı esen fırtına ve tayfunlardan oldukça iyi korunmuş durumda.
12-17 metre arasında değişen nispeten sığ derinlikte olan Ertuğrul Firkateyni kalıntıları yörede esen fırtınalardan devamlı zarar görmekte. Gerek şiddetli kazanın, gerekse battığı yerdeki devamlı fırtına ve deniz hareketleriyle Ertuğrul’dan kalan sınırlı malzeme her geçen gün yok olmakta. Bu eserlerin yok olmasıyla Ertuğrul şehitlerinin anıları da ortadan kayboluyor. Projeye başladığımız 2007 yılından beri 7550 eseri kurtardık, konservasyonunu gerçekleştirdik. Geminin bulunduğu Kushimoto kentindeki Türk Müzesi yetkililerine teslim ettik” dedi.
Osmanlı parası olmaması normal
Kazı başkanı Turanlı, “Daha öncede değerli altın ve gümüş paraların çıktığı bölgede; üç gün önce 1889 yılına ait değerli gümüş Meiji Yen’ine ulaştık. Araştırmacıların ve Japon uzmanların ilgisini çekti. Yoğun olarak aynı noktadan İngiliz, Japon, Hong Kong parası çıkarken, Osmanlı parası çıkmamasını ilk önce yadırgamıştık. Fakat biraz düşününce bunun son derece normal olduğuna kanaat getirdim. Bugün bile yurt dışına çıkan herhangi bir ülke vatandaşı yanında kendi ülkesinin parasını değil, ziyaret edeceği ülkenin parasını veya o gün kabul gören para birimini taşımayı tercih eder. Bugün nasıl ABD doları uluslararası rağbet gören bir para birimi ise 19’uncu yüzyıl sonlarında rağbette olan para ise İngilizlerin altınıydı.
Para kadar değerli eserler muhafaza edilir
Haliyle Ertuğrul’un İngiliz altını ve ziyaret etmekte olduğu Japonya ve Hong Kong paralarını kasasında bulundurması doğaldır. Bulduğumuz para kasasının kilidi olabilecek malzeme yani metali; kaliteli ve her türlü etkene bilhassa denize dayanıklı olduğu kesin. Danıştığımız bir uzman bunun en güçlü ve üstün metallerden yapılmış bir kilit aksamı olabileceği görüşünde.
Bu nedenle bütün paraların bu mağaranın içerisinde bulmamız nedeniyle, geminin kasasının da buralarda bir yerde olduğunu düşünüyoruz. Acaba Ertuğrul’un kasasını mı bulduk diye açıkçası heyecanlanıyorum. Daha fazla para bulmak beni heyecanlandıran konu değil. Kasalar para kadar diğer kıymetli eserlerin muhafaza edilmesinde kullanılır. Belki de Ertuğrul’un son günlerine şehit denizcilere ait bir kalıntı veya belgeye rastlayabilir miyiz düşüncesindeyiz. Su altında ve araştırma merkezindeki çalışmalarımız sürüyor” dedi.