Legrand Türkiye Grubu Ülke Müdürü Levent Ilgın, çevre duyarlılığı, tam otomasyon süreçleri ve yerli üretime dayalı yatırımlarla Türkiye’nin global ekosistemdeki yerini güçlendiren projeleri anlattı. Kıbrıs’taki bayi toplantısı sırasında gerçekleştirdiğimiz röportaj ile Legrand Türkiye’nin ileriye dönük hedeflerini detaylıca ele aldık. – Zeynep Aktaş
Türkiye’de son yıllarda enerji sektöründe hızlı bir dönüşüm var. Bu durum sektörün alt alanlarına da benzer şekilde yayılıyor. Sektördeki şirketler de üretim ve inovasyon faaliyetleriyle sürece ayak uyduruyor. Yurt içinde faaliyet yürüten küresel firmaların da sürece ciddi katkılarının olduğu gözleniyor. Bunlardan biri de Legrand. Legrand Türkiye Grubu Ülke Müdürü Levent Ilgın ile bu büyüme hikayesini, Legrand Türkiye’nin Kıbrıs’ta 14-16 Ocak tarihleri arasında düzenlediği geleneksel bayi toplantısı sırasında konuştuk.
Levent Bey, Legrand Türkiye’nin büyüme süreci oldukça etkileyici. Bu yolculuğun başlangıç noktası nedir?
Türkiye, Legrand’ın global ekosistemine 1990’larda dâhil oldu. O zamandan bu yana büyümeyi hedefleyerek, sürekli yeni yatırımlarla pozisyonumuzu güçlendirdik. Özellikle 2008 yılında Estap ve 2010 yılında Inform şirketlerinin satın alınmasıyla çok önemli bir dönüm noktası yaşadık. Estap, veri merkezlerine yönelik kabin üretiminde bulunuyor. Inform ise kesintisiz güç kaynakları (UPS) üretimi yapıyor. Bu iki markanın katılımıyla hem üretim kapasitemiz arttı hem de Legrand Türkiye’nin global sistemdeki rolü stratejik hale geldi.
Büyüme yatırımsız olmaz. Sizin yatırımınız nedir?
Haksısınız, en büyük yatırımlarımızdan birini Gebze’deki fabrikamız için gerçekleştirdik. Son bir buçuk yılda fabrikamızın üretim altyapısını yenileyerek tam otomasyon sistemlerine geçtik ve bu sürece 8,5 milyon euro yatırımda bulunduk. Artık üretim süreçlerimizde insan müdahalesi minimum seviyede. Bu yalnızca verimliliği artırmakla kalmadı, aynı zamanda çevre duyarlılığımızı da güçlendirdi. Bu sayede Legrand Global tarafından Gebze fabrikamız Platin Ödül ile ödüllendirildi.
Bunun globalde bir faydası oldu mu?
Son yıllardaki ticari başarılarımız ve ürün adetlerimiz, Legrand Grubu’nun dikkatini çekti. Grup CEO’su, Türkiye’nin son 7 yıldaki büyümesini ve gelişimini gözlüyor ve taktir ediyor. Başarımız bizim için motivasyon kaynağı. Türkiye’deki üretim süreçlerimizi desteklemek için yan sanayiye de büyük yatırımlar yapıyoruz. Şu anda yalnızca dış montaj için çalışan ve yaklaşık 1.200 kişiyi istihdam eden yan sanayi tedarikçilerimiz var. Bu da Türkiye’nin Legrand ekosistemindeki önemini daha da artırıyor.
Legrand Türkiye’nin bu ekosistemdeki konumu nedir?
Türkiye, Legrand’ın global yapılanmasında artık çok daha dikkat çeken bir konumda. Legrand’ın 90 ülkede yapılanması bulunuyor. Toplamda 180 ülkeye farklı yapılanmalarla ulaşıyor. Türkiye ise hem üretim hem de ciro açısından bu 90 ülke arasında ilk 10 veya 12 arasında yer alıyor. Bu çok önemli, çünkü Legrand ekosisteminde her ülkenin bu seviyeye ulaşması kolay değil.
Peki Legrand Grup’un global hedeflerinde nasıl bir rol oynuyorsunuz?
Legrand Grup’un “Hedef 2030” stratejisi doğrultusunda Türkiye’nin rolü giderek stratejik hale geliyor. Hedef kapsamında, grubun yıllık satışları 8,5 milyar eurodan 2030’a kadar 15 milyar euroya çıkması planlanıyor. Bu büyümenin önemli bir kısmı enerji ve dijital dönüşüm çözümlerinden sağlanacak. Türkiye, özellikle güç ürünleri ve kaçak akım anahtarları gibi segmentlerde Avrupa’da ilk üçte yer alıyor. Ayrıca, Gebze fabrikamız, otomatik sigortalar ve UPS gibi ürün gruplarında Avrupa bölgesinin önemli bir üretim üssü haline geldi. Sonuçta bu büyümede bizim de ciddi bir katkımız olacak.
Peki üretiminizdeki yerlilik oranı ne durumda?
Son beş yılda yerlilik oranımızı artırmaya büyük önem verdik. Şu anda üretimimizin yaklaşık %50’si yerli kaynaklarla gerçekleştiriliyor. Her yıl, yurt dışında üretilen bir ürünü Türkiye’de üretmek için çalışmalar yürütüyoruz. Bu süreçte yerel firmalarla iş birliği yapıyor, kalite prosedürlerimize uygun olduklarından emin olduktan sonra yerli üretime geçiyoruz. Amacımız bu oranı daha da yukarılara taşımak.
Üretimden bahsetmişken şu anda kapasitenizin ne kadarını kullanıyorsunuz? Fabrikamızın kapasitesini yaklaşık %80-82 oranında kullanıyoruz. Bunda tam otomasyon sistemine geçmemizin önemli bir katkısı oldu.
Pazardaki konumunuz nedir?
Türkiye pazarında birçok segmentte lider durumdayız. Özellikle kesintisiz güç kaynaklarında Inform markamızla açık ara pazar lideriyiz. Ayrıca modüler koruma serimiz, kaçak akım anahtarları ve sigortalarda da lider konumdayız. Bugün 15.000 ürün referansı ile çok geniş bir ürün yelpazesine sahibiz. Bu da müşteri ihtiyaçlarını karşılamada büyük bir avantaj sağlıyor.
Son olarak, Legrand Türkiye’nin yakın gelecekteki hedefini öğrenebilir miyim?
Yakın zamanlı en önemli hedefimiz, teknolojik altyapımızı güçlendirmek ve üretimimizi artırmak. 2026 yılına kadar tüm şirketlerimizi tek bir yazılım altyapısı altında birleştirecek olan dönüşüm projemiz bunun önemli bir parçası. Ayrıca, inovasyon odaklı ürünler geliştirmeye devam edeceğiz.
Legrand Türkiye, teknoloji ve inovasyon odaklı yatırımlarıyla, pazarda güçlü bir oyuncu olmaya devam ediyor. Çevre duyarlılığı, tam otomasyon ve yerlilik oranını artırma hedefleriyle, önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin sanayi ekosisteminde daha da büyük bir yer edineceği anlaşılıyor. Levent Ilgın’ın samimi paylaşımları, yalnızca bir başarı hikayesini değil, aynı zamanda geleceğe dair umut veren bir vizyonu da ortaya koyuyor.