Dünya Ekonomik Forumu tarafından bugün yayımlanan 2025 İşlerin Geleceği Raporu, mesleklerin geleceğine dair önemli veriler sunuyor. Türkiye’deki anket çalışmaları TÜSİAD -Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu iş birliğiyle gerçekleştirilen rapor, 2030 yılına kadar iş gücü piyasasında yaşanacak dönüşümün işlerin yüzde 22’sini etkileyeceğini ortaya koyuyor Söz konusu dönüşüm sonucunda 170 milyon yeni rol oluşurken, 92 milyon rolün ortadan kalkacağı ve buna bağlı olarak net 78 milyonluk bir iş artışı gerçekleşeceği öngörülüyor. Teknolojik ilerlemeler, demografik değişimler, jeoekonomik gerilimler ve ekonomik baskılar, bu dönüşümün başlıca itici güçleri olarak dünya genelindeki sektörleri ve meslekleri yeniden şekillendiriyor.
Dünya çapında 1.000’in üzerinde şirketin katılımıyla hazırlanan rapor, günümüzde iş dünyasının dönüşümünün önündeki en büyük engelin beceri açığı olduğuna işaret ediyor. İşverenlerin yüzde 63’ü, karşılaştıkları en önemli zorluğun beceri eksikliği olduğunu vurgularken, mevcut işlerde gerekli becerilerin yaklaşık yüzde 40’ının değişmesi bekleniyor. Yapay zekâ, büyük veri ve siber güvenlik alanlarındaki teknoloji becerilerinin talebi hızla artarken, yaratıcı düşünme, dayanıklılık, esneklik ve çeviklik gibi insani beceriler de kritik önemini koruyacak. Hızla değişen iş piyasasında, her iki beceri türünü de barındıran bir birleşik beceri setinin giderek daha gerekli hale gelmesi bekleniyor.
Yapay Zekâ ve Becerileri Geliştirme
Yapay zekâ, iş modellerini önemli ölçüde dönüştürüyor. Küresel ölçekte işverenlerin yarısı, yapay zekânın sunduğu yeni fırsatları değerlendirmek amacıyla faaliyetlerini yeniden konumlandırmayı planlıyor. Bu değişime yönelik en yaygın yaklaşım, çalışanların yeniden beceri kazanmasına veya becerilerini geliştirmesine yatırım yapmak. İşverenlerin yüzde 77’si bu doğrultuda adım atacağını belirtiyor. Bununla birlikte, yüzde 41’i yapay zekânın otomatikleştireceği bazı görevler nedeniyle iş gücünü azaltmayı öngörüyor. İşverenlerin neredeyse yarısıysa, yapay zekâdan etkilenen pozisyonlardaki çalışanlarını farklı departmanlara kaydırmayı planlayarak hem beceri açığını kapatmayı hem de teknolojik dönüşümün insan üzerinde yaratabileceği olumsuz etkileri hafifletmeyi hedefliyor.
Hızla gelişen teknolojiler, iş dünyası liderleri, politika yapıcılar ve çalışanları iş birliğine zorluyor. Tüm paydaşların, bir yandan iş gücünü bu değişimlere hazırlamaya çalışırken diğer yandan da sektörler ve ülkeler arasında ortaya çıkabilecek işsizliği önlemek için sorumluluk alması gerekecek.
Teknolojinin Ötesinde: Ekonomik, Demografik ve Jeoekonomik Değişimler
Yaşam maliyetlerindeki artış, iş gücü piyasasında dönüşüme neden olan başlıca etkenlerden biri olarak öne çıkıyor. İşverenlerin yarısı, artan maliyetlerin iş modellerini dönüştüreceğini öngörüyor. Küresel enflasyonda gözlenen gerilemeye rağmen, fiyat baskıları ve yavaşlayan ekonomik büyümenin 2030’a kadar dünya genelinde 6 milyon işi ortadan kaldıracağı tahmin ediliyor. Bu zorluklar, dayanıklılık, çeviklik, esneklik ve yaratıcı düşünme gibi becerilere olan ihtiyacı artırıyor.
Demografik değişimler de iş gücü piyasasında önemli rol oynuyor. Yüksek gelirli ülkelerdeki yaşlanan nüfus, sağlık hizmetlerine olan talebi artırırken, düşük gelirli ülkelerdeki artan çalışma çağındaki nüfus, eğitim sektöründe büyümeyi tetikliyor. Tüm bu farklılıklar, yetenek yönetimi, eğitim ve mentorluk odaklı iş gücü stratejilerini zorunlu hale getiriyor.
Jeopolitik gerilimler ise işletmelerin yüzde 34’ü için en büyük endişe kaynağı durumunda. Ticaret kısıtlamaları ve endüstriyel politika değişimleri de birçok şirketin stratejilerini yeniden şekillendiriyor. Bazı şirketler, offshoring veya reshoring politikalarıyla konum değişikliğine gitmeyi planlıyor. Tüm bu gelişmeler, siber güvenlik gibi alanlardaki becerilere olan talebin daha da artmasına yol açıyor.
Türkiye’ye Özel Bulgular
Genişleyen dijital erişimin, 2025-2030 döneminde Türkiye’de iş gücü piyasasında önemli değişimlere yol açması bekleniyor. Bu durum, ülkede faaliyet gösteren firmaların yapay zekâ ve robotik gibi teknolojileri daha yoğun şekilde benimsemesinin önünü açacak. Ayrıca Türkiye’deki şirketlerin yüzde 60’ı, enerji teknolojilerinin iş modellerini dönüştüreceğini öngörüyor. Bu beklentiler, ülkede en hızlı büyümesi öngörülen iş rolleri listesinde de kendini gösteriyor: Robotik Mühendisleri, Yenilenebilir Enerji Mühendisleri ve Otonom ve Elektrikli Araç Uzmanları, önümüzdeki dönemde öne çıkması beklenen meslekler arasında yer alıyor.
İşverenler, Türkiye’de 2030 itibarıyla iş başında gereken becerilerin yüzde 44’ünün değişeceğini tahmin ediyor; bu oran, küresel ortalama olan yüzde 39’un üzerinde seyrediyor. Yapay zekâ ve büyük veri, teknolojik okuryazarlık ile siber ağ ve güvenlik, ülkede en hızlı büyümesi beklenen beceriler olarak gösteriliyor. Bunun yanı sıra, çok dilli yetkinliklerin öneminin de küresel ortalamaya göre daha yüksek bir artış göstermesi dikkat çekiyor.