Elektrik altyapısı alanında global bir oyuncu olan Legrand, Türkiye’deki yatırımlarıyla dikkat çekiyor. Toplamda 13 milyon euroyu bulan Gebze Fabrikası yatırımı ile üretim kapasitesini artırırken aynı zamanda otomatik üretim hattına geçti. Şirket, sürdürülebilirlik odaklı stratejileriyle Türkiye’yi küresel üretim merkezi haline getiriyor. Legrand Avrupa Bölgesi Başkanı Frédéric Xerri ve Legrand Türkiye CEO’su Levent Ilgın’la yaptığımız röportajda, yatırımların kapsamını ve Türkiye’nin Legrand’ın büyüme planlarındaki yerini konuştuk. – Zeynep Aktaş
Sayın Xerri, Gebze’de açılışı yapılan yeni üretim hattı Legrand için ne anlama geliyor?
Frédéric Xerri: Gebze’deki bu yeni hat bizim için stratejik bir yatırım. Yaklaşık 13 milyon euroluk bir bütçeyle tamamladık. Üretim hattı, tamamen otomatik bir sistemle çalışıyor. Sadece Türkiye pazarı için değil, Avrupa başta olmak üzere küresel pazarlara da buradan ürün göndereceğiz.
Tam otomatik üretim demişken… Bu sistemle ne tür ürünler üretilecek? Türkiye’de ilk defa üretilen modeller var mı?
Frédéric Xerri: Evet, özellikle yeni nesil modüler koruma ürünlerimize odaklandık. XS4, XG6, XC10 ve en önemlisi XD10 modeli artık bu hatta üretiliyor. XD10, Türkiye’de 10kA kısa devre dayanımıyla üretilen ilk otomatik sigorta. Bu ürün, elektrik güvenliği açısından önemli bir adım.
Sayın Ilgın, Türkiye’de ilk kez üretilen bir ürün olması açısından XD10’u biraz daha açabilir misiniz? Tüketiciye ne gibi faydası olacak?
Levent Ilgın: Elbette. XD10’un en önemli özelliği, yüksek kısa devre dayanımı. Bu, hem konutlarda hem de ticari yapılarda daha güvenli bir elektrik altyapısı sunmamıza olanak sağlıyor. Ayrıca ürün kolay kurulum, uzun ömür ve dayanıklılık gibi avantajlarla da dikkat çekiyor. Türkiye’de üretilmesi, yerli mühendislik kabiliyetimizin geldiği noktayı da gösteriyor.
Yeni yatırımla birlikte üretim kapasitesinde ne gibi değişiklikler olacak?
Levent Ilgın: Gebze tesisimizdeki bu yeni hatla birlikte üretim kapasitemizi hem nicelik hem nitelik olarak artırmış olduk. Aynı zamanda 150 kişilik ek bir istihdam hedefliyoruz. Bunu hem şirketimiz hem de ekonomimiz açısından önemli görüyoruz.
Legrand Türkiye’de uzun süredir faaliyet gösteriyor. Bu yatırım sizin Türkiye’ye olan güveninizin bir göstergesi olarak mı okumak gerekir?
Frédéric Xerri: Kesinlikle. Türkiye’de 1990’dan bu yana faaliyet gösteriyoruz ve bugüne kadar üç şirket satın aldık: Bufer Elektrik, Estap ve İnform Elektronik. Türkiye’nin mühendislik altyapısı ve insan kaynağı çok güçlü. 2025’te Türkiye’deki 35. yılımızı kutlayacağız ve yeni yatırımlarla pekiştireceğiz.
Peki Legrand’ın küresel büyüme hedefi doğrultusunda Türkiye’nin yeri nedir?
Frédéric Xerri: Bizim, Hedef 2030 adını verdiğimiz büyük bir planımız var. 2023 sonunda yıllık ciromuz 8,6 milyar euroydu, 2030’da bu rakamı 15 milyar euroya çıkarmayı hedefliyoruz. Büyümenin %50’si organik olacak, kalan %50’si ise satın alma yoluyla gerçekleşecek. Türkiye, bu hedef doğrultusunda stratejik bir üretim ve büyüme üssü olarak konumlanıyor.
Bu hedefe ulaşmak için ne tür yatırımlar öngörülüyor?
Frédéric Xerri: Önümüzdeki 5 yıl içinde Ar-Ge’ye 3 milyar euro, birleşme ve satın almalara 5 milyar euro yatırım yapacağız. 2025 yılı özelinde Türkiye’ye ek 7,5 milyon euro daha yatırım yapmayı planlıyoruz. Yani Türkiye sadece bugünkü üretim kapasitesiyle değil, gelecekteki gelişim potansiyeliyle de planlarımızın merkezinde.
Sürdürülebilirlik konusuna dönersek… Legrand’ın bu alandaki yaklaşımı nasıl şekilleniyor?
Frédéric Xerri: Kurumsal Sosyal Sorumluluk bizim için temel bir ilke. Bu yıl 6. KSS yol haritamızı yayımladık. Beş ana eylem alanı üzerine kurulu: çeşitlilik ve kapsayıcılık, iklim değişikliğini hafifletme, döngüsel ekonomi, müşteri memnuniyeti ve sorumlu işletme anlayışı. Güneş enerjisi sistemiyle desteklenen Gebze üretim hattımız da bu vizyonun bir parçası.
Levent Bey, Türkiye’deki üretim tesisleri sürdürülebilirlik açısından nasıl bir profil çiziyor?
Levent Ilgın: Gebze’deki tesisimize entegre edilen çatı güneş enerjisi sistemi, karbon ayak izimizi azaltma hedefimize büyük katkı sağlıyor. Ayrıca, yeni modüler ürün serimiz çevre dostu malzemelerle ve uzun ömürlü tasarımlarla geliştirildi. Sürdürülebilirlik, sadece çevre değil, aynı zamanda kullanıcı güvenliği ve enerji verimliliği açısından da ele alınıyor.
Enflsyonla mücadele programı sizi ne düzeyde etkiliyor?
Frédéric Xerri: Türkiye, sorunlarla başa çıkma konusunda oldukça deneyimli bir ülke. Evet, enflasyon yüksek, paraya erişim zor, faizler yatırım iştahını baskılıyor. Projelerde yavaşlama söz konusu. Ama biz uzun vadeli bakıyoruz. Faiz oranları dengelendiğinde toparlanma başlayacak ve inşaat sektörü tekrar canlanacak.
Legrand’ın faaliyet gösterdiği sektörler bu süreçten nasıl etkileniyor?
Levent Ilgın: İnşaat sektörü Türkiye ekonomisinin taşıyıcılarından biri. Elbette yavaşlama var, ama bu kalıcı değil. Elektrifikasyon, dijitalleşme ve veri merkezlerine olan talep arttıkça bizim gibi altyapı şirketlerinin de önemi artacak. Bu nedenle yatırımlarımıza ara vermiyoruz.
Küresel eğilimlerden biri olan dijitalleşme ve veri merkezleri alanında Legrand’ın pozisyonu nedir?
Frédéric Xerri: Bugün Legrand global cirosunun %20’si veri merkezi çözümlerinden geliyor. Avrupa’da bu oran %11. Hedefimiz 5 yıl içinde bu oranı Avrupa’da %16’ya, ideal olarak %20’ye çıkarmak. Türkiye’deki yatırımlar da bu eğilim doğrultusunda büyümeye katkı sağlıyor.
Bu büyüme hedefleri çerçevesinde yeni satın almalar olacak mı?
Frédéric Xerri: Elbette. 2024 yılında 7 satın alma gerçekleştirdik, 2025 için bir tanesini duyurduk bile. Türkiye’de geçmişte başarılı satın almalar yaptık. Uygun fırsatlar olursa yeni satın almalar yapmaya hazırız. Türkiye’nin inovasyon kabiliyeti bu konuda bize güven veriyor.
Son olarak şunu sormak isterim: Legrand’ın Türkiye yatırımlarını uzun vadeli düşünen yerli üreticiler ve yatırımcılar açısından nasıl okumalıyız?
Levent Ilgın: Türkiye’nin potansiyeli büyük. Ancak bu potansiyelin gerçeğe dönüşmesi için süreklilik ve güven gerekir. Biz, bu ülkenin mühendisliğine, iş gücüne ve pazarına güveniyoruz. Attığımız her adım, bu güvenin somut bir ifadesidir. Sadece büyümek değil; daha verimli, daha güvenli, daha sürdürülebilir bir üretim modelini hayata geçirmek istiyoruz.
Frédéric Xerri: Türkiye, Legrand için sadece bir pazar değil, aynı zamanda bir değer. Gelecek planlarımızda Türkiye’nin yeri çok net: üretimde, teknolojide ve sürdürülebilirlikte öncü bir merkez.