Pekin yönetimi, dev nüfusunu denetim altında tutmak için planladığı “sosyal güven sistemi” kapsamında “kara listesindeki” kişi ve şirket sayısını artırıyor.
Çin yönetimi, 1,43 milyarlık nüfusunun davranışlarını kontrol altında tutmak amacıyla tasarladığı “sosyal puanlama” sistemi kapsamında oluşturduğu “kara listeyi” genişletiyor. Pekin yönetiminin uyguladığı “sosyal güven sistemi” çerçevesinde şirket ve kişilere verilen cezaların tutarı 650 milyar ABD dolarına ulaştı.
AA muhabirinin Çin Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu bünyesinde faaliyet gösteren Kamu Güveni Enformasyon Merkezinin yayımladığı “2018 Kara Liste Yıllık Analiz Raporu”ndan derlediği bilgilere göre, ülkede kişi ve şirket bazında “güven kaybı” nedeniyle kara listeye alınanların sayısında geçen yıl büyük artış oldu.
Çin yönetiminin, vatandaş ve şirketleri “sosyal güven” başlığı altında sıralayacak büyük bir puanlama sistemi kurma hedefi çerçevesinde hayata geçirdiği pilot projeler, milyonlarca kişinin ulaşım araçlarının kısıtlanması ve şirketlere milyarlarca dolarlık ceza olarak hayata geçmeye başladı.
Bu kapsamda geçen yıl sonu itibarıyla kara listeye alınan 17 milyon 460 bin kişiye uçağa binme yasağı uygulanırken, 5 milyon 470 bin kişi de yüksek hızlı trene binmekten men edildi.
Bu rakamlar, geçen yıl mayıs ayında havayolu için 11 milyon 140 bin, demiryolu için ise 4 milyon 250 bin kişiydi.
Çin’de 2018’de “sosyal güveni sağlamak” için 3 milyon 590 bin işletme kara listeye eklendi ve kapanmaya kadar giden cezalarla karşı karşıya kaldı. Bu firmalardan yarıya yakının Ciangsu, Cıciang ve Guangdong gibi Çin’in en zengin eyaletlerinden olması dikkati çekti.
2018 yılında kara listeden çıkan işletme sayısı ise 2 milyon 175 bin olarak kaydedildi. Uygulama kapsamında şu ana kadar mahkemelerin vatandaş ve işletmelere kestiği toplam para cezası 4 trilyon 400 milyar yüene (yaklaşık 650 milyar ABD doları) ulaştı.
3 milyon 510 bin vatandaşın ise devletin belirlediği “sorumluluklarını gönüllü” olarak yerine getirdiği için kara listeden çıkmayı başardığı görüldü.
Çin yönetimi, firmalara uyguladığı ceza ve yaptırımların sebebini borçların zamanında ödenmemesi, yanlış ve yanıltıcı reklamlar yayımlama, yasa dışı fon toplama, çevreyi kirletme ve müşteri şikayetleri olarak açıklıyor.
Kara listeye alınan vatandaşlar ise trenlerde başkaları için ayrılan yerlere oturma, hastanelerdeki sağlık personeline zorluk çıkarma ve sivil havacılık kurallarına aykırı maddelerle uçağa binme gibi gerekçelerle ceza ve yaptırımlara maruz kalıyor.
Pekin yönetimi 2020’ye kadar pilot olarak uyguladığı bu proje kapsamında kara listeye aldığı vatandaşlarına çeşitli ulaşım araçlarına erişim yasağı koymanın yanı sıra sigorta pirimleri, gayrimenkul satın alımı, yatırım platformlarını kullanma gibi konularda da kısıtlamalar uyguluyor. Çin, bu kişilerin “kötü davranışları” nedeniyle şahsi bilgilerini kamuya ifşa gibi sosyal baskı yöntemlerine de başvuruyor.
2020’ye kadar tüm ülkeyi kapsayacak
Çin Devlet Konseyi, 2014’te “Sosyal Güven Sisteminin İnşası Taslak Programı” adlı bir rapor yayımlamıştı. 2014-2020 dönemini kapsayan taslak program, “Toplumda güvenin mükemmel ve güven kaybının utanç verici olduğu” fikrinden yola çıkmıştı.
Program, tüm vatandaş, firma ve kamu kurumlarını puanlandıran bir sistem kurulmasını öngörüyor. 2020 yılına kadar tüm ülkeyi kapsayacak şekilde kurgulanan sistem çerçevesinde derecelendirme yapılıyor.
İnsanların, “kaç puanlık birey olduğunu” ölçen sistemde puanı yüksek olanlar ödüllendirilirken, tablonun alt sıralarındakiler, “kara listeye” dahil edilerek ceza ve yaptırımlara maruz kalıyor.
Vatandaşların güven puanlarını belirlemede, harcama alışkanları, sosyal medya kullanımı, arkadaş çevresi ve hatta yüzündeki mimikler gibi son derece kapsamlı ve karmaşık unsurların dahil olduğu bir algoritma sarmalı etkili oluyor.
Kırmızı ışıkta geçmek, sigara içilmeyen bölgelerde yapılan yasak ihlalleri ve borcunu zamanında ödememek gibi davranışlar cezalandırılırken, akraba ziyaretleri, ödemelerini zamanında yapma ve toplumsal sorumluluk projelerinde gönüllü yer alma gibi davranış biçimleri mükafatlandırılacak.
İnternetten çocuk bezi alanlar, ailesine karşı sorumluluk sahibi kişiler olarak değerlendirilirken, yurt dışından ithal ürünleri sipariş edenler ise savurgan bireyler olarak kabul ediliyor.
“Büyük Birader” herkesi izliyor
Çin, vatandaşlarının davranışlarına göre yapacağı puanlandırmada, kamuya açık alanlarda kör nokta bırakmayacak şekilde yerleştirilen kameralar, yüz tanıma sistemleri, yapay zeka ve internet teknolojileri gibi çok sayıda enstrümandan yararlanacak.
Dev sistem, insanların güvenilirliğine dayalı olarak onların puanını belirleyecek.
Çin’de yaşayanların her adımını izlemek için yaklaşık 200 milyon kamerayla kesintisiz gözlem yapılıyor. Bu sayının 2020 yılına kadar 500 milyona yaklaşması bekleniyor.
Mevcut durumda sistemin genel işleyişi hakkında net bilgilere ulaşmak olanaksız. Çünkü pilot uygulamaların bazıları yerel yönetimler tarafından yürütülürken, bir kısmı ise vatandaşların kişisel bilgilerini depolayan Huawei, Tencent ve ülkede yaklaşık 800 milyon aktif kullanıcısı olan mobil ödeme yöntemi Alipay gibi ülkenin dev teknoloji firmalarına bağlı platformlar aracılığıyla yürütülüyor.
Ünlü yazar George Orwell’in “1984” adlı romanındaki “Büyük Birader” benzeri şekilde “gözüm sürekli üzerinde” mesajı veren uygulamanın, ülkede gerçek kimlik bilgileriyle kayıt zorunluluğu olan sosyal paylaşım siteleri, yüz tanıma özelliği olan kameralar, çevrimiçi ödeme metodları gibi platformlar üzerinden derlenecek bilgilerle gelecek yıldan itibaren tam kapsamlı hayata geçirilmesi öngörülüyor.