YATED Yönetim Kurulu Başkanı Murat Bekiroğlu ile Bosphorus Boat Show öncesi denizcilik sektörünün nabzını tuttuk. Bekiroğlu, fuarın sadece bir etkinlik değil, Türkiye’nin yerli üretim gücünü dünyaya tanıtacak bir platform olduğunu vurguladı. Ekonomik zorluklara rağmen sektörün dinamiklerine ve ihracat hedeflerine dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. – Zeynep Aktaş
Deniz ülkesi olmasına rağmen Türkiye, denizcilik sektörünün potansiyelini tam anlamıyla değerlendirme noktasında arzu edilen seviyede değil. Ancak son yıllarda bu tablo değişiyor. Artan yerli üretim kapasitesi, ihracat odaklı stratejiler ve organizasyonlarla birlikte Türkiye, global denizcilik arenasında adından daha sık söz ettirmeye başladı. Bu dönüşümün gerisinde birçok farklı bileşenler yer alıyor. Bu bileşenlerden biri de Bosphorus Boat Show. 15-22 Şubat tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek olan fuar, yalnızca lüks teknelerin sergilendiği bir etkinlik değil, aynı zamanda Türkiye’nin denizcilikteki ihracat gücünü dünyaya gösterdiği bir vitrin olma özelliğine de sahip olacak.
Biz de bu önemli etkinlik öncesinde, Yat ve Tekne Endüstrisi Derneği (YATED) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Bekiroğlu ile bir araya geldik. Bekiroğlu ile Türkiye’nin denizcilikte ulaştığı ihracat rakamlarından, sektörün büyüklüğüne, maliyet baskılarından 2025 hedeflerine kadar pek çok ekonomik veriyi içeren kapsamlı bir sohbet gerçekleştirdik.
Bosphorus Boat Show Türkiye için önemli bir organizasyon. Bu yıl fuarda nasıl bir vizyonla ilerliyorsunuz?
Bu yılki Bosphorus Boat Show, sadece bir fuar olmanın ötesine geçiyor. Amacımız, Türkiye’nin denizcilikteki potansiyelini dünyaya göstermek. 15-22 Şubat tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek fuarımızda, yerli üreticilerimizi ve ihracat odaklı firmalarımızı ön plana çıkarıyoruz. Hedefimiz, Türkiye’den dünyaya açılan firmalar için bir ihtisas fuarı oluşturmak.
Bu fuardan beklentiler neler?
Dürüst olayım, global piyasalarda fuarcılık için zorlu bir dönemden geçiyoruz. Ama biz hazırlandık. Bu sadece bir fuar değil; yerli üreticilerimizi desteklemek, denizcilik endüstrisinde ihracat potansiyelimizi artırmak için bir fırsat.
İhracat potansiyelinden bahsettiniz. Bunu biraz açar mısınız?
Tabii. Türkiye denizcilikte büyük bir potansiyele sahip. Bu fuarı yalnızca yerel değil, uluslararası bir ticaret platformuna dönüştürmek istiyoruz. Bugün fuar alanının önemli kısmını yerli üreticiler dolduruyor. Hedefimiz, üreticilerimizin yurt dışına açılımını desteklemek.
İhracat miktarı ne düzeyde?
Gemi, yat ve hizmetleri sektörünün ihracatı 2023 yılında yüzde 33,6 oranında artarak yaklaşık 1,5 milyar dolar oldu. 2024’ün ilk yarısında da 923,5 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu büyüme bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 36,8 artışa denk geliyor.
Anladığım kadarıyla istikrarlı bir büyüme var?
Evet, büyüyen bir sektörden bahsediyoruz. Daha da önemlisi yüksek katma değerli olması.
Tam olarak katma değerden neyi kast ettiğinizi öğrenebilir miyim?
Şöyle ifade edeyim, Türkiye’nin genel ihracatında kilo başına ortalama gelir 1,3-1,5 dolar. Denizcilik sektöründe ise bu rakam 15 ile 65 dolar arasında değişiyor. Bu farklılık denizcilik sektörünün katma değer üretme kapasitesini net bir şekilde ortaya koyuyor.
Arada 10 kat ve üzeri bir aralık var. Hayli yüksek bir katma değerden bahsediyorsunuz. Tüm bunlara rağmen ihracat miktarı sanki sınırlı duruyor?
Evet haklısınız, mevcut durumda ülkemizin ihracatındaki payımız yüzde 0,8 seviyesinde bulunuyor. Hedefimiz ise bu payı yüzde 1,5’e çıkarabilmek.
Bahsettiğiniz biçimiyle ihracatı ikiye katlamayı amaçlıyorsunuz. Bu noktada fuarın önemi daha da artıyor galiba?
Kesinlikle, Bosphorus Boat Show ihracatın önemli kapılarından biri. Amacımız, fuarı Türkiye’den dünyaya açılan firmalar için bir ihracat platformuna dönüştürmek. Yerli üreticileri de bu noktada fuara katılabilmeleri için destekliyoruz.
Peki sektördeki üretim ne durumda?
Türkiye, yat üretiminde dünyada üçüncülük ile dördüncülük arasında yer alıyor. Bu önemli bir başarı. Daha da büyümenin yollarına bakıyoruz. Çünkü Türkiye’nin potansiyeli bunun çok daha fazlasını yapabilecek düzeyde.
Üretiminde oldukça yukarılarda görünüyoruz. Sektörün büyüklüğünü merak ettim şimdi?
Denizcilik sektörünün toplam büyüklüğü 5-6 milyar dolar civarında. Bu rakam sadece yat ve tekne üretimini değil, yan sanayi, ekipman, marina işletmeciliği gibi geniş bir ekosistemi kapsıyor.
Daha da büyüme potansiyeli var mı?
Sektörün büyüklüğünü artırmak için yeni marina yatırımlarına ve daha fazla uluslararası iş birliğine ihtiyacımız var. Karadeniz ve Marmara gibi henüz tam kullanılmayan alanlarda yeni yatırımlar yapılması gerekiyor.
Murat Bey, sohbetimizi biraz da fuara getirmek istiyorum. Katılım nasıl?
Memnuniyetle, bu yıl fuarımıza 200’den fazla firma ve 500’den fazla marka katılacak. 300’den fazla tekne sergilenecek. Aynı zamanda tüm tekne ekipmanlarına kadar 1500’den fazla ürün çeşidi fuarda sergilenecek.
Ziyaretçi hedefiniz nedir?
65 binden fazla ziyaretçinin katılımını bekliyoruz.
Oldukça renkli geçeceği anlaşılıyor. Yerli üreticilerin katılım düzeyi nedir?
Katılan firmaların yüzde 50’den fazlası yerli üreticilerden oluşuyor.
Fuara katılan özellikle küçük üreticilere yönelik kolaylaştırıcı bir destek var mı?
Fuardaki elleçleme ücretinin sadece yarısını üreticilere yansıttık. Bu sayede daha fazla yerli üreticiyi uluslararası alıcılarla buluşturabiliyoruz. Ayrıca, İstanbul Fuar Merkezi ile 5 yıllık bir anlaşma yaparak, katılım maliyetlerini uzun vadede daha avantajlı hale getirdik.
Desteğiniz sadece bununla mı sınırlı?
Hayır, yerli üreticilerin global pazarda daha görünür olmaları için altyapı destekleri sağlıyoruz ve pazarlama süreçlerinde yanlarında duruyoruz. Ayrıca, ihracat odaklı firmalara özel alanlar tahsis ederek uluslararası alıcılarla doğrudan bağlantı kurmalarına imkan tanıyoruz.
Sormadan geçemeyeceğim. Sektörünüz döviz kuru ve faizlerden etkileniyor mu?
Ekonomik dalgalanmalar ister istemez sektörümüzü etkiliyor. Döviz kurunun sınırlı performansı üreticilerin arzu ettiği satış hedefinin gerisinde kalmasına yol açıyor. Faiz oranlarının yüksekliği ise maliyet baskısı altında kalmalarına sebep oluyor.
Maliyet artışları sektörde nasıl bir tablo oluşturuyor?
Özellikle küçük üreticiler zorlanıyor. Firmalar ya kâr marjlarını düşürmek zorunda kalıyor ya da üretim kapasitelerini sınırlamaya gidiyor. 2024 yılı, sektör için maliyetleri kontrol altına alma yılı oldu. Ancak 2025’te daha dengeli bir maliyet yapısı ve daha sürdürülebilir bir büyüme bekliyoruz.
Denizcilik sektörü hayli spesifik bir alan. İstihdam kaynağı bunu ne ölçüde karşılıyor?
Türkiye’de denizcilik sektörü ciddi bir kesime istihdam sağlıyor. Ancak burada önemli bir sorun var. Nitelikli iş gücünde eksiklik var. Bu nedenle meslek liseleriyle iş birliklerimizi artırıyoruz. Özellikle İstanbul ve İskenderun’daki teknik liseler ile projeler yürütüyoruz. Bu iş birlikleriyle gençleri sektöre kazandırmak ve kalifiye iş gücü açığını kapatmak istiyoruz.
Yat üretimi dışında küçük tekne üretiminde nasıl bir potansiyel görüyorsunuz?
Son dönemde özellikle 20 metreye kadar olan küçük teknelerde ciddi bir üretim artışı var. Özellikle 8-10 metrelik teknelerde büyük bir talep söz konusu. Türkiye’nin birçok farklı bölgesinde yeni üretim tesisleri açılıyor. Trabzon, Antalya ve İzmir bu konuda öne çıkan şehirler. Hedefimiz, bu yeni üreticileri uluslararası pazara entegre etmek.
2025 ve sonrası için beklentileriniz nedir? Sektör nasıl bir yol haritası izliyor?
2025 bizim için bir toparlanma yılı olacak. Ekonomik göstergelerin daha dengeli hale gelmesiyle birlikte ihracat potansiyelimizin artmasını bekliyoruz. 2026’dan itibaren ise çok daha büyük, uluslararası düzeyde fuarlar düzenleyerek Türkiye’nin denizcilik sektöründeki gücünü daha da artırmayı hedefliyoruz.