31 Ekim’de İstanbul Yeni Havalimanı’ndan Kıbrıs’a yapılan ilk uçuş tarihi öneme sahipti. 1 saat 20 dakikalık yolculuk, uçağın içindekiler için Atatürk Havalimanı’ndan yapılandan farklı olmasa da -ve Kıbrıs Ercan Havaalanı’na inişte TAK ile karşılamanın büyüsü içeride o kadar hissedilmese de- Kahramankazan uçağının gerçekleştirdiği bu uçuşta bulunmanın hazzının zirve yaptığı açıkça görülüyordu. İnsan bu deneyimi yaşayınca, Avrupa’nın zenginlerinin zamanında dünyanın en gelişmiş transatlantiği Titanic’in ilk seferi ile okyanusu geçmek için neden limana koştuğunu anlıyor. Sadece orada bulunmanız gerektiğini düşünüyor ve bunu yapmaya odaklanıyorsunuz.
Heyecan sadece uçakta bulunanlara özgü değildi. Uçaktan inenleri karşılayan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Tolga Atakan, yeni havalimanından gerçekleştirilen ilk dış hat uçuşunun Kuzey Kıbrıs’a yapılmasının Türkiye’nin kendilerine verdiği önemi göstermesiyle dikkat çekici olduğuna ifade etti. Atakan, uçağın inişini “İstanbul Havalimanı’ndan gerçekleştirilen ilk uluslararası uçuş ülkemize Ercan Havalimanı’na ulaştı B737-900 uçağı ile gerçekleştirilen ISL-ECN seferini Ercan’da su takı ile karşıladık. Havacılıkta açılan yeni sayfaya önce ECN yazıldı. #KKTC” tweet’iyle Twitter’a da taşıdı.
Ancak teknoloji platformları İstanbul Yeni Havalimanı’na alışma konusunda aynı beceriyi gösterebilmiş değil. Profesyonel ama yeni havalimanına ilk defa giden şoförümüzün kullandığı navigasyonun azizliğine uğrayıp kaybolmamız bize yaklaşık 40 dakika kaybettirdi. Havaalanındaki arkadaşların attığı lokasyona tıklamak da fazla bir işe yaramazken içeriden aldığımız bilgi bir önceki sapaktaki “İstanbul Yeni Havalimanı” tabelasını takip etmenin en iyi çözüm olduğu yönündeydi. Bizim seyahat ettiğimiz tarihte navigasyon, havaalanını “Unnamed Place” olarak gösteriyordu ve o sapağı atlayanlar için haritada bulunulan yer ile havaalanı arasında bir boşluk bulunuyordu. Fiziksel dünyadaki durumda da buydu. Hedefe ulaşmak için “Sora sora Bağdat bulunur” sözünün hakkını vermek gerekti ama sonunda hedefe ulaşmak -görevlilerle diyalog kurarak- mümkün oldu.
Havaalanının kendisi ve içi çölün ortasındaki bir vahadan farksız. Kapıyı bulup terminale ulaştığınızda hafriyat kamyonlarının fink attığı dış dünyaya göre bambaşka bir ortama giriyorsunuz. Kapda dizilmiş olan sarı, mavi ve siyah taksiler daha sınırlı sayıda yolcu kabul eden havalimanının ekonomiye getireceği katkının ilk göstergesi olarak karşımızda duruyor. Havalimanının çevresinde kurulacak olan Havalimanı Şehri ya da Airport City’nin yaratacağı kısa mesafe trafik kadar şehre ulaşmanın uzun mesafesi de taksileri şimdiden cezbetmiş görünüyor.
Havalimanını inşa eden şirketler için de dünyanın en büyük havalimanını referans listesine yazmak çok büyük bir balık yakalamak anlamına geliyor. Ancak bunun bir de bedeli var. Cengiz Holding Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Cengiz havalimanında bizi karşılayıp birlikte çay içtikten sonra bizi uçağa uğurlarken “siz gelmiyor musunuz” sorusuna “Bizim çalışmamız lazım. Tamamlayacak çok iş var” yanıtını veriyor. Uğur Cengiz’in işlerin zamanında tamamlanması için sadece mecazi anlamda değil, gerçek anlamda da havaalanında yatıp kalkan yöneticilerin arasında yer aldığını öğreniyoruz.
Cengiz Holding, Mapa, Limak, Kolin ve Kalyon ile birlikte havaalanını inşa eden IGA konsorsiyumu içinde yer alıyor. 1,4 milyon metrekarelik terminal binası ile 90 metrelik çarpıcı kulenin inşasının 42 ay gibi kısa bir sürede tamamlanması şimdiden konuşulmaya başlarken ilk fazda 90 milyon ve tamamlandığında 200 milyonun üzerinde yolcu kapasitesine sahip olacak havaalanının dünya çapında bir referans olacağı aşikar.
Londra’daki Mobile Broadband Forum’da İstanbul Yeni Havalimanı’nın teknolojisi ile gündeme gelmesi Türkiye’de inşaatın ötesinde işler yapıldığına da işaret eden iyi bir örnek oldu. Turkcell ve Huawei’nin iki ay gibi kısa bir sürede kurduğu dünyanın ilk 5G tabanlı havaalanı dijital kapsama sistemi (DIS-Digital Indoor System), Huawei’nin LampSite Sharing çözümünü kullanıyor. 5G mimarisine hazır olan çözümle ilgili sunumda yıllık 150 milyon yolcu kapasitesine hitap etme ve çözümün hazır hale getirilme süresinin yüzde 50 kısalmasına atıfta bulunulurken projeyi anlata kod sözcükleri, dijital terminal, dijital biniş kapısı, dijital tax-free mağaza, üç operatör için paylaşım modu, 500 Mbps hız kapasitesi ve sanal gerçeklik olarak sıralandı. Turkcell Ana Şebeke Yetenekleri Direktörü Özgür Genç’in sunumu İstanbul’u Londra ve Hong Kong’un arasına taşıdı. Türkiye’deki proje ile ilgili sunumun öncesinde İngiltere’deki bir uygulamanın ve sonrasında da Hong Kong metrosundaki mobil genişbant çözümünün sunumları yer aldı.
Genç, “Havaalanının 150 milyon yolcu hedefi ve bu yolcuların kaliteli servis talep eden üst uçtaki yolcular olması, bizim için önemli bir koşuldu. İkinci önemli konu, 5G’nin artık gelecekte değil üretimde olan bir teknoloji olması nedeniyle bunu 5G’de yapmamızın gerekmesiydi. Üçüncü konu ise, havaalanının 29 Ekim’de açılacak olması nedeniyle sadece üç aylık vaktimizin olmasıydı. Bu sürede Huawei ile birlikte 2 binin üzerinde LampSite kurmamız gerekiyordu. Bunların tamamını başardık” diyor. Çözüm, yolcu sayısının artmasıyla birlikte yeni koşullara uyarlanması için gereken esnekliğe de sahip. İleri teknoloji, hızlı kurulum ve sürdürülebilirliği sağlayan esneklik, İstanbul Yeni Havalimanı’nın ölçeği ile birleştiğinde hız kazanması beklenen 5G projeleri için önemli bir vaka örneği oluşturuyor. Bu çok değerli ve Huawei yöneticilerinin Turkcell ile yeni projeler yapma isteklerini diler getirmelere burada oluşan birikimin değerine işaret eden bir diğer unsuru oluşturuyor.
Yeni havalimanı, Türkiye’de uyarlanan teknolojinin global pazarda ilgi görmesi için önemli bir vitrin işlevini de görüyor ve görecek. Netaş’ın kurduğu altyapı yolcuların pasaport, gümrük noktaları ile check-in kontuarlarında bekleme süreleri azaltırken 55 bin kişiye eş zamanlı, kesintisiz, hızlı ve güvenli internet sağladığı İstanbul Yeni Havalimanı’nın kablosuz erişim ağı ile Türkiye rekorunu kırdı.
Havalimanının tüm kablolu ve kablosuz alan ağlarını kuran Netaş, bu ağ üzerindeki 5 bine yakın erişim noktasıyla bu rekora imza atarken kinci bir projeyle de havalimanının veri merkezi bulut otomasyon sistemini kurdu. Netaş CEO’su C. Müjdat Altay, “Sadece ülkemizin değil, bölgemizin de lider sistem entegratörü olma amacını taşıyoruz. Edindiğimiz bu deneyim, bölgemizin dijital dönüşümünde oynadığımız kilit rolde bize önemli referans sağlayacak” diyor.
Güvenlik tarafında Proline’ın yaptıkları da benzer bir yenilikçilik özelliğine sahip. Damar izi okuma teknolojileri, yüz tanıma sistemleri ve 27 km’lik akıllı çitin kurulmasıyla birlikte, projede kullanılacak radarlarla oluşturulacak entegre güvenlik sistemi, havalimanı güvenliği alanında Türkiye’de bir ilk olacak. Yüz tanıma uygulaması, emniyet birimlerinin sistemleriyle entegre çalışacak ve gerekli bilgilendirmeler canlı olarak sağlanacak.
Yerli bilgisayar üreticisi Technopc ise, İstanbul Yeni Havalimanı’nda oluşan 4 bin adetlik donanım ürünü talebi sayesinde masaüstü, mini, tümleşik, endüstriyel ve kiosk bilgisayarlar olmak üzere beş farklı model ürün tasarlama fırsatı buldu.
Bütün bu alanlarda oluşan birikimin Netaş gibi sistem entegratörlerinin portföyüne girerek çevre ülkeler başta olmak üzere dünyaya aktarılması, Türkiye’nin yeni ekonomisi açısından büyük önem taşıyor. İGA Havalimanı İşletmesi İcra Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü H. Kadri Samsunlu’nun, İstanbul Yeni Havalimanı’nın havacılık teknolojisi adına bir kuluçka merkezi olacağına yaptığı vurgu, bu konuda umut verici. Samsunlu, “Bir teknoloji üssü gibi hizmet verecek ve dünyanın en akıllı havalimanlarından biri olacak İstanbul Yeni Havalimanı, havacılık sektörünün en önemli kuluçka merkezlerinden biri olacak. Hedefimiz, fikri olan herkesi burada, İGA Bilişim platformunda buluşturmak. İstanbul Yeni Havalimanı’nın bilişim altyapısından sorumlu olacak bu şirket Türkiye’nin teknolojik kalkınma sürecine de büyük bir ivme katacak. Nihai amacımız İstanbul Yeni Havalimanı’ndaki teknolojik deneyimi, Türkiye’nin büyüme hamlesiyle ülkemizde ve bölgede yapılacak diğer havalimanlarına aktarmak, teknolojiyi millileştirmek ve teknoloji ihracını artırmak. Bunun yanı sıra Türkiye ve bölgedeki akıllı bina sistemlerini inşa ederek bu sistemleri işletmek istiyoruz” diyor.
Bu sözler, Fortune Türkiye Dijital olarak IGA şantiyesinde İstanbul Yeni Havalimanı CIO’su Ersin İnankul ve ekibi ile teknoloji şirketlerini bir araya getirdiğimizde vurguladığımız en önemli konuyu oluşturmuştu. İnankul da o zaman bu vizyona sahip olduklarını belirterek bizi sevindirmişti. Bugün bunun Samsunlu’nun ağzından vizyon olarak ifade edilmesi, IGA’nın kendisinin de uçacağına olan inancımızı güçlendiriyor.
Yeni havalimanı uçmaya başladı
By Fortune Türkiye