VitrA, yakın zamanda üretmeye başladığı dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu için geçtiğimiz günlerde İstanbul’da bir tanıtım etkinliği düzenledi. Mayıs ayında Milano Tasarım Haftası’nda ve Londra’daki Clerkenwell Design Week kapsamında da sergilenen %100 geri dönüştürülmüş lavaboların arkasında yatan hikayeyi ve Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin diğer “yeşil” yatırımlarını, şirketin CEO’su Özgen Özkan’dan dinledik.
Dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosunu üreten VitrA, ilk olarak Kasım ayındaki UNICERA 2023’te tanıttığı lavabolar için İstanbul Modern’de tanıtım etkinliği düzenledi. Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı’nın da katıldığı etkinlikte konuşan Eczacıbaşı Yapı Gereçleri CEO’su Özgen Özkan, inovasyonun inat işi olduğuna vurgu yaparak, “Bu inatla, çok uzun süredir endüstriyel atıklarımızı ürüne nasıl çeviririz diye düşünüyorduk. Bunu başardık ve patent başvurularımızı da yaptık. Tamamıyla kendi mühendislerimiz tarafından geliştirilmiş bir süreç ve dünyada bir ilk” açıklamasını yaptı.
Özgen Özkan’la, Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin 2000’lerin başına uzanan sürdürülebilirlikle ilgili çalışmalarını, döngüsel ekonomiye bakışlarını, yakın zamanda gerçekleştirilen yeşil hidrojen projesini ve üretimde yapay zeka uygulamalarını konuştuk.
“Bizim için yeni bir hikaye değil”
Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan çevre dostu ürün, dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu özelliğini taşıyor. İçerik olarak yaklaşık %100’ü, kırık seramikler de dahil olmak üzere üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan üretilen lavabolar sayesinde, küresel ısınmaya üretim süreci kaynaklı etki ürün başına %30 azalıyor. Ürün başına %36’lık iyileştirmeyle yaklaşık 5 kg hammadde ve %38 iyileştirmeyle 2,48 Kwh elektrik tasarrufu elde ediliyor. VitrA’nın geri dönüştürülmüş ürün gamının yeni ürün ve renklerle zenginleştirilmesi planlanıyor.
Çevre dostu lavaboların, VitrA Hygiene teknolojisiyle kaplandığını belirten Özgen Özkan, “Sırlama için de geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanılması konusunda ArGe çalışmalarımız devam ediyor. Paketleme malzemelerinden yeni ikon kullanımına kadar farklılaştırılan lavaboların ardından, %100 geri dönüştürülmüş malzemelerle duş teknesi, eviye, tezgah üstü ve etajerli lavabo gibi yeni ürünler üreterek gamımızı genişletmeyi hedefliyoruz” dedi.
Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin sürdürülebilirlik konusunda geçmişinden de bahseden Özgen Özkan, “Eczacıbaşı’nın geneline baktığımız zaman, bu bizim için yeni bir hikaye değil. 2008’de başlamış bir konu. O yıldan itibaren Eczacıbaşı, kurumsal olarak sürdürülebilirliği gündemini almış bir şirket” dedi. Seramik sağlık gereçleri üretim süreçlerinde hiçbir zaman proses atıklarının atılmadığını söyleyen Özgen Özkan, “Endüstriyel simbiyozun parçası olarak, başka endüstrilere yönlendiriyorduk. Aslında biz hep o döngünün içindeydik” dedi.
“Sürdürülebilir tasarım konusunda yeni bir standart ortaya koyduk”
İlk olarak kasım ayında düzenlenen UNICERA Fuarı’nda tanıtılan %100 geri dönüştürülmüş çanak lavabolar, mat bej renkte ve 5 farklı formda sunuluyor. Geri dönüştürülmüş malzemeyle üretilen seramik sağlık gereçlerinin (SSG) ilk örneğine imza attıklarını söyleyen Eczacıbaşı Yapı Gereçleri CEO’su Özgen Özkan,
“VitrA’nın sürdürülebilirlik konusundaki vizyon ve öncülüğünü yansıtan çevreci lavaboyla, seramik sektöründe sürdürülebilir tasarım konusunda yeni bir standart ortaya koyduk.Yenilikçi bir iş modeli ve döngüsel tasarım ilkeleri doğrultusunda, SSG üretiminden doğan atıklarımızı, başka bir fabrikaya hammadde olarak göndermek yerine, kendi üretim sürecimizde yeniden kullanmaya başladık” açıklamasını yaptı.
“%100 geri dönüştürülmüş lavabo, daha az kaynak kullanma, atıkları en aza indirme ve döngüsel ekonomiye katkıyı en üst seviyeye çıkarma konusundaki kararlılığımızı temsil ediyor” diyen Özgen Özkan, bu sayede doğal kaynakları ve ekosistemleri korumalarının, çevresel etkiyi ve karbondioksit salımını azaltmalarının, artan maliyetlerin önüne geçmelerinin ve hammadde kısıtları ile risklerini aşmalarının mümkün olduğuna dikkat çekti.
Türkiye ve Almanya’dan örnek işbirliği: Seramikte yeşil hidrojen projesi
2030 yılına kadar 360 milyar dolar büyüklüğe ulaşması beklenen küresel seramik sektörü, önemli bir inovasyon işbirliğine sahne oldu. Türkiye ve Almanya arasında, yeşil hidrojenin seramik üretiminde kullanımına yönelik değer zincirinin tamamını analiz etmeyi amaçlayan bir pilot proje başlatıldı. Alman Federal Ekonomik İşler ve İklim Eylemi Bakanlığı’nın finanse ettiği ‘Uluslararası Hidrojen Artışı’ programı kapsamında yürütülecek projenin ortakları arasında, Alman Uluslararası İş Birliği Kurumu GIZ’in yanı sıra Eczacıbaşı Topluluğu kuruluşları Eczacıbaşı Yapı Gereçleri A.Ş. ve burgbad da vardı.
Eczacıbaşı Yapı Gereçleri CEO’su Özgen Özkan, yeşil hidrojenin seramik üretiminde kullanımına yönelik değer zincirinin tamamını analiz eden projeye dair de sorularımızı yanıtladı.
Bozüyük’teki üç fabrikanın çatısında yer alan güneş enerjisi santralları aracılığıyla yerinde yeşil hidrojen üretilerek pişirme fırınlarında kullanıldığını söyleyen CEO, yeşil hidrojenin diğer yenilenebilir enerji kaynaklarına göre avantajlarından bahsetti. Yüksek enerji yoğunluğuna sahip yeşil hidrojen, daha küçük bir hacimde daha fazla enerji depolanmasını sağlıyor. Endüstriyel işlemlerden taşımacılığa kadar geniş bir yelpazede kullanılabilen hidrojen ve temiz bir enerji kaynağı olarak kabul edilen yeşil hidrojen, üretim sürecinde en az karbon salımına sebep olur. Depolama ve taşıma kolaylığı da önemli bir avantaj.
Özgen Özkan şunları söyledi: “Eczacıbaşı Yapı Gereçleri olarak, AB’nin 2026 yılından itibaren emisyon yoğun ürünlere ek vergiler getirebileceği ve AB ülkelerinin Türkiye’nin ve sektörümüzün toplam ihracatındaki önemli payı göz önüne alındığında, hidrojenin Türkiye’nin geleceğinde önemli bir rol oynayacağına inanıyoruz.”
Almanya merkezli Eczacıbaşı kuruluşu burgbad ile birlikte çalışarak yeşil hidrojenin seramik üretiminde kullanımı konusunda çözüm arayışına girdiklerini söyleyen Özgen Özkan, “Bu işbirliği, tedarik zincirimizin sürdürülebilirliği ve karbon emisyonlarını azaltma hedeflerimize katkı sağlamak amacıyla gerçekleştirildi. Özellikle, seramik üretimindeki fırınların en büyük enerji tüketim kaynağı olduğunu göz önünde bulundurarak, bu proje kapsamında seramik üretiminde pişirme sürecinde yeşil hidrojen kullanımı için tüm değer zincirini analiz etmeyi hedefledik” diye konuştu.
“Yapay zeka üretimde önemli bir katma değer yaratıyor”
Son yıllara damgasını vuran yapay zeka teknolojileri hakkında da konuşan Eczacıbaşı Yapı Gereçleri CEO’su Özgen Özkan, “SSG fabrikamızda yapay zeka ve makine öğrenmesi tabanlı devreye alınan Qualitics ve AI’spection projeleri, yapay zeka ile üretim süreçlerini optimize etmek, ürün kalitesini artırmak ve daha sürdürülebilir bir üretim modeli oluşturmak için önemli bir rol oynuyor. Her iki projede de yapay zekanın kullanımıyla sağlanan faydalar, üretimde önemli bir katma değer yaratıyor. Yapay zekanın tahminlediği sonuçlar ile sahada yaşanan gerçek sonuçlar arasındaki korelasyon, her iki sistemde de yapay zekaya olan güvenin artmasını sağladı. Bu sayede, sistemin önerilerine ve uyarılarına daha fazla önem veriliyor” dedi.
Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin Qualitics projesinde yapay zeka, hatalı ürünlerin önceden tespit edilmesini sağlayarak üretim tezgahlarında arızaları önlenmesine katkıda bulunuyor. AI’spection projesinde ise, dökülen ürünlerin proses verileri işlenerek kalite kontrol noktasına gelmeden önce tahmin edilmesini sağlayarak, hatalı ürünlerin ayıklanmasını ve ürünün üretim maliyetinin düşmesine katkı sağlıyor. Her iki projede de yapay zeka algoritmaları sürekli olarak yeni verilerle besleniyor ve güncelleniyor. Bu sayede, algoritmalar zamanla daha da iyi öğrenip daha doğru tahminler yapabiliyor.
Enerji izlenebilirliği projesi hakkında da bilgiler paylaşan Özgen Özkan, “Yapay zeka algoritmaları, enerji kullanım verilerini sürekli olarak analiz ediyor ve enerji tüketiminin optimizasyonu için önerilerde bulunuyor. Bu sayede, enerji tüketimi azaltılarak hem maliyetler düşürülüyor hem de daha yeşil bir üretim süreci destekleniyor. Bu sistem, enerji kullanımını anlık olarak izleyerek genel enerji verimliliğinin artırmasını sağlıyor” ifadelerini kullandı.
“Yeşil Mutabakat’ın getirdiği değişime uyumlanarak rekabet gücümüzü koruyacağız”
Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat çerçevesinde hayata geçirdiği Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM), seramik sektörü gibi karbon yoğun endüstriler için önemli bir etki yaratabilir. Bu mekanizma, ürünlerin karbon ayak izini hesaba katarak ithalat üzerinden ek bir ücret tahsil ederek Avrupa pazarındaki rekabeti değiştirebilir. 2026’dan itibaren en azından bazı seramik sektörleri SKDM sistemi içine alınabilir. AB’ye ek olarak Birleşik Krallık da SDKM açıkladı ve seramik sektörü 2027’den itibaren dahil olacak. Bu durum Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’ni nasıl etkileyecek? CEO Özgen Özkan açıklıyor:
“Karbon konusunda yalnızca çevresel ya da ekonomik değil, finans tarafında da avantajlı hale gelmek için enerji yoğunluğunu düşürmek kritik. Biz de ihracat odaklı bir kuruluşuz ve karbon ayak izimizi azaltmamız önemli. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri olarak, değişime hazırlıklı olmak ve rekabet gücümüzü korumak için çeşitli stratejiler üzerinde çalışıyoruz. Öncelikle üretim süreçlerimizi daha verimli ve çevre dostu hale getirmek için yatırımlar yapıyoruz. Yenilenebilir enerji kullanımı, karbon emisyonlarını azaltan teknolojilerin benimsenmesi ve geri dönüşüm süreçlerinin optimize edilmesi gibi adımlarla karbon ayak izimizi azaltmayı hedefliyoruz. Ayrıca, Avrupa pazarının yanı sıra alternatif pazarlara da yönelme stratejimizi güçlendiriyoruz. Küresel pazarlarda rekabetçi kalabilmek için farklı coğrafyalardaki müşteri taleplerine uygun ürünler geliştirmeyi ve pazarlama stratejilerimizi çeşitlendirmeyi planlıyoruz.”
Eczacıbaşı Yapı Gereçleri CEO’su Özgen Özkan, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Ar-Ge ve inovasyona olan yatırımlarımızı artırarak, daha çevre dostu ürünlerin geliştirilmesi ve üretim süreçlerimizin sürekli iyileştirilmesi konusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu stratejilerle, Eczacıbaşı Yapı Gereçleri olarak Yeşil Mutabakat’ın getirdiği değişime uyum sağlamayı ve rekabet gücümüzü korumayı hedefliyoruz.”