Ekonomide Yeni Normal: Öngörülemezlik

By Fortune Türkiye

Pandeminin yakın geleceği şekillendiren güç olduğunu öğrendik. Dünya, jeopolitik ve güvenlik konuları, Ukrayna savaşı, enflasyonu kontrol etme mücadelesi, enerji piyasalarında kaos ve Çin’in pandemi sonrası belirsizliğini koruyan rotası gibi öngörülemezliklerle boğuşuyor. Tüm bunlar, işleri daha da karmaşık hale getiriyor ve bir dizi dişli çark gibi her şey birbirine kenetlenmiş şekilde ilerliyor. Peki Türkiye bu yeni normal öngörüsüzlük ekseninde savrulan ekonomisiyle nasıl yol alacak?ŞULE LALELİ

BU dönem bize yeni şeyler öğretti ve öğretmeye devam ediyor. Mesela İngilizcede passkey (geçiş anahtarı) kelimesi 2023’te bilmenin faydalı olacağı hayati kelimelerden biri oldu.

NIMBY’lerin demode, YIMBY’lerin revaçta olduğunu veya kripto para birimleri cazibesini kaybettiğini ve kuantum sonrası kriptografinin yeni cazibe merkezi olduğundan hepimiz haberdarız. Geçmişe bakıldığında pandemi, jeopolitik ve ekonomide göreceli bir istikrar ve öngörülebilirlik döneminin sonunu işaret ediyordu. Büyük güç rekabetinin iniş çıkışları, salgının artçı şokları, ekonomik çalkantı, aşırı hava koşulları ve hızlı sosyal ve teknolojik değişimle sarsılan bugünün dünyası artık çok daha istikrarsız. Öngörülemezlik yeni normalimiz oldu ve bunun bir kaçışı da yok. İlerleyen süreçte, Merkez bankaları, yüksek enerji fiyatlarıyla alevlenen pandeminin bir sonraki etkisi olan enflasyonu bastırmak için faiz oranlarını yükselttikçe büyük ekonomiler resesyona girdi. Her gün bir yeni resesyon haberiyle uyanıyoruz. Amerika’da ve Avrupa’da resesyon acımasız bir kimlikte ilerliyor. Güçlü dolar, yükselen gıda fiyatlarından zaten etkilenen fakir ülkelere zarar verdiğinden, acı küresel seviyede büyüyor. Türkiye’de küresel arenada yeni normalin koşullarından kaçamıyor ve ağır bir süreçten geçiyor.

Öte yandan Türkiye’de ekonomik göstergeler siyasi gündemle yüksek bir korelasyon ilişkisi içinde ilerliyor. Seçim sonrası için uluslararası bankaların ağırlıklı görüşü, para politikası değişse bile TL’nin değer kaybedeceği yönünde. Bu senaryonun başlıca dayanakları, Merkez Bankası’nın döviz ve altın rezerv seviyelerindeki düşüş, ithalat ve cari işlemler açığındaki artış ve kredilerdeki yükseliş. Gelişmekte olan pazarlar stratejisti Malcolm Dorson, olası sermaye kontrolleri konusunda Türkiye’nin bir Arjantin durumu ile karşı karşıya kalabileceğini söylüyor. Türkiye diğer 23 ülke ile birlikte şu anda MSCI Gelişmekte Olan Piyasalar Endeksi’nin üyesi. IMF’nin tahminlerine göre 2028’de 1,5 trilyon dolarlık milli gelir ve 17 bin dolara yakın kişi başı gelir ile Türkiye üretim ve büyüme potansiyeliyle öne çıkıyor.

IMF KESKIN YAVAŞLAMAYI IŞARET EDIYOR

Dünyaya baktığımızda IMF küresel reel GSYİH büyümesini 2023 için yüzde 2,8 ve 2024 için yüzde 3,0 olarak tahmin ediyor ve bu daha sıkı para politikası nedeniyle 2022’deki yüzde 3,4’lük büyümeden keskin bir yavaşlamaya işaret ediyor bilgisini paylaşıyor. Hem 2023 hem de 2024 tahminleri, kısmen bazı büyük ekonomilerdeki zayıf performansların yanı sıra kalıcı enflasyonla mücadele için daha fazla parasal sıkılaştırma beklentileri nedeniyle Ocak ayında yayınlanan tahminlerden 0,1 puan düşürüldü. IMF’nin ABD görünümü, işgücü piyasalarının güçlü kalması nedeniyle Ocak ayındaki yüzde 1,4’lük tahmine karşın 2023’teki büyüme tahmininin yüzde 1,6 olmasıyla biraz iyileşti. Ancak Fon, 2023’te yüzde 0,1 daralması tahmin edilen Almanya ve Ocak ayındaki yüzde 1,8 yerine bu yıl yüzde 1,3 büyüyeceği tahmin edilen Japonya da dahil olmak üzere bazı büyük ekonomiler için tahminleri düşürdü. IMF, Ocak ayındaki yüzde 4,5 olan 2023 çekirdek enflasyon tahminini yüzde 5,1’e yükseltti ve düşük enerji ve gıda fiyatlarına rağmen birçok ülkede henüz zirveye ulaşmadığını söylüyor.

BENZER MAKALELER

SON MAKALELER

Loading...