11 Şubat’ta okuldan ayrıldıktan sonra akşam saatlerinde evine gitmek üzere Ahmet Suphi Altındöken’in kullandığı minibüse binen ve 13 Şubat’ta yakılmış cesedi bulunan Özgecan Aslan, tam burslu olarak okuduğu Mersin’e 45 kilometre uzaklıkta D-400 karayolu üzerinde bulunan Çağ Üniversitesi ile grupların toplandığı Yenice Beldesi’ndeki Cumhuriyet Meydanı tarihinin en büyük kalabalığına sahne oldu.
6 bin civarında öğrencinin eğitim gördüğü okulda ve çevresinde, çevre üniversite ve kentlerden gelenlerle birlikte sabah saat 09.00’dan itibaren toplananların sayısı 2 saat sonra yaklaşık 15 bini buldu.
Toplumda infial yaratan vahşi cinayeti protesto etmek için gerçekleştirilen protesto gösterisine Özgecan’ın arkadaşlarının büyük bir bölümü siyah giyinerek katılırken, bir öğrenci, başka bazı öğrenciler kanlı kıyafetler giyerek eylemde yer aldı. Adana ve Mersin Büyükşehir Belediyeleri de otobüslerle eyleme katılmak isteyenleri üniversiteye taşıdı.
Öğretim üyeleri ile öğrenci ailelerinin de destek verdiği eyleme katılanlar daha sonra sloganlar atarak D-400 Karayolu’na çıktı.
Karayolunu trafiğe kapatan yaklaşık 15 bin kişiye, sürücüler de klakson çalarak, bir kısmı da araçlarını park edip bizzat katılarak destek verdi.
Ellerinde Özgecan’ın fotoğraflarını taşıyan ve aralarında makyajla şiddet görmüş bir kadını canlandıran öğrencilerin de bulunduğu topluluk, Yenice Mahallesi’ndeki Cumhuriyet Meydanı’na doğru yürüyüp burada toplandı. Bir grubun, “Erkekler de ağlasın” sloganı dikkat çekti.
‘Hepimiz Özge’yiz, yakmakla bitmeyiz’
Yaklaşık 15 bin kişi, 3 kilometrelik yolu 1 saat 15 dakikada yürüdükten sonra toplandıkları Cumhuriyet Meydanı’nda ‘Özgecan ölmedi kalbimizde yaşıyor’, ‘Özgecan’ın katilleri idam edilsin’, ‘Özgecan’ımızı unutmayacağız’, ‘Hepimiz Özgeyiz yakmakla bitmeyiz’, ‘Kadına uzanan eller kırılsın’ sloganları attı.
Taraftarlar omuz omuza yürüdü
Her kesimden katılımın olduğu yürüyüşte Adanaspor, Adana Demirspor, Mersin İdmanyurduspor ile Tarsus İdmanyurdu taraftar grupları da katledilen Özgecan için omuz omuza yürüdü.
Yürüyüşe motorlu gruplar ile bedensel engelliler de katıldı. Tekerlekli sandalyeleriyle yürüyüşte yer alan engelliler sloganlar atıp Özgecan’ın öldürülmesi protesto etti.
‘Adaletin sınanma vaktidir’
Öğrencilerden Esengül Soluk, grup adına yaptığı konuşmada Özgecan Aslan’ın öldürülmesinin siyasi, etnik ve dini bir konuyla bağdaştırılmamasını istedi. Soluk, şunları söyledi:
“Özgecan sadece bir cinsiyetin, bir etnik kökenin veya bir siyasi görüşün kurbanı değil, tüm insanlığın acı kaybı olmuştur. Bizler, birey olarak bu olayı provokasyona konu yapılmamasını, siyasi, etnik ve dini bir konu ile bağdaştırılmamasını temenni ediyor, bu konudaki hassasiyetimize inanıyoruz. Bu vahim durumun, bu konularla ilişkilendirilmesi hem Aslan Ailesi’nin acısına, hem de Özgecan kardeşimizin acısına saygısızlık olacaktır. Özgecan kardeşimizin katillerinin canavarca ve alçakça işlemiş oldukları cinayeti de gölgede bırakacaktır. Bu vahim olay, insanlıktan nasibini almamış katillerin canavarca hislerin dışa vurulmasından başka bir şey değildir. Bu kişiler tedavi edilemeyecek kadar hasta, acınamayacak kadar da aciz durumdadır. Bir kez daha adaletin sınanma vaktidir. Ülkemizde gittikçe derinleşen kadına şiddet olayları her yıl korkunç rakamlara ulaşmaktadır. 2012’de 139 olan öldürülmüş kadın sayısı 2014’te 287’ye yükselmiştir. Bir kadınımızın daha canı yanmasın diye Özgecan’ımızı her daim anarak unutulmaması için sesimizi duyuracağız.”
‘Şoförlerin denetimleri arttırılsın’
Özgecan Aslan’ın katillerinin en ağır şekilde cezalandırılmasını istediklerini kaydeden Esengül Soluk, şöyle devam etti:
“Başka kadınların canlarını yitirmemesi için gerekli yasal düzenlemelerin yerine getirilmesini istiyoruz. Koruma kanunlarının etkili bir biçimde uygulanmasını istiyoruz. Cinsiyet eşitliğini temel alan yeni yasal düzenlemelerin getirilmesini istiyoruz. Eğitim sistemi içerisinde kadının toplumdaki yerinin önemini hassasiyetle işlenmesini istiyoruz. Şehirlerarası ulaşım sağlayan kooperatiflerin denetimlerinin sürekli olarak yapılmasını, araçlarda her türlü güvenlik önleminin sağlanmasını, şoförlerin mesai saatlerinden sonra araçlarını şehirlerarası ulaşımda kullanmamalarını, bu araçlarda görevli şoförlerin mesleki eğitim alarak kılık kıyafet yönetmeliğine uygun bir şekilde giyinmelerini ve üsluplarının mesleklerine yakışır ciddiyette olmasını istiyoruz.”
Polis ve askerin yoğun güvenlik önlemi aldığı eylem, basın açıklamasının ardından sona erdi.
‘Bu ülkede vahşet var’
Özgecan için düzenlenen yürüyüşe giydiği kefen ve şiddet görmüş kadın makyajıyla katılan üniversite öğrencisi Gizem Büyükarda, şiddete tepkisini göstermek için kefen giydiğini söyledi.
Kefenin uçlarını da yaktığını belirten Büyükarda, “20 yaşında bir genç kıza kefen giydirildi. Ben bu şekilde kefen giyerek temsil etmek istedim. Özgecan’ı yaktıkları için de uçlarını yaktım. Erkek kadın ayrımı olmaksızın bu ülkede vahşet var. Bu ülkede bazı şeyler kontrol edilmiyor. Bu ülkede kadına şiddet ve kadın cinayetleri her şey bitsin istiyoruz, bunun için buradayız” diye konuştu.
“Özgecan’ın adı yeni stada verilsin”
Yürüyüşe katılan Mersin İdmanyurdu taraftar grubunun sözcüsü Fuat Bulut ise, Mersin Arena Stadyumu’na Özgecan Aslan’ın isminin verilmesini istediklerini belirterek şunları söyledi:
“Şu an kendi bulunduğumuz tribünü, büyüklerimiz ile beraber konuşarak ‘Özgecan Aslan tribünü’ olarak değiştirdik. Yeni yapılan stadımızın isminin Özgecan Aslan Stadyumu olarak değiştirilmesini istiyoruz. bunun için gerekli yerlere müracaat edeceğiz. İnşallah olur. Diyecek kelimeler yok, acımız büyük. Bu gün omuz omuza olmamız lazım. Bizler Özgecan için buradayız. Şu an hiç bir şekilde takım ya da taraftarlığı düşünmüyoruz. Çukurova çocukları olarak omuz omuzayız. Çukurova bölgesinde yaşanan katliamı kınıyoruz. Tribünlerin hepsi birdir. Çukurova çocukları her zaman birbirlerine sahip çıkar. Biz sadece tribünde tatlı bir rekabet halindeyiz.”