10 tüketiciden 8’i, değerleri kendi değerleriyle uyumlu markalardan ürün satın alma olasılığının daha fazla olduğunu söylüyor. “İnsanların değer verdiği bir şeyle bağlantı kurduğunuzda, markanın hikayesi kendiliğinden anlam kazanıyor” diyen B9 Creative Kurucusu Ahmet Elbistanlı, pazarlamada geliştirdiği B9 Biyopsikososyal Modeli’ni anlatıyor.
Dijital pazarlama ajansı B9 Creative’in hizmet kapsamının merkezinde yer alan B9 Biyopsikososyal Modeli, markaları anlamanın insanı anlamaktan geçtiğini savunuyor. B9 Creative Kurucusu ve içerik üreticisi Ahmet Elbistanlı’nın geliştirdiği bu yaklaşım, markaların duygusal kodlarını çözerek hedef kitleleriyle gerçek bir bağ kurmalarını sağlıyor. İnsanı biyolojik, psikolojik ve sosyal boyutlarıyla bütünleşik olarak ele alan model, strateji ve yaratıcılığı harmanlayarak markaların hikayelerini yeniden yazıyor ve onları daha anlamlı bir şekilde ifade ediyor.
“Markaları insanlarla bağ kuran bir hikaye üzerinden anlatmak, hem daha doğal hem de daha kalıcı sonuçlar getiriyor” diyor Ahmet Elbistanlı. B9 Creative olarak, dijital dünyanın hızına uyum sağlarken aynı zamanda insan odaklı bir perspektif sunduklarını, markaların yalnızca ürün ya da hizmet odaklı kalmaması gerektiğini vurgulayan Ahmet Elbistanlı “İnsanların değer verdiği bir şeyle bağlantı kurduğunuzda, markanın hikayesi kendiliğinden anlam kazanıyor. Bunu yaparken de sade ama etkili bir dil kullanmak her zaman daha güçlü sonuçlar doğuruyor” açıklamasını yapıyor.
Rakamlar da bu savı doğruluyor. Nitelim Amazon Ads ve Environics Research tarafından hazırlanan bir rapora göre dünya genelindeki tüketicilerin yüzde 79’u, değerleri kendi değerleriyle uyumlu markalardan ürün satın alma olasılığının daha fazla olduğunu söylüyor.
“Markaların insanlarla ortak noktaları var”
Ahmet Elbistanlı’ya göre, her marka, tıpkı bir insan gibi, kendine özgü bir hikaye, kimlik ve karakter taşır. Bir markanın hikayesini oluşturmak, sadece başarılı bir pazarlama stratejisinden ibaret değildir. Aynı zamanda onun uzun vadeli kimliğini inşa etmek için yapılan bir yolculuktur. “Markaların, onları tanımlayan özgün bir hikayesi olmalı ve bu hikaye, hedef kitlesiyle duygusal bir bağ kurabilecek kadar güçlü olmalı” diyor Ahmet Elbistanlı.
Ahmet Elbistanlı, markaların hikayelerini oluştururken insanı merkeze alan biyopsikososyal modeli kullanıyor. Böylece, markaları yalnızca bir ürün ya da hizmet sunan yapı olmaktan çıkararak, anlamlı bir bağ kurabilen, yaşayan bir varlık haline dönüştürüyor.
B9 Creative’in felsefesi, her markanın kendine özgü bir hikaye yazabileceği ve bu hikaye aracılığıyla kalıcı bir etki yaratabileceği bir alan sunmayı hedefliyor. Bu anlayış, markayı daha derin bir şekilde anlamayı ve hedef kitlesiyle güçlü bir bağ kurmayı mümkün kılıyor. B9 Creative Kurucusu Ahmet Elbistanlı’nın içerik üreticisi olarak sahip olduğu deneyim de bu yaklaşımı destekleyerek markaların hikayelerini daha etkili bir şekilde anlatmalarına olanak tanıyor.
Markaları anlamanın ve anlatmanın temel yapıtaşlarını üç boyutta ele alıyor
Ahmet Elbistanlı’nın B9 Biyopsikososyal Modeli, markaları anlamanın ve anlatmanın temel yapıtaşlarını üç boyutta ele alıyor. Biyolojik boyutta, bir markanın temel ihtiyaçlarını ve hedef kitlesinin beklentilerini belirlemek, görsel kimliği ve tasarımıyla dış dünyada bıraktığı izlenimi değerlendirmek, ayrıca sunduğu ürün veya hizmetlerin sağladığı faydaları anlamak bulunuyor. Psikolojik boyut, markanın ruhunu; yani temel değerlerini ve misyonunu keşfetmek, geçmişi ve hikayesini anlamlandırmak, hedef kitlesinde uyandırdığı duygusal bağları güçlendirmekle ilgili. Sosyal boyut ise markanın müşterileri ve diğer markalarla olan ilişkilerini, toplumla olan bağlarını ve sosyal sorumluluk anlayışını ele alırken, mesajlarını hangi platformlarda ve nasıl yaydığını da stratejik bir yaklaşımla inceliyor.
Son yıllarda dijitalleşme, markaların tüketiciyle iletişim kurma biçimini kökten değiştirdi. Ancak Ahmet Elbistanlı’ya göre, dijital araçlar ne kadar gelişirse gelişsin, hikayeyi anlamlı kılan yine içerik yani insan: “Teknoloji yalnızca bir araç, ona anlam kazandıran ise hikayesi. Dijital platformlar, üzerinde taşıdığı hikayenin derinliği kadar etkili. Anlam yoksunu bir mesajla bağ kurmak mümkün değil. Asıl mesele, hikayenizin o bağa ilham verebilmesidir.”
“İnsanı merkezine alan anlayış, sürdürülebilir başarının temelini oluşturuyor”
B9 Creative Kurucusu ve içerik üreticisi Ahmet Elbistanlı’ya göre, 2025 ve sonrası için markaların dijital dünyada öne çıkmasının sırrı, insanları gerçekten anlamak ve biyopsikososyal modelin rehberliğinde onların biyolojik, psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarına dokunabilmekten geçiyor.
“Daha fazla araç ya da daha büyük bütçeler değil. İnsanı merkezine alan ve onunla ortak bir zeminde buluşabilen anlayış, sürdürülebilir başarının temelini oluşturuyor” diyor Elbistanlı. Biyopsikososyal model bu noktada bir çerçeve sunuyor: Markanın hedef kitlesinin temel ihtiyaçlarını belirleyip onların kimlik ve duygularıyla bağ kurmasını sağlıyor, aynı zamanda sosyal bağlamda toplumla anlamlı bir ilişki geliştirmesini mümkün kılıyor. Yani markaya, insani bir derinlik kazandırıyor.
Markaların insanlarla aynı dili konuştuğunda nasıl dönüştüğünü görmek, Ahmet Elbistanlı’nın projelerinin merkezinde yer alıyor. Onun için bir marka, tıpkı bir insan gibi, biyopsikososyal bir varlık olarak ele alınmalı ve bu modelle şekillenen hikayesini doğal bir şekilde paylaşarak anlamlı bir bağ yaratmalı. Böylece dijital dünyanın karmaşıklığında bile gerçek bir fark yaratılabiliyor.