Çoklu Bulut Stratejisi Şirketlerin Odağında

By Fortune Türkiye

Herhangi bir şeyin çok fazlası hiçbir zaman iyi bir fikir olarak görülmez. Bu yaklaşımı, beslenme uzmanlarından, İK yöneticilerinden veya yatırım bankacılarından da sıkça duyabilirsiniz. Çünkü uyguladığınız diyette, sorumlu olduğunuz ekipte veya yatırım portföyünüzde çeşitlendirme yapmak, risklerinizi dağıtmaya ve çeşitli bireysel güçleri bir araya getirmeye olanak tanıyarak sizi zorluklar karşısında daha dayanıklı hale getirir. Aynı yaklaşımın, yaptığı işin geleceğini teknolojik düzlemde sağlama alan dijital altyapının sürdürülebilir operasyonel esnekliğini güçlendirmek isteyen tüm şirketler için de gerekli olduğu kesin. İşletmelerin sahip olduğu tüm kritik verilerin şirket veri merkezinde depolanmasının en güvenli seçenek olarak görüldüğü günler geride kaldı. Günümüzde iş sürekliliği ve olağanüstü durumlardaki kriz yönetimi stratejileri, artık şirketlerin konumdan, olaydan veya kesintiden bağımsız olarak 7/24 erişilebilen bulut çözümlerine bağlı. Hız ve ölçeklenebilirlik özelliklerinin yanı sıra, giderek daha mobil hale gelen işgücünün konumdan bağımsız olarak verilere ve kaynaklara erişmesini sağlayan bulut sistemi, modern işletmelerin sorunsuz çalışması için vazgeçilmez hale geldi. Bulut sisteminin en önemli bir başka özelliği ise, işletmelerin en yeni yapay zeka ve analitik araçları ile bağlantı kurmasına, güçlü acil durum kurtarma ve iş sürekliliği planları uygulamasına olanak tanıması. Ancak günümüzde sadece bir bulut sistemi bu ihtiyaçları gidermeye yetmiyor. Veriler için arızaya karşı güvenli bir ortam sağlamak ve bir şirketin çevik bir şekilde hareket edebilmesi için çoklu bulut stratejisinin şart olduğunu söylemek mümkün. Dünyanın lider internet değişim operatörü DE-CIX, çoklu bulut stratejisi geliştirmek için en önemli 3 sebebin yanı sıra, verileri güvende ve yüzde 100 kullanılabilir tutmak için gerekli ipuçlarını bir araya getirdi.

  • Kesintilere karşı koruma – kritik verilere sürekli erişim 

Çoğu şirket, bulut altyapısında uygulanan araçların ve süreçlerin güçlü bir koruma sağlayacağından emin. Çünkü artık şirketler kritik verilerini ve iş yüklerini, tek bir arıza noktasını temsil eden belirli bir yerde saklamaktansa bulut sistemi içinde depolamayı çok daha güvenli buluyor. Günümüzde iş sürekliliği ve acil durum kurtarma stratejileri, kritik verilerin bulutta güvenli bir şekilde depolanmasına ve bu verilere kesintisiz erişim imkanına her zamankinden daha fazla odaklanıyor. Bununla birlikte karşılıklı güvene dayalı özel iş ortaklıkları, genelde bulut sağlayıcı konusuna özenli ve seçici yaklaşan şirketler arasında daha kolay kuruluyor. Bu durum da, bulut sisteminin güvenilir bir iş ortaklığı başlatmadaki önemini gösteriyor. Bulut altyapısının tüm avantajlarına rağmen, sadece bir adet bulut sağlayıcıyla özel bir ortaklık başlatmak riskli olabilir. Böyle bir durumda söz konusu bulutta meydana gelebilecek bir kesinti veya bir siber saldırı, bir şirketin kritik verilere erişme, işletme içinde veya dışarıda müşterilerle iletişim kurma veya üretim ve lojistik tesislerinde operasyonu yürütme kapasitesi üzerinde büyük çaplı etkilere sahip olabilir. 

  • Gölge IT’yi kontrol edin, satıcınızın ürünlerine veya hizmetlerine bağımlı kalmayın ve sınıfının en iyisi hizmetlerden yararlanın

Birçok şirkette, sadece tek bir bulut sağlayıcısına güvenmek gölge IT hizmetlerine de sebep olabilir: Farklı departmanlar, IT departmanının resmi açık izni olmadan üçüncü taraf hizmetlerinden yararlanır. Bunun önemli bir dezavantajı, bu özel departmanların neredeyse hiç şüpheye yer bırakmayacak şekilde bu hizmetlere açık internet aracılığıyla erişmesi. Bu noktada kamuya açık interneti kullanmak, verilerin izlediği yolu kontrol etmenin imkansız olmasından ötürü, yanlış bir seçim. İnternet, iletişim için “best effort / iyi çaba” aracı olarak tasarlandı, ki bu da şirketin hassas ve operasyon için kritik verisini güven altına alma konusunda hiç yeterli değil. Veriler açık internet üzerinde seyahat ettiği zaman, şans eseri, her iki ağın – veya bunların geçiş sağlayıcılarının – aynı veri merkezinde bulunduğu ve doğrudan bir birbirine bağlantıya sahip olduğu bir sonraki noktaya, birden fazla “sıçrama” yoluyla uzun yollarla ulaşabilir. Bu nedenle, şirketlerin, açık interneti bypass etmeleri gerekir ki bu da bir bulut değişiminden yararlanılarak yapabilir. Bu, şirketin ağı ile kullandığı çeşitli bulut hizmetleri arasında doğrudan bir birbirine bağlantı sağlar. Çoklu bulut stratejisini benimsemek, yalnızca tek bir sağlayıcıya aşırı bağımlılığı azaltmakla kalmayıp; aynı zamanda gölge IT’yi kontrol altına almaya, satıcı bağımlılığından kaçınmaya ve birden çok bulut hizmeti sağlayıcısından en iyi hizmeti seçmeye izin verir. Birden fazla bulut sağlayıcısından hizmet tedarik etmeye yönelik bir stratejik yaklaşımı benimsemek, şirketin uzman bulut sağlayıcılarından sınıfının en iyisi hizmetleri özenle seçmesini ve dijital dönüşümünü sağlamlaştırmasını sağlar. Aynı zamanda bağlantının güvenliğini sağlayıp veri yollarını da olabildiğince kısa tutar.

  • Yeni regülasyonlar açısından oyunda bir adım önde olun 

Dünyanın dört bir yanındaki düzenleyiciler, bulut yoğunluğu konusunda, örneğin finans sektöründe, giderek daha fazla endişe duyuyor. Ancak finans sektörü, risk azaltma ihtiyacı açısından buzdağının yalnızca görünen kısmı. Bir şirketin iş ortaklığı seçiminde seçici olması bazı durumlarda tavsiye edilse de, böyle bir stratejinin sonucu olarak altyapı bağımlılıklarında çeşitlilik eksikliği, başlı başına yeni bir risk faktörü haline gelir. Dağıtılmış bilgi işlem ve tek bir bulut ortamında çeşitlendirme yoluyla bu riski azaltacak mekanizmalar olsa da düzenleyiciler tam olarak ikna olmuş değil. Riskleri azaltma stratejilerini belirlerken şirketler, düzenleyicilere kulak vermeli: Şirketlerin, dijital altyapılarının operasyonel esnekliğine stratejik olarak odaklanarak, çoklu bulut stratejisi geliştirerek ve bulut hizmetlerini kullanımlarında güvenlik ve esneklik sağlayarak bu riski azaltmaları gerekiyor. Bu sayede veri akışlarını koruyabilirler ve aynı zamanda da kendilerini, ortaya çıkabilecek ve düzenleyicilerden kaynaklanmış olan herhangi bir engelin bir adım önünde tutabilirler.  

İpucu: Birden çok veri merkezi konumundan birden çok buluta kolayca erişim

Ancak bulut yoğunlaşma riskini gerçekten düşürmek için sadece çoklu bulut stratejisini benimsemek yeterli değil. Peki neden? Çünkü fiziksel olarak bağımsız konumlardan o bulutlara erişebilmek de oldukça önemli. Şirket, seçilen bulutlara bağlanmak için tek bir konumla veya tek bir bağlantı sağlayıcıyla sınırlıysa, çoklu bulut stratejisi ne işe yarar? Bir bağlantı başarısız olursa veya bir sağlayıcı ya da veri merkezi kesinti yaşarsa, yine tek bir arıza noktası riski var. Bu nedenle, dijital altyapının yalnızca sağlayıcıların çeşitliliği açısından değil, kritik verilerin korunmasındaki esneklik için aynı zamanda çok sayıda yedek yolu içeren, coğrafi olarak dağıtılmış bir altyapı olarak tasarlanması büyül önem taşıyor. 

Taşıyıcı ve veri merkezi bağımsız birbirine bağlantı platformu üzerine kurulu, dağıtılmış bir bulut değişimi kullanmak, bunu basitleştirilmiş bir şekilde başarmanın çözümlerinden biri. Bu durum, sadece bulut sağlayıcılarına değil, bağlantı sağlayıcılarına, ağ ve veri merkezi operatörlerine de çoklu kurulum ve çeşitlilik sağlar. Bu sayede fiziksel olarak ayrı konumlardan birden çok buluta yedekli bağlantı sağlanır ve tüm bağlantılar tek bir portal ve API üzerinden kolayca yönetilebilir. Bağlantıların dayanıklılığını önemli ölçüde artıran bu sistem, yerel düzeyde ne olursa olsun kritik verilere sürekli erişim sağlar. 

BENZER MAKALELER

SON MAKALELER

Loading...