Pek çoğumuzun hayatı internet, mobil ve sosyal ağlarda geçiyor. Dolayısıyla dijitalleşen bireyler, dijital müşteriye ulaşmaya çalışan kurum ve markaları da dijitalleşmeye zorluyor. Bu değişimi çok önceden gören bankacılık sektörü, tarihi devrimlerinden birini yaparak dijital bankacılık anlayışını hayata geçirmiş durumda.
Geleceği yakalamak istiyorsak hızlı olmak zorundayız. Hız her ne kadar kurumların önceliği gibi görünse de bireylerin de hayatının vazgeçilmezi oluverdi. Teknolojinin sunduğu dijitalleşme, hızı yakalamanın başlıca unsuru. Finans ve bankacılık alanında yaşanan değişim ve dönüşüm, bireylerin ve toplumun hızla dijitalleşmesine öncülük ediyor. Öyle ki çok kısa bir sürede dijital kanallardan yapılan işlemler, fiziksel bankalardan yapılan işlem sayısına ulaşmış hatta geçmiş durumda.
Dijital bankacılıkta müşteriden işlem ücreti, faiz, masraf, komisyon vb. alınmadığı ya da uygun fiyatlarda yapıldığı için maliyet ve fiyat özelliği öne çıkıyor. Dijital bankacılık, hem müşteri memnuniyeti hem de bankaların yatırım maliyetlerini düşürmesi anlamında yaygınlığı artan bir hizmet modeli olmaya devam ediyor.
Dijitalleşen müşteri, tüm finansal hizmetleri dijital kanallardan hızlı, kolay, her an ve her yerden almak istiyor. Mobilin hayatımızda daha fazla yer kaplaması ile Y kuşağı olarak adlandırdığımız yeni nesil, bankacılık tercihlerini dijital, kolay, yetenekli, eğlenceli ve sorunsuz çalışan değer önermeleri ve markalardan yana kullanıyor.
Y kuşağını tanımlayan en belirgin özellikler teknolojiye hakimiyetleri, süreçten ziyade deneyime önem vermeleri, uzun süreli marka/ürün sadakatlerinin olmaması kendilerini çok rahat ifade edebilmeleri. Y kuşağının neredeyse tamamı akıllı mobil cihazlara sahip ve kendilerini çok sıkı sosyal medya kullanıcısı olarak tanımlıyorlar.
Y kuşağı teknolojiyi yakından takip etmeleri, yeniliğe, gelişime açık olmaları, yaptıkları her işte sorgulayıcı olmaları nedeniyle kolay tatmin olmayan bir yapıya sahip. Bu durum finans kurumlarını sürekli olarak inovasyona yöneltiyor. Y kuşağının hizmet ve ürünlere zamandan ve mekandan bağımsız, 7/24 ulaşma ihtiyacı ve yeniliklere hızlı adaptasyonu kurumların, dijital bankacılık alanında bu kanalların doğasına uygun bir müşteri deneyimi tasarlamasını gerektiriyor. Bu da finans ve bankacılık alanında rekabeti sürekli artıran bir unsura dönüşüyor.
Bankacılıkta dijital inovasyonun yadsınamaz önemini göz önüne aldığımızda bunu sağlayabilecek yapılanmaların başında gelen Fintech’ler de dijital bankacılığın kaderini belirleyecek diyebiliriz. Fintech’lerin rolü bankacılık sektörünün her alanındaki inovasyon ve geliştirmeleri tetiklemede gide rek önem kazanıyor. Bugün dünyada sayıları 10 bini aşan Fintech şirketi, P2P ödemelerden kısa vade krediye, değer zincirinin hemen her noktasında yeni ürün ve hizmetler üretmekle meşgul.
Geleneksel bankalara göre daha küçük ve esnek olmalarının yanı sıra regülasyonla aralarına biraz daha mesafe koyabilmeleri, Fintech şirketlerinin birçok alanda hızlı yol alabilmesine imkan sağlıyor.
Fintech ve startupların bankacılık sektörü gelirlerinden pay almalarını beklemek yerine bu girişimlerle iş birliğine gidilerek, müşterilere daha iyi ve daha hızlı hizmet sunmanın peşinde olmak gerekiyor.
Yakın dönemde dijital bankacılığın gelişme ve genişleme alanları olarak baktığımızda Fintech’lerin dışında yeni teknolojiler akla geliyor. Özellikle giyilebilir teknolojiler, nesnelerin interneti (IoT), yapay zeka ve sanal gerçeklik tarafında geliştirilecek yeni inovatif hizmetler dijital bankacılığı besleyecek başlıca unsurlar olarak görülüyor.
Ülkemizin belli başlı bankalarının dijital bankacılık vizyon, yaklaşım ve hizmetlerine göz atalım:
Akbank Direkt Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Orkun Oğuz:
“Yapay zeka ve sanal gerçeklik dijital bankacılığın yeni bileşenleri olacak”
Akbank dijital bankacılık anlayışını çok önce benimseyen ve bunu müşterisine sunan bankaların başında geliyor. Dijital kanallardan bankacılık hizmetlerinde önemli sayıda ilke imza atmış bir bankayız. Global Finance tarafından Türkiye ve Batı Avrupa’nın en iyi dijital bankası seçilmiş olmaktan ve bugün üç milyondan fazla kişinin indirdiği Akbank Direkt Mobil ile dünyanın en iyi mobil bankacılık uygulaması ödülünü almaktan gurur duyuyoruz.
Teknoloji çok hızlı gelişiyor ve biz de yıllardır bir teknoloji şirketi gibi bankacılık, ödemeler ve yatırım alanında çalışmalarımıza devam ediyoruz. Örneğin yapay zeka ve sanal gerçeklik konularındaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Apple TV için ya da Görüntülü Bankacılık noktalarımız için geliştirdiğimiz, alanında öncü kanal çalışmalarımız var. Sanal gerçekliğin veya yapay zekanın hayatımızın içine girdiği gün biz de bu alandaki çalışmalarımızı müşterilerimizin kullanımına sunmaya hazır olacağız.
Fintech’ler bankaların işlerini kolaylaştırıyor
Bankacılık sektörüne baktığımızda “Fintech” denilen ve finans ile teknolojiyi birleştiren yeni şirketler, geçtiğimiz sene 15 milyar doların üstünde yatırım alarak hızla kendilerine yer açmaya başladılar. Ödemeler, kişiden kişiye kredi (P2P lending), sosyal medya bazlı kredi skorlama, robot yatırım danışmanları gibi alanlarda yüzlerce şirket çalışmaya başlamış durumda.
Akbank olarak bunları sektörümüzdeki yeni oluşumlardan ziyade bankaların işini kolaylaştıran, stratejik işbirliği yapılabilecek şirketler olarak görüyoruz. Banka olarak teknolojinin hızla geliştiği bu dünyada önceliklerimizi çok uzun zaman önce belirledik. Akbank olarak inanıyoruz ki; Fintech’leri, köklü banka çalışanları ile yeni mezun, teknoloji dahileri birlikte yaratıyor. Biz de esnek, hızlı ve proaktif bir şekilde tüm Akbanklılarla birlikte birçok yeniliği kendi içimizde üretebiliyoruz.
Fintech alanındaki trendler de günümüz koşullarındaki teknolojik gelişmelere paralel olarak ilerliyor. Bu alanda yeni ürün ve hizmetlerin sayısı da hızla artıyor. Bu alandaki trendleri incelediğimizde, büyük girişim sermayesi yatırımcıları ve finansal kuruluşlarının bu konuda yatırım yaptıkları alanlar arasında; gerçek/ tüzel kişilerin birbirlerine doğrudan borçlanma yapabilmelerine olanak sağlayan, kişiden kişiye borçlanma platformları, ödemeler, kişisel finansal yönetim araçları ve dijital para birimi konuları ön plana çıkıyor.
Son yıllarda girişimci sayısında ve buna bağlı olarak da yatırımcı sayısında artış var. Geçtiğimiz yıl dünyada toplam 860 Fintech yatırımı yapıldı. Hacmen incelersek, 14 milyar dolarlık yatırım yapıldığını görüyoruz. Bu yatırımların yüzde 58’i sadece ABD’de gerçekleşmiş görünüyor. Ardından gelen ülkeleri incelersek; İngiltere 72 (901 milyon dolar), Hindistan 33 (411 milyon dolar), Kanada 24 (117 milyon dolar), Almanya ise 20 (825 milyon dolar) yatırımla üst sıralarda yer alıyor. Avustralya, İsrail, Fransa, Rusya, Singapur da sıradaki diğer ülkeler. Son yıllarda teknoloji alanındaki gelişimiyle ülkemizin de bu yarışın içine kısa zamanda dahil olacağına inanıyoruz.
Fintech konusu yeni yeni gelişen ve yaratıcılığın en üst düzeyde olduğu bir konu. Biz de Akbank olarak bu alanda yatırım yapma konusunda çok istekliyiz ve tüm dünyadaki gelişmeleri heyecanla yakından takip ediyoruz. Akbank olarak gelecek vaat eden ve önümüzdeki dönemde karşılıklı fayda sağlayabileceğimiz yaklaşık 10 Fintech ile önümüzdeki yıl birlikte çalışmalar gerçekleştirmek planlarımız içinde yer alıyor. Bu Fintech’lere yatırım yapmayı hedefliyoruz. Gelecek yıllarda ihtiyaçlarımıza, karşılıklı çalışma uyumumuza, ilgili ürün ve hizmetlerin uygulanabilirlik ve karşılıklı faydasına bağlı olarak bu sayıyı artırabiliriz.
Fintech konusunda gelişimi desteklemek amacıyla tüm uygulama geliştiricilerin diledikleri zaman ve mekanda girip çalışabilmeleri için, Uygulama Programlama Arayüzü’nü (Application Programming Interface API) açan ilk banka olduk.
ING Bank Bireysel Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Barbaros Uygun:
“Bankacılık lisansına sahip bir teknoloji şirketiyiz”
Gerek genel Türk bankacılık sektöründe gerekse de ING özelinde, özellikle bireysel bankacılıkta en hızlı büyüyen segmentlerin başında dijital kanalların geldiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Türkiye Bankalar Birliği’nin 2015 verilerine göre, Türkiye’de internet bankacılığını kullanan aktif müşteri sayısı son bir yılda 3,1 milyon kişilik yükseliş ve yüzde 22’lik bir artışla 17 milyonu aştı. Türkiye’de mobil bankacılığı kullanan aktif müşteri sayısı ise son bir yıl içerisinde yüzde 81 arttı. Son bir yıl içerisinde en az bir kez giriş işlemi yapmış mobil bankacılık müşteri sayısı 19 milyon 12 bin kişi olarak ölçüldü.
ING Bank olarak kendimizi bankacılık lisansına sahip teknoloji şirketi olarak konumlandırıyoruz. Geleneksel bankacılık ve iş yapış şekillerinden uzak, bugün bilinen bankacılığın ötesinde, yepyeni bir modeli gerçekleştirmek için çalışıyoruz. Vizyonumuz adil, kolay, şeffaf ürün ve hizmetler sunmak. Mevcudu sorgulayıp sektöre yön veren ürün ve hizmetler geliştiriyoruz.
Örneğin düşük maliyetli bankacılık modelini benimsiyoruz. Geleneksel bankacılık kanallarının dışına çıkarak büyüyoruz. Yani büyümeyi şube sayımızı artırmadan sağlıyoruz. Bu perspektifte şubelerimiz farklı bir model alıyor, iş ortaklıklarımız ve alternatif dağıtım kanallarında farklılaşan bir stratejimiz var. Dijital bankacılığı sadece bireysele değil tüm iş kollarına taşıyoruz. Bankacılığı görünmez hale getiriyoruz. Kolay ve basit ürün ve süreçler geliştiriyoruz. İş zekası ve öngörüsel analitik ile büyük veriyi anlamlı hale getirip, gerçek müşteri memnuniyetine odaklanıyoruz. Mobil bankacılık platformumuzu şubelere taşıyoruz ki henüz Türkiye’de böyle bir iş modeli bulunmuyor. Bireysel ürün açılışları için şubeye gidiş zorunluluğunu kaldırıyoruz ve müşterilerimizin imzaladıkları evrak adedini minimuma indiriyoruz. Birkaç rakam verecek olursam; Türkiye’deki tüm müşterilerimizin yüzde 21’i aktif dijital kanal kullanıcısı. Banka genelinde ürün satışlarımızın yüzde 30’unu alternatif dağıtım kanallarından yapıyoruz.
Mobil cihazların artık bilgisayar kadar hatta bazen daha da donanımlı olduğu dünyamızda, makinelerin de birbirleriyle “konuşabildiklerini” göz önüne alırsak gelecekte dijital hizmetlerde bazı alanlar öne çıkıyor. Mobil cüzdan bu konuların başında geliyor. ING’nin oldukça başarılı olan ParaMara uygulaması gibi sektörde pek çok gelişmiş mobil cüzdan çözümü var. Mobil cüzdanların artması, mobil alışverişleri de ciddi şekilde tetikliyor. Mobil sitelerden ve mobil uygulamalardan alışveriş yapılırken son aşamada ilgili mobil cüzdanın seçilerek ödenmesiyle başlayan mobil cüzdan hikayesi, ATM’lerden para çekme ve kişiden kişiye (P2P) para transferi gibi uygulamalarla gelişmeye devam ediyor.
Ayrıca “Yakın Alan İletişimi” de yükselişte. Ülkemizde her dört kredi kartından biri temassız özelliğe sahip. Mevcut cihaz bağımsız Yakın Alan İletişimi (NFC) zaten ING dahil pek çok operatör tarafından kullanılıyor. Bunun üzerine bulut tabanlı mobil temassız ödeme sisteminin yaygınlaşmasıyla Türkiye’de kart sahipleri tüm kartlarını temassız işlemlerde kullanabilecek.
ING Bank olarak finansal teknolojiyle ilgili vizyonumuz, Fintech şirketlerine benzer esneklik ve talep odaklılıkta müşterilerimize yeni ve değer yaratan ürünler sunabilmek. 100 bine yakın aktif kullanıcısıyla başarılı mobil cüzdan uygulamamız ParaMara’nın da bu süreçte rolü çok önemli olacak.
Dijital ödeme e/m-ticareti büyütecek
CSC verilerine göre küresel tüketici ödeme pazarı geçtiğimiz 10 yıl içinde iki kattan daha fazla büyüyerek 2014 itibariyle 47 trilyon dolarlık bir ödeme hacmine ulaştı. 2014 yılında dijital ödemeler ilk defa kağıt tabanlı ödemelerden daha fazla gerçekleşmiş durumda.
Gerek tüketiciler gerekse e-ticaret şirketlerinin birinci önceliği kolaylık ve hız olarak öne çıkıyor. Sepete karar verdiği andan itibaren tüketicinin satış işlemini sonlandırmasına kadar geçen zaman gerek satış gerekse müşteri memnuniyeti -ve dolayısıyla alışveriş frekansının artması açısındanen belirleyici gösterge. Öyle ki, müşteriden alınan her ek bilginin satışa dönüşlerde yüzde 18’e varan azalmalara yol açabildiği kabul ediliyor.
Yapı Kredi Alternatif Dağıtım Kanalları Genel Müdür Yardımcısı Yakup Doğan:
“Dijital bankacılığın geleceğinde IoT ve Fintech’ler önemli rol oynayacak”
Türkiye bankacılık sektörü, internet bankacılığında ilk 5 milyon kullanıcıya 12 yılda ulaşırken, üçüncü 5 milyon müşteriye son 30 ayda ulaştı. Mobil bankacılıkta ise ilk 3 milyon kullanıcıya dört yılda ulaşılırken, dördüncü 3 milyona ise altı ayda ulaşıldı. Bu verilerden de anlaşıldığı gibi, dijital dünya katlanarak büyüyor. Dijitale yeteri kadar önem vermeyen ya da adapte olamayan kurumların gelecek 10 yıl içinde ayakta kalmaları olası görünmüyor. Dijital kanallar bankacılıkta destekleyici bir dağıtım kanalı olmaktan çıkıyor. Öyle ki müşteri memnuniyetini en üst seviyede sağlamak isteyen kurumlar için dijitali yakalamak vazgeçilmez bir unsura dönüşüyor.
Yapı Kredi olarak, sektördeki öncü çalışmalarımız sayesinde bizim de internet ve mobil şube kanallarımızı aktif kullanan müşterilerimizdeki büyüme, özellikle son iki-üç sene içerisinde çok hızlandı. Dijital bankacılıkta 2015 dördüncü çeyreği itibariyle pazar payımız,
13 çeyrektir aralıksız olarak artıyor. Türkiye Bankalar Birliği (TBB) rakamlarına göre son bir yılda sektörde dijital kanalları kullanmaya başlayan her dört müşteriden biri Yapı Kredi’yi tercih ediyor. Bunda inovatif yaklaşımızın büyük payı var. Türkiye’de ilk kez bilgisayarla işlem yapan, bankacılıkta ilk online uygulamayı hayata geçiren, ilk telefon bankacılığı işlemini gerçekleştiren, “Ses Tanıma Sistemi”ni Türkiye’ye kazandıran bankayız.
Yeni dönem projeleri arasında; örneğin 2015 yılında Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek Apple Watch ürünü için geliştirdiğimiz bankacılık uygulamamız ile Sınırsız Bankacılık deneyi-mini bir adım öteye taşıdık.
KOBİ ve kurumsal müşterilerimizin her an her yerde bankalarını yanlarında taşıyabilmeleri için Kurumsal Mobil Şube uygulamamızı da yenilenen yüzüyle hizmete açtık. Uygulama içerisinden birçok bankacılık işlemi gerçekleştirilebildiği gibi işlemler onaylanabiliyor, raporlara ve aylık ödeme planına ulaşılabiliyor. Beni Hatırla özelliği sayesinde müşterilerimiz, sonraki girişlerinde kullanıcı/şirket bilgilerini hatırlamalarına gerek kalmadan kurumsal mobil şubemize giriş yapabiliyorlar.
Bu alanda ayrıca aldığımız pek çok ödül bulunuyor. 2015 yılında, mobil bankacılık uygulamamız dünyanın en saygın iş dünyası ödül organizasyonlarından Stevie Awards tarafından Altın Stevie ödülüne değer bulundu. 2014’te ise Global Finance tarafından Mobil Bankacılıkta “Avrupa’nın En İyisi” seçilmiştik. yapikredi.com.tr ise yenilendiği 2013 yılından bu yana 10 ödüle layık görüldü. Ayrıca, akıllı telefonlara indirilebilen yeni “Yapı Kredi Cüzdan” uygulamamız ile kredi kartı deneyimini dijitale taşıdık. Müşterilerimiz artık kredi kartı taşımaya gerek duymuyor.
Binin üzerinde Fintech ve startup inceledik
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bankacılık alanında dijitalleşme faaliyetleri teknolojinin ilerlemesine paralel gelişiyor. Önümüzdeki süreçte de giyilebilir teknolojiler, artırılmış gerçeklik, nesnelerin interneti gibi kavramlarla birlikte bankacılık diğer tüm sektörler gibi daha fazla dijitalleşecek. Finans sektöründe tüm dünyada etki-sini göstermeye başlayan finansal teknoloji (Fintech) şirketleri, Türkiye’de de sektöre yenilikler getirecek. Fintech girişimlerinin bankalarla işbirliklerinin de artacağını öngörüyoruz. Bununla birlikte şu an için hayatımızda olmayan pek çok yeni teknoloji üzerine dijital bankacılık hizmetlerinin gelişmeyi sürdüreceğini söyleyebiliriz.
Biz de finansal teknoloji alanındaki çalışmalarımızla sektöre öncülük etmeye devam edeceğiz. Ödeme sistemlerinden yatırım danışmanlığına, bütçe planlamadan güvenliğe kadar birçok farklı alanda binin üzerinde Fintech ve startup inceledik. Londra, Milano, Kopenhag, Viyana ve San Francisco gibi birçok şehirde bu girişimlerle görüşmeler yapıyoruz ve şirketlerin sunduğu çözümlerle müşterilerimiz için nasıl katma değer yaratabileceğimizi değerlendiriyoruz. Bunun yanında; ortağımız UniCredit ile işbirliği içerisinde bankacılığa yeni bir bakış açısı getiren Blockchain altyapısı üzerine de çalışmalar yürütüyoruz. Yapı Kredi olarak öncü özelliğimizi koruyarak, bu yeni teknolojileri kısa bir süre içinde müşterilerimizin hizmetine sunmayı hedefliyoruz.
Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Yalçın Sezen:
“Dijital bankacılık, nakitsiz bankacılığa kapı aralıyor”
Hızla değişen müşteri tercih ve davranışlarını yakından izleyen bir banka olarak müşteriyle dijital ortamlarda da en yakın banka olmak ve iş modellerimizdeki dijital dönüşüm yolculuğunu tanımlamak amacıyla 2015 yılında Dijital Dönüşüm sürecini başlattık. Bu süreçle birlikte dijital bankacılık alanında “Türkiye’nin En İyi Dijital Bankası” olma vizyonuyla yolumuza devam ediyoruz.
Müşterinin ayak izinin yalnızca bankacılık sektöründe değil bankacılık sektörü dışındaki ağlarda da takip edilmesi gerekiyor. Özellikle müşterilerimizin alışveriş alışkanlıkları, sosyal medya davranışları, mobil uygulamalar dünyasındaki hareketleri gibi. Müşterilerimizin ayak izlerini teknolojik yöntemlerle izleyip ihtiyacı karşılayan süreçler inşa edebilmek, dijital bankacılık yolcuğundaki en hayati konuların başında geliyor.
İş Bankası olarak dijitalleşme alanında farkındalığı çok yüksek bir bankayız ve geniş bir perspektife sahibiz. Hem yurtiçi hem de yurtdışı teknoloji ortaklarımızla işbirliği içinde bu perspektifimizi daha ileri noktalara taşımak için çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Yakın gelecekte mobil ödeme sistemlerinin ödeme alışkanlıklarını tamamen değiştireceğini ve dijital cüzdanların yaygınlaşmasıyla uzun dönemde nakitsiz bir yapıya doğru gidileceğini öngörüyoruz. Bankacılık sektöründe 2016-2017 yıllarının mobil ödeme sistemleri alanında atılım yılı olacağını söyleyebiliriz.
Bankacılık sektöründe müşterilerin en fazla yakındığı konuların başında, birçok şifreyi akılda tutmanın zorluğu geliyor. Birden fazla bankanın dijital kanallarını kullanan müşteriler şifre kalabalığı içinde kayboluyor. Buna çözüm olarak; gelecek nesil dijital bankacılık hizmetlerinin biyometrik sistemlerle entegre olacağını öngörüyoruz. Özellikle son dönemde üzerinde önemle durulan yüz tanıma teknolojilerinin gelecekte şifre yerine geçeceğini söyleyebiliriz.
4.5 G ve 5G teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla birlikte internetteki veri tüketimi hızla artmaya başladı. Özellikle içinde bulunduğumuz dijital çağda insanların okumaktan ziyade izlemeye yani görsel iletişim kanallarına odaklı olmaları, video teknolojilerinin daha fazla gelişmesine yol açacak. Bankacılık sektöründe ise müşteri temas noktalarında video etkileşimli uygulamalara daha çok tanık olacağız.
Nesnelerin interneti ise finans sektörünün önemle üzerinde durduğu diğer bir konu olarak ön plana çıkmaktadır. Nesnelerin birbiriyle konuştuğu bir dünyaya doğru giderken satın alma ile noktalanacak senaryolarda bankacılık sektörünün üzerine önemli bir görev düşecektir.
Fintech’lerle işbirliği müşteri deneyimini besleyecek
Fintech girişimleri, dünyada finansal hizmetler alanında son iki-üç yıl içinde önemli rol almaya başladı. Özellikle mobil ödeme sistemleri, PFM olarak isimlendirilen kişisel finans yönetimi uygulamaları ve tasarruf fazlası olan kişilerle tasarruf açığı olanları buluşturan platformlar alanında Fintech girişimlerin öne çıktığına tanık oluyoruz.
Önümüzdeki dönemde bankacılık sektörünün dijital bankacılık alanında Fintech girişimleriyle işbirlikleri daha artacaktır. Bankalar Fintech girişimleriyle kuracağı ortaklıklar, yapacağı işbirlikleri sonucunda inovatif çözümlerle müşteri deneyimini en üst seviyeye çıkarma şansına sahip olacaklar.
İş Bankası olarak Fintech uygulamalarının geliştirilme aşamasında müşterilerimizin yaşam döngüsü ve dijital ayak izi araştırmaları ile hackathon gibi inovatif düşünce yapısının geliştirilmesine yönelik çalışmaları süreçlerimize dahil ediyoruz. Bunun yanı sıra teknoloji iştirakimiz SoftTech, finansal teknolojilerdeki en büyük güçlerimizden biri. SoftTech’in bünyesinde kurulan “SoftTech Garage” başarılı bir Fintech girişimi olarak alanında önemli çalışmalar yürütüyor. Bu çalışmaları yürütürken işbirliklerine giderek kazan-kazan ilkesiyle hareket ediyoruz. SoftTech vasıtasıyla Silikon Vadisi’ndeki gelişmeleri de odağımızda tutabilme şansına sahip oluyoruz.