Finansal Verilerin Demokratikleşmesi

By Fortune Türkiye

Payfull Kurucusu Recep Erdoğan, “Tüketicilerin finansal verilerini paylaşma özgürlüğü kazanması, fintech girişimlerine ve gelişmekte olan bankalara önemli fırsatlar sunuyor” diyor.

Finans dünyasında rekabetin şekli değişiyor. Lider kuruluşları için sektörün  dinamikleri yeniden şekillendiriyor. Bir zamanlar hayal bile edilemeyen bankaların sıkı bir şekilde sakladığı finansal verilerimiz açık bankacılık sayesinde, müşterinin rızasıyla yetkili üçüncü taraflar ile paylaşılabilecek hale geldi. Peki bundan sonra neler olacak? Finansal teknolojiler alanındaki girişimleriyle tanınan Payfull Kurucusu Recep Erdoğan, pazarın gelişimini değerlendiren bir analiz hazırladı. Dikkat çekici tespitlerde bulunan Erdoğan, aynı zamanda İngiltere ve Avustralya merkezli fintech örneklerini inceliyor. İşte ayrıntılar…

Yeni dönem, verinin gücü

Müşterilerin finansal verileri, bankalar için altın değerindedir. Bankalar, bu verileri müşterilerinin harcama alışkanlıklarını ve gelecekteki kredi ihtiyaçlarını tahmin etmek, kişiselleştirilmiş özel teklifler sunmak gibi birçok alanda kullanır. Özetle, müşteri verisi ölçülemeyecek kadar değerli bir kaynaktır. Açık bankacılık regülasyonları sonrası bu değerli kaynağın sahibi netleşti diyebiliriz. Bu verilerin gerçek sahibi biziz, yani tüketiciler. Arzu ettiğimiz fintech’lerle veya diğer bankalarla bu verileri tek tıkla paylaşabiliriz. Peki bunun faydası ne? Daha fazla seçenek, özelleştirilmiş hizmetler ve bir nebze daha adil bir finans dünyası. Gelin şimdi bu konuyu banka, fintech ve tüketici perspektifinden değerlendirelim.

Yeni bir rekabet alanı

Eylül 2024 itibarıyla Türkiye Bankalar Birliği verilerine göre, Türkiye’de toplam 64 banka faaliyet göstermektedir. Ancak, pazarın büyük kısmı bu bankalar arasından öne çıkan 10 banka tarafından domine edilmektedir. Açık bankacılık, küçük bankaların müşterilerinin diğer bankalardaki verilerine erişerek rekabetçi kredi oranları ve kişiselleştirilmiş yüksek değer önerileri sunmalarını mümkün kılar. Bu sistem, geçmişte yalnızca kredi risk raporları ve sınırlı diğer bilgilere ulaşabilen bankalara, artık müşterilerinin farklı bankalardaki hesap hareketlerini analiz etme imkanı sağlamaktadır. Böylece, bankalar risklerini azaltırken müşterilerine de daha önce sunmadıkları kredi imkanlarını sağlayarak karşılıklı bir kazan-kazan durumu oluştururlar.

Fintech’ler için altın çağ

Fintechlere gelecek olursak, açık bankacılık fintechler için kesinlikle bulunmaz bir fırsat. Ülkemizde açık bankacılık alanındaki girişimlerin büyük çoğunluğu, hesap hareketleri konsolidasyonuna odaklanmaktadır. Dünyadan bazı örneklere baktığımızda, İngiltere merkezli CreditLadder, açık bankacılık aracılığıyla kiracıların kira ödemelerini analiz eder ve bu bilgileri Experian ve Equifax gibi kredi skorlama kurumlarıyla paylaşarak kredi puanlarını artırmalarına yardımcı olur. Yine İngiltere merkezli Fintern, açık bankacılık verilerini analiz ederek, müşterilerin kredi geçmişi olmasa bile gelir ve harcama alışkanlıklarına dayalı kredi sağlamaktadır. Bir diğer örnek ise Avustralya merkezli TaxLeopard; kişilerin hesap hareketlerine ve kredi kartı harcamalarına erişerek vergi formlarını otomatik olarak doldurur. Bu örnekler, açık bankacılığın fintechler için sunduğu geniş olanakları ve kullanıcılar için yaratılan değerleri gözler önüne sermektedir

Müşteri odaklı çözümler

Tüketici perspektifine döndüğümüzde, açık bankacılık finansal dünyada “müşteri odaklılık” anlayışını hiç olmadığı kadar ön plana çıkarıyor. Hayal edin, bir sabah uyandınız ve telefonunuza, her ay ödediğiniz kredi taksitlerini daha düşük bir ödeme planına saniyeler içinde geçirebileceğinizi vaat eden bir bildirim geldi. Kulağa hoş geliyor, değil mi? Açık bankacılık sayesinde artık tüketiciler, finansal geçmişlerini kendi çıkarları doğrultusunda avantaja çevirme gücüne sahip. Üstelik bu avantaj, yalnızca daha iyi kredi oranlarıyla sınırlı değil. Tüketiciler, bütçe yönetimi araçlarından otomatik tasarruf sistemlerine, kişiselleştirilmiş yatırım önerilerinden ödeme kolaylıklarına kadar geniş bir yelpazede hizmetlere erişebiliyor. Bu gelişmeler, tüketiciyi pasif bir kullanıcı olmaktan çıkararak aktif bir karar verici haline getiriyor. Kısacası, tüketiciler artık yalnızca finansal sistemin bir parçası değil, aynı zamanda bu sistemin merkezinde yer alıyor.

Herkes için kazanç

Görünen o ki, açık bankacılık yalnızca bankaların değil, hepimizin oyun alanını yeniden şekillendiriyor. Artan rekabetle tüketicinin lehine çözümler sunarak yepyeni bir denge oluşturuyor. Finansal verilerin demokratikleşmesiyle, artık sadece büyük bankaların değil herkesin daha fazla güç kazandığı, fırsat eşitliğinin sağlandığı ve yeniliklerin ön planda olduğu bir yapıya dönüşüyor. Peki, bu dönüşüme hazır mıyız? Çünkü açık bankacılık, yalnızca bugünün değil, yarının finansal sistemini de yeniden tanımlayarak hem kullanıcıların hem de finans sektörünün kazançlı çıktığı bir model sunuyor.

BENZER MAKALELER

SON MAKALELER

Loading...