Abank bireysel bankacılığa odaklanacak

By Fortune Türkiye

Uzun yıllar Anadolu Grubu sermayedarlığında yol alan Alternatifbank’ın (Abank) geçen yıl hisselerinin yüzde 70’ini Commercial Bank of Qatar satın aldı. Halka açık bölümünde hisselerini toplayarak payını yüzde 75’e çıkaran Commercial Bank of Qatar, Türkiye’de uzun soluklu ve kalıcı olmak istiyor. Satın alma sonrasında yeniden yapılanan Abank, son yıllarda uzak durduğu perakende bankacılığına odaklanıyor. Abank Genel Müdürü Meriç Uluşahin, Abank’ın toplam aktifleri içerisinde bireysel, perakende bankacılığın payının yüzde 3 olduğunu belirterek, “Klasik anlamdaki bireysel bankacılıkta pozisyonlanmamış, daha çok ticari ve kurumsalda güçlü bir bankayız” diyor ve ekliyor; “Önümüzdeki dönemde perakende bankacılıkta büyüyen bir banka olacağız.”
 
Abank, bunu da yaygın şubeleşme yerine alternatif dağıtım kanalları, perakende sektörü şirketleri ve bankalarla yapacağı işbirlikleriyle sağlamayı hedefliyor. Şubeleşmenin artık çok kolay ve verimli olmayacağını belirten Uluşahin, önümüzdeki dönemde ilişki bankacılığının yerini direkt bankacılığın alacağını, bunun da yolunun dijital bankacılıktan geçtiğini söylüyor. Teknoloji altyapısını güçlü kullanarak perakendede özellikle küçük işletmeler üzerinden büyümeyi ve bu işletmelere de değer yaratmayı hedeflediklerini belirten Uluşahin,“Teknoloji yüzü güçlü olan perakendede küçük işletmeler üzerinden büyüyecek bir banka olacağız. Tabii küçük işletmelerde tek başına değil, ana işletmeyle birlikte var olacağız” diyor. Sürpriz bir şekilde Şekerbank genel müdürlüğünden ayrılan ve kısa bir süre sonra Abank Genel Müdürü olan Uluşahin ile Abank’ın gelecek vizyon ve politikalarını konuştuk…
 
Anadolu Grubu, yıllarca bankacılıktan umduğunu bulamadı ve bu anlamda da net bir rota izleyemedi. Uzun bir zamandır da hisselerini satmak istiyordu Nitekim Commercial Bank of Qatar’a banka hisselerinin yüzde 70’ini devretti. Bugünden sonra Abank nasıl bir rota izleyecek?
Bankacılık sektörünün nereye gideceğini ve Abank’ın potansiyelini göz önüne alarak strateji üzerinde çalışıyoruz. Genel olarak çatıyı oluşturduk. Abank, 73 şubeli bir banka. Toplam aktiflerimiz içerisinde bireysel bankacılığın payı yüzde 3. Klasik anlamdaki bireysel bankacılıkta pozisyonlanmamış, daha çok ticari ve kurumsalda güçlü bir bankayız.
 
Abank bundan sonra da bireyselde olacak mı?
Hissedarlarımıza baktığımızda; Anadolu Grubu, perakende sektörünün önde gelen gruplarından. Abank’ın büyük hissedarı Commercial Bank of Qatar ise Türkiye’ye uzun süreli bir bakışla gelmiş, güçlü sermaye yapısına sahip bir grup. Bu iki grubun gücünü birleştirdiğimizde perakendede olmamızın anlamlı olacağını görüyoruz. Yani bundan sonra Abank perakende bankacılıkta olacak. Ancak her noktada şube açarak veya kredi kartında belli bir pazar büyüklüğüne ulaşarak olmayacağız. Çünkü Türk bankacılık sisteminde pazar payları belirli bir noktaya gelmiş durumda. Bugünkü düzenlemeleri de dikkate aldığımızda bizim ölçeğimizde bir bankanın yaygın ve çok şubeli bir banka haline gelmeye odaklanması bize çok fizibl gelmiyor. Diğer taraftan Türkiye’nin nüfusu, büyüme trendi, tüketime baktığımızda bireyselde inanılmaz bir pazar var. Biz buradan da kopmak istemiyoruz.
Bunu nasıl modelleyeceksiniz?
Her yıl belirli sayıda şube açacağız ancak şube açma iştahı çok yüksek olan bir banka olmayacağız. Yani şubeleşerek ve pazar payına oynayarak büyüyen bir banka olmayacağız.
 
Pazarın durumu ve yeni düzenlemelerin de etkisiyle şubeleşmek sizin için cazip değilse yola nasıl devam edeceksiniz?
Yola verimli ve kârlı bir banka olarak devam etmek istiyoruz. Her kurum büyümenin önünü açabilmek için kâr etmek durumundadır. Bu nedenle nerede daha verimli ve kârlı olabiliriz diye bakıyoruz. Bizim için perakendede büyümenin, işbirlikleri ile etkin olacağını gördük. Kamu bankaları da dahil olmak üzere bankaların ağlarını veya dağıtım kanallarını kullanabiliriz. Bu kadar çok ağ varken, bizimle segment çakışması olmayan bankalarla ve perakende şirketleri ile işbirliği yapabilir miyiz, onları bir nihai satış noktası olarak kullanabilir miyiz diye bakıyoruz. Perakende şirketleri ile teknolojinin de yardımıyla Abank’ı nasıl konumlayabileceğimize odaklandık. Perakende bankacılıkta büyümemiz bu şekilde olacak.
 
Kredi, kredi kartı ve diğer banka ürünlerini perakende şirketlerinin satış noktalarında mı sunacaksınız?
Bunlar olacak. Bu tür faaliyetler bu işin olmazsa olmazı. Çünkü perakende ağını, tüketiciye ulaşmak için bir avantaj olarak görüyoruz. Yani şube üzerinden gitmek yerine perakende ağı üzerinden satış noktalarıyla gitmenin doğru olduğunu düşünüyoruz. Bunun ötesinde Anadolu Efes ile bir çalışma yapıyoruz. Ana şirketten acente noktasına kadar ürünlerin her tarafında olacağımız bir sistem üzerinde çalışıyoruz. Bayiler tarafında kapalı devre yaratacağımız krediler, kredi kartları veya POS uygulamalarında yer alabiliriz. Biz perakende bankacılığa küçük işletmeleri de dahil ediyoruz. Bu modelle küçük işletmelerin hane halkından da bir gelir yaratabileceğiz. İşletmeleri teknoloji ile destekleyerek kendilerine iş yaratabilecek imkanları da sunmalıyız. Yani küçük işletme sadece bizim POS’umuzdan bir kredi kartı geçirmemeli, banka olarak küçük işletmenin kendine iş yaratacak başka ürünlerin satışına imkan verecek altyapıyı da sağlamalıyız.
 
Perakende tarafında bankacılık için bu donanım nasıl sağlanacak?
Ekip oluşturuyoruz. Abank, iki yıl önce teknolojik dönüşüm yaratmış. Bunu daha da geliştirerek büyümeyi hedefliyoruz. Tabii bir segmente yönelik oluşturacağımız ürün ve modelle perakendeyi şirket ve dağıtım kanalı tarafından yakalamaya çalışacağız. Yani biz perakende bankacılığını perakende şirketlerinin zincirleri üzerinden yapacağız.
 
Bu tür bankacılık için de 73 şube yetersiz değil mi?
Büyüme planımız beraberinde yeni şubeleri de getirecek. Ancak tüm Türkiye’ye yayılan bir şube ağı planlamıyoruz. Ekonominin ağırlığının döndüğü yerlerde yeteri kadar şubemiz var. İleride ihtiyaç duyduğumuz yerlere de şube açabiliriz. Ancak 300-500 şubeye çıkmak gibi bir iş planı oluşturmuyoruz.
 
Hangi sektörlerde olacaksınız?
Turizmi, tarımı potansiyel bir alan olarak görüyoruz. Tarımda yaygın çitçi kredilerinde yer almak yerine daha çok orta ölçekli projeleri finanse edeceğiz. Ya küçük ya da büyük çiftçilere yönelik bankacılık hizmeti varken orta ölçekte bir boşluk görüyoruz. Enerji sektöründe kurumsal tarafta yer alacağız. Burada ana ortağımızla birlikte gireceğimiz işler olacak. İnşaat sektöründe potansiyel görüyoruz. İnşatta ağırlığı alt sektörlere, taahhüt gibi projelere vereceğiz. Ayrıca kentsel dönüşüm sürecinde mortgage ürünleriyle etkin olabiliriz.
 
Peki Abank’ın ana stratejisi ne olacak?
Perakende, kurumsal veya ticaride hedef; sektör veya segmenti belirleyip orada pazar payı almak olacak. Yani toplam kredilerde değil, örneğin turizm sektöründe payımızı artıracağız. Bir anlamda bir sektöre odaklandığımızda orada perakendeden kurumsala, ticariye kadar etkin olacağız.
 
Bankalar altyapılarını sizinle paylaşmaya yanaşacak mı?
Kamu bankaları içerisinde buna açık olanlar var. Onlarla görüşmelerimiz sürüyor. PTT gibi kurumlar var. Bunların yanında dijital bankacılığın çok gelişeceğini görüyoruz. Bugünden yarına olmayacak ama orta uzun vadede dijital bankacılık hızlı büyüyecek. Yine elektronik para tarafı gelişecek. Buralar bankaların önümüzdeki dönem para kazanacağı alanlar olacağı için şimdiden pazar payı alınması gerekiyor. Çünkü artık insanlar bulundukları yerden az temasla bankacılık hizmeti almak istiyor. Önümüzdeki dönem bu eğilim geometrik olarak artacak. 1980’lerden sonra bireysel bankacılıkta açılım yaşandı, burada doğru konumlanan bankalar pazara hakim oldular. Önümüzdeki dönemde de direkt bankacılık çok gelişecek.
 
Diğer taraftan pasif yönetimi hiç olmadığı kadar önemli hale geldi. Pasif yönetiminde ne yapacaksınız?
Pasif yönetimine ilişkin bir birim oluşturduk. Bankaların verimliliği pasifi doğru yönetmekten geçiyor. Pasifini uygun maliyetle yönetemeyen verimliliği de yeterince sağlayamıyor.
 
Pasifte hâlâ mevduat ağırlığı var ve bu da büyüklerin tekelinde. Küçüklerin buradan pay alması maliyetli. Abank pasifte maliyeti düşürecek ve verimliliği artıracak nasıl bir strateji izleyecek?
Mevduatta hızlı büyüme, önümüzdeki birkaç yılda en büyük oyuncu haline gelme gibi bir stratejimiz yok. Pasiflerimizi buradan doğru ürünlerle büyütmek ve zaman içerisinde bir marka olmak istiyoruz. Bunu da ancak alternatif dağıtım kanallarını etkin kullanarak sağlayabiliriz. Zaten operasyonel verimliliğin çok önemli olduğu bir döneme girdik. Bu noktada maliyet hesabını iyi yapan bankalar uzun soluklu olacak. Böyle bir durumda çok şubeli bankacılık da masaya yatırılacak. Mutlaka birkaç banka yoluna çok şubeli olarak devam edecek ama sektörün geri kalanının bir karar vermesi gerekecek. Geçmişte şubeler kısa sürede kâra geçebiliyordu, şimdi şubelerin kâra geçmesi daha uzun bir zaman alıyor ve daha maliyetli. Keza şubeleşme hızına baktığımızda da bir düşüş söz konusu. Dolayısıyla alternatif dağıtım kanalının önemi artıyor. Örneğin mutluparam.com diye bir site kurduk. Daha iki ay gibi bir süre oldu. Rakamlar çok büyük değil ama buradaki müşterilerimizin yüzde 44’ü bizimle daha önce hiç çalışmamış. Bu müşterilerin bugün Abank’ta mevduatları var. Bu da Abank’ın perakende tarafında direkt bankacılık ve dijital bankacılığa odaklanmasının doğru olacağını gösteriyor.
 
Buna başta büyükler olmak üzere tüm bankalar girmiş durumda…
İlişki bankacılığı güçlü şube ağı ile yürüyor. Direkt bankacılık ise güçlü teknolojik altyapı ve güçlü servisle mümkün. Bankacılık artık direkt bankacılığa evriliyorsa yaygın şube ağına sahip büyük bankalardan ziyade küçük bankaların gerekli teknolojik altyapıyı kurup hareket etme kabiliyeti daha yüksek. Çünkü teknoloji kullananlar hıza ve ön yüzün rahat, kolay ve anlaşılır olmasına bakıyor. Bunu da küçükler daha kolay oluşturabilir.
 
Commercial Bank of Qatar’ın sermaye desteği güçlü olacak mı?
Biz beş yıl vadeli 350 milyon euro’luk euroband ihracına çıktık. Burada ana hissedarımızın desteğini aldık. Bu desteğin de etkisiyle yüzde ???? faizle Türkiye’deki en düşük maliyetli eurobond ihracını gerçekleştirmiş olduk. Eurobond bizim için göstergeydi, önümüzdeki dönemde de farklı borçlanma enstrümanlarını etkin olarak kullanacağız. Ana ortağımızın uluslararası piyasalarda çok yüksek kredibilitesi var. Biz onların desteğini de alarak uluslararası piyasalarda farklı borçlanma enstrümanları kullanacağız.
 
Bunun yanında ana hissedarımız da sermaye ve sermaye benzeri kredilerle bize destek verecek. Commercial Bank of Qatar, güçlü sermaye yapısına sahip. Abank’ı büyütmek ve Türkiye’de kalıcı olmak gibi çok net bir istekleri var. Hatta Türkiye’de yeni alanlara da yönelme eğilimleri var. Commercial Bank of Qatar, konvansiyonel bankacılık yapan ve bölgede perakendede güçlü bir marka. Katar’la Türkiye arasındaki ticari ilişkilerde etkin rol oynamak istiyorlar. Türkiye’de özel bankacılıkta da etkin rol oynamak istiyoruz. Bunu yaparken “Körfez tarafından varlıklı kişileri nasıl çekebiliriz”in peşinde de olacağız. Bireysel tarafta özellikle Körfez Bölgesi’ne yönelik özel bankacılık hizmetlerine ağırlık vereceğiz.
 
Abank’ın artık net bir politika oluşturduğunu, önümüzdeki dönemde perakendede kalıcı olacağını söyleyebilir miyiz?
Bunu çok net bir şekilde söyleyebiliriz. Abank önümüzdeki dönem perakende bankacılıkta çok net bir şekilde yer alacak. Dijital bankacılık altyapısını perakende bankacılıkta etkin kullanacağız. Teknoloji yüzü güçlü olan perakendede küçük işletmeler üzerinden büyüyecek bir banka olacağız. Tabii küçük işletmelerde tek başına değil ana işletmeyle birlikte var olacağız. Ayrıca proje finansmanında etkili aranan bir banka olmayı hedefliyoruz.
 
BDDK ve Merkez Bankası’nın bireysel bankacılığa yönelik önlemleri bugün için sizi çok etkilemiyor. Ancak büyümeniz önünde bir engel mi?
Bizim bazımız doğru yerde başlıyor. Perakende bankacılıkta bugün BDDK’nın kısıtlamalarının olduğu alanlardan ziyade küçük işletmeler gibi alanlarda büyümeyi planlıyoruz. Yani tüketimden daha ziyade tüketimin satış noktalarını finanse edeceğiz. Dolayısıyla BDDK’nın aldığı önlemler bizi çok olumsuz etkilemeyecek.
 
BDDK’nın aldığı önlemler özellikle küçük bankalar üzerinde haksız rekabete neden olmuyor mu?
BDDK’nın kararları rekabeti etkiliyor. Düzenlemeler özellikle küçük bankalar üzerinde kısıtlamalar yaratıyor. Bilançosunda perakende bankacılığın ağırlığı olan küçük bankalar, bu düzenlemeler sonrasında büyüme imkanları kısıtlanacağı için büyük bankalardan daha fazla etkileniyor. Bu nedenle sıkıntılar var. Ancak birtakım yeni düzenleme çalışmaları var. Örneğin kredi kartında limitlerin taşınmasına olanak verilebilecek görünüyor. Yeni düzenlemelerle sorunlar aşılabilir.
 

BENZER MAKALELER

SON MAKALELER

Loading...