Bu yılın ilk 3 ayında otomotiv sektörü için pazarın 2017’ye benzer ilerlediğini anlatan Özkök, ancak nisandan itibaren dövizdeki dalgalanma ve faizlerdeki artışa bağlı olarak pazarda bir daralma görüldüğünü söyledi.
Özkök, ürün ve marka algısından sonra müşterinin otomobili satın almasını fiyat ile finansman uygulamalarının tetiklediğini vurgulayarak, “Pazarda fiyatlar, dövize bağlı olarak arttı. Dövizdeki artış ocak-eylül döneminde yüzde 50 civarındaydı. Faiz oranları da aylık yüzde 3’lere kadar çıktığı için her ne kadar kampanyalar yapsak da müşterinin algısı ‘yüksek faiz döneminde kredi borcunun altına girilmez’ şeklinde gerçekleşti ve pazarda aylık bazda yüzde 70-75’lere kadar bir daralma gördük” diye konuştu.
Otomotiv sektöründe ÖTV ve KDV teşvikleri ile belli bir ivmelenme görüldüğünden bahseden Özkök, buna karşın yılın 11 ayında toplam pazarın yüzde 34 daralarak 543 bine gerilediğini anımsattı.
“İlk çeyrekte satışlar düşük kalacaktır”
Özkök, aralık ayı için pazar tahminlerinin 65-70 bin seviyelerinde bulunduğunu aktararak, şunları kaydetti:
“Bu da 610-615 bin civarında bir rakamla yılı kapatacağımızı, geçen yıla göre ciddi bir düşüş yaşayacağımızı gösterir. Buna karşın pazarın çok daha aşağı inme riski vardı. ÖTV ve KDV teşviki olmasaydı yılı ancak 550 bin seviyesinde kapatabilecektik. Diğer taraftan bakıldığında, kasım ve aralıktaki bu canlanma, aslında 2019’un ocak-mart dönemindeki talebin bir parça öne gelmesi demek. Dolayısıyla 2019’un ilk 3 ayında çok daha düşük pazara gideceğimizi, 2018’in de altında bir pazarla karşı karşıya kalacağımızı düşünüyoruz. Şu anda gelecek yıl için otomotiv pazarında yaklaşık 400 binli seviyeleri öngörüyoruz. Bu yılı 600 binlerde bitirebilirsek, önümüzdeki yıl bir yüzde 30’luk daralma daha öngörüyoruz”
“Faiz talebimiz kabul görmedi”
Sinan Özkök, otomotivin lokomotif sektör olduğunu vurgulayarak, “2019’un heba edilmemesi lazım. 2019’da da sektörün desteklenmesi gerek. Hastayı makineye bağladık, artık makineden çıkıp, yürümeye başlamamız lazım. Vergi teşviki sektöre can verdi, bankalardan sağlanabilecek indirimli faiz oranlarıyla da yürümeye başlarız” ifadelerini kullandı.
Geçmiş dönemlerde gayrimenkul, beyaz eşya, mobilya gibi sektörlere, onları harekete geçirecek şekilde çok avantajlı faiz oranlarının uygulandığını anımsatan Özkök, kendilerinin de böyle bir talebi olduğunu ancak kabul görmediğini dile getirdi.
“Bayiler işçi çıkardı”
Özkök, gerekli tedbirlerin zamanında alınmasının önemine dikkati çekerek, şunları söyledi:
“Biz yatağa düşmeden gerekli tedbirlerin alınması gerekir. Sektör olarak bize sağlanan avantajların tamamını müşteri ve piyasaya yansıtmaya hazırız, yeter ki o avantajlı durum ortaya çıksın. ÖTV ve KDV teşvikinin üzerine bankalar da sektöre avantajlı bir faiz sağlasaydı, pazar için şu anda 600 binleri değil 700 bin üstü rakamlardan bahsedecektik. Bunun istihdam anlamında bayilik teşkilatında çok ciddi yansımaları da oldu. Bayilerin bazı çalışanlarla yollarını ayırdığını görüyoruz. Bir diğer nokta, sıfır araç fiyatlarında bir düşüş olmasından dolayı ikinci elde de belli bir gerileme söz konusu. Yarın ikinci el fiyatlarındaki artışla, bu pazarın biraz daha hareketlenmesi söz konusu olacak. Bu da sıfır araç piyasasını biraz daha düşürecektir”
“Euro/TL’de 6’nın üstü fiyatlara yansır”
Nissan Genel Müdürü Özkök, euro/TL’deki yukarı yönlü hareketlerin, pazarda araç fiyatlarını yükseltebileceğini belirterek, “Euro/TL için 6’nın altındaki seviyeler, otomobil fiyatlarında çok ciddi bir oynamaya sebep olmaz ama bu seviyenin üzerindeki yukarı yönlü hareketler fiyatlara kademeli olarak yansıyacaktır. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde döviz, faiz ve enflasyondaki gelişmeleri izleyeceğiz” diye konuştu.
“1 milyona ancak 2023’te gelinebiliyor”
Sektörde çeşitli markaların çok ciddi yatırımları olduğunu anlatan Özkök, şöyle devam etti:
“Üretimi yakından takip ediyoruz. Yatırımcılar yurt içindeki pazar ne durumda diye bakıyor. Önümüzdeki dönemde pazarın tekrardan yükselerek 1 milyonlu rakamlara gelmesi hem mevcut modellerin yenilenmesi hem de yeni ürünlerin gelmesi açısından Türkiye’nin önünü açacaktır. İç pazar kuvvetli ise yatırımcı çekilebilir. En son yayımlanan rapora göre 1 milyonlu rakamlara ancak 2023’te gelinebiliyor. Yatırımcı 4 yıla bakmaz, potansiyele bakar. Dolayısıyla Türkiye’nin potansiyelini ve yatırımlar açısından çekiciliğini masanın üzerine koymamız lazım. 2023’ü beklememeliyiz”
“Elektrikli pazarı dünyanın gerisinde”
Özkök, yılın 11 ayında 131 elektrikli araç satışı yapıldığını, bunun 2017’nin aynı dönemine göre önemli olmasına karşın bu pazarın dünyaya kıyasla hala çok düşük seviyelerde bulunduğunu ifade etti. Amerika, Avrupa ve Çin’de elektrikli araç pazarının çok ciddi bir şekilde geliştiğine değinen Özkök, Türkiye’de ise şarj istasyonları konusunda yeterli altyapının bulunmamasının pazarın kısıtlı kalmasına yol açtığını kaydetti.