Kurumlara Yeni Bir Bakış Açısı

By Fortune Türkiye

Dünya hiç olmadığı kadar çarpıcı ve öngörülemeyen bir değişimden geçiyor. Pandemi öncesinde dahi küresel ölçekte sosyal ve siyasal kutuplaşma artarken aniden ortaya çıkan salgın, ekonomileri daha da değişken ve kırılgan hale getirdi. Kurumlar küresel çaptaki belirsizliklerin yanı sıra daha dar kapsamlı pek çok bilinmeyenle aynı anda baş etmek zorunda. Giderek daha fazla kurum, sorunların karmaşık yapısını anlamak, bu çetrefilli problemleri doğru şekilde ele almak için stratejik tasarım yaklaşımına ihtiyaç duyuyor. Kerem Alper ve Engin Ayaz tarafından 2013 yılında kurulan ATÖLYE, temelde kurumların karşılaştığı bu karmaşık zorlukları ele alarak disiplinlerarası bir komüniteye dayalı ekip yapısıyla çözümler geliştirmeyi kendisine amaç ediniyor.

İçinde ödüllü bir Stratejik Tasarım Stüdyosu, bir Yaratıcı Platform ile bireysel ve kurumsal dönüşüm odaklı bir Akademi bulunduran ATÖLYE, kurumlara; strateji, tasarım, mimarlık ve teknoloji alanlarında yaratıcı inovasyon ve stratejik tasarım danışmanlığı sunuyor. ATÖLYE, 2013’ten bugüne Türkiye’den ve dünyadan 40 farklı kurumla, 150 civarında stratejik tasarım ve inovasyona yönelik proje geliştirdi. 2021 itibarıyla, multidisipliner tasarımcılardan oluşan 50 kişilik ekibinin yanı sıra Türkiye’de 150, Dubai’de de 50 civarında yaratıcı profesyonelden oluşan çekirdek bir komüniteye sahip. Dünyanın çeşitli yerlerinden birçok yaratıcı profesyonelin ve kurumun bir araya geldiği bir ekosistem olan ATÖLYE, fayda odaklı etkileşimleri teşvik eden bir yapıya sahip.

ATÖLYE’nin uzun soluklu ortaklıkları arasında TOGG, Arçelik, Özel Sezin Okulu, Dubai Future Foundation ve Palmwood gibi çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren farklı coğrafyalardan kurumlar yer alıyor. Yurt dışında halen Almanya, ABD, İngiltere, Katar, BAE, Kenya, Güney Afrika gibi ülkelerde projelere devam eden ATÖLYE, bu yıl Birleşik Arap Emirlikleri Telekomünikasyon Otoritesi (TRA) ile ülkenin e-devlet deneyimini tasarlama görevini üstlendi.

Hedef dijital çağa uyumlu yaratıcı organizasyonlar oluşturmak

ATÖLYE’nin benimsediği yaratıcı yönetişim modeli ve hayata geçirdiği projeler, uluslararası nitelikte yatırımı da beraberinde getirdi. ATÖLYE 2019 yılında, toplumu ve ekonomileri ileri taşıyacak yaratıcılığa kaynak olmak için stratejik olarak seçilmiş şirketleri bir araya getiren New York merkezli “kyu Collective”e katıldı. kyu Collective, bünyesinde IDEO, SYPartners, Sid Lee, BEWorks, Godfrey Dadich gibi her biri alanında öncü yaratıcı kurumları barındırıyor. 

Dünyadaki dönüşüm ve mikro-komünitelerin yükselişi:

ATÖLYE’ye göre kurumlar inovasyon ve tasarıma yaklaşımda bir dönüşümün eşiğinde. Daha özenli seçilmiş küçük gruplar ve bu gruplara ait olma isteği gittikçe önem kazanıyor ve mikro-komüniteleri harekete geçirmek şirketlerin farkında olması gereken bir yetkinlik haline geliyor. Başarılı olmak isteyen kurumlar geniş kalabalıkları hedefledikleri kitlesel iletişim yerine mikro toplulukları merkeze alan, insanlarla bağ kuracak hikâyeler oluşturabilecekleri bir etkileşim modeli yaratmalı.

“İnsanlar için” tasarım yapmak yerine “insanlar ile birlikte” tasarım yapmak

ATÖLYE, tasarım yaklaşımının bir parçası olarak benimsediği “birlikte tasarım” (co-design) pratiklerinin önümüzdeki yıllarda değer kazanacak önemli organizasyonel kabiliyetlerden olduğunu belirtiyor. “Birlikte tasarım okuryazarlığı” beraberinde getirdiği geçirgenlik, radikal iş birlikleri ve açık inovasyona dayalı yaklaşımlar ile kurumları geleceğe hazırlıyor. Ek olarak, iş birliğini ve katılımcılığı esas alan, insanları sürece dahil eden, şeffaf ve öğrenmeye açık “birlikte tasarım” becerisi, gerçek dönüşüme ve inovasyona fırsat veriyor. Bu dönüşümü sağlamak için de yaratıcı liderlik, radikal iş birlikleri ve sistemik tasarım yetkinliklerine ihtiyaç duyuluyor.  

Yaratıcı liderlik, bireylerin belirsizlik ortamında yön bulmalarına ve bunu yaparken de olumlu etki yaratacak yenilikçi çözümler geliştirmeleri için potansiyellerini ortaya çıkarmaya odaklanıyor. Radikal iş birlikleri kavramı, “dünyamızın içinde bulunduğu çetrefilli problemlere yaratıcı çözümler getirmek için geleneksel yaklaşımların dışında iş birlikleri yapmayı ve farklılıklardan güç almayı öğrenmeyi ifade ediyor.  Sistemik tasarım yaklaşımı ise, karmaşıklıklarla baş edebilmek amacıyla büyük resmi düşünmek, empati, sentez ve deneylemenin gücünden yararlanabilmek için sistem odaklı ve insan merkezli yaklaşımlar uygulamayı gerektiriyor. ATÖLYE, öğrenme ve organizasyon tasarımına odaklanan ödüllü Akademi’si ile bu yetkinliklerin kesişim noktasındaki dönüşüm programlarına odaklanıyor.

Platform ve ekosistem odaklı düşünmek

ATÖLYE’nin komüniteye dayalı organizasyonel yapısı, fiziksel birlikteliklerin ötesinde ortak amaç ve ihtiyaçlar etrafında toplanmayı ve birlikte uzun vadeli değer üretebilmeyi mümkün kılıyor. Benzer şekilde, platform ya da ekosistem olarak tasarlanan iş modellerinde de sistem içindeki bütün oyuncuların birbiri arasındaki ilişkileri ve fayda değişimini ön plana çıkaran modeller uygulanıyor. Platform odaklı düşünmek kurumlara geleneksel organizasyonel sınırların ötesini görmeyi sağlayarak paydaşları, rakipleri, kullanıcıları ve diğer aktörleri de süreçlere dahil etmeyi teşvik ediyor. Bu sayede ortaya çıkan değer bütün paydaşlar tarafından sahipleniliyor ve daha dayanıklı sistemler ortaya çıkıyor. Platform odaklı düşünmek, ekosistemlerin içinde daha önce fark edilmemiş kesişme noktalarını ve avantajları görmeyi sağlıyor. ATÖLYE’ye göre, bunu yapmanın yolu da her türlü etkileşime açık ekosistemler kurmaktan geçiyor.

BENZER MAKALELER

SON MAKALELER

Loading...