Dünyada ABD’nin Çin’e karşı başlattığı ticaret savaşı özellikle de pandemi kriziyle birlikte artık gündemde fazla yer almazken şimdi asıl ve en önemli savaş başka bir alanda: Teknoloji
Tüm dünyada ülkeler ve şirketler ABD ile Çin arasındaki teknolojinin geleceğiyle ilgili mücadelede taraf seçmeye zorlanıyor; küresel tedarik zincirlerini parçalayan ve şirketlerin de kârlı pazarlara erişmesini engelleyen bir durum söz konusu.
Bunun en son örneği, tüm dünyada yüz milyonlarca teenager gençlerin gözdesi olan Çinli video paylaşım aplikasyonu TikTok’un, Çin’le sınır çatışması olan Hindistan’da yasaklanması. Aplikasyon Çin menşeli ancak Amerikalı bir CEO tarafından yönetiliyor.
Uluslararası iş okulu INSEAD’den akademisyen Michael Witt, “Kanımca teknoloji şirketleri artık gelecekte hayatın daha az küresel olacağı gerçeğine uyanıyorlar” diyor.
Çin’in teknoloji yatırımları özellikle de son yıllarda “Made in China 2025” planı doğrultusunda daha da hızlı bir şekilde büyüdü. Söz konusu plan, Pekin yönetiminin kablosuz iletişim, mikroçip ve robotik gibi alanlarda milyarlarca dolar harcayarak ülkenin yabancı teknolojiye olan bağımlılığını azaltmayı hedefliyor.
ABD ise Çin’in gelişimini sınırlama peşinde. Washington yönetimi, Çinli önemli teknoloji şirketlerine yaptırım uygulamanın yanı sıra Pekin’in Amerika’nın sermaye piyasalarına erişimini kısıtlayacak adımlar attı.
Bu yılın başında konuyla ilgili bir rapor yayınlayan Eurasia Grubu’nun başkanı Ian Bremmer, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in ülkesinin ABD’ye olan bağımlılığını kırma çağrısında bulunduğuna dikkat çekmiş ve şu saptamada bulunmuştu: “Çin gittikçe daha fazla ayrışan bir dünyada çıkarlarını korumak için uluslararası teknoloji, ticaret ve finansal mimariyi yeniden biçimlendirme çabalarını yaygınlaştıracak.”
Washington bir yıldan daha uzun bir süredir müttefiklerine Çinli Huawei’yi 5G network’leri dışında tutmaları için baskı uyguluyor. Bu baskılar da bazı sonuçlar vermeye başladı; İngiliz yetkililer ABD’nin Huawei’ye uyguladığı yaptırımların, şirketin İngiltere’de network sağlayıcısı olma özelliğine darbe vurabileceğine dikkat çektiler.
Intel’e soğuk duş
Çin ile ABD arasındaki teknolojik gerilim tabii ki en çok da telekomünikasyonun merkezinde yer alan yarı iletken sektörünü olumsuz etkiliyor.
Pentagon, Çinli teknoloji devi Inspur’ı, Çin hükümetiyle yakın bağı olan şirketler listesine ekledi. Inspur 2020 yılının ilk çeyreğinde Çin’in server pazarının yaklaşık yüzde 37,6’sını kontrol ediyordu ve Intel’in komponentlerine de 2,5 milyar dolar harcadı. Bu, Intel’in Çin’den elde ettiği gelirin yaklaşık yüzde 12,5’ini, geçen yılki gelirinin ise yüzde 3,5’ini oluşturuyor.
Intel’in Pentagon’un kararı üzerine Inspur’a sevkiyatını durdurması şirket için ciddi bir gerileme anlamına geliyor.
Bununla birlikte, bu yasak uzun sürmedi ve Intel karardan birkaç gün sonra, tedarik zincirinde bazı düzeltmeler yaptığını açıklayarak Inspur’a sevkiyat işlemini yeniden başlattı.
Pentagon’un Intel’in kararına yeniden tepki gösterip göstermeyeceği bilinmez ancak bu durum çip üreticisinin işinde ciddi bir zafiyeti ortaya koyuyor: Çin’e olan bağımlılığı…
Intel PC’ler ve server’lar için dünyanın en büyük yarı iletken üreticisi. Mercury Research’e göre, 2019 yılı sonu itibariyle Intel dünyada PC pazarının yüzde 80’inden, server pazarının ise yüzde 95’inden fazlasını kontrol ediyordu. Her iki pazarda tek güçlü rakibi yine Amerikalı AMD (Advanced Micro Devices).
Intel’in çipleri veri merkezleri için en iyi çipler olarak görüldüğünden Intel server pazarına hakim. Çin’in kendi üretimi olan server çiplerinden hiçbiri şimdiye kadar Intel’in performansına eşdeğer olmadı.
Bundan dolayı da Inspur çiplerin hepsini AMD ya da Çin’in lokal üreticileri yerine Intel’den alıyor.
Ancak 2015 yılında, ABD yönetimi Intel’in yeni XEON çiplerini Çinli süper bilgisayarlara satmasını bloke etti. Bu yarıiletkenlerin nükleer araştırmalar ya da simülasyonlarda kullanılabileceğine dair endişelerini de bu kararına gerekçe olarak gösterdi. Intel bu karara uydu ve görünüşe göre de, ABD’de hükümete ait süper bilgisayarlar için yeni anlaşmalarla ödüllendirilerek zararı telafi edildi.
Öte yandan, bu zorunlu ayrılık Çin hükümetini yerli ve nitelikli çiplerle işleyen süper bilgisayarlar geliştirmeye yöneltti. Aynı zamanda genel olarak Amerikan teknolojisine bağımlılığını agresif bir biçimde azaltmaya teşvik etti.
Çinli çip üreticileri artık hükümetin de desteğiyle daha gelişmiş çipler üretmeyi sürdürüyorlar. Nitekim VIA Technologies ve Şanghay yerel yönetimi arasında ortaklık olan Zhaoxin geçen yıl, Intel’in eski Core i5 CPUs’unun performansıyla karşılaştırılabilecek çipler lanse etti. Alibaba da geçen yıl, 5G, yapay zeka ve Nesnelerin İnterneti pazarlarını hedef alan güçlü RISC-V çiplerini pazara çıkardı. Tüm bu gelişmeler Intel’in Çin pazarındaki gümlerinin sayılı olduğunu gösteriyor.
Intel Pentagon’un kısıtlamalarını bir şekilde baypas eden bir formül bularak -şirket bu düzenlemeyle ilgili fazla açıklama yapmadı- Inspur’a çip sevkiyatını yeniden başlattı. Ancak bunun ne kadar kalıcı olacağı soru işateti. Pentagon Intel’e yeni kısıtlamalar getirebilir ve bu da Intel açısından çok ciddi bir gelir kaybı anlamına gelecektir.