Sürücüsüz araçlar çok yakın bir gelecekte devreye girecek gibi görünüyor. IOT, yapay zeka ve navigasyon teknolojilerinin otomotiv sektörü ile entegrasyonunun ardından hız kazanan sürücüsüz araç üretiminin piyasayı domine etmesi bekleniyor. Haliyle başta sigortacılık olmak üzere otomotiv sanayisine bağlı tüm sektörler bu dönüşümden etkileniyor. Sigorta sektörünün bu gelişme karşısında nasıl tavır alacağı ise belirsizliğini koruyor. Şartlar sektörü değişime zorluyor. Global olarak 200 milyar dolar hacme sahip araç kaskosu kapsamının yenilenmesi ise bir tercih olmaktan ziyade zorunluluk olarak karşımıza çıkıyor.
Önümüzdeki süreçte otomotiv sanayisi sürdürülebilir hareketlilik kavramına odaklanmış durumda. Piyasalarda hem çevre güvenliği hem de insan kaynaklı kazaların azaltacağı beklentisiyle otonom araçlar ve elektrikli araçların piyasaya hakim olacağı konuşuluyor. Geçmişte bilimkurgu olarak nitelendirilen elektrikli araba ve sürücüsüz araç projeleri şimdilerde araba markalarının ürün kataloglarında yerini aldı bile. Markalar art arda otonom araba üreteceklerini duyurmalarından itibaren son teknolojiye olan ilgi hayli yoğunlaştı. Elektrikli araç pazarının yıllık pazar payının %45 olması beklenirken, sürücüsüz araç pazarı yıllık ortalama %16 oranında büyüyor. Eğer üretim planlandığı gibi giderse hibrit araba pazarının 800 milyar, otonom otomobil pazarının 2030 yılına kadar 60 milyar ABD Dolarına ulaşacağı öngörülüyor. Paylaşımlı yolculuk olarak da bilinen söz konusu yeni teknolojinin sunduğu en büyük avantaj sürücü hatalarını azaltarak insan kaynaklı kazaları minimuma indirmeyi amaçlıyor. Sürücüsüz otomobil kullanımı yaygınlaşacağı kesin gözüyle bakılıyor. Söz konusu teknolojinin sürücü deneyiminin yanı sıra şu anki değeri 700 milyar dolar olan araç sigortacılığını da dönüştüreceği tahmin ediliyor. Sürücüsüz araçlar otomotiv sektörünü domine ederken sigorta sektörü paydaşlarını, hukuki, finansal ve yazılımsal olarak hizmetlerini modernleştirmeye odaklanmaya zorunlu bırakıyor.
Endüstri 4.0’ın araç kaskosuna etkisi
Endüstri 4.0’ın en büyük nimetleri arasında yakın gelecekte otomobil kazalarının oranının düşeceği, hız kontrolü ve ileri raporlama teknolojileri sayesinde araç kullanımında tüketici güveninin artışı olarak gösteriliyor. Tüketici açısından otopilot ve elektrikli teknolojisi ile birlikte akıllı sürüş deneyimini artıracak. Bu nedenle risk kriterleri ve prim katsayılarının değişmesi bekleniyor. Ayrıca şehir içi hareketliliğin rahatlaması da söz konusu… Madalyonun öbür yüzünde ise global ölçekte aşırı yakıt tüketimi, otonom teknoloji nedeniyle oluşabilecek istihdam kaybı ve enerji talebinden dolayı ortaya çıkacak cari açık, sürücülü araçlar ile sürücüsüz otomobillerin araç trafiğinde yapacakları olası kazalarda sorumluyu tespit etmenin ve sigorta hasar ödemelerinin düzenlenmesinin güçleşmesi ve en önemlisi kasko sigortası ve trafik sigortası düzenlemelerinde yazılım hataları, sensör problemleri gibi hatalardan kaynaklanan risklerde teminat ve lehdar belirlemelerinin kıstaslarının belirsizliği sayılıyor. Sigorta şirketleri bu alanlarda nasıl bir strateji geliştirecekleri konusunda şimdiden çalışma başlatmış durumda. Monopoli Sigorta Kurucu Ortağı ve CEO’su Erol Esentürk, araç kaskosunun geleceğine dair yaptığı açıklamada “Özellikle son yıllarda, başta ABD ve Avrupa olmak üzere, hem elektrikle çalışan hem de sürücüsüz yani otonom araçların satışları giderek artmakta. Özellikle fosil yakıtlara doğrudan bağımlılığı ortadan kaldıran elektrikli araçlar, çevreci özellikleri, konforları ve giderek artan menzilleri ile birlikte daha çok tercih edilmeye başlandı. Bu araçların daha ulaşılabilir hale gelmesi ile birlikte de satışları ciddi oranda artmaya başladı. Elektrikli araçlarla beraber sürücüsüz modeller de yaygınlaşmaya başladı. Tüm sigortalarda olduğu gibi, kasko sigortası da risklerin hesaplanması ve hasar frekanslarına göre fiyatlanmakta ve araç sahiplerine sunulmakta. Yeni dönemde, sigorta şirketlerinin prim hesaplaması için yeni yöntemler belirlemesi kaçınılmaz olacak. Yeni dönemin primleri düşürmesini ve araç ömürlerini uzatmasını bekliyorum. Burada en önemli nokta, otonom araçların yapacağı olası kazalarda, sigorta şirketlerinin sorumlu olarak araç sahibini mi, aracı üreten firmayı mı sorumlu tutacağı. Belki de bugüne göre bambaşka bakış açıları ortaya çıkacak.” ifadelerine yer verdi.
Sigortacılık yeni teknolojili araç kaskosuna ne kadar hazır?
Sürücüsüz otomobil sistemleri sigortacıları, geleneksel hasar, risk, teminat ve prim gibi yaklaşımlarında değişime zorluyor. Sigorta şirketleri geleceğe dair oluşabilecek senaryoları şimdiden çalışması ve poliçe üretiminde finansal, hukuki ve yazılımsal dönüşümünü sağlaması gerekiyor. Sürücüsüz otomobil sistemleri, sosyal yaşam, tüketim alışkanlıkları, hukuki ve finansal yapıları gibi tüm pratikleri radikal olarak değiştireceğe benziyor. Sistem hataları, hukuki anlamda sorumluluğun bölüşümü ve siber saldırı risklerine yönelik hem kurumsal hem de bireysel düzeyde ele almayı ve önlemler alarak yeni döneme uyumlanmayı tetikliyor.
Monopoli Sigorta Kurucu Ortağı ve CEO’su Erol Esentürk, sürücüsüz araçların çıkışının sigortacılığının a’dan z’ye değiştireceğini belirterek sigorta sektörünün bu sürece uyumlanması için dijitalleşme stratejilerini bir an evvel belirlemeleri gerektiğini hatırlattı. Artık sigorta 4.0 devrine girildiğini belirten Esentürk, “Gelişen teknoloji ile birlikte, her alanda olduğu gibi sigortacılık alanında da değişimler gözlemlenmekte. Diğer sektörlere göre daha yavaş olsa da bir değişimden bahsetmek mümkün. Ancak, sürücüsüz araçların hayatımıza entegre olduğu bir dönemi hayal edersek, yukarıda da bahsettiğim gibi sigorta şirketlerinin yeni pencerelerden bakmaları gerekecek. Bugün araç servisleri ile sıkı bir ilişki içerisinde olan şirketler, yazılımın daha ön plana çıkması ile birlikte bilişim sektörüne de yatırımlar yapması gerekecek. Bireysel ya da ticari farketmeksizin, olası hasar durumlarında sorumluluğun kimde olacağı halen net değil. Bu konuların dünyada netleşmesi ile birlikte, poliçelerde yeni tanımlamalar ve yaklaşımlar getirilmesi gerekecek. Şu anda çoğunlukla şoför kaynaklı kazalardansa, ileride yazılımsal sorunsal ya da anlık internet kesintisi gibi sorunlar belki kazalara sebebiyet verecek. Kaza frekansı oldukça düşecek ancak olası kazalarda da sorumlulunun tespiti bugüne göre daha zor olacak. Şu anda uçak kazalarında gördüğümüz inceleme süreçlerine benzer süreçler görebiliriz. Bu da, hasar sonrası periyotlarını uzatabileceği gibi daha komplike bir hale de getirebilir.” sözlerine ekledi. Esentürk, gelişen yeni durumları değerlendirme ihtiyacından hareketle başta dijital sigortacılık olmak üzere sektöre dair her bilginin paylaşılacağı ‘Monopoli ile Değer Katanlar Platformu’nu kurduklarını açıkladı. Esentürk “Sektörümüzü iyi tanıyoruz, sürekli analiz ediyoruz. Sektörümüzün dertlerini de, bazı dertlerinin çözümlerini de biliyoruz. O zaman paydaşlarımıza da aynen müşterilerimizde olduğu gibi proaktif bir yaklaşımla seslenelim, elimizi uzatalım dedik. Birlikten doğacak yeni bir güç ile, yeni dünya düzenine hep birlikte adapte olmanın yollarını bulalım ve herkesi bir arada ağırlayabileceğimiz, hepimizin birbirinden öğreneceği, sektörümüzü bu düzene kolaylıkla entegre etmeyi misyon edinecek bir tecrübe paylaşım ve iletişim platformu kuralım diye kolları sıvadık” dedi.