OECD çok uluslu şirketleri vergi konusunda uyardı

By Fortune Türkiye

OECD Genel Sekreteri Angel Gurria çok uluslu şirketleri vergiden kaçınmamaları konusunda uyararak, “Şirketlerin bütün yatırımlarını teşvike devam etmek istiyoruz ama aynı zamanda şirketler de vergi konusunda kendine düşeni yapmak zorunda” dedi.

G20 Maliye Bakanları toplantısı öncesinde düzenlenen “OECD Going for Growth” (Büyümeye geçiş) raporu tanıtım toplantısında konuştu.

Türkiye’nin, G20 dönem başkanlığı için iyi hazırlandığını belirten Gurria, OECD’nin 2015’ten büyük beklentiler içinde olduğunu söyledi. Gurria, “Türkiye’nin yapısal dönüşüm süreçlerine olan reform taahhütleri çok umut verici bir yaklaşımdır. Türkiye’ye teşekkür ediyorum” dedi. 

Çok uluslu şirketlerin, 80 yıl boyunca çifte vergilendirmeyi engelleyen OECD sistemine göre hareket ettiğini belirten Gurria, küresel şirketlere yönelik şu uyarıları yaptı: “Çifte vergilendirmeyi engelleyen bir sistemi kurmuş durumdayız ama istediğimiz bu değildi aslında, şirketlerin beklentisi bile bu değildi. Yani temel problem şu, eğer çok uluslu bir şirketseniz karlarınızı oraya buraya götürebilirsiniz. Vergilendirilecek gelirinizi azaltırsınız. Kazancınızı, yatırımlarınızı öyle yerlere götürürsünüz ki vergilendirme çok düşüktür veya hiç yoktur. Hiçbir şeyin vergisini ödemezsiniz. Bu hukuki olabilir. Ama doğru bir şey değil, orası çok net. Şimdi biz bunu düzeltmeye çalışıyoruz. 

Şirketlerin bütün yatırımlarını teşvike devam etmek istiyoruz ama aynı zamanda şirketler de vergi konusunda kendine düşeni yapmak zorundalar. Şu anda bizim üzerinde çalıştığımız 15 madde var. Bunların tamamını önümüzdeki birkaç yıl içinde başarmayı hedefliyoruz. Ama bunu ilerletmede G20 kesinlikle en kritik motor. Ve 2015 yılı ve özellikle Türkiye çok kritik bir faktör olacak başarımızda…”
 
“Reformların artması bir kısır döngüye girilmesini engellemek açısından önemli”
Gurria, rapora göre, kapsamlı bir reform gündemi doğrultusunda kararlı ve sistemli adımların atılmasının hükümetlere, büyümeyi canlandırma imkanı vereceğini belirterek, küresel ekonomik kriz sırasında kayda değer biçimde hızlanan yapısal reformların birçok gelişmiş ekonomide yavaşladığına dikkati çekti.
Raporda, 2013’ten bu yana ülkelerin reformlarda kaydettiği gelişmelerin değerlendirilip karşılaştırıldığını aktaran Gurria, büyümeyi canlandırıp daha kapsayıcı hale getirecek yeni önceliklerin ortaya konulduğunu anlattı. 

Gelişmekte olan ekonomilerin reform sürecine hız kazandırdığını söyleyen Gurria, iddialı yapısal reformların iş olanaklarında ve verimlilikte artış yaratarak talebi de destekleyeceğini belirtti. Gurria, “Reformların artması, zayıf talebin ve artan eşitsizliklerin potansiyel büyüme ve güven için tehdit oluşturmalarına engel olmak için çok önemli. Aynı zamanda bir kısır döngüye girilmesini engellemek açısından oldukça önemli” diye konuştu.

Gurria, şu değerlendirmeyi yaptı: “Birçok hükümetin, reformları hayata geçirmek konusunda zayıf talep, bütçe yönünden kısıtlı hareket alanı ve yüksek işsizlik sorunlarıyla karşılaştığının farkındayız. Yine de yapısal reformları etkin maliye ve para politikaları ile beraber büyümeyi başlatacak üçlü temel sacayağının bir parçası olarak görüyoruz.”
 
“Türkiye kadın iş gücüne katılım konusunda öncülük etti” 
Büyümeye Geçiş 2015 raporunda büyüme yanlısı yapısal reformların gelir adaletsizliği üzerindeki etkilerinin de değerlendirildiğini aktaran Gurria, “Hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ekonomilerin büyümeyi daha kapsayıcı kılmaya teşvik edildikleri bir dönem yaşanmakta. Bunun kadınlar, gençler, düşük vasıflı ve ileri yaşlardaki çalışanlar gibi arka planda kalan kesimlerin istihdama ve iş gücü piyasasına katılımlarının önündeki engellerin kaldırılmasıyla yapılabileceği  de raporda vurgulandı” ifadelerini kullandı. 
Kadın iş gücüne katılım oranlarının gelecek 10 yıl içinde yüzde 25 azalacağını belirten Gurria, “Türkiye burada da çok önemli lider bir rol üstlendi. Gösterilen duyarlılık nedeniyle Türkiye’ye tekrar teşekkür ediyorum” dedi.

Gurria, kapsamlı reform stratejilerinin artan adaletsizliği ve krizin olumsuz sosyal etkilerini gidermek için atılacak temel adımlardan biri olabileceğini ifade ederek, “Düşük vasıflı işçilerin iş olanaklarını ve kazanç potansiyellerini arttıracak, gençlerin iş dünyası basamaklarını tırmanmasına yardım edecek ve iş gücü piyasasında kadınlar için olanaklar yaratacak reformlar ekonomilerimizde büyüme potansiyelini açığa çıkaracak ve bu potansiyelin herkes tarafından paylaşılmasını temin edecektir” diye konuştu.
 
“Stratejiler, ülkelerin birleşik gayri safi yurtiçi hasılasını yüzde 2’den fazla arttırılmasını amaçlamakta”
 Raporda yer alan ticaretin ve yatırımın serbestleştirilmesinin büyümeye katkı sağlayacağını anlatan Gurria, “Çalışanların becerilerine yatırım yapılması ve yeniliklerin teşvik edilmesiyle ilgili büyüme dostu tavsiyeler büyümeyi hızlandırırken, OECD ve G20 ülkelerinde talebi de destekleyecektir. Bunu başarmak için ürün ve iş gücü piyasalarındaki düzenlemelerin iyileştirilmesi ve sınır aşırı ticaret ve yatırımın önündeki engellerle mücadele etmek oldukça önemlidir” ifadelerini kullandı.

Büyümeye Geçiş analizinin, OECD’nin, G20 için sürdürülebilir ve dengeli büyüme çerçevesine ve G20 ülke büyüme stratejilerine katkı sunacağını söyleyen Gurria, şunları kaydetti: “Rapordaki tavsiyeler, Kasım 2014’te Brisbane’de yapılan G20 liderleri zirvesinde benimsenen ülke büyüme stratejilerinin geliştirilmesinde etkili olmuştur. Stratejiler, ülkelerin birleşik gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYH) önümüzdeki beş yıl içinde yüzde 2’den fazla arttırılmasını amaçlamaktadır. Aynı stratejiler, politika kararlarının yönetimine ve sürdürülebilirliğine rehberlik de yapabilecektir. Bu da güven artışının sağlanması için önemli bir unsurdur.”

BENZER MAKALELER

SON MAKALELER

Loading...