Çin son yıllarda mali açıdan zor durumdaki ülkelere on milyarlarca dolar kredi verdi. Çin yönetiminin bu stratejisi, uzun vadeli altyapı kredileri yerine kısa vadeli acil ihtiyaç kredilerine yönelim olarak değerlendiriliyor.
Bu da, 2013 yılında 900 milyar dolarlık Kuşak ve Yol Girişimi’ni başlatan Pekin yönetiminden beklenmeyen bir adım.
Çin’in global mali faaliyetlerini takip eden William&Mary Üniversitesi’nde araştırma laboratuvarı AidData’ya göre, Pekin yönetimi 2017 yılından beri Sri Lanka, Pakistan ve Arjantin’e toplam 32,8 milyar dolar acil kredi verdi.
Çin aynı zamanda Doğu Avrupa ülkeleri Ukrayna ve Belarus’a acil kredi sundu; Çin’den bu kapsamda kredi alan diğer ülkeler Güney Amerika’dan Venezuela ve Ekvator, Afrika ülkeleri Kenya ve Angola, ayrıca Laos, Mısır ve Moğolistan. Öte yandan, Çin kredi verdiği ülkelerden bu konudan çok fazla söz edilmemesini talep ediyor. Bundan dolayı da, Çin’in diğer ülkelerle kredi ilişkileri “şeffaf” değil.
Çin’in acil kredilerinin daha çok, Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında verilen altyapı kredilerinin temerrüde düşmemesi için sağlandığı kaydediliyor.
Asya, Afrika ve Ortadoğu’da gelişmekte olan ekonomiler, pandemi, Ukrayna savaşından kaynaklanan gıda ve yakıt krizi gibi nedenlerden dolayı Kuşak ve Yol kredilerini geri ödeyemediler. Dünyanın en yoksul ülkelerinin yaklaşık yüzde 70’i bu yıl toplamda 52,8 milyar dolarlık bir borç ödemek zorunda. Bu rakamın dörtte birinden fazlası Çin’e gidecek.
Dünya Bankası analistlerine göre, bu tablo da Çin’in global kredi yapılandırmasında en önemli resmi yetkili hale geldiğinin işareti.
Hem Çin hem de IMF son birkaç haftada, Sri Lanka, Pakistan ve diğer ülkeleri kurtarma programlarını hemen hemen tamamladılar. Bu arada, Pekin yönetimi 17 Afrika ülkesinin 23 faizsiz kredisini affetme vaadinde bulundu; IMF rezervindeki 10 milyar dolarını da kıtaya yönlendirecek.