İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılmasını (Brexit) sağlayacak müzakerelerin birinci aşamasında anlaşma sağlanmış olmasına rağmen gelecekteki ticaret anlaşması, güvenlik, terörle mücadele, çevre, eğitim, araştırma gibi konuları içeren ikinci aşamanın, tarafları zorlaması bekleniyor.
AB Anlaşması’nın 50. maddesi uyarınca yürütülen Brexit müzakerelerinin birinci aşamasında anlaşma sağlanan maddeler ve ikinci aşamada ele alınacak konulardan AA muhabirinin yaptığı derlemeye göre, AB ve İngiltere arasındaki heyetlerin yayımladıkları ortak bildiri çerçevesinde tarafların birinci aşamayı oluşturan vatandaşlık hakları, İrlanda ve mali anlaşma konularına ilişkin temel hususlarda anlaşma sağladığı görülüyor.
İngiltere, geçen yıl haziran ayında yapılan referandumla AB’den ayrılma kararı almasının ardından 29 Mart’ta Lizbon Anlaşması’nın 50. maddesini işleterek ayrılık sürecini resmen başlattı.
Haziran ayında başlayan müzakereler için AB Komisyonunun Brexit Başmüzakerecisi Michel Barnier ve İngiltere’nin Brexit Bakanı David Davis başkanlığındaki teknik ekipler görevlendirildi.
AB anlaşmaları uyarınca İngiltere’nin AB’den 29 Mart 2019’da çıkması öngörülüyor.
Vatandaşlık hakları
Taraflar, Brexit müzakerelerinin en zorlu maddelerinden birini oluşturan ve iki tarafın da büyük önem verdiği vatandaşlık hakları konusunda, ayrılık sonrasında İngiltere’de yaşayan AB vatandaşları ve AB’de yaşayan İngiliz vatandaşlarının temel haklarının devamını sağlamak için müzakereler yürüttü.
Söz konusu temel haklar, İngiltere’de yaşayan yaklaşık 3 milyon AB vatandaşı ve AB’de yaşayan 1 milyon İngiliz vatandaşını kapsıyor.
Varılan anlaşmada İngiltere’de yaşayan AB vatandaşlarına ve 27 AB ülkesinde yaşayan İngiliz vatandaşlarına ve bu kişilerin ailelerine “çift taraflı koruma” sağlandı.
Bu vatandaşların bulundukları ülkede yaşama, çalışma ve eğitim görme hakkı güvence altına alındı.
Vatandaşlara koruma AB hukuku çerçevesinde sağlanacak, aile üyelerinin ayrılık tarihinden sonra da bahsi geçen ülkelerde bulunan kişilerle birleşme hakkı olacak.
Anlaşmada söz konusu kişilerin idari işlerine ilişkin süreçleri, AB ve İngiltere tarafından düzenlenecek. Vatandaşlar için düzenlenen idari süreçlerin “şeffaf, uyumlu ve pürüzsüz” bir şekilde uygulanması zorunlu olacak.
Bu çerçevede İngiltere hükümeti, ülkede yaşayan AB vatandaşlarının “yeni yerleşik statüye” başvurması için ayrılık tarihinden sonra 2 yıl süre tanıyacak. Oturum koşullarını karşılayan ve daimi oturum hakkına sahip kişilere otomatik olarak yeni yerleşik statü verilecek.
AB ve İngiliz vatandaşlarına Mart 2019’dan sonra 2 yıl boyunca serbest dolaşım hakkı tanınacak. İngiltere, bu tarihten sonraya ülkeye gelen vatandaşların kayıt yaptırmasını talep edecek. Söz konusu vatandaşlar, karşılıklı olarak bulundukları ülkenin dışında 5 yıldan fazla kalmaları durumunda oturum haklarını kaybedecek.
AB’de yaşayan İngiliz vatandaşlarının ise diğer AB ülkelerine serbest dolaşımı güvence altına alınacak, bu kişilerin ayrılık tarihinden sonra yaşadıkları AB ülkesinden başka bir üye ülkeye taşınabilmeleri bazı kısıtlamalara tabi tutulacak.
İngiliz mahkemeler Avrupa Adalet Divanına 8 yıl daha dava havale edebilecek
Vatandaşlık hakları çerçevesinde yürütülen müzakereleri zora sokan en önemli hususlardan biri de AB’nin Avrupa Adalet Divanı’nın Brexit sonrasında da İngiltere’de yetkisi olması gerektiğini savunmasından kaynaklanıyordu.
İngiltere, ülkesinde bulunan AB vatandaşlarının ayrılık sonrasında ulusal hukuk kuralları kapsamına gireceğini savunarak AB’nin bu koşuluna karşı çıkıyordu.
Anlaşmada, iki taraf da ödün vererek Brexit’ten sonra İngiliz mahkemelerinin AB vatandaşlarına ilişkin davaları 8 yıl boyunca Avrupa Adalet Divanına taşıyabileceğini kararlaştırıldı.
Mali konular
Anlaşmayla, İngiltere’nin AB’ye ödemesi gereken mali taahhütler konusunda da uzlaşı sağlandı. AB tarafı, İngiltere’nin, üzerinde uzlaşılmış 2020 birlik bütçesine ve üye ülkelerin kalkınma programlarına yükümlülüklerini tam yerine getirmesini şart koştu.
İngiltere, bu kapsamda, söz konusu rakamın hesaplama sistemi konusunda AB’yle uzlaşı sağlayabildi. Hesaplamalara göre İngiltere, AB’ye 35-39 milyar sterlin civarında ödeme yapacak. Bu çerçevede İngiltere, AB yıllık bütçesine 17-18 milyar sterlin ödeyecek. AB’nin bütçe dönemi içerisinde İngiltere’nin de dahil olduğu bir şekilde verme taahhüdünde bulunulan çeşitli mali programlar ve desteklemeler için 21-23 milyar sterlin aktarılacak. İngiltere, AB kurumlarında çalışanların maaş ve emeklilikleri için de 2-4 milyar sterlin kaynak ayıracak. Ayrıca, İngiltere’nin AB’ye üyeliği devam ettiği sürece birlikten alacağı destekler de sürecek.
Kuzey İrlanda
Brexit sonrasında İngiltere, Galler, İskoçya ve Kuzey İrlanda’dan oluşan Birleşik Krallık’ın AB ile tek kara bağlantısı olarak kalacak İrlanda-Kuzey İrlanda arasındaki sınır, müzakerelerde uzlaşılan bir başka konuyu oluşturdu.
Her iki taraf da Hayırlı Cuma Anlaşması’nın korunması konusunda anlaştı. Bu noktada, somut bir sınır uygulamasına gidilmeyecek. İngiltere’nin AB’den ayrılmasına rağmen Kuzey İrlanda, AB tek pazarına ve Gümrük Birliği’ne dahil olmayı sürdürecek. İngiltere, Kuzey İrlanda işletmelerinin kendi topraklarına erişimlerini engelleyebilecek yeni düzenlemelerle sınırlamalar koymayacak.
Kuzey İrlanda vatandaşlarının, İrlanda veya İngiltere vatandaşlıklarını tercih etme özgürlükleri korunacak. Kuzey İrlandalılar, Birleşik Krallık topraklarında özgürce hareket edebilecek.
İkinci aşamada ne olacak?
Müzakerelerin ikinci aşamasında AB ve İngiltere’nin taraflar arasında gelecekte ticaret, güvenlik, terörle mücadele, çevre, eğitim, araştırma ve ikili ilişkileri şekillendirecek konulara ilişkin anlaşma sağlaması gerekiyor.
İngiltere AB’den ayrılmadan önce taraflar, teknik olarak bir ticaret anlaşması imzalayamıyor. Ancak ikinci aşamada AB ve İngiltere’nin ayrılık tarihinden sonra inşa edeceği ticaret anlaşması için ön hazırlıkları tamamlaması bekleniyor.
AB Başmüzakerecisi Michel Barnier, taraflar arasındaki ticaret anlaşmasının AB ve Kanada arasındaki ticaret düzenlemesine benzeyebileceğine işaret ediyor. Bu çerçevede, İngiltere’ye malların serbest dolaşım hakkı ve ortak pazara sınırsız ulaşım sağlanırken, kişilerin serbest dolaşım hakkı ve Gümrük Birliği gibi hususlar bu anlaşmada yer almıyor.
Ticaret anlaşması çerçevesinde AB ve İngiltere’nin gümrük vergileri, ürün standartları ve olası anlaşmazlıkları nasıl çözebileceğine ilişkin düzenlemeler de yapması gerekiyor.
Geçiş süreci
Müzakerelerin ikinci aşamasında tarafların İngiltere Başbakanı Theresa May tarafından önerilen ve ayrılık tarihinden sonraki 2 yılı kapsaması öngörülen “geçiş sürecine” ilişkin detayları da görüşmesi bekleniyor.
AB tarafı geçiş sürecinde İngiltere’nin mevcut ve yeni kabul edilecek AB hukukuna uyması ancak karar alma mekanizmalarında söz hakkı olmaması gerektiğini savunuyor.
Bu süreçte İngiltere’nin Gümrük Birliği ile Ortak Pazar’da kalması ve Avrupa Adalet Divanının yargı yetkisinin devam etmesi öngörülüyor.
İngiltere’den “karar masasında” oturma hakkını elinden alacak bu süreç hakkında müzakerelerin zorlu geçmesi bekleniyor.
Bu süreçte İngiltere, AB’den çıktıktan sonra hızlı biçimde serbest ticaret anlaşmasının yürürlüğe girmesini istiyor.
Yeni ticaret anlaşmasının, AB kurumları ve 27 üye ülkenin bölgesel parlamentoları tarafından resmen onaylanması çok uzun süre alabiliyor.
AB ve İngiltere arasındaki olası bir ticari anlaşmanın içeriği belirsizliğini korurken Brüksel, Londra’nın süreç tamamlanana kadar diğer ülkelerle ikili ticari anlaşma yapamayacağını savunuyor. Gelecekte AB ve İngiltere arasındaki ticari ilişkilerin ne şekilde gerçekleşeceği konusunda belirsizlik sürüyor.