Şirketlerin, ülkelerin ekonomi ve itibarlarına zarar veren mali suç ve hile vakaları, gelişen teknoloji, artan ekonomik kaygılar ve yükselen jeopolitik gerilimlerle her geçen gün daha büyük bir risk haline geliyor. Fraud Audit Corporation Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Baki Toraman, 10 yöneticiden 7’sinin, mali suçların önümüzdeki dönemde artmasını beklediğini belirtiyor.
Şirketlerin milyarlarca dolar finansal kayba uğramasına, kayıt dışı ekonomi sebebiyle ülke ve şirket itibarlarının zedelenmesine sebep olan mali suçlar ve hile vakaları, her geçen yıl işletmeleri ve ülkeleri daha çok tehdit ediyor. Uluslararası Suistimal İnceleme Uzmanları Birliği (ACFE) tarafından yayımlanan Mesleki Hile 2022 raporu, dünya çapında şirketlerin gelirlerinin %5’ini finansal suçlar sebebiyle kaybettiği belirtiliyor. Son dönemde Türkiye’de de Mali Suçlar Araştırma Kurulu’nu harekete geçiren gelişmelerin ardından, hile ve finansal suçların temel motivasyonlarını, Türkiye’nin ilk aktif hile denetim şirketi Fraud Audit Corporation’ın (FAC) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Baki Toraman ile konuştuk.
10 yöneticiden 7’si mali suçların artacağını düşünüyor
Risk ve finansal danışmanlık çözümleri geliştiren Kroll isimli şirketin 8 ülkede 400 kıdemli yöneticiyle yürüttüğü 2023 Hile ve Mali Suç Raporu, küresel yöneticilerin ve risk profesyonellerinin %69’unun, önümüzdeki 12 ayda mali suç risklerinin artmasını beklediğini gösteriyor. Hile ve finansal suçların dünyanın dört bir yanında işletmeler için önde gelen risk faktörlerinden birine dönüştüğünü kaydeden Dr. Baki Toraman, “2023, ekonomik baskıların dünyanın her yerinde hissedildiği, daralmanın ve resesyonun konuşulduğu, jeopolitik gerilimlerin ardı arkasının kesilmediği bir yıl oldu. Bir yandan hükümetler değişen risk ortamı için yeni düzenlemeler getirirken, uluslararası yaptırımlar da dengeleri ters yüz etti. Küresel manşetlerde Ponzi şemalarına, skandallara, yolsuzluklara, dolandırıcılıklara, kara para ve yeşil aklamalara, yaptırım delmelere, rüşvet olaylarına rastlama sıklığımızın artışında tüm bu gelişmelerin etkili olduğunu söylemek mümkün” dedi.
Teknolojik gelişmelerin de potansiyel finansal suçluların caydırıcı olabilecek yakalanma duygusunu azalttığını kaydeden Dr. Baki Toraman, “Araştırmaya göre katılımcıların %62’si, yeni teknolojilerin, hükümetlerin finansal suçlarla mücadele konusunda karşılaşabileceği en büyük zorluk olduğunu düşünüyor. Örneğin yapay zeka, blokzinciri gibi teknolojiler, mali suçluların yakalanma, hile vakalarının tespit edilme süreçlerini uzatıyor” diye konuştu.
“Tipik bir hile vakası, tespit edilmeden 12 ay sürdürülebiliyor”
Kurumsal dünyada ve iş yaşantısında hileyle başarılı bir mücadele yürütmenin ilk adımının, hileyi ve finansal suçları ortaya çıkaran motivasyonları anlamak olduğunu kaydeden Dr. Baki Toraman, “Adli muhasebe disiplininin üzerinde en çok durduğu konulardan biri de hile eylemlerinin nedenleridir. 1953 yılında Cressey tarafından geliştirilen ve ACFE’nin kurucusu Joseph T. Wells tarafından ‘Hile Üçgeni’ olarak adlandırılan teori, mali suçların nedenlerine dair en yaygın açıklamalardan biri. Hile Üçgeni’ne göre, dürüstlüğe ve adalete aykırı, haksız ve yanlış yollarla kazanç elde etmek, avantaj sağlamak veya başkalarını kandırmak için yapılan davranışları tanımlayan hile terimi, baskı/teşvik, fırsat ve haklı gösterme unsurlarından oluşuyor. Hileli davranışlar genellikle bir başkasını yanıltmak ve aldatmak için yapılırken, çoğu zaman etik dışı ve hatta yasa dışı olma özelliği taşıyor. Mali suç ve hilelerin en önemli özelliği ise gizlilik olarak öne çıkıyor. Öyle ki ACFE’nin tahminlerine göre tipik bir hile vakası, tespit edilmeden 12 ay boyunca sürdürülebiliyor” dedi.
Hile ve finansal suçların baş sebebi ekonomik kaygı
Dünyanın dört bir yanında hissedilen yüksek enflasyonun ve azalan alım gücünün hile vakalarını artırma potansiyeline dikkat çeken Fraud Audit Corporation (FAC) Yönetim Kurulu Başkanı, Adli Muhasebe Uzmanı ve Uluslararası Adli Muhasebe isimli kitabın yazarı Dr. Baki Toraman, “Hileli davranışların temel ve en güçlü sebebi, maddi motivasyon olarak öne çıkıyor. Refahında gerileme hisseden, arzu ettiklerine sahip olamayacağına ve kaybedecek bir şeyi olmadığına inanan kişiler, hileli davranışlara yönelme eğilimi gösteriyor. Zira bu durum etik değerlerde gevşemeye, fırsat eşitsizliği ve adaletsizliğe baş kaldırmaya, iş ve ekonomiye yönelik güvensizliğin artışına sebep oluyor ve tüm bunlar birleşerek mali suçlara zemin hazırlıyor” ifadelerini kullandı.
“Şirketleri bilinçlendiriyor, mesleğe nitelikli personel kazandırıyoruz”
Kurumsallaşmanın, adil bir çalışma düzeni kurmanın ve finansal suçların risklerini şirket nezdinde konuşmanın bu riskleri en aza indirmek için önemli adımlar olduğunun altını çizen Dr. Baki Toraman, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı:
“Fraud Audit Corporation olarak 8 bölge müdürlüğü ve 81 il temsilciliğimizle, ulusal ve uluslararası platformda faaliyet gösteren, Türkiye’nin ilk hile denetimi şirketi unvanını taşıyoruz. Amacımız şirketlere kurumsallaşma, iç denetim, iç kontrol sistemlerinin kurulması, stratejik yönetim danışmanlığı, bağımsız denetim, yeminli mali müşavir tam tasdik denetimi, hile denetimi, dava destek danışmanlığı gibi konularda çözümler sunmak. Ayrıca, adli muhasebe disiplinin artan önemini nitelikli insan kaynağıyla desteklemek ve büyüyen pazarın talebini karşılamak amacıyla, FAC Business Academy markamızla 30 yıldır muhasebe mesleğine katkıda bulunuyoruz. SMMM Staja Başlama, SMMM Yeterlilik, KGK Bağımsız Denetçilik, Yeminli Mali Müşavirlik, Adli Muhasebe ve sektörel teknik eğitimler olmak üzere, küresel trendlere bağlı olarak ülkemizde de dönüşüm geçiren muhasebe mesleğine ilgi duyan arkadaşlarımızın daima yanındayız.”