Yer kabuğunda oksijenden sonra en yaygın bulunan element olan silikon kendi başına yenebilen bir şey olmasa da, silikon tabanlı teknolojiler tarımsal üretimde ve gıdaların tüketiciyle buluşmasında önemli bir rol üstleniyor. Dünya üzerinde yaşayan milyarlarca insanı doyurmanın yolu, silikona dayalı teknolojilerin getirdiği fırsatlarla üretimde verimliliği artırmaktan ve gıda güvenliğini sağlamaktan geçiyor.
LEVENT DAŞKIRAN
İklim değişikliği, salgın hastalıklar, büyük şehirlere göç derken insanlık olarak kendimizi sürdürülebilir gıda konusunda pek çok sorunla karşı karşıya bulduk. Üstelik dengeler bir kez bozulduğunda her şey domino taşları gibi birbiri ardına devriliyor. Örneğin iklim değişikliği tek başına tarımsal üretimdeki dalgalanmaların yüzde 32’sinden sorumlu ve bu belirsizlik, tarım ürünü fiyatlarında kısa vadede yüzde 40’lara varan fiyat dalgalanmalarına neden oluyor. Bu globalde üre- tim için alım yapan 2 milyon tarım işletmesi ve 570 milyon çiftçi açısından büyük bir risk demek.
Bir diğer sorun da gelir dağılımında ortaya çıkıyor. Tarımsal üretimin toplumdaki önemine rağmen, tarım işletmelerinin ve çiftçilerin geliri tarım dışı sektörlere kıyasla ortalama yüzde 40 daha düşük kalıyor. Düşük kârlılık ve yüksek risk çiftçilerin tarım arazilerini terk etmesine, kırsaldan kentlere kitlesel göçlerin yaşanmasına sebep oluyor. Tüm bunlar işletmeleri ve çiftçileri üretimden kopararak gıda güvenliğini tehdit ediyor.
Bu işin çözümü verimi artırmaktan ve riskleri azaltmaktan geçiyor. Bunun için de biraz göğe, biraz yere, biraz da cebimizdeki akıllı cihazlara bakmakta fayda var.
TARIMSAL ÜRETİM SÜRECİNİ TOHUM TOPRAĞA DÜŞMEDEN BAŞLATMAK GEREKİYOR
Agrovisio, sürdürülebilir gıda üretimi ve güvencesine yönelik çözüm- ler üretmek üzere açlığın sıfır olduğu bir dünya yaratma vizyonuyla Aralık 2017’de ODTÜ Teknokent’te kurulmuş bir şirket. Aselsan’da edindikleri bilgi birikimiyle askeri teknolojileri tarıma uyarlayarak geliştirdikleri patentli bir yapay zeka çözümüne sahipler. Tarım alanlarını uydu ve drone görüntüleri kullanarak yıl boyunca gözlemliyor, yapay zeka yardımıyla tarım işletmelerine risk yönetiminde ve kârlılıkların artırılmasında yardımcı oluyorlar.
Agrovisio Kurucu Ortağı Emre Tunalı, tarım alanlarının bu kadar hızlı azaldığı, yüzleşmekte olduğumuz iklim krizinin bu denli derinleştiği, tarımsal girdi fiyatlarının sürekli arttığı bir dönemde, artan nüfusun ihtiyacını karşılamak için tek çarenin üretimi teknolojiyle bir araya getirmek olduğunu söylüyor. Tunalı’ya göre uydu teknolojilerinin gelişimi eşliğinde artan veri kalitesi ve düşen maliyetlerin yanı sıra üreticiler arasında artan internet ve akıllı telefon kullanım oranı, bu hizmetlerin tüm üreticiler tarafından kullanılabilmesinin yolunu açacak.
“Sürdürülebilir, gözlemlenebilir ve öngörülebilir tarımsal üretimi göz önünde bulundurarak ihtiyaca göre sulama, gübreleme, ilaçlama pratikleri eşliğinde doğru tarlada doğru ürünün yetiştirilmesi çok önemli” diyor Tunalı ve sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bunun için tarımsal üretim süreçlerini tohum toprağa düşmeden başlatmak gerekiyor. Yapay zeka çözümlerinin bir çok konuda olduğu gibi bu konuda da üreticiye destek olacağına inanıyoruz. Tüm üreticilerin ek bir donanım ihtiyacı olmadan tarlasının her karışından kesintisiz veri toplayabileceği, hatta sahaya gitmeden üretim süreçlerini yönetebileceği günlerin çok yakın olduğunu düşünüyoruz.”
AKILLI, ŞEFFAF VE SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM TEKNOLOJİYLE MÜMKÜN
Gökyüzünden inip mahsullerin arasında dolaşmaya başladığımızda bizi karşılayan bir diğer şirket ForFarming. ForFarming, nesnelerin interneti (IoT), bulut, yapay zeka ve Blockchain teknolojilerini kullanarak tarıma yönelik akıllı çözümler geliştirmek üzere kurulmuş taze bir girişim. Tarımsal üretim tesislerinin uzaktan ve otomatik olarak ölçümlenmesi ve kontrolüyle, bitkilerin büyüdüğü ortam koşullarını iyileştirmeye odaklanıyorlar. Şirketin bulut tabanlı IoT yazılımı, tesisin farklı noktalarına yerleştirilen sıcaklık, nem, EC, pH ve karbondioksit gibi çeşitli sensörlere bağlanarak ortam değişikliklerini ölçüyor. Daha sonra bu değişikliklere göre tesiste bulunan havalandırma, aydınlatma, sulama gibi çeşitli cihazları otomasyonla kontrol ederek, ortam koşullarını bitkinin verimli şekilde büyümesi için en elverişli hale getiriyor.
ForFarming Kurucu Ortağı ve CEO’su Levent Atlas, bu süreci sürekli olarak geliştirmek için tesislerden toplanan verileri kendi geliştirdikleri yapay zeka algoritmalarıyla işlediklerini söylüyor. Atlas sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bu şekilde her geçen gün daha da az kaynak kullanarak daha verimli şekilde bitki yetiştirmeyi mümkün kılıyoruz. ForFarming olarak teknolojinin tarımla iç içe geçtiği bu süreçte, hem Türkiye’de, hem de tüm dünyada tarımın dönüşümünün öncülerinden olmak için çalışıyoruz. Çözümlerimizle akıllı, sürdürülebilir ve şeffaf tarımı dünyanın her yerinde uygulanabilir kılmayı hedefliyoruz.”
PANDEMI TARIMDA KENDI KENDINE YETEBILMENIN ÖNEMINI HATIRLATTI
Gıda güvenliğinin ve güvencesinin sağlanması, tarım ürünlerini ve gıda maddelerini tüketicilerle buluşturan perakendeciler için de önemli bir gündem maddesi. Özellikle pandemi koşullarında artan gıda talebi ve bazı ürünlerde yaşanan arz dengesizliği, bu alanda büyük bir mücadelenin gündeme gelmesine neden oldu. 67 yıldır müşterilerinin ihtiyaçlarını karşılamak için 81 ilde 2 bin 300’ün üzerinde mağazasıyla ve çevrimiçi kanalları üzerinden hizmet veren Migros, bu işin etkisini göğüslemek zorunda kalan işletmelerden biri.
Cirosunun yüzde 77’si tarıma dayalı bir şirket olarak sürdürülebilir tarımı her zaman öncelikleri arasında koyduklarını vurgulayan Migros Ticaret A.Ş Meyve Sebze Pazarlama Direktörü Yener Arslan, “Pandemiyle birlikte özellikle tarımda ve yerel ürünlerde kendine yeten bir ülke olmanın önemi çok net anlaşıldı. Tarım ve üretimin her koşulda devamlılığının sağlanması dünyanın gündeminde üst sıralara yükseldi” diyor. Taze gıdaların kesintisiz üretiminin hem sağlık hem de bulunurluk açısından kritik önemi nedeniyle tarımsal üretimin devamlılığı ve çiftçilerin emeğinin karşılığını güvenle alabilmeleri için her türlü desteği sağladıklarının altını çizen Arslan, şu bilgileri paylaşıyor: “Dijitalleşmeden faydalanarak ürünleri daha uygun fiyatlarla müşterilerimize ulaştırmaya çalışıyoruz. Üreticilerimizin daha fazla verimle daha fazla üretim yapabilmeleri için dijitalleşmelerine destek olurken, güçlü dijital altyapımızı tarım faaliyetlerimize entegre ediyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından tarımda dijitalleşme adına çok önemli bir proje olan Dijital Tarım Pazarı’na (DİTAP) katılan ilk perakendeci olarak, yetiştirilen ürünlerin piyasaya sürülmesinde çiftçilerin pazarlama imkanı ve kabiliyetlerini artırmalarını sağlıyoruz.”
TARIM 4.0 ILE GIDA GÜVENLIĞI SAĞLANIYOR, HATA PAYI AZALIYOR
Dijitalleşme, gıda ve içecek sektöründeki üre- ticilerin tüketicilerle daha fazla temas kurarak, değişen tüketici davranışları ve taleplerine karşı daha çevik yanıt verebilmesini sağlıyor. Ulusoy Un Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Eren Günhan Ulusoy, dijitalleşmede bilgileri elde etmek kadar bilgileri analiz etmenin ve sonuçları karar süreçlerinde kullanmanın önemine dikkat çekiyor. Tüketici ihtiyaçlarının tespiti ve tüketim alışkanlıklarındaki değişkenliklerin öngörülmesinin gıda üreticilerinin pazardaki paylarını artıran bir unsur olduğunu söyleyen Ulusoy, Tarım 4.0 adını verdikleri kavramla bunu nasıl hayata geçirdiklerine şu sözlerle açıklık getiriyor:
“Geleneksel bir sektör olmanın yarattığı etki, meteorolojik kuraklık gibi detayları da yakından takip etmemizi gerektiriyor. Tüm bu etkileri en olumlu hale getirmek için teknolojiyi de iş yapış biçimlerimizde en önemli etken olarak yanımıza alıyoruz. Yakın gelecekte kişiye özgü ürünlere olan talebin daha da artacağı varsayımından hareketle, adımlarımızı bu yönde atmaya devam ediyoruz.”
Tarım 4.0’a dayalı ileri sulama teknolojileri, akıllı tarım uygulamaları gibi adımlarla geleceğe dönük yatırımlarda çevre dostu gelişim hedef- lediklerinin altını çizen Ulusoy, sözlerine şöyle devam ediyor: “El değmeden hijyenik üretimin yolunu açarak insan kaynaklı hataları ortadan kaldırıyor, gıda güvenliğini koruyoruz. Tüketici ihtiyaçlarının eksiksiz olarak karşılanmasının, sürdürülebilirliğinin sağlanmasının ve hata payının en aza indirilmesinin üretim süreçlerinde operasyonel mükemmellikle sağlanabileceğinin bilincindeyiz. Bu nedenle tarımdaki ve dijitalleşmedeki gelişmeleri yakından takip ederek bunları şirketimizde uyguluyor, gelenekten geleceğe kararlı adımlarla yürüdüğümüz bu yolda Ar-Ge yatırımlarına aralıksız devam ediyoruz.”
SAKSIDAKI BIBERDEN TARLADAKI DOMATESE, TEKNOLOJI ARTIK HER YERDE
Teknoloji, tüm sektörlerde olduğu gibi tarıma da hızla uyum sağlıyor. Kısıtlı doğal kaynaklarla hızla artan dünya nüfusunu beslemek, ancak yeni teknolojiler sayesinde sağlanan yüksek üretim verimliliği ve kaynak tasarrufuyla, üreticilerin akıllı tarım uygulamalarını daha çok benimsemesiyle mümkün olacak.
Şehirlerde yapılan topraksız tarımdan uçsuz bucaksız tarlalara, dünyayı beslemek için canını dişine takan üreticilerin teknolojiyle kazanacağı çok şey var.