30 yıllık birikimini Türkiye ve yurt dışındaki en iyi okullara öğrenci yetiştirmek amacıyla hizmete dönüştüren eğitimci Ali Koç, Bodrum’da kurduğu Zeytin Ağacı Okulu ile dünya vatandaşı bireyler yetiştiriyor. Eğitim köyündeki SCHOLAE akademisinde ise katılımcılarla ebeveynliğin inceliği üzerinde çalışıyor.
Dünya vatandaşı bireyler yetiştirme idealini kırsalın kalbine yerleştiren eğitimciler, yerel ve global eğitim modellerini bir araya getiriyor. 30 yıllık birikimini Türkiye ve yurt dışındaki en iyi okullara öğrenci yetiştirmek amacıyla hizmete dönüştüren eğitimci Ali Koç, Bodrum’da kurduğu Zeytin Ağacı Okulu’nda Türk ve dünya eğitim sistemleriyle uyumlu bir akademik program uyguluyor.
Kesintisiz eğitim ilkesini savunarak kurduğu eğitim köyünde fen bilimlerinden İngilizceye kadar yoğun bir program uygulandığını belirten Zeytin Ağacı Okulu Kurucusu Ali Koç, “Son yıllarda şehirlerin karmaşasından kaçıp doğanın kucağına sığınan ailelerin ortak bir hayali var: Çocuklarına huzurlu, sağlıklı ve geleceğe umutla bakan bir dünya sunmak. Ben de bu hayali, Zeytin Ağacı Okulu’nda gerçeğe dönüştürmek için yola çıktım. Çocuklarımızı, köklerini bildikleri topraklarda yetiştirirken, aynı zamanda onları dünyanın her köşesinde başarılı olacak bireyler olarak hazırlamayı hedefliyoruz. Çünkü biliyorum ki bir çocuk doğadan, sevdiklerinden ve ait olduğu topraklardan ayrı hissettiğinde bir parça eksik kalır. Zeytin Ağacı Okulu’nda ise çocuklar hem köklere hem de göklere uzanan bir eğitim alıyorlar” dedi.
“Dünyanın en iyi okullarına gidebilecek öğrenciler yetiştiren bir okul kurdum”
Zeytin Ağacı Okulu Kurucusu Ali Koç, “Çocukları doğadan, yaşadıkları çevreden, ait oldukları küçük topluluk içinde kuracakları sıcak ilişkilerden koparmadan, globalde de geçerliliği olan bir eğitim veriyorum. Bodrum’un yerel özelliklerinden beslenen ama öğrencisini Türkiye’nin ve dünyanın en iyi okullarına gidebilecek standartlarda yetiştiren bir okul kurdum. Eğitime dair tüm bilgi ve deneyimini aktardığım Zeytin Ağacı Okulu’nun kurucusu olmaktan gurur duyuyorum. İlk ve en uzun süreli öğrencisi de ben olacağım. Öğrenme; tutkuyla çıkılan, yer yer zorluklarla karşılaşılan ve her zorlukla daha da çok öğreten akademik ve kişisel gelişimin iç içe geçtiği bir yolculuktur. Zeytin Ağacı da hayalini kurduğum ilk günden bugüne kadar bize çok şey öğreten, öğrenme aşkı, yaşama sevinci ve sürprizlerle dolu bir yolculuk oldu, olmaya da devam edecek” dedi.
Kurduğu eğitim köyünün en önemli özelliğinin öğretmenden rehberliğe tüm eğitimcilerin, özellikle de okul müdürünün kampüsteki tüm öğrencileri yakından tanıması olduğunun altını çizen Ali Koç’tan edinilen bilgilere göre, yoğun akademik programına rağmen kampüste bir köy havası yaşanıyor. Bodrum’un iklim koşullarına uygun olarak bazı dersler açık havada işleniyor. Öğrenciler öğle yemeğinde kendi yetiştirdikleri ya da bahçedeki ağaçlardan topladıkları meyve ve sebzelerden besleniyor. Öğretmeninden öğrencisine, mutfağından bahçesine kadar herkesin birbirini ismen tanıdığı okulda, küçük bir topluluk olmayı öğreniyor.
Zeytin Ağacı Okulu’nun tam kapasitesine eriştiğinde bile sadece 200 çocuğun eğitim aldığı köy nitelikli bir kampüs olması hedefleniyor. Bodrum’da kurulan eğitim köyü, aynı zamanda bulunduğu bölge için de kültürel merkez olma özelliği taşıyor. Okulun bahçesinde bulunan taş bina, “SCHOLAE” adı altında bölgenin sanatçılarının, meslek erbaplarının ve bilim insanlarının bir araya geldiği, öğrenme amaçlı bir buluşma alanı olarak değerlendiriliyor.
“Katılımcılar, ebeveynliğin incelikleri üzerine çalışıyor”
SCHOLAE’nin ilk öğrencilerinin, okula kayıt yaptıran çocukların anne ve babaları olduğunu söyleyen Zeytin Ağacı Okulu Kurucusu Ali Koç, “Katılımcılar, Ebeveyn Akademi’sinde Prof. Dr. Ayşe Bilge Selçuk ile birlikte yaz aylarından bu yana ebeveynliğin incelikleri üzerine çalışıyor. Sonraki yıllarda da kayıt yaptıran her ebeveyn için beslenmeden, sağlıklı dijital alışkanlıkların geliştirilmesine kadar her konunun işlendiği eğitimler gerçekleştirilecek” diyor.
Her şeyden önce eğitimci olduğuna dikkat çeken Ali Koç, “İnsanlığın daha iyi, daha mutlu bir toplum olma idealiyle kıymetli bir hediye olduğuna inanıyorum. Bugün dünyanın dört bir yanında öğrenme aşkıyla yola çıkan her eğitimci, aslında aynı kadim kökten besleniyor. Bugüne kadar pek çok okulun kuruluşunda rol almış bir eğitimci olarak, daima ülkemdeki ihtiyaca kulak verdim. Kendi okulumu da bu zamanın ihtiyaçlarına göre tasarladım” diyerek sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Öğrenme aşkı tüm insanlığın mayasında var. Bir eğitim sosyoloğu olarak gözlemlediğim ise özünde hiç değişmeyen bu ihtiyacın, zamana ve mekana göre farklı yapılarla yol almasıdır. Ne de olsa bizler, içinde bulunduğumuz zaman ve mekanın bize sorduğu sorularla yeniden soruyor, öğreniyor ve yeni kurumlar oluşturuyoruz. Zeytin Ağacı İlkokulu da bu zamanın ihtiyaçlarına göre tasarlanmış, Bodrum’un yerel özelliklerinden beslenen ama öğrencisini Türkiye’nin ve dünyanın en iyi okullarına gidebilecek standartlarda yetiştiren bir okul. Bu yolculukta çantamızda neler var diye baktığımızda bilgiyi kaynağında arayan merakı, yaratıcılığın önünü açan disiplinler arası yaklaşımı, öğrenmenin sorumluluğunu taşıyan disiplin ve özveriyi, öğrendiğini paylaşmanın getirdiği farkındalığı ve varoluşumuzun ta kendisi olarak doğa ile kurduğumuz bağı görüyoruz. Öğretebilmek için öğrenmeye devam ediyoruz.”