T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı, Türkiye Gıda Sanayi İşverenleri Sendikası–TÜGİS, Sürdürülebilirlik Akademisi ve Dünya Gıda ve Tarım Örgütü’nün iş birliğinde gerçekleşen Sürdürülebilir Gıda Konferansı’nda bir konuşma yapan Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, “Önümüzdeki günlerde üreticiden tüketiciye, gıda kayıp ve israfların sonlandırılması amacıyla yeni bir çalışma başlatacağız” dedi.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Avrupa ve Orta Asya Bölge Temsilcisi ve Genel Direktör Yardımcısı Vladimir Rakhmanin de “Açlık, dünyada uzun süreli bir düşüşten sonra yeniden yükselişte. Şu anda 821 milyondan fazla insan kronik beslenme yetersizliğiyle karşı karşıya bulunuyor. Açlık çeken insanların çoğu, savaşların ve çatışmaların olduğu ülkelerde yaşıyor. Tek bir gelecek var ve onun nasıl olacağını bizim tercihlerimiz belirleyecek” diye konuştu.
Bu yıl dördüncüsü düzenlenen Sürdürülebilir Gıda Konferansı, gıda sektörünün tüm paydaşlarının sürdürülebilir gıda tedariki ve tüketimi konularını tartıştıkları bir platforma sahne oldu. Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, konferansın açılışında yaptığı konuşmada, Birleşmiş Milletler’in 2030 yılına kadar açlığa son verme hedefinin ulaşılabilir olduğunu, bunun yolunun da sürdürülebilir tarımdan geçtiğini söyledi. 2050 yılında dünya nüfusunun 9,7 milyara yükseleceğinin tahmin edildiğini hatırlatan Bakan Pakdemirli, “Bu nüfusu beslemek için tarımsal üretimin yüzde 50 oranında artması gerektiğini hatırlayacak olursak, gıda israfının azaltılması hayati bir önem taşıyor. Geri dönüşü olmayan bir noktaya gelmeden önce harekete geçilmeli” dedi.
Türkiye’de sürdürülebilir tarım konusunda sulama verimliliğini artırma, arazi toplulaştırma gibi çalışmaların yürütülmekte olduğunu belirten Bakan Pakdemirli, “Bu alandaki bilgi birikimi ve teknik kapasitemizle Orta Asya’da FAO ile ortak proje yürütüyoruz. Bunun yanı sıra Balkanlar ve Afrika’da da benzer çalışmalar yapıyoruz” diye konuştu. Pakdemirli, Bakanlık olarak, önümüzdeki günlerde üreticiden tüketiciye, gıda kayıp ve israfların sonlandırılması amacıyla yeni bir çalışma başlatılacağını açıkladı.
FAO: Eylemlerimiz geleceğimizdir…
FAO Avrupa ve Orta Asya Bölge Temsilcisi ve Genel Direktör Yardımcısı Vladimir Rakhmanin de sürdürülebilir gıdanın geleceği hakkındaki görüşlerini paylaşırken, “Açlık, dünyada uzun süreli bir düşüşten sonra yeniden yükselişte. Şu anda 821 milyondan fazla insan kronik beslenme yetersizliğiyle karşı karşıya bulunuyor. Açlık çeken insanların çoğu, savaşların ve çatışmaların olduğu ülkelerde yaşıyor. Açlığın sona ermesi için herkesin sorumlu adımlar atması gerekiyor. Bugünkü eylemlerimiz bizi açlığın olmadığı bir geleceğe götürecek. Tek bir gelecek var ve onun nasıl olacağını bizim tercihlerimiz belirleyecek” ifadelerini kullandı.
Reis: “Harekete geçmezsek iklim değişikliğinin etkileri daha yıkıcı ve maliyetli olacak”
“Çizgiyi çekmek gerek” başlıklı konuşmasına Kastamonu’daki kendi köyünden örnekler vererek başlayan ve 1990’dan sonra Türkiye’nin yüzlerce köyünün terk edildiğini vurgulayan Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis ise şunları kaydetti: “Oysa üretim artmalı, israf önlenmeli. Sürdürülebilir dünya düzeni için gelecekteki tüm canlıların yaşam hakkına saygı duymalıyız. Harekete geçmezsek küresel iklim değişikliğinin etkileri daha yıkıcı ve maliyetli olacak.”
En önemli trend, tüketicinin güçlenmesi…
Sürdürülebilir Gıda Konferansı’nda ‘Gıda sistemlerinde küresel vizyondan yerel fırsatlara’ başlıklı panele katılan Food&Drink Federation’ın Başkanı Ian Wright, günümüzdeki en önemli trendi ‘tüketicinin güçlenmesi’ olarak gördüğünü, bugüne kadar sektörde rolü ihmal edilen tüketicilerin giderek ön plana çıktığını söyledi. Wright, gıda güvenliği için çevre, sağlık ve ekonomi açısından sürdürülebilirliğin önemli olduğunu vurguladı.
Tütüncü: “İsrafsız ve verimli üretim, maliyet enflasyonunu önlemede etkili bir yöntem”
Aynı oturumda görüşlerini açıklayan Yıldız Holding CEO’su Mehmet Tütüncü de dünya kaynaklarının dikkatli ve daha verimli kullanılmasının gündemdeki önemli konulardan biri olduğuna dikkat çekerek, ham madde alımından ürünün tüketiciye ulaşıncaya kadar olan sürecinde israfsız ve verimli üretimin hem gıdanın tüketiciye maliyeti hem de kaynakların verimli kullanılması bakımından maliyet enflasyonunu önlemede kalıcı ve etkili bir yöntem olduğunu söyledi.
Tütüncü, Yıldız Holding’in sürdürebilirlik alanında yaptığı çalışmalarla ilgili şunları kaydetti: “Ülker olarak üretim ve tedarik zincirinin her aşamasında lezzetli, güvenilir, kaliteli ürünler sunuyoruz. Geri dönüşüm ve geri kazanım yöntemleriyle düzenli depolamaya giden atık miktarımızı yüzde 8’e indirdik. Atıklarımızın yüzde 92’sini geri dönüştürüyoruz. Türkiye’de bir ilk olarak koyduğumuz karbon salımı olmadan büyüme hedefimizi de sürdürüyoruz”
Sıfır açlığı sağlamak için toplum sözleşmesi yapılmalı
“2030’da #açlığa son vermek mümkün mü” başlıklı oturumda Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü’nden Prof. Dr. Bülent Gülçubuk, bu hedefin gerçekleşebilmesi için her ülkenin gıdaya erişim konusunu Anayasal güvence altına alması, küçük aile çiftçiliğinin desteklenmesi, gelişmekte olan ülkelerde üretici şirketlerin birlikte hareket etmesi gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Gülçubuk, “Kırsal kalkınma ne kadar gecikirse açlık o kadar artıyor. Sıfır açlık hedefine ulaşmak için zengin ülkeler ve özel sektör elini taşın altına koymalı. Tıpkı ünlü filozof Jean Jacques Rousseau’nun önerdiği gibi, bugün de bir toplum sözleşmesine ihtiyaç var” dedi.
“Türkiye, küresel açlığın giderilmesi için üzerine düşen görevi fazlasıyla yerine getiriyor”
T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı AB ve Dış İlişkiler Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Volkan Güngören, Türkiye’nin küresel insani yardımda dünyada ilk sırada yer aldığını ifade ederek, “Suriye krizi sonrası 3,5 milyardan fazla sığınmacı ülkemize kabul edildi. Diğer ülkelerden de 750 binden fazla sığınmacı bulunuyor. İngiliz kuruluşu Development Initiatives’in 2018 yılında yayımladığı rapora göre Türkiye, 2017 yılında 8 milyar ABD Doları tutarında küresel insani yardım yaptı. Bunun GSMH içindeki yüzde 0,85 payıyla dünya birincisiyiz. Küresel açlığın giderilmesi için Türkiye olarak üzerimize düşen görevi fazlasıyla yerine getiriyoruz” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu: “Yağmur suyunu hasat etmeliyiz”
‘Sürdürülebilir tarım için noktaları birleştirmek’ başlıklı oturumda konuşan İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, 2100 yılına kadar yaz aylarında sıcaklığın 4 ila 7 derece arasında artmasının öngörüldüğünü hatırlatarak, “Uganda bile bunu görerek kahve üretimi bölgelerini koruma altına aldı. Türkiye’de de bu alanda planlama ve uyum çalışmaları yapılması gerekiyor. İklim değişikliği, iklim risk yönetimi ve kalkınma politikaları birlikte düşünülmeli” dedi. İklim değişikliğinin Türkiye üzerindeki etkilerinin olumsuz olduğunu dile getiren Prof. Dr. Kadıoğlu, yağmur hasadının yeniden yaygınlaştırılmasını önerdi.
Tarım İşletmeleri (TİGEM) Genel Müdürü Ayşin Işıkgece, sürdürülebilir tarım için sertifikalı tohumun büyük önem taşıdığını belirterek, “Türkiye’nin toplam 1,5 milyar ton sertifikalı tohum ihtiyacı var. Bunun ancak 503 bin tonu yani yüzde 33’ü karşılanabiliyor” dedi.
İyi Gıdaya Giden Yol
Sürdürülebilirlik Akademisi Yönetim Kurulu Üyesi Semra Sevinç, ‘İyi Gıdaya Giden Yol’ oturumunda Good Food ile ilgili yapılan çalıştayın çıktılarını konferans dinleyicileriyle paylaştı. Sevinç, “Nielsen ve Sürdürülebilir Markalar iş birliğiyle yapılan İyi Yaşam (Good Life) Araştırmasında, 14 farklı sektörde iyi yaşama katkı koyan markaları seçen tüketiciler, iyi gıda için de benzer bir seçim yaptılar” dedi.
‘Beslenme: Daha İyi Gıda’ konusu için yan etkinlik düzenlendi
‘Dünya ve Türkiye ekonomisi nereye gidiyor?’, ‘İnovasyon ile gıda sistemlerini değiştirme’ ‘Sürdürülebilir gıdada başarının sırrı: Tedarik zinciri’, ‘Tarım ve gıda sektöründe dijital devrim: Türkiye için fırsatlar’, ‘Yeni normal: Sağlıklı ve sürdürülebilir beslenme’, ‘Sorumlu iletişim ve pazarlama: Tüketici kodlarını çözmek’, ‘Organik gıda: Üretimden Tüketime’ başlıkları altında oturumlar düzenlenen konferansta, bu yıl ayrıca birçok uzmanın katılımıyla ilk kez beslenme yan etkinliği de gerçekleştirildi. ‘Beslenme: Daha İyi Gıda’ yan etkinliğiyle doğru beslenme farkındalığı, yerel gıda kültürü, gastronomi, organik gıdalar, alternatif beslenme modelleri, özel risk grupları ve kamu politikaları üzerine beslenme konusunun çok boyutlu farklı oturumlarla irdelenerek birey ve toplum sağlığının dinamiklerinin ölçülmesi amaçlandı.
İş dünyasının desteği artarak sürüyor
Sürdürülebilir Gıda Konferansı’nda Sürdürülebilir Tarım Ana Sponsoru Reis Gıda olurken, Platin sponsorlar olarak Ülker ve Pınar, Altın Sponsor olarak Aromsa ve İntertek, Gümüş sponsor olarak CHEP Türkiye ve Aroma, Bronz sponsor olarak da Söke Değirmencilik, Kalite Sistem Mérieux NutriSciences, Karadeniz İhracatçı Birlikleri, Danfoss, Denizbank, Söke Değirmencilik, ÇEVKO, ProGrup, Ülker Eksper, Cargill, Sunar, Balparmak ve Superfresh destek verecek.