Intel EMEA Bölge Grubu Intel Satış ve Pazarlama Grubu Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Maurits Tichelman, dijitalizasyon süreciyle beraber yarı iletkenlere duyulan ihtiyacın artacağını öngördüklerini ve bu yüzden de uzun vadede Intel olarak dijital üretime yatırım yapma kararı aldıklarını söylüyor.
ŞULE LALELİ
Dünya dijitalleştikçe, daha da çok yarı iletkenlere ihtiyaç duyulacak. Bu dört süper güç dediğimiz konuyu içeriyor. Bunlardan birincisi Cloud- Bulut; ikincisi Connectivity yani 5G; üçüncüsü AI yani yapay zeka ve dördüncüsü de Intelligent Edge.
INTEL’İN MOTTOSU: YARI İLETKEN DİZAYN EDEN VE ÜRETEN FİRMA
“Bizim aklımızda olan ve Avrupa Birliği’nin de belirttiği ajandada; Avrupa’da yarı iletken üretimini yüzde 20 seviyesine çıkartmak var” diyen Tichelman, ABD’nin bu kapasiteyi yüzde 30’lara çıkartmak istediğini söylüyor. Gelecekte Intel’in yarı iletken dizayn eden ve üreten başlıca firma olmasında hedefe giden yolda neler var? Dünyanın dört bir yanında global üretim ağı kurma faaliyetlerine başlayan Intel, strateji olarak bir CPU şirketinden XPU şirketine dönüşüyor. Çok farklı sektörler için optimize çözümler üretiyor. Tüm bu gelişmeleri Tichelman Fortune Türkiye’ye anlattı.
Intel adına global pazarda ve Türkiye’de 2020 yılı nasıl bir dönemdi?
Öncelikle dünyanın her yerindeki herkes için zorlu bir sene yaşadık. Pandemiden dolayı evden çalışma şartları nedeniyle dijitalizasyonda hızlanmaya gerek duyuldu. Teknolojinin kullanım alanları çok arttı. Bunu da Data-Centric ve PC terimlerine dökecek olursak, PC ihtiyacında çok ciddi bir yükseliş gözlemledik. Evden çalışma ve uzaktan eğitim gibi durumlardan ötürü, PC insanların ihtiyaç listelerinde baş sıralara yükseldi. Bu, 2020 yılı boyunca böyleydi ve hepimizin gördüğü gibi 2021’de de devam ediyor. Data-Centric, yani data odaklı bir dünyada daha önceden de var olan bazı trendlerin çok hızlı yükselişlerine şahit olduk. Evden çalışma, video konferanslar, e-ticaret; bu konular pandemi tarafından hızlandırıldı. Ve buna paralel olarak, yarı iletkenler endüstrisindeki büyüme de çok rahat bir şekilde gözlemlenebiliyor. Intel için 2020’nin en basit haliyle başarılı bir yıl olduğunu söyleyebiliriz. Bununla birlikte hepimizin bildiği üzere birtakım tedarik engelleriyle karşılaştık. 2020 boyunca endüstrinin talebini karşılayabilmek adına üretim kapasitemizi arttırmaya devam ettik. Hala da buna devam ediyoruz. Intel pandeminin başında bir önlem olarak endüstrinin sağlık alanında getirebileceği inovasyonlar için 50 milyon dolarlık bir yatırım yapmıştı. Bununla birlikte, eğitimi de destekledik. Dünyanın dört bir yanında laptop bağışları gibi yardımlarımız oldu. Şirket olarak yeni teknolojiler üretmek bizim için önemli, ancak ürettiğimiz teknolojilerin dünyanın her yerinde doğru koşullarda kullanılabilmesini de önemsiyoruz.
Veri füzyonu ve yapay zeka konularında Intel’in küresel stratejileri neler? Dünyanın en büyük mikroçip üreticisi firmalarından biri olarak Intel’in yeni yatırımları hakkında bilgi verir misiniz? Üretim, inovasyon ve ürün liderliğinde hedefleriniz neler? Yeni nesil çipler, Intel’in üretim kapasitesini nasıl etkileyecek? Küresel çip kıtlığını bitirmek için sizce hangi politikalar gündeme alınmalı?
Uzun vadeli strateji açısından rahatlıkla görebiliyoruz ki dünya dijitalleştikçe daha da çok yarı iletkenlere ihtiyaç duyulacak. Bu dört süper güç dediğimiz konuyu içeriyor. Bunlardan birincisi Cloud-Bulut; ikincisi Connectivity yani 5G; üçüncüsü AI yani yapay zeka ve dördüncüsü de Intelligent Edge. Bunların hepsi birbiriyle bağlantılı. Eğer Intelligent Edge varsa, daha çok data üretirsiniz; daha fazla datanız varsa, bu datayı kullanabilmek için yapay zekaya ihtiyacınız olur; bu data’yı da cloud’a ak- tarabilmek için Connectivity, yani 5G’ye ihtiyacınız var. Bu yüzden 5G bu kadar önemli. Tabi bununla birlikte data’yı de- polayabilmek için de Cloud’a ihtiyacınız var. Bu şekilde bu dörtlü arasında bir bağlantı döngüsü oluşuyor. Daha önce de bahsettiğim gibi bu dijitalizasyon süreci yarı iletkenlere duyulan ihtiyacı arttıracaktır. Bu yüzden de uzun vadeli olarak Intel, dijital üretime yatırım yapma kararı aldı. Geçtiğimiz günlerde
Arizona’da iki üretim tesisi daha inşa et- tiğimizi açıkladık. Bununla birlikte New Mexico’daki paketleme merkezimizde 3.5 milyar dolarlık daha yatırım yapa- cağımızı açıkladık. 7 milyar dolar ise İrlanda’da inşa etmekte olduğumuz üre- tim merkezimize aktarılacak. Bununla birlikte gelecekte Avrupa Birliği’nde daha çok yatırım yapmayı planlıyoruz. Avrupa’da yeni bir üretim merkezi kurmayı düşünüyoruz. Önümüzdeki dokuz ay içerisinde bunun hangi ülkede olacağını açıklamayı planlıyoruz. Birkaç istatistik bilgisi paylaşayım sizinle. 90’ların başında yarı iletkenlerin yüzde 44’ü Avrupa’da üretiliyordu. Bugün ise bu oran yaklaşık yüzde 9’a düştü. Bir yandan da hız kazanan dijitalleşme ile dünyanın daha çok yarı iletkene ihtiyacı oluyor. Bu şekilde devam ederse Avrupa tamamen veya çok büyük bir ölçüde yarı iletkenler açısından Asya’ya bağımlı olacak. Günümüzün politik dengelerin- de bunun doğru arz dengesi olmadığını düşünüyoruz. Bu yüzden Intel olarak Avrupa’daki üretim kapasitemizi yük- seltmek istediğimize karar verdik. Aynı şekilde üretim kapasitemizi ABD’de de arttırmaya karar verdik. Benzer bir şe- kilde 90’ların başında ABD, yarı üretken üretiminin yüzde 37’sini karşılıyordu. Bugün ise bu rakam yüzde 12 civarına düştü. Bizim aklımızda olan ve Avrupa Birliği’nin de belirttiği ajandada; Avrupa’da yarı iletken üretimini yüzde 20 seviyesine çıkartmak var. ABD ise bu kapasiteyi yüzde 30’a kadar çıkart- mak istiyor. Biz de Intel olarak bunun hükümetlerle yakından çalışmak için harika bir fırsat olduğunu düşünüyoruz. Aynı düzlemde gelecekte de Intel’in yarı iletken dizayn eden ve üreten başlıca firma olmasını hedefliyoruz.
Türkiye’nin genel olarak teknoloji ve bilişim dünyasındaki yerini bulunduğu bölgesel pazar açısından değerlendirir misiniz? Tüketici deneyimi, beklentileri konusunda EMEA Bölgesi tüketici gruplarından hangi yönleriyle ayrışıyor?
Türkiye bizim için her daim bölgedeki en önemli oyunculardan biri olmuştur. Hem teknoloji kullanımı açısından hem de buradaki inovasyonlar açısından. Türkiye’de Intel ürünleri kullanarak ürünler üretip satan firmaların yanında, sağlıktan PC’ye birçok inovasyon yaratan harika firmalar var. Türkiye’de yapay zekadan data işlemesine gerçekten çok başarılı inovasyonlar yaratılıyor. 2020 özelinde bakacak olursak, Türkiye’deki PC marketi için gerçekten de inanılmaz bir sene oldu. Ve görüyoruz ki Türkiye EMEA bölgesinde hem PC endüstrisinde hem de yeni teknolojilerde, inovasyon destekleyen önemli oyunculardan biri.
Geçmişten günümüze çeşitli krizler ve teknolojik gelişmelerle dönüşen çalışma hayatı ve iş gücü dinamikleri dünyada farklı bir kırılma yaşanma- sına neden oldu. COVID-19 salgını sonrası, yeni normalde iş stratejileri ve aksiyonlar konusunda gündeminizi nasıl belirlediniz? Bu dönemin bulun- duğunuz sektör ve kurum açısından riskleri ve fırsatları neler oldu?
Az önce de belirttiğim gibi dünyadaki dijitalleşme trendleri hız kazandı. Dijitalleşme yeni bir şey değil, ancak COVID-19 ile birlikte iyice hız kazandı. Örneğin online eğitim, zaten var olan bir şeydi, ancak hız kazandı. Farklı yerlerden, örneğin evden çalışmak zaten vardı. Hatta bazı yerlerde alt yapısı da oluşturulmuştu. Ancak bunların hepsi hızlandırıldı. Online öğrenme, online alışveriş, bunları sağlayan teknoloji zaten mevcuttu, ancak pandemi döneminde hız kazandı. Yani aslında gördüğümüz şey, pandemi döneminde teknolojiye olan ihtiyacın artışı. Bana sorarsanız pandemi döneminde son birkaç sene içerisinde çok da uç teknoloji adımları atılmadı, ancak teknolojinin ne kadar önemli olduğunu gözlemlemiş olduk. Kullandığımız Zoom, Teams gibi üretkenlik ve çalışma uygulamaları işin belirli bir kısmı; bununla birlikte örneğin sağlık tarafına baktığımızda, elimizdeki teknolojiyi, gelişmeleri hızlandırmak için kullanmak çok önemli bir hal aldı. Örneğin ventilatörler; zaten kullanılan bir cihazdı. Ancak teknolojiyle desteklenmiş haline bu süreçte çok ihtiyaç duyduk. Salgını önleme adımlarında yapay zeka kullanımı esansiyel rol oynadı. Testlerin yapılmasında, ateş ölçülmesinde vs. Bu teknolojiler zaten var olan teknolojilerdi, ancak bu zamanda bu teknolojileri farklı alanlara uygulayıp yeni çözümler üretmek, engelleri aşabilmek zorunlu hale geldi. Bu dönemde teknolojinin o kadar önemli olduğunu gördük ki, yarı iletkenler hükümetlerin bile ilgisini çekmeye başladı. Pandemi dönemine bakarak önümüzdeki on sene içerisinde yarı iletkenlere talebin çok yüksek seviyede olabileceğini gözlemleyebiliyoruz. Bu yüzden IDM 2.0 stratejimizi açıkladık. Bu yüzden dünyanın dört bir yanında global bir üretim ağı kuruyoruz. Aynı zamanda bir diğer strateji olarak bir CPU şirketinden XPU şirketine dönüşüyoruz. Bu da demek oluyor ki, artık çok farklı sektörler için optimize çözümler üretmeye başlıyoruz. GPU, VPU bunların arasında ve geçen hafta da Data Center’ların kalbini oluşturan IPU üretmeye başlayacağımızı açıkladık.
Yakın gelecekte yaşanacak teknolojik gelişmeler ışığında otomasyon, akıllı makineler, bulut çözümleri ve yapay zeka, makine öğrenmesi konularında geleceğin akıllı dünyası nereye evrilecek?
Şu an konuşurken muhtemelen 100 milyar birbiriyle bağlantılı cihaz var. Bunların hepsi bilgi üretiyor, bu bilgilerin hepsi analiz edilmeli. Analiz edildikten sonra aktarılmalı ve depolanmalı. Toplanan bu kadar bilgiden sadece yüzde 2 kadarı data’ya dönüştürülebiliyor. O yüzden dönüşüm süreci gerçekten çok önemli.