Çin, nadir elementlerin ihracatına sınırlama getirirken, ABD’nin bu boşluğu doldurmakta zorlanacağı ve bu durumun da Washington’un askeri kapasitesine tehdit oluşturabileceği kaydedildi.
Söz konusu analiz, Center for Strategic and International Studies’in (CSIS) raporunda yer aldı.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Çin’e yüksek gümrük vergileri uygulama kararı almasıyla, Pekin yönetimi bu ayın başında savunma, enerji ve otomotiv teknolojisinde kullanılan yedi nadir madene ihracat kısıtlaması getirdi.
Samarium, gadolinium, terbium, dysprosium, lutetium, scandium ve yttrium gibi orta ve ağır nadir elementlere uygulanan yeni sınırlamalar, Çinli şirketlerin bunları ihraç etmek için özel lisanslar almalarını şart koşuyor.
Çin’in bu kararını nasıl uygulayacağı henüz netlik kazanmasa da, CSIS’in raporunda, bu kısıtlamaların bazı ABD’li şirketlerin tedariğinde bozulmalara yol açmasının kaçınılmaz olduğuna dikkat çekiliyor.
CSIS, bu elementlerin ileri savunma teknolojileri için kritik önemde olduğunu, denizaltılar, radar sistemleri, drone’lar ve denizaltı füzelerinde kullanıldığını belirterek, bu tedarik zincirlerini ABD’nin kırılgan noktası olarak tanımlıyor.
CSIS raporuna göre, Çin’in ticaret kontrolleri bu tür nadir elementlerin ihracatını tamamen durdurursa, ABD bu açığı dolduramaz.
Raporda, Çin’in bazı nadir elementlere sahip olmasının yanı sıra kobalt ve paladyum gibi bazı başka kritik önemdeki madenlerin de Pekin yönetimiyle aynı safta yer alan ülkelerde bulunduğuna dikkat çekiliyor.
Başkan Trump, Ukrayna’nın nadir elementlerine erişim için bu ülkeyle anlaşma yapmaya çalışıyor. Bununla birlikte, bu tür madenlerin değeri ve erişilebilirliğiyle ilgili belirsizlikler söz konusu.